bugün

yeni çıkan başrollerini Scarlett Johansson,Javier Bardem,Penelope Cruz'un paylaştığı dötlü bir aşk üçgenini anlatan fakat woody allen'ın hayal kırıklığı yaratan filmi.
tüm yazar ve okurların affına sığınarak yazıyorum: Juan Antonio Gonzalo'nun s.kinin çevresinde dönen film.
woody allen'ın bir ilişki dehası olduğunu -daha doğrusu dehası olduğu alanlardan birinin de ilişkiler olduğunu yine-yeniden anladığım film.

öncelikle bu film bir barcelona belgeseli olmuş. ama nasıl? barcelona'nın tanıtım filminde kullanamayacağınız görüntülerden oluşan -hiçbir güzelliği tam göstermemiş, damağında bırakmıştır- müthiş bir barcelona sizi bekliyor.

bu film için "öyle çarpık ilişki mi olur", "javier'in şeyi", "penolepe'un orospuluğu" gibi cümleler ancak apış arasından çıkar diye düşünüyorum.

javier bardem'in iki cümlesinden birinde sevişelim mi demesine rağmen bu kadar naif bir filmi nasıl yaratmış sorusunu sormadan edemiyorum.

filmi vakit kaybı olarak görenlere de bir lafım var tabi, filmi beğenmeyebilirsin ama bildiğin tüm klişelerle ilgili en ufak bir sorgulamaya itmedi mi seni. ve en çok merak ettiğimi de sona saklıyorum, eğer bu filmi izlemeseydin o değerli vaktini hangi ulvi eylemle geçirecektin?

(bkz: varım diyor)
penelope cruz'un oyunculuğuyla kendisini en iyi yardımcı kadın oscar'ına yakın görmemi sağlayan bir woody allen filmi.**
tam bir hayal kırıklığıdır.

woody allen'ın olduğunu öğrendiğimde filmin konusuna veya hakkında yapılmış yorumlara bakma gereği duymadım. yeteri kadar iyi bir referanstı woody allen benim için. gittik, izledik. bunu bu şekilde söylemek istemezdim ama bok gibi olmuş woodycim.

--spoiler--

- dış ses olayını seven biri olarak ben bile filmdeki dış sesten rahatsız oldum. durmadan anlatıyor.
- Javier Bardem'in oynadığı Juan Antonio Gonzalo karakteri çok yapmacık. özgür ruhlu, çapkın, çekici, ispanyol bir ressam. filmde görünen bütün kadınlara çakıyor. hayatı boyunca sadece sevişen ve resim yapan biri olarak erkek izleyiciler için sinir bozucu ve aynı zamanda yapmacık.
- Scarlett Johansson ne aradığını bilmeyen aşkta riski seven, heyecan arayan ve yeniliklere açık bir kızı oynuyor. tamam anladık ama, masasına gelen ve "bayanlar sizi çok beğendim ikinizle birlikte yatmak istiyorum" diyen adama da teklifinizi kabul ediyorum diyecek kadar mı? hadi len...
- evlerinde kalmaya gittikleri 50 yaşındaki teyzem kocasını sevdiğini, ama artık aşkın kalmadığını, onu bu sıkışıklıktan kurtaracak prensi beklediğini söylüyor. lan 50 yaşında belki de 30 senelik evli kadın bunu der mi?
- Rebecca Hall ise belki de en dengeli karakter. bir tek onun yaşadığı duygular gerçek gibi.

kalan herşey çok yapmacık.

--spoiler--

edit: filme yaptığım bir haksızlığı fark ettim. filmin müzikleri ve barselona'dan görüntüler çok başarılı.
penelope cruz'un oyunculuğuyla, filmdeki tüm oyuncuları ezip geçtiği film. bu kadın kendi dilinde * oynadığında kesinlikle daha iyi rol yapıyor. scarlett sıradandı. pek iyi oynamamış gibi geldi. çok komik sahneleri vardı ama müthiş de bir film değildi. eğlenceli vakit geçirmek için izlenebilir.

--spoiler--
-maria elena'nın * ikide bir hızlı hızlı ispanyolca konuştuğu ve juan'ın * ona "in english! speak english!" dediği sahneler çok güzeldi. *

-christina'nın bu 3'lü ilişkiyi artık yürütmek istemediğini söylediğinde maria'nin şizofrenik hareketleri ve "bizi nasıl bırakırsın?" tavırları harikaydı. koptum.

-vicky, esasında filmin en orospu karakteri.

-dış ses bazen sıkıcı oldu. kendimi gerizekalı gibi hissettim. sanki ben bir bok anlamıyorum da her şeyi bu dış ses açıklıyor.

-film boyunca duyulan "barcelona" şarkısı çok güzeldi.

-filmdeki kadınlar, -penelope hariç- bok gibi giyinmişlerdi. barcelona gibi bir yere gitsem -hele de o sıcak yaz günlerinde- asla kotla dolaşmazdım. götü başı açardım yani. *
--spoiler--

