bugün

toplama ve yok etme kampıdır. 2. dünya savaşı'nda, polonya'nın işgalinden sonra almanlar tarafından eski bir kışlanın yerine kurulmuştur. 1 milyondan fazla insanın çatır çatır yakıldığı, insanlığın yüz karası olan yerin adıdır.
(bkz: sabun)
zamanında yahudilerden sabun yapılan yer. fabrika.
http://www.auschwitz.org.pl
polonyada bulunan en büyük toplama kampının adı ve kardeşler takımı adlı dizide burazsıyla ilgili görüntüler insanı derinden yaralar ve schindler s lists de de burasıyla ilgili bir sahne bulumaktadır ve artık müze olarak kullanılmaktaıdır...
polonyanın krakow şehri yakınlarındaki nazi toplama kampı. ben geçen yaz gittiğimde yanık et kokusu falan duymadım(insanların yakıldığı fırınlarda bile). ama giderseniz hala öldürülen yahudilerin bir oda dolusu saçlarını ve bu saçlardan yapılmış battaniyeleri görebilirsiniz. ayrıca yahudilerin yağlarından yapılmış sabun kalıpları da sergilenmekte. oraya kadar gitmişken hemen 1-2 km ilerdeki birkenau kampı da görülmeye değer.
Oswiecim'de bulunan,en büyük nazi toplama kampı.
birçok kadın saçı kesilerek almanyaya gönderilmiş, tekstilde kullanılmıştır,gönderilemeyen kısım ise kampın içinde camekanlarda sergilenmektedir.
yanmış oyuncak bebekler,gözlükler,takma bacaklar,ayakkabı ve terlikler,bavullar,yemek yapmak için kullanılan kap kacaklar da değişik binalarda sergilenmektedir.
ayrıca zamanında kullanılan ranzaların yanında taşlarla yapılmış küçük bölmelerde de insanların uyuduğunu düşünmek* iç parçalayıcıdır. birçok yerde darağacı bulunmaktadır ve etraf dikenli tellerle kaplıdır(elektrikli)
girişinde de "arbeit macht frei" yazar. *
(bkz: josef mengele)
(bkz: angel of death)
4.5 milyon insanın katledildiği, şimdilerde müze olarka kullanılan eski toplama kampı. ünlü çek asıllı yahudi yazar frank kafka'nın yeğeni marie kafka'da bu kampta öldürülmüştür.
Almanların ikinci dünya savaşında kurdukları en büyük kamp olan auschwitz (40 kilometre kare) bugün yer olarak Krakow yakınlarında bulunan Polonya kasabası Oswiecim'in Almanca'daki adıdır.
Hitler'in Nazi rejimi, Avrupa'daki bütün Yahudileri - savaş başladığında sayıları yaklaşık 9 milyondu - ortadan kaldırmaya niyetliydi. Türlü yöntemleri denedikten sonra, en etkilisinin gaz odaları olduğuna karar verdiler.ilk deneme Eylül 1941'de yapıldı ve 600 Sovyet savaş esiri ve 250 Polonyalı tutsak Zyklon B gazı verilerek katledildi. Deneme başarılı olmuştu. Kurbanlar yaklaşık 7 kilogram gaz verilerek 20 dakika içinde öldürülmüştü.
1940-1945 yılları arasında Auschwitz ve Birkenau kamplarında Nazi rejiminin en vahşi suçları işlendi. Trenlerle kampa getirilen bir milyondan fazla Yahudi için, rayların bittiği yer, hayatın da bittiği yer oldu.
