bugün

Dil bilmeden pek bir işe yarayamayacağınız, eğitimini alsanız da almayanla bir tutulacağınız sektör.
istanbul’da araç kiralama ve rent a car hizmetlerinden yararlanmak isterseniz http://www.alazturizm.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
bana hiç bir faydası olmayan sektördür.

öncelikle ülkeye gelen turist sayısında 5.yiz ama gelir sıralamasında 10. yuz. bu dengelenmeden bu sektörden hiç umudum yoktur.

ayrıca ülkeye gelen turistler zenginlerin otellerinde kalıyor ve avm lerden alışveriş yapıyor, starbucks'ta mcdonalds'ta yiyip içiyor. yine mafyanın elinde bulunan bir zincirden geçiyor ve ne varsa onların cebine gidiyor. bu giden paranın da vergisi devlete falan gitmiyor. kaçırılıyor.

normal insanın cebine çok az çok cüzzi bir miktarda para geçiyor bunlardan ki ülke olarak genel olarak yaptığımız zahmete deymiyor.

üstelik el pahası istanbul'un da bir sebebi bu turizmdir.

turizm den geriye bana kalan tek şey: metroda-tramvayda kalabalık.

gelmeyin ulan. artık tanıştığım-yazıştığım tüm yabancılara gelmemeleri için herşeyi söyliycem.
dünyanın gerçekten en orospu çocuğu yönetici grubunun çalıştığı adi bir sektördür. normal bir insanın asla kaldıramayacağı bir ton dümen, dedikodu, kuyu kazma ve olası bir problem anında ortalıktan kaybolan piç sürüsünü barındırır. gelen turistin kültür kapasitesine ve sezonun durumuna, mevsimine göre de her an değişkenlik gösteren kaygan bir çalışma ortamı vardır. oteli kendisine kölelik yapması gereken bir yapı olarak düşünen iğrenç müşterilerini normal şartlarda kayalıklara çeker bir güzel döversin ama yok müşteri her daim haklıdır. uzun yıllar elinde bir bavulla ordan oraya yaşamayı gerektirebilir. bu sektörde uzun yıllar çalışanları gözlemleyin hepsi karakter olarak yandan yemiş, oynak ve omurgasını yitirmiş insanlardır.
deniz, kum, güneş ve tarih başlıkları altında en çok boy gösterdiğimiz, eğlence ağırlıklı bu sektörde çalışan personelin bilgi, görgü ve işine olan sahipliği oldukça gerilerde. ayrıca kazanılan paraların otel sahiplerini patron yaparken, çalıştırdıkları elemanlara çok az para vermesi ve bu dengesizliğin getirdiği sosyal çöküntünün altından kalkılamamaktadır. hal böyle olunca çalışan personel bu işi biraz da gelen turistle evlenip hayatını kurtarma pahasına yapınca ortaya her türlü sınırsız eğlencenin ve aşırılıkların çıktığı bir manzara çıkmaktadır. çünkü personel, turiste kendini ne kadar çok sevdirir, onu ne kadar eğlendirir ve kendi memleketinde dahi yapmadığı her türlü aşırılığı ne kadar yaptırırsa, onun nezdinde varlığını kabul ettirip kendini garanti altına alırken, ona bu kadar değer verdiğini gördüğü bu tatil aşkı ise tatile çıkan için bambaşka bir anlam taşımaktadır. memleketinde yüzüne bakılmamış, kimse ona bu kadar çok değer vermemiştir. fakat tatilde tanıştığı ve aklını başından alan bu personel onun karşısına çıkan bir don joan almuştur. o da bu duygularla don juan'ını kaybetmemelidir. kaldı ki esmer erke delisi bu beyaz ırk için, esmer olsundur da taştan topraktan olsundur. kim bilir memleketine onu götürdüğünde tüm arkadaşları ona nasıl bşr gıptayla bakacaktır. bu nedenledir ki, her iki kesimin de kendine gerekçelerine göre birini bulmuştur!...
türkiye'nin aşırı başarılı dış siyaseti nedeniyle artık rüyalarında göreceği gelir kalemi.

bazı akpli goygoycular da biz bize yeteriz deyip mastürbayon yapıyor. ulan akpli turizmci 100 milyon doları üç-beş kendini bilmez akpli gelsin otelinde 50 tl'ye kalsın diye mi gömdü mk.
Su veren itfaiye aramaktadır.
maalesef bu yaz nalları dikecektir. derinlikli, stratejik dış politikamız sağolsun.
terör olayları, patlamalar ve rusya kriziyle birlikte fazlaca darbe almıştır.
yurttaşlar, romalılar, asiller!