barcelona'ya gitmek istiyorum. ne güzel yer yahu öyle? ayrıca ispanyolca'ya daha sıkı çalışacağım hocam söz. bende öyle hızlı konuşmak, bağrınmak istiyorum.
izlemediğim halde çok beğendiğim bir film. bir de izlesem kesin bayılırım herhalde.
hoş müzikler, güzel sokaklar, beni benden alan kadınlar, hayatı sallamayan javier bardem. fena değildi ya film. valla fena değildi.
ikinci yarıda penelope cruz'un dahil olmasıyla daha bir güzelleşen ve eğlenceli hale gelen film.
ayrıca woody allen'ın en keyifli filmlerinden biri.
muzikleriyle ilgi uyandiran, woody allen in barcelonayi gezmek icin yaptigi film. sanirim ilk defa new york disina cikiyor woody allen.
javier abimizin 3 hatun birden götürdüğü izlenilesi hoş içinde ince espriler barındıran tipik bir woody allen filmi. ayrıca panelope ablamızda takdire şayan bir oyunculuk sergilemiştir...
bazıları tarafından "sapıklık" olarak nitelendirilse de, sıcak bir havası olan, insanı pek çok konuda düşünmeye iten, kimi zaman insani duygulardan nefret ettiren ve "bu dünya niye böyle" sorusunu sorduran, müzikleri muhteşem bir filmdi. woody allen formdan düşmemiş, dedirtmeye yetti. aşkta ve ilişkide ne istediğini bildiğini sananların bile bir çırpıda karmakarışık duygular içerisine girebilceğini gördük, öğrendik.* insanların "kronik tatminsizlik" duygusunu çok da güzel yansıtmış. insanlar duygularını ve düşüncelerini açıklarken javier bardem abimiz kadar açık olsaydı insanlar birbirini aldatmazdı, her ne kadar onun istediği şey uç ve sapıkça olarak nitelendirilse de.
dünya cok eslilige mi gidiyo sorusunu akıllarda uyandırmıyo deil.ayrıca lezlerın duygusallıgı cok sasırtıcı.
klasik bir woody allen filmi. (bkz: meraklısına)
--spoiler--
javier abi hiç tanımadığı iki kıza yaklaşır ve birlikte oviedo'ya gitmeyi teklif eder.
kızlar- peki bizi oraya götürüp n'apacaksın ?
javier abi- Size şehri gezdiririm.Lezzetli yemekler yeriz, enfes şaraplar içeriz...
kızlar- e sonra ?
javier abi-sonra 3'ümüz birden sevişiriz
( ülen şu teklifi ortalama bir türk yiğidi yapsa kafasına çanta yemekten ambele olur yemin ediyorum. )
--spoiler--
1 saat 36 dakika boyunca hiçbir sahnesine anlam verilemeyen film.
ilk sahneleri beni bayan film. Penelope'nin girişinden sonrası biraz daha izlenebilir. Genel olarak bayanların duygusal değişimlerini, zaaflarını, kolay etkilenebilecek ruh yapılarını anlatan bir film. Benim fikrim; Penelope Cruz'un üzerine giydiği karakter dışında filmde pek bir tat yok.*
tipik bir woody allen filmi.

woody allen'ı tanımayan ve yakından takip etmeyenlerin doğal olarak ne lan bu bi bok anlamadık sersenişi ile eleştirdikleri film.

bir abd'li de arog ya da gora'yı izleseydi gülmezdi mesela öyle bişey.
aşk a dair beklentileri cevaplayıp, tutkuları özetleyen, hayatın garip tesadüflerini ilişkiler ile bağlayan, sanat ile aşkı birbirinden ayırt etmeyen çarpıcı bir film. no country for old man deki rolünden sonra javier bardem i o rol ile bağdaştırmam ilk başta zor olsa da filmin akışı içerisinde karakteri ve lappadanak ikiniz ile beraber olmak istiyorum demesi ile filmin başında karakteri yaşatıyor. bu film, üç kadın ve bir erkeğin, katalan diyarında sanat ve aşk üçgeni içerisinde, picassovari ihtirasları ve van gogh sarısı film dokusuyla insanı flamenko şarap ve aşk a davet ediyor.
sonunda erkeklerden umduklarını bulamayan vicky'le cristina'nın sevişmesini bekleyenleri hayal kırıklığına uğratan film.
--spoiler--
filmin sonlarina dogru, mutfakta cristina-maria elena-juan antonio arasinda gecen tartismada maria elena'nin cristina'ya söyledigi dört kelimelik iki cümle belki de filmin islemek istedigi ana konuyu cok da güzel özetliyordu;

"kronik tatminsizlik. büyük hastalik."
--spoiler--
konusundan öte, hatta konusunun işlenişinden öte ispanyol şehirlerinin, mimarisinin, müziğinin, yaşam tarzının hayranlık uyandırdığı film.
ben turizm bakanı olsam vudy abiye veririm parası neyse bir tane vicky cristina istanbul, bir tane vicky cristina izmir, bir tane de vicky cristina antalya çektirtirim. sonra da tüm dünyada gösterime sunarım. tanıtım filmi diye gösterip üstüne para vereceğime bildiğin sinema filmi der hem reklem yaparım hem para kazanırım. aaah ah! ben varya ben başbakan olacak adamım ben....
senaryosu ile insanı sinir eden filmdir. kimin elinin kimin cebinde olduğu anlaşılamayan filmelere her ne kadar alışık olsak bile bu kadarı da insana yuh dedirtiyor. marjinal bir senaryo yazalım derken realiteden çıkılmış ve kanaatimce saçmalanmıştır.

oyunculuk ve yönetmenlikte de dikkat çeken bir unsur yoktur. barselona nın güzelliğinin arkasına sığınılarak yapılmış bir film. olmamış.
(bkz: kim kime dum duma)
ıssız adam filminden daha güzel bir film.
bildiğin woody allen filmi. film çizdiği tabloyla aşkın esnek sınırlarının ne kadar zorlanabileceğini gösterirken, karakterlerin (vicky ve cristina'nın) hayattan beklentilerinin aslında hiç de düşündükleri şeyler olmadığını su yüzüne çıkartıyor.

--spoiler--

Juan Antonio: Maria Elena used to say that only unfulfilled love can be romantic.

--spoiler--