Kurbanların tümü değil ama çoğu Yahudi'ydi. Auschwitz'te bir milyona yakın Yahudi öldü. 75 bin Yahudi olmayan Polonyalı, 18 bin Roman ve 15 bin Sovyet savaş esiri de öldürüldü.
Naziler, öte yandan, siyasi tutukluları, eşcinselleri, engellileri, Yehova Şahitlerini ve hoşlarına gitmeyen herkesi, kurdukları bu toplama kamplarına, ölüm kamplarına hapsedip öldürdüler.
Ekim 1944'te yüzlerce mahkum öldürüleceklerini öğrenip başkaldırdılar ve üç gardiyanı öldürdüler. Aynı zamanda, bir silah fabrikasında zorla çalıştırılan diğer mahkumların gizlice içeri soktukları patlayıcıları kullanarak bir krematoryumu bir de gaz odasını havaya uçurdular.
Naziler katılan hemen herkesi öldürerek ayaklanmayı bastırdılar. Patlayıcıları kampa gizlice sokan kadınlar herkesin gözünün önünde asıldı.
Auschiwtz, 27 ocak 1945'te Kızıl Ordu tarafından "kurtarıldı"
Holokost'a katılanların çoğu savaş sonrasında mahkeme önüne çıkarıldı. Rudolf Franz Ferdinand Hoess, Auschwitz toplama kampının kumandanı idi.ikinci Dünya Savaşının sonunda kurulan Nümberg mahkemelerinde bulunduğu "itiraflarında", Auschwitz'in içinde "Wolzek" adı verilen özel bir imha kampı olduğunu, kendi komutası altında burada 2.5 milyon yahudinin öldürüldüğünü söyledi. Ve Hess Bu ifadesinden sonra ömür boyu hapse mahkum edildi.
Auschwitz'e getirilen mahkumların kollarına bir seri rakamdan ya da harften oluşan bir damga vuruluyordu. Bunlar her bir mahkumun kimlik numarasıydı. Fakat bu numaraları biraz daha yakından inceleyince, işin altında dehşetli bir sistemin olduğu ortaya çıkıyor. Kola damgalanan bu "kod"un, hatta bilişim terminolojisiyle söylersek, bu "unique id"nin yapısı, mahkumun sıra numarasını, hangi etnik gruba ya da Nazilerin hoşlanmadığı hangi sınıfa dahil olduğunu, nereye sevk edildiğini aynı anda gösteriyor. Böyle bir kod sistemini elle yürütmek neredeyse imkansız.
Bu kodlar, dönemin bilişim devi IBM'in makinelerinde hazırlanıyor. Nazi döneminde henüz ortada bilgisayar yok, ama Nazilerin imdadına yetişen başka bir teknoloji, IBM'in ünlü Hollerith kartotekst teknolojisi var. Üstelik bu kodlama işi, yalnızca mahkumlar için de geçerli değil. SS subayları, bir kasaba meydanına gidip, "Yarın bu listedekiler toplanıp trene bindirilecek" diyebiliyorlar rahatlıkla. "istenmeyenler"i adreslerinde elleriyle koymuş gibi bulabiliyorlar. Peki nasıl oluyor bütün bunlar? IBM, savaş öncesinde Almanya nüfus sayımlarında da etkin rol almış durumda. Böylece, neredeyse bütün nüfusun bilgileri, Nazilerin ellerinde.
Olay sadece bir şirketin teknolojisinin yanlış ellere geçmesi değil. IBM, bu yok etmenin otomasyonu sürecinde, kodlama sistemini geliştiren aktör olarak da yer alıyor. Bütün bu hikayenin peşine düşen Edwin Black'in yazdığı " IBM ve Holokost " kitabı sayesinde, Avrupalı Romanlar Temmuz 2004'te IBM aleyhine dava açma hakkı kazandılar .