önünüze sunulan geleceğin mesleği yalanına sırtınızı dönün ve bu mesleğe giriş yapmayın.

ben lisede girdim. daha kayıt olurken müdür yardımcısı anlatıyordu "hepiniz genel müdür olacaksınız. hepiniz birer müdür olacaksınız."

kısa bir hesap yaptım über matematik zekamla; kayıt olan en aşağı 180 kişi, okul 30 yıldır açık olsa her yıl 180 mezun. 10 yılda 1800 ve 30 yılda 5400 kişi. ülkede kaç otel var amına koyim?

yemedim. tur rehberi olur muyum dedim? müdür olasım yok gezeyim ben bari. olursun olursun tabi dedi. onu da yemedim ama ümit.

ikinci sene bölüm seçmem gerekiyor. tur rehberliği seçeceğim, kaldırdık dediler. kaldırdıysanız götünüze girsin dedim. ön büro diyorum, yok size diyor. servis veya mutfak. servis seçeyim bari dedim. zaten kiloluyuz mutfak gidince boş muhabbetlere maruz kalacağız.

gittim, mis gibi otellerde staj yapıp referansı sağlam tuttum. yetmedi notları yüksek tutup üniversiteyi turizm işletme okudum. geldiğim nokta 26 yaşında resepsiyon.

komilikten garsonluğa, garsonluktan başka otele geçip bellboyluğa, bellboyluktan başka otele geçip resepsiyona geçme başarısını gösterdim. bunların gerçekleştiği esnada da sürekli seviyeyi düşürmek zorunda kaldım. 5 yıldızlı en baba otelde komiyken, bir tık altı başka 5 yıldızlı otelde garsondum. sonrasında butik otelde bellboy. apart otelde resepsiyon. ve şimdi tekrar butik otelde resepsiyon. başladığım otel kalitesine dönebilmek içinse en aşağı 2-3 yıl bu bölümde ter dökmeli, delirmeden çalışmaya devam etmeli veya saati olmayan amk mesleğinde kendimi harap etmeliyim veya bu süre içerisinde çalıştığım otelden seviye olarak eşit olan başka bir otele referans sayesinde müdür olarak geçiş yapıp oradan direkt yolumu bulmaya çalışmalıyım. kariyer planlamasının ne kadar boktan olduğunu farkediyorsunuz bu meslekte. çünkü sabah resepsiyonistler kız olmalı algısı yenilmediği için, 3-11 arasına hapsoluyor ve haftada bir gün gece çalışmak zorunda kalıyorsunuz. sürekli shift değişen otellerde ise gece, öğlen veya gündüz çalışmaları ile kafayı yemiyor olmanıza hayret ediyorsunuz. plan yapıyorsunuz ertelemek zorunda kalıyorsunuz. iş dışında uyku harici bir şeye vaktiniz kalmıyor.

gelelim mesleğin özüne, niye girmeyin diyorum. bir kere benim başladığım dönem 10 sene öncesi en az. lisedeyken. o zaman iyi kötü turist vardı, üç beş tip düşerdi. artık beleşçi araplar dışında gelen olsa bile tip bırakan yok. dolayısıyla hevesiniz de kaçıyor. turizmci maaşa bakmaz genelde, tip ile geçinir. ne geçinmesi ağalar paşalar gibi yaşar. artık öyle değil ama.

onun da ötesinde; üç beş kuruşluk bu turist portföyünün istekleri bitmiyor ve sabrınızı sonuna kadar denemek zorunda hissediyorlar. deniyorlar gerçekten. 100 tane oda geliyor hepsi personel için 7.5-10 puanlaması yaparken, bir davarın egoist tavırları ile otelde havasını basması, oteli beğenmemesi, sanki otel babamın malıymış gibi bana posta koyması ve ses çıkarmamam huyuna gidip memnun etmeye çalışmam bile onu tatmin etmeyip gidip 2.5 puanlama yapıp beni üstlerime rapor vermek zorunda bırakabiliyor. evet bu da gerçek, 100 tane 7.5-10 puanlaması alırsın tebrik eden yoktur ama 2.5 puanlama gelirse bildiğin rapor verirsin. hoş benim patron müdür iyi, tebrik de ediyorlar teşekkür de. edilmediğini de gördüm ama. he tebrik teşekkür ettikleri gibi de hesap soruyorlar. neden kötü geldi diye, işte o sıkıntı.

mesela iş yok odalar dolu değil otel boşalıyor diye yeni bir fiyat listesi yapıp, kendinizi yüzlerce acentaya listeyi tekrar yollarken bulabiliyorsunuz. bir rezervasyon gelse ödemesinde sıkıntı çıksa veya minibar kaçırsanız kendi cebinizden ödüyorsunuz. bu sektör çekilecek sektör değil, inanın bana.

velhasıl kelam, sürekli memnun etmekten sıkılacaksanız girmeyin bu mesleğe. afedersiniz gel bir sakso çek dese misafir, çeker koparırım kökünden ama çekmenizi bekleyenler de olacaktır. böyle yarrak kürek bir meslek.

bir de son olarak, dünya kadar malın olacağına fındık kadar amın olsun.

sokayım böyle sektöre. bu sektörü kadın çalışanlar bitirdi.

sen gelme ulan dayı sen gelme. gelme ki kurtul.

turizm bitti, bizim bitişimiz de yakındır.

ekleme: erdoğan'ın dediği gibi turist yoksa gidip getirmek lazım. gidebilsem geri dönmem amk. geleceğiniz bu kadar işte anlayın.
Bu sene zor günler geçirmektedir.
turist sayısı da ciddi düşüş vardır.
tam dibi yaşayacak, hadi bakalım özür dileyin anlaşma imzalayın hain orospu çocuklari5.
çokta sikim de olan olay.

ulan yıllarca parayı kırdılar ona saysınlar,yerli turistler varken yabancıları tercih ettiler.

bize oda yokken ki bulduklarımızda 3-4 katı fiyatı ama yabancılara var.

bunlara yağmurlu havada su vermem.
kriz iyi oldu.yerli turisti ciddi anlamda kusturduler,fahiş fiyarlar çektiler.koyunde yaşayan rusu ingilizi ucuza hatta beleşe geliyordu.etrafın anasını ağlatıp gidiyordu.şimdi işletmeler yerliye muhtaç ama yerli turistte akıllandı yurtdışında tatil yapıyorlar.beter olsunlar.
otelin kapısına vursun kilidi gitsin tüm turistik tesisis sahipleri. öldükleri yıldır bu yıl. yandaşlar kına yaksın oruç tutarken su kaçan mabadlarına.
yabanci turist gitti ihh cok iyi oldu.

yerli turist desen turlarla avrupaya gidiyor.

1 haftalik yunanistan tatili 1haftalik bodrum tatilinden ucuz artik.

bu ucuzlukla.avrupa varken turkiye de tatil yapani siksinler.
iş güç haricinde, yahu böyle bir ülkeye neden geliyorlar aklım almıyor. insanı pis, ahlaksız her yeri güvensiz. dünkü patlamada 10 yabancı uyruklu kişinin öldüğü söyleniyor.
Ülkemizde çok önem verilmesi gereken konu Bacasız sanayi dendiği kadar var. Bakıyosun bu Coğrafyada en güzel ve geniş plajlara biz sahibiz. Rusya büyük ülke ama adam gibi denizi yok yunanistanın denizi iyi ama geniş plajları yok. Akdenize kıyısı olan Ortadoğu ülkeleri hem küçük plajlı hem turistlerin tercih etmeyeceği karışık ülkeler. italya fransa ispanya gibi ülkeler de tatil için çok pahalıdır diye tahmin ediyorum ki onların da bizim kadar geniş plajları yok. Yani böyle bir durumda bizim otelcilik gelirlerine giren dövizlerle çılgın atmamız beklenirken otellerin sinek avlaması ibretlik.
Tabi ki önem vermemiz gerekiyor fakat şu sahillerdeki barzolara ve abazalara bir yasak koysak mesela.
(bkz: Antalya)
2015 yılında 36 milyon turist ülkemizi ziyaret etmişken 2016 yılında turist sayımız 25 milyona düşmüştür 2015 yılında türkiyeye gelen turistler yoğunlukla avrupa ülkelerinden ve rusyadan gelirken 2016 yılında libya cezayir katar gibi arap ülkelerinden gelmiştir. bu istatistik bile nereye gittiğimizin kanıtı niteliğindedir.
ak parti'nin baltalamak için elinden geleni yaptığı bacasız sanayi.

memlekete kontrolsüz sığınmacı doldurmak(kim nerede belli değil) hatta sahte kimliklerle bir alay nusracı ve ışidci nerelere gitti.

ayrıca standart kuramıyoruz. bir alay keko bodrum, marmaris, çeşme, kaş, fethiye gibi yerleri esir almış. devlet bunlara çözüm bulmuyor.

allah'ın kıroları(kekoları) turistlere sarkıyor, kazıklıyor. eğitimsiz tipler türkiye imajının içine sıçıyor.

çevrenin içine edip, hesler yapıp( hes yapacağına nükleer santral kur daha iyi) ve sahilleri betona bulayıp turizmi baltalamakla ne amaçlanmaktadır.

ayrıca turizm liselerinde içki hazırlama derslerini kaldırmak nedir yahu. turist zemzem mi içecek?

hülâsa, artık revizyon şart. hükûmet bu işe başlamalı. bir ispanya, yunanistan falan olalım demiyorum. onları geçelim. ispanya ne yahu? tarihi ne?

burada çatalhöyük, göbeklitepe, burada kapadokya, burada sahiller, ayvalık...

lütfen.
eğlenmek, dinlenmek, gezmek, görmek, yeni kültürler, insanlar, ülkeleri tanımak amaçlı yapılan seyahatleri ve bu seyahatleri yapan kişilere verilen hizmetleri kapsayan faaliyet bütünüdür.
yaklaşık 10 yıldır içinde bulunduğum turizm sosyal, kültürel ve doğal çevreyle sürekli etkileşim içinde olan ve ülke ekonomilerindeki önemi süratle artan dinamik bir sektördür. kişi başına düşen gelirin ve refah düzeyinin artması, ulaşım ve haberleşme teknolojisindeki hız ve keşfedilmeyeni keşfetme tutkusu turizmin gelişimine ve farklılaşmasına önemli katkı sağlamaktadır. turizmin; döviz sağlayan, yeni istihdam alanları yaratan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen, siyasal bakımdan önemli toplumsal ve insancıl fonksiyonların gerçekleştirilmesini kolaylaştıran nitelik kazanması, ülkelerin dikkatinin turizm üzerinde yoğunlaşmasına katkı sağlamıştır. özellikle gelişmekte olan ülkeler, karşılaştıkları ekonomik sorunların ve darboğazların aşılması için turizmin yarattığı dinamizmden azami ölçüde faydalanmaya çalışmıştır.

dünya turizm örgütü (wto) verilerine göre, dünyadaki her üç turistten biri ab vatandaşıdır. ancak, son yıllarda ab ve abd'nin turizm pastasından aldığı paylar giderek azalmakta, başta çin olmak üzere güneydoğu asya ve pasifik ülkeleri, turistik açıdan yükselen cazibe merkezleri haline gelmektedir. dünya turizm örgütü, 2010 yılında 1 milyar, 2020 yılında ise 1,5 milyar turistin uluslararası geziye katılacağını öngörmektedir.
Turizm okuyorum ama turizm ile uzaktan yakından alakam yok. Eski okulumu bırakıp başka hedefler peşinde emeksiz bir şekilde sınava girip ve bir de evsel sorunlardan dolayı şehir dışına çıkamayıp merkezden birkaç bölüm yazdım. Bunlardan birisi de turizm ve otel işletmeciliği idi. Tuttu işte. Okumuş bulunmak için okuyorum. Tenzih ederseniz sevinirim.

Not : turizmciler, fırlama, yavşak, samimiyetsiz, piç ve orospu çocuğu olabiliyorlar evet. Müteahhit, emlakçı tarzında. iyi olanları tenzih ediyorum.