bugün

bir boks filmi olmasının yanısıra bir abi kardeş filmidir. cristian bale o kokainman, savruk hallerini arasında kardeşine olan sevgisini de çok iyi yansıtıyor.
beklentilerimin altında kalmış film. christian bale için izlediğim ama tadımlık kullanıldığını görünce tatmin olmadığım.
--spoiler--
kafa vücut kafa vücut!
--spoiler--
Kesinlikle yanlızca dövüş filmi olarak bakılmamalıdır. Christian Bale ve Mark Wahlberg birbirlerinden hiç aşağı kalmamıştırlar, cümle aleme oyunculuk dersi vermiştirler, yardırmıştırlar, mükemmelliklerini yine ispatlamıştırlar.

Müzikleriyle, senaryosuyla, o yunculuklarıyla ve olay akışıyla gerçekten çok çok başarılı bi film, tekrar tekrar izlenesi.

Bu arada, filmin çekildiği sene ya Mark ya Christian ikisinden biri mutlaka oscar almalıydı.

Şuna da değinmeden geçemeyeceğim, Dicky polislerden dayak yerken Mickey'in "kardeşim o benim" diyerekten kavgaya atlayıp elinin kırılması ve yine Mickey'in annesine "Ben de senin oğlun değil miyim?" diye sorması sahneleri beni bitirmiştir. Bu filmden bile ağlama payı çıkarıyorum.
en güzelinderyan tedder ve gym class heroes düeti.

http://www.youtube.com/watch?v=bxV-OOIamyk
şahane bir the fray şarkısıdır. * *

http://www.youtube.com/watch?v=ZZp1sRjvTKg

"Loneliness has always been with me
Maybe we were meant to be on our own
But I got to try or it will destroy me
Cause maybe we don't have to be all alone.."

(bkz: sözleri harika olan şarkılar)
beklentileri karşılayan, sonunu bile bile kendini izleten filmdir. christian bale in narkotik bağımlısı abi rolüyle döktürmesi tadından yenmez.
sonuç olarak basit bir anlatım ve gerçek hikayeden uyarlama ile izlenmesi gereken hoş bir yapım.

ayrıca müzikleri ile beni bring backs me to childhood derlerya işte ondan. alt tarafı 90'lı yıllar lan diyordum ki 20 yıl olmuş, yaşlandık amk.
izlenesi, izletilesi filmdir.
Bu akşam 21:40 sularında trt1 ekranlarında seyredilebilecek film.
güzel filmdir.

christian bale iyi bir oyuncu olduğunu tekrar kanıtlamıştır.

mark wahlberg çocukluğumun oyuncusu, istikrar abidesi; ne mükemmel ne vasat her zaman iyisin be.
senaryo ve sürükleyicilik bakımından bir rocky değil diyenlere katıldığım fakat oyunculuk noktasında bana göre kendine en üstlerde yer bulan film. demek ki filmden önce psikolojik analizler o kadar iyi yapılmış ki oyunculuklar da fevkaladenin fevkinde olmuş.
hiç bir saniyesinde sıkılmadığım film. gözümü kırpmadan izledim diyebilirim. oyunculuklara zaten laf yok. psikolojik olarak da çok güzel çözümlemeler yapan bir film.
sırf christian bale'in mükemmel oyunculuğu için bile izlenecek film. yan karakterler ana karakterleri adeta bastırmıştır. özellikle christian bale oyunculuğuyla, mark wahlberg'i ezmiştir. film bahsedilen dövüşü, kavgayı hayat kavgası olarak anlatmaya çalışmıştır. ancak benim için bunu başaramamış basit bir dövüş filminden az biraz öteye gidebilmiştir. akademi'den de oyunculuk dalında iki ödül alabilmesi film için büyük başarıdır.
christian bale'in oyunculugu dışında izlenmeye değer fazla bir nokta olmayan filmdir. benzerlerinden oldukça fazla vardır.
bir kadının, örneğin sarışın olması çok klasiktir. bir kadının sarışın ve güzel olması da çok klasiktir. buna rağmen sarışın ve güzel bir kadına aşık olabiliriz, oluruz. bu film de öyle aşık olunacak filmlerden bana kalırsa, hikayenin çok klasik olmasına karşın.
2010 yapımı bir film. normalde severim böyle vurdulu kırdılı şeyleri fakat bu harbiden çok kötü bir filmdi. ben izlediğim hiçbir filme kötü dememiştim hayatımda. mutlaka iyi bir yönü vardı izlediğim filmlerin; oyunculuk olsun, senaryo olsun, görüntü yönetmeninin coşturması olsun vs. bir yönü güzelse o filmin güzel bir filmdir nazarımda.

bunun neresinden tutsam bilemedim. kötüydü. tek iyi yanı bluray izledim. dvd falan olsaydı hiç çekilmezdi film.
filmin bitiminde gerçek hayatta ki karakterlerin gösterilmesinin ardından christian bale'in günümüzün en başarılı aktörlerinden birisi olduğu görüyoruz. *
bale'nin oyunculuk adına adeta ders verdiği film. ödülü sonuna dek haketmiş. bir de sürekli kova yaptığı kamboçyalıların evinden kaçış sahnesi vardır ki annesi ya da kardeşi arka pencerenin altındaki çöp konteynırının orda bekler. adamımız yakalanmamak için her defasında arka penceren atlar ve her defasında yakalanır.

--spoiler--
dicky(bale) 27.kez tutuklanır ve hapishanede krallar gibi karşılanır. ayrıca mahkumlarla beraber dicky kendi belgeselini izlemektedir. bir sahnede ekipteki eleman:

- şu sağdaki saray gibi beyaz ev

dicky: - ilk kokainimi çektiğim yer.

arkadan bir ses: - adam beyaz sarayda kokain çekmiş beyler..

--spoiler--
bu filmin başrolünün mark wahlberg olduğunu söyleyenlere inanmayın. başrol christian bale'dir, en azından filmi izleyince öyle olduğu anlaşılıyor rahat bir şekilde. adam ezmiş geçmiş döktürmüş, ne denir ki. fazlasıyla hak etmiş oscar'ı.

edit: bir de çok güzel müzikleri var bunun. good times bad times *, back in the saddle *, strip my mind *, here i go again *, can t you hear me knocking * falan.
senelerdir birçok iyi filmde, çok iyi oyunculuklar sergilemiş olan christian bale'in oynamadığı resmen karakteri yaşadığı filmdir. nitekim oscar dahil bu filmle tüm ödülleri toplamış,2011 onun için altın yıl olmuştur. sonuna kadar da haketmiştir.
son dönemdeki güzel filmlerden biri. oyunculuklar da üst seviyeydi. bir de wahlberg i fena halde matt damon a benzettim.
belgesel tadını çok iyi veren, sabır isteyen, durgun ancak oturaklı bir film. filmi izlediğimizde bale'in oscar'ı hakettiğini de anlıyoruz.
bir rocky değil, rocky değil derken 1. ve sonuncu filmden bahsediyorum.
Bir raging bull da değil, keza bir the wrestler da değil, filmi 2 kereden fazla izlemediğim haliyle ayrıntılarını da çok hatırlamadığım Cinderella Man de olmayabilir. Ama sanıyorum yönetmen böyle olmasını da istememiş, yani Tek başına christian bale'in karakteriyle bile istese izleyiciye milyonlarca duygu aktarabilirdi, belki de becerememiş de olabilir bilmiyorum yönetmen kim kim değil. Ama yine de güzel film, birşeyler eksik olsa da dövüş sahneleri gaza getirmemesine veya germemesine rağmen, ana karakterle çok fazla yakınlaşamamıza rağmen kimseye çok fazla sevgi veya nefret duymamamıza veya üzülmememize, rağmen atmosferiyle bütünlüğüyle güzel film.

Bununla beraber bir zamanlar çok sevdiğim ama Terminator salvationla John connor gibi efsane bir karakterin içine ettiği için nefret ettiğim (gerçi yönetmen MCG asıl içine etti ya o da başka mesele) Christian Bale abimizi yeniden sevmeme neden olan filmdir de.

--spoiler--
Filmin sonunda gösterilen gerçek Dicky'nin hal tavır ve hareketlerinden Christian bale'in ne kadar büyük bir oyunucu olduğunu anlayabiliyoruz.
--spoiler--

Ayrıca Konu klişe yeavv diye kedi gibi miyavlayacak olan olursa da çenesine doğru sağlam bir aparkat atmak lazım.

ek: yönetmene baktım David Owen Russell diye bir adammış anladığım kadarıyla bu filmle kendini aşmış, o zaman aferin diyelim, Tutup da bundan Darren Aronofsky, Martin Scorsese performansı beklemek yanlış.

BU arada Martin Scorsese ile aronofsky'i yanyana koydum o da yanlış anlaşılmasın.

ayrıca ulan 90lar ne ara dönem filmi kategorisine girmeye başladı arkadaş yaşlandık,
o kadar basit bir filmdir ki gerçek bir hikaye olduğunu kesinlikle hissedersiniz.
Vasatın ötesine geçememiştir.
kırisçın ın her haliyle bir keş olduğu ve makinistteki haliyle kıyaslanamayacak olsa bile onu hiç o kadar sağlıksız görmediğim filmdir.
güncel Önemli Başlıklar