not: kendi ödevimden kopyala-yapıştır yaptım.
kaynakları için:
http://www.bbc.co.uk
http://www.kimkimdir.gen.tr
http://www.auschwitz-muzeum.oswiecim.pl

Black, Edwin/ IBM and Holocast
bilginin ve güzelliğin sonu olmadığı gibi karanlığın ve kötülüğün de sonu olmadığının kanıtı olan yerdir...
http://www.bbc.co.uk/turk...635_auschwitz/page3.shtml
"auschwitz'den sonra artık bir daha şiir yazılamaz"
aldorno
(bkz: dachau)
(bkz: mathausen)
(bkz: auschwitz gaz odaları)
(bkz: auschwitz in külleri)
(bkz: hastalıklı zihniyetler)
nürmberg filmini izlerken; mahkeme sahnesinde, hakime delil olarak sundukları kamptan görüntülerin, gerçek görüntüler olduğunu öğrendiğimde daha da dumur olduğum, ne kadar şimdi yahudilere kızıp dursak da, hala o sahneyi izledikçe ağlamaklı olduğum, o toplu mezarlar, o açlıktan iskelet halini almış insanların bakışları, ölülerin sağda solda yatıyor olması ve o insanların onların arasında yaşamaya çalışması gibi korkunç görüntülerin yaşandığı, en ünlü nazi esir kampı...
iki film, sundukları gerçek görüntülerle beni çok etkilemiştir; biri jfk, diğeri de nürmberg. o görüntüler hafızamdan hiçbir zaman çıkmayacak, nazilerin yaptıkları hiçbir zaman unutulmayacaktır. adolf hitler, zekasını iyi amaçlar için kullansaydı, belki çok ama çok farklı bir yerde olacaktı. ama o ne yaptı: auschwitz gibi daha nice kamp kurarak, insanları zehirli gaz odalarına kapatarak, fırınalara atarak ve aç bırakarak; millyonlarca yahudiyi katletmeyi tercih etti. ileride, elime bir fırsat geçer de, bu kampı ziyaret etme şansım olursa, orada nasıl dolaşabileceğim çok merak ediyorum...
Auschwitz-Birkenau, Nasyonal Sosyalizm döneminde kurulmuş en büyük alman toplama kampı. ilk kurulan ana kamp Auschwitz I 'in 3 km. ilerisinde inşa edilmiştir. Polonya'nın Krakow şehrinin 60 km. batısında, küçük bir şehir olan Owicim'in yakınlarında bulunur.

Auschwitz-Birkenau'ya tüm Avrupa'dan 1,3 milyon insan yerleştirilmiştir. Bunların, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyonunun öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. Kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür.

Auschwitz ismi, Holokost sürecinde kurban olanların ve dolayısıyla II. Dünya Savaşı'ndaki Nazi dehşetinin sembolü olmuştur. Bu kamplarda, Yahudi, Roman, homoseksüeller gibi Nazilerin düşman ilan ettikleri gruplar başta olmak üzere 6 milyon kişi ölmüştür.

1979 yılında insanlığın Kültür Mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları ve Yahudi mezarlığı, Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi ve Holokost anma mekânı olarak kamuya açılmıştır.

Bölümler
1940 yılında kurulan ilk kamp Auschwitz I'de tüm kampların yönetim merkezi de bulunuyordu. Burada yaklaşık 70.000 Polonyalı entelektüel ve Sovyet savaş esiri hayatını kaybetmiştir.

Auschwitz-Birkenau çalışma ve imha kampı olarak düzenlenmiştir ve 6 gaz odası ile 4 ölü yakma tesisini barındırır. Hemen gaz odasına gönderilmeyen yüzbinlerce tutuklu, tasavvur edilemeyecek kadar zor koşullar altında çalışmaya zorlanmış, işkence görmüş, soğukta bırakılmış, açlığa terkedilmiş, hastalıkları tedavi edilmemiş, tıbbi deneylerde kullanılmış ve sonunda da gaz odasında öldürülmüştür.

Bunlara ek olarak 40 km²'ye dağılmış 39 yan kampı ile beraber KZ Auschwitz III Monowitz diye bir toplama kampı daha vardır.

Kampın yapımı
26 Eylül 1941'de Rudolf Höß, 100.000 Rus savaş esiri için bir çalışma kampı kurulması yönünde emir alır. Bu kamp Brzezinka 'da (Birkenau) KZ Auschwitz I 'in yaklaşık 3 km. uzağında kurulur. Naziler yöre halkını evlerini terk etmeye zorlar, inşaat malzemesi elde etmek üzere evleri yıkarlar.

Kamp yaklaşık 5 km² alana kurulmuştur. Bu geniş alan içinde farklı bölümleri olan kampın tamamı kuvvetli elektrik akımı verilmiş dikenli tellerle çevrilmiştir.

Başlangıçta bu kampın, savaş esirlerinin ve tutukluların zorunlu olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu sanılıyordu. Kampın asıl işlevi birkaç ay sonra ortaya çıktı. 1941 sonlarında KZ Auschwitz I 'de denemeleri yapılan Zyklon B adı verilen zehirli gazla 1942 yazında gaz odasında ölümler başlatıldı. Önce Rus komiserler ve çalışamayan tutuklular öldürüldüler. Kısa süre sonra da anne ve çocuklar ve diğer çalışamayacak kişiler kampa getirildiklerinde hemen ayıklanarak gaz odalarına gönderilmeye başlandı.

1942 Haziran'ından (ya da bazı belgelere göre Nisan'dan) itibaren toplu olarak kampa getirilen yüzlerce yahudi anında öldürülmüştür. Böylece Auschwitz-Birkenau, bir imha kampı işlevi kazanmış, aynı zamanda, kötü koşullardaki bir çalışma ve toplama kampı olarak kullanılmaya da devam etmiştir.

Ayırma ve gaz verme
Kurbanlar kampa genellikle, hayvan taşımakta kullanılan vagonlardan oluşan trenlerle getiriliyor, Auschwitz Garı'na gelince doğrudan kampa götürülüyorlardı. 1944 yılında peronlar kampın içine kadar uzatılır (ilk fotoğrafa bakınız). Bazen tamamı doğrudan gaz odalarına gönderiliyor, bazen de hasta, zayıf, yaşlı ve çalışamayacak durumda olanların ayıklanması süreci yaşanıyordu. Bu ayıklama işlemini genellikle, caniliği ile tanınan kamp doktoru Josef Mengele yönetmiştir.

Auschwitz-Birkenau'da altı binada gaz odası vardır. Ancak bunların hepsini aynı anda kullanmak mümkün olmamıştır. 1943 yılının ilk yarısında, gaz odalarının alt kısmı olan 100 m²'lik dört yakma kısmı devreye sokulur. inşaatta dört ayrı firma çalışmış, yakma fırınları J. A. Topf und Söhne firması tarafından imal edilmiş, montajı yapılmış, tamir ve bakımı üstlenilmiştir.

Zorunlu çalışma
Ayırma işlemi sonucunda hayatta kalanlar, kampın yakınındaki endüstri işletmelerinde çalışmak zorundaydılar. Bunlardan biri IG Farben firması için sentetik benzin ve sentetik kauçuk üreten bir tesisti. Diğer bir büyük Alman firması Krupp'un da Auschwitz'in hemen yakınında fabrikaları vardı. Bu firmalar Nazi yöneticilere her işçi için kira ödüyor, dolayısıyla SS'ler esirler üzerinden para kazanıyorlardı.

işçiler sadece SS personelinin değil, Alman firmaların sivil memurlarının da haksız davranışlarına maruz kalıyorlardı, onların kişisel yargılarına terk edilmişlerdi. Ufak bir suçta, ya da sadece zevk için, ani kararlarla vurularak öldürülmeleri sıradan olaylardı.

Kampın özel alanları
Kampın özel bir alanı kadınlar bölümüydü. Kanada isminde bir başka alanda, Alman hükümetine iletilmek üzere, öldürülen tutukluların eşyaları toplanırdı; kıyafetler, ayakkabılar, bavullar ve insan saçlarından oluşan dağlarda gözlük, oyuncak, yüzlerce kilo takma altın diş, mücevher, para, hisse senedi, banka defterleri vs. bulunuyordu.

Müttefiklerin bilgileri
Almanya ile savaşan müttefikler, 31 Mayıs 1944'den itibaren detaylı olarak tüm kampların havadan görüntülerini elde ederler. 2003 yılında Royal Air Force, Auschwitz üzerindeki casus uçuşlarından elde edilen, yanan ceset yığınlarının da görüldüğü ilk fotoğrafları yayımlamıştır. Kaçmayı başaran iki tutuklu Rudolf Vrba ve Alfred Wetzler, 1944 yazında kampın tam tarifini ve planlarını hazırlayarak müttefiklere ulaştırırlar. Witold Pilecki gönüllü olarak esir konumunda kampa girerek, batılı müttefiklere birçok rapor gönderir. 13 Eylül 1944 tarihinde ABD bombardıman uçakları Auschwitz yakınlarındaki Buna-Werke isimli fabrikaya bir saldırı düzenler ve kayda değer bir zarar verir. Müttefik hava güçlerinin kampı ve esirleri oraya ulaştıran demiryollarını bombalaması gerekmez miydi sorusu hâlâ tartışılmaktadır.

Ölüm yürüyüşü ve kurtuluş
17 Ocak ve 23 Ocak 1945 arasında 60.000 kişi kamptan çıkartılarak batıya doğru bir nevi tehcire zorlanır. Bu yürüyüşe katılamayan güçsüz ya da hasta 7.500 tutuklu kamplarda ya da çevresinde kalır. 300'den fazlası vurularak öldürülür. Kızıl Ordu'nun hızlı ilerlemesinin planlanmış bir imha hareketini önlediği yönünde tahminler yürütülmüştür.

27 Ocak 1945'de General Pawel Kurotschkin komutasındaki 60. Ordu Ukrayna cephesi birlikleri öğleden önce Ausschwitz III Monowitz kampına gelirler. Orada bırakılmış yaklaşık 600 ila 850 tutukludan 200'ü tıbbi yardıma rağmen takip eden günlerde güçsüzlükten ölür.

Birlikler, 27 Ocak öğleden sonra ana kamp Auschwitz I ve Auschwitz-Birkenau kamplarına girerler. Birkenau'da 4.000'i kadın olmak üzere 5.800 güçsüz ve hasta tutuklu geride bırakılmıştır. Dezenfekte edilen barakalarda, enfeksiyonlu, eksik beslenmiş ve travmalı tutuklulara bakım yapılır.

Bir kaç gün sonra dünya kamuoyu bu hunharca eylem konusunda bilgilendirilir. Kamplarda, SS'in geride bıraktığı bir milyondan fazla giysi, yaklaşık 45.000 çift ayakkabı ve 7 ton insan saçı bulunur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Auschwitz-Birkenau
slayer'ın aşmış parçası angel of death bu kelimeyle başlar...
acının anlamıdır.

(bkz: angel of death)
nazilerin polonyada kurmuş olduğu, milyonlarca yahudiyi çocuk, yaşlı, hasta demeden insanlıktan uzak işkencelerle yok ettiği en büyük Alman esir kampı. tarihin en büyük insanlık ayıplarından birinin yaşandığı, avrupanın en büyük mezarlığı olan auschwitz kampının başlangıçta esir ve tutukluların çalışması için kurulduğu sanılıyordu. milyonlarca masum insan asıl gerçekten habersizce burada toplanarak; inanılmaz ağır koşullarda çalıştırılmış, zyklon b gazı ile zehirlenip krematoryumlarda yakılarak öldürülmüştür. burdaki kapasitenin yetmemesi nedeniyle; birkenau'da bir kamp daha kurulmuş, ölüm endüstrisi burda da ilerlemeye devam etmiştir. böylesine büyük bir vahşet ile; almanlar'ın, tıbbi deneyler neticesinde tıbbi bilgiler edinip, ilaç sektöründe geliştikleri söylenir..

bu ayıba ortak olan diğer kamplar;

(bkz: sobibor)
(bkz: sachsenhausen)
(bkz: belzec)
(bkz: treblinca)
(bkz: majdanek)
(bkz: theresienstadt)
(bkz: dachau).
insanlara canli olarak acik kalp ameliyatinin yapildigi bir yer. narkoz kullanilmadan! diğer bir açıdan bakıldığında ise tıbbın bugünlere böyle ilerleyerek gelmesinin nedeni.
insanlarin sadece nedensiz olduruldukleri yer.
ikinci dünya savaşında nazilerin idiolojik düşüncelerine göre, "onlar gibi olmayan herkesin tecrit edilmesi gerek" düşüncesi ile oluşturulan en büyük soykırım kamp'ı. kampın girişi bir tren rayının hemen ordadır ve girişte arbeit macht frei yazar. bunun anlamı ise "çalışmak özgürleştirir" dir.