bugün
- sözlük kızından gelin olmaz15
- hamas bir terör örgütüdür9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim15
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın11
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- cumaya gidenlerin çok azalması14
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü13
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar8
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
Bir nazi toplama kampı
ev sahibi olduğu suçlardan dolayı utanan ve kendini saklayan kamp.
Adını aldığı Münih'in bir banliyösü Dachau'nun merkezinden birkaç dakika uzakta, çevresi yemyeşil ağaçlarla dolu, son derece temiz ve bakımlı, birbirinden uzak müstakil evlerin olduğu, dar ve ince bir yolun ortasında, belediye otobüsünün kapısı açılır. Çoğunluğu öğrencilerden oluşan bir grup ziyaretçi, bu durağa gelen otobüsün Dachau merkezine dönmesi için bekler. Bekledikleri yerde, üzerine çakıl dökülü bir patika ve patikanın yanında bir tabela yer alır. Tabelada, siyah zemin üzerinde "KZ-Gedenkstätte Dachau - Dachau Concentration Camp Memorial Site" yazar. Bu tabela olmasa, ziyaret etmek istediğiniz yere ulaştığınızı anlamanız mümkün değildir. Çünkü bu tabelanın bulunduğu yerde görülen tek şey, yemyeşil ağaçların eşlik ettiği bir patikadır. Tıpkı, Münih'ten Dachau'ya gelene kadar banliyö treniyle içinden geçtiğiniz yüzlerce Alt Kamp'ta olduğu gibi. Patikadan, diğer ziyaretçiler gibi sessizce yürürsünüz, karşınızdan gelen insanlar da sizin gibi sessizdir. Grup halinde gelenlerin bile kendi aralarında konuşmadığını, deyim yerindeyse, bir suça şahit olduklarını, ancak "şahit yazılmamak için" oradan uzaklaştıklarını düşünürsünüz. Kısa bir süre sonra, daha önce hiç görmemenize rağmen, "evet, işte burası" diyeceğiniz yere, Jourhaus'a, Kamp'ın ana girişine ulaşırsınız.
görsel
Jourhaus'un, Kamp'a açılan demir kapısı üzerinde, tarihin en büyük yalanı sizi karşılar:
(bkz: arbeit macht frei)
Dachau, ikinci Dünya Savaşı'nın başlangıcından yaklaşık beş sene önce, yani Adolf Hitler'in Şansölye olduğu 1933 yılında, siyasi suçluların toplandığı bir ceza kampüsü (bkz: gelinim sen anla) olarak kurulmuştu. Nazi Kamp Sisteminin ilk eseri ve prototipidir. Aralarında, Kamp kayıtlarına göre 23 Türk'ün de bulunduğu, 30 ayrı ülkeden 200.000 kişiye ev sahipliği yapmıştır. Üçte biri Yahudi olmak üzere 35.000 kişiden fazlası Dachau ve Alt Kamplarında; cinayet, ağır çalışma şartları, açlık, tifüs salgını, tıbbi deneylerde kobay olarak kullanılma gibi utanç verici sebeplerle hayatını kaybetmiştir. 29 Nisan 1945'de Amerikan Yedinci Ordusu'na bağlı birlikler tarafından kuşatılmış ve sağ kalan mahkumlar özgürlüğüne kavuşmuştur.
Savaştan sonra; mahkeme, tutukevi ve mülteci kampı gibi amaçlarla kullanıldığı için, bugün müze/anıt olarak ziyaret edilen yerde, başta SS Eğitim Kampı olmak üzere, o döneme ait fazla birşey kalmamıştır. Ancak, insanlığın kontrolden çıkınca ne kadar kötüye gidebileceğinin anlaşılması açısından, müze, hapishane, baraka alanı, krematoryum ve anıtlar görülmeye değerdir. O döneme ait kalıntılardan çok, sonradan yapılan anıtlardan biri, bu utanç abidesinin tarihini özetler gibidir.
görsel
Adını aldığı Münih'in bir banliyösü Dachau'nun merkezinden birkaç dakika uzakta, çevresi yemyeşil ağaçlarla dolu, son derece temiz ve bakımlı, birbirinden uzak müstakil evlerin olduğu, dar ve ince bir yolun ortasında, belediye otobüsünün kapısı açılır. Çoğunluğu öğrencilerden oluşan bir grup ziyaretçi, bu durağa gelen otobüsün Dachau merkezine dönmesi için bekler. Bekledikleri yerde, üzerine çakıl dökülü bir patika ve patikanın yanında bir tabela yer alır. Tabelada, siyah zemin üzerinde "KZ-Gedenkstätte Dachau - Dachau Concentration Camp Memorial Site" yazar. Bu tabela olmasa, ziyaret etmek istediğiniz yere ulaştığınızı anlamanız mümkün değildir. Çünkü bu tabelanın bulunduğu yerde görülen tek şey, yemyeşil ağaçların eşlik ettiği bir patikadır. Tıpkı, Münih'ten Dachau'ya gelene kadar banliyö treniyle içinden geçtiğiniz yüzlerce Alt Kamp'ta olduğu gibi. Patikadan, diğer ziyaretçiler gibi sessizce yürürsünüz, karşınızdan gelen insanlar da sizin gibi sessizdir. Grup halinde gelenlerin bile kendi aralarında konuşmadığını, deyim yerindeyse, bir suça şahit olduklarını, ancak "şahit yazılmamak için" oradan uzaklaştıklarını düşünürsünüz. Kısa bir süre sonra, daha önce hiç görmemenize rağmen, "evet, işte burası" diyeceğiniz yere, Jourhaus'a, Kamp'ın ana girişine ulaşırsınız.
görsel
Jourhaus'un, Kamp'a açılan demir kapısı üzerinde, tarihin en büyük yalanı sizi karşılar:
(bkz: arbeit macht frei)
Dachau, ikinci Dünya Savaşı'nın başlangıcından yaklaşık beş sene önce, yani Adolf Hitler'in Şansölye olduğu 1933 yılında, siyasi suçluların toplandığı bir ceza kampüsü (bkz: gelinim sen anla) olarak kurulmuştu. Nazi Kamp Sisteminin ilk eseri ve prototipidir. Aralarında, Kamp kayıtlarına göre 23 Türk'ün de bulunduğu, 30 ayrı ülkeden 200.000 kişiye ev sahipliği yapmıştır. Üçte biri Yahudi olmak üzere 35.000 kişiden fazlası Dachau ve Alt Kamplarında; cinayet, ağır çalışma şartları, açlık, tifüs salgını, tıbbi deneylerde kobay olarak kullanılma gibi utanç verici sebeplerle hayatını kaybetmiştir. 29 Nisan 1945'de Amerikan Yedinci Ordusu'na bağlı birlikler tarafından kuşatılmış ve sağ kalan mahkumlar özgürlüğüne kavuşmuştur.
Savaştan sonra; mahkeme, tutukevi ve mülteci kampı gibi amaçlarla kullanıldığı için, bugün müze/anıt olarak ziyaret edilen yerde, başta SS Eğitim Kampı olmak üzere, o döneme ait fazla birşey kalmamıştır. Ancak, insanlığın kontrolden çıkınca ne kadar kötüye gidebileceğinin anlaşılması açısından, müze, hapishane, baraka alanı, krematoryum ve anıtlar görülmeye değerdir. O döneme ait kalıntılardan çok, sonradan yapılan anıtlardan biri, bu utanç abidesinin tarihini özetler gibidir.
görsel
(bkz: nazi kamp sistemi)
ilk Nazi toplama kampı.
2. Dünya Savaşı’ndan 6 yıl önce açılmıştır.
2. Dünya Savaşı’ndan 6 yıl önce açılmıştır.
güncel Önemli Başlıklar