jim carrey'i walter sparrow karakterinde göreceğimiz,joel schumacher'in yöneteceği,fernley philips'in yazdığı,dram,gerilim tadında bu yıl içinde gösterime girecek film.

Jim Carrey ve ünlü yönetmen Joel Schumacher, senaryosunu Fernley Phillips'in yazacağı The Number 23'de beraber çalışacaklar.
Variety'nin haberine göre, Beau Flynn ve Tripp Vinson Contra Film projenin yapımcılığını üstlenecekler. The Number 23, Kasım ayında çekimlere başlayacak.
The New Line Pictures'ın dağıtımını yapacağı film için, Schumacher'in adı daha önce de geçmişti. The Number 23deki olay örgüsü ise, usta oyuncu Carrey'nin karakteri hayatı hakkında bir kitabı okumaya takıntılıdır, sonrasında kitaba saplantılı şekilde bağlanarak bir cinayet işler.
Schumacher'in adı, bu projenin kesinleşmesinden önce The Crowded Room adlı film ile anılmaktaydı. The Crowded Room, 24 farklı karakterdeki bir adamın hikayesiydi.Carrey ve Schumacher en son Batman Forever'da birlikte çalışmışlardı.
(bkz: michael jordan)
(bkz: lebron james)
michael jordan ın şanını yürüttüğü forma numarası. jordan ın asilliği ile beslediği bu forma numarasını jordan severlerde giyer tabi ki.

(bkz: jason richardson)
(bkz: lebron james)
Falling Down gibi şahane bir filmin yönetmeni olan Joel Schumacher'in 2 mart 2007 tarihinde ülkemizde gösterime girecek olan filmi.
merakla beklediğim, jim carrey'den gene mükemmel bir oyunculuk performansı sunacağını tahmin ettiğim film..
Batman daima'dan sonra bir kez daha jim carrey'yle biraraya gelen joel schumacher filmi. komedi filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu bu filmde baya dramatik bir rolde görüyoruz. fragmandan izlediğim kadarıyla klasik bir amerikan filmi daha kapımızda h.sonu izleyip görücez...
--spoiler--
acaba filmin türkiye'de gösterime giriş tarihi de bir tesadüf mü diye sormadan edemiyor insan.

2.3.2007
--spoiler--
jim carry nin komedi filminden başka türde filmlerde oynayamaz diyenlere güzel bir cevap olan filmdir.
sürükleyici, inceden gelen gerilimle, bilmecelerle dolu ve sonunu güzel bağlayan izlenilesi filmdir.
jim carrey nin sadece komik rolleri değil, dramı da çok iyi başarabildiğinin bir kanıtıdır bu film. çok iyi kurgulanmış sonu insana hayret veriyor. fakat filmi izledikten sonra bir kaç soru kalıyor insanın aklında... mesela walter ve ailesi kargo yardımı ile doktoru bulduklarında, neden doktor walter a korkuyla bakıp '' sen ölmüş olmalıydın?'' diyor? böyle bir kaç ufak belirsizliğe rağmen insanı etkileyen bir film. öyle ki filmden çıktığımda saatim 17:06 yı gösteriyor diye piskopota bağlamazdım...
ilk okuduğumda bana pi yi çağrıştıran lakin gerilim ağırlıklı olduğu anlaşılan film.
az önce izleme şerefine ulaştığım ve hatta girmeden önce romantik mi 23 mü gibi bir soru sorma aptallığına kapıldığım film.

kesinlikle jim carrey'in maymunluktan çıkıp adam gibi bir oyuncu olduğunun kanıtıdır (ayrıca (bkz: eternal sunhine of the spotless mind).

ayrıca doğum tarihimdeki rakamları toplayınca 23 ediyor... lan yoksa??
first credits kısmının bile defalarca izlenenmesi gereken film.
kısaca deliliğin nasıl birşey olduğunu anlatan film. delilerin aslında düşünme yetisi çok az olan insanlar değil, aksine normal insanlardan çok daha fazla düşünmekten kafayı yediklerini kanıtlar gibiydi tekrar. her ne kadar şaheser bir film olmuşsa da, bir çok ruhsal durumu karmaşık olan kişilere kötü etki yapabileceğini tartışırım.
ayrıca tahmin etmezdim jim carry'nin bir çok insanı şaşırtan hamlesini.tahmin edemedim ama taktir ettim. çok zordur yıllarca güldüren, yüz ifadesi böylesine komediye oturmuş bir oyuncunun böylesine ciddi bir karakteri canlandırabilmesi.
ayrıca bana "bir kelime bir işlem" deki matematik sorularını hatırlatan film.
bir kelime bir işlemde olsa şöyle bir diyalog geçebilir:

ünsüz...... y
ünlü........i
ünsüz.......r
ünsüz.......m
ünlü........i
ünlü........ü
ünsüz.......ç

sunucu: hassittir noluyo lan?
milliyet gazetesinin bugünkü pazar ekinde melis alphan'ın işlediği konu.
http://www.milliyet.com.t...07/03/04/pazar/paz03.html
komediye yatkınlığı zaten tescil edilmiş olan, ama farklı rollerde de ne derinlemesine oynayabileceğini truman show ve sil baştan' da kanıtlayan jim carrey ikinci defa bir gerilimde rol alıyor. ilk denemesi olan baş belası sıradan bir öykü ve karikatürize karakterlerle dolu olduğu için bekleneni verememişti. ama 23 numara özgün hikayesi ve sürprizli finaliyle iş yapacak görünüyor..
filmden çıktıktan sonra saatime baktığımda 20.23 gösterdiğinde ve ardından kitabımı açtığımda ilk olarak 23. sayfayı açmamla hafif tırsmama sebep olan etkileyici bir gerilim filmi.
edit:entry 23:22 de girmem de bir tesadüf değil.
kurgu hariç hiçbir güzelliği olmayan, bir de jim carrey'nin güzel oyunculuğu dışında b.ktn bir omurga üzerine inşa edilmiş film.
jim carrey in müthiş bir performans gösterdiği güzel bir film. köpek ısırdıktan sonra doktorla konuştuğu sahnede kadın doktorla dalga geçtiği andaki komik ifadesine bayıldım. film bittiğinde saat 23.00 dı. filme beraber gittiğim zat ı muhteremi aradıktan sonra 32 sanye konuştuğumu farkettim. kader..
havada kalan şeyler olmasına rağmen paranoyaklığın nasıl önüne geçilmez bir şey olduğunu anlatan film.
filmdeki en iyi performanslardan birisi köpeğinkiydi.
topsy krits ise taktire şayan bir oyun olmuş.
gerçekten güzel bir film. üzerinde iyi çalışılmış bir kurgusu var gibi. filmden çıkınca insanın aklında tek bir soru işareti kalıyor.
--spoiler--
doktorun kendini neden öldürdüğü...
--spoiler--
(bkz: 23)
(bkz: mor ve ötesi)
divxini buldugum ama hala turkce altyazisini bulamadigim film..
ikiyi çeyrek geçe seansına, doğum günü 3 şubat sevgiliyle gidince, sinema çıkışı daha bir acayip hissettiren film olmuştur kendileri.