bugün

bosna savaşında yıkılan müthiş osmanlı eseridir.tekrar inşa edilmiştir.medeniyetleri birleştirmesiyle sembolleşmiş bir köprüdür.
tekrar inşa edilmesiyle yine boşnak oğlanlarının köprüden atlamaya devam edeceği yıkıldığını izlediğim zaman çok üzüldüğüm köprü
Tarihi 16. yüzyıla dayanan Mostar Köprüsü, bölgede Müslüman ve Hırvatlar arasında yaşanan savaş sırasında, 1993 yılında bombalanarak yıkılmıştı.

Köprünün yıkılması emrini veren Hırvat general Slobodan Praljak, halen Lahey'deki Uluslarrası Savaş Suçları Mahkemesi'nde, yargılanmaya bekliyor.

Neretva Nehri üzerinde 30 metre uzunluğunda bir taç şeklinde uzanan köprünün yeniden inşasından sorumlu ekibin başındaki Amir Paşiç, kendilerinin Osmanlı mimarlarının tekniğini kullandığını söylüyor.

Köprünün yeniden inşasında, eski köprünün nehre yıkılan taşları kullanıldı ve yeni taşlar da ilk köprünün taşlarının geldiği ocaktan çıkarıldı.

Köprü ve çevresindeki binaların restorasyonu yaklaşık 13 milyon dolara mal oldu. Türkiye ve Hırvatistan projeye katkıda bulunan ülkeler arasında başı çekiyor.

Yıkılması kültürel kopukluğu simgeliyordu


Mostar Köprüsü savaş sırasında önce hasar gördü ardından yıkıldı

Osmanlı mimarı Hayreddin Ağa tarafından yapılan köprü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'nun Dünya Mirası listesi içindeydi.

UNESCO köprünün yeniden inşası için 1997de girişim başlattı.

Köprünün yıkılması Bosna'nın çok kültürlü toplumun oluşturan Sırp, Hırvat ve Müslümanlar arasındaki etnik denge ve uyumun yokolmasının simgesi olarak görülmüştü.
mimar sinan'ın ogrencisi hayruddin tarafından yapılmıs tek kemerli olmasıyla altından gecen nehrin debisinde mevsimlere göre yüksek degisim oldugunu gösteren köprü
altından akan nehrin her gün doğuşunda bosnalı kahramanlar için kırmızı renge boyandığı köprü
anne tarafı da baba tarafı da göçmen olan bir ailenin torunu olarak balkan toprakları benim için hep çok çekici oldu. sorulsa eğer en çok görmek istediğin yer neresi diye mostar köprüsü, saraybosna kısaca balkan toprakları diye olur cevabım. en sevdiğim meyvedir tadında başladığım bu entrye böyle devam etmeyeceğim tabiki.
barışın, çok kültürlülüğün simgesi olan mostar köprüsü yeniden yapıldığında bu barış için atılmış en güzel adımdı bence, hep böyle kalsın isterim.
köprünün yeniden yapımına başladığında atılan ilk adım patlama sırasında neretva nehri ne düşen taşları tek tek çıkarmak olmuştur. yapım ekibi büyük oranda köprünün orjinal halini muhafaza etmek istemiş fakat hem patlama hem de nehrin tahrip etmesiyle taşlar pek kullanılır durumda değildir. bu durumda asırlar önce köprü yapılırken taşların alındığı taş ocaklarına başvurmaya karar verilmiştir. taşları birbirine bağlamak için eski yapıyı incelediklerinde demir çubukların kullanıldığı görmüş ve aynı yönteme başvurmuşlardır. fakat burda demir çubukların uzun yıllar boyu hava değişimlerine, yağmura nasıl dayanacağı sorusu gündeme gelmiştir. ilginç ki günümüz teknolojisinde bu soruya cevap bulmaları hayli zaman almış. oysa ki asırlar önce hayrettin taşların içine açtığı kanallardan demir çubukların olduğu yere kurşun dökerek bu işi çözüme kavuşturmuş. yeniden yapım ekibi de takdir edersiniz aynı yöntemi kullanmıştır. burda br paragrafa sığdırmaya çalıştığım bu zorlu çalışmadan sonra köprü 23 temmuz 2004 tarihinde yeniden açıldı. bosnalı gençler yeniden atladı köprü üzerinden neretva nehri nin soğuk sularına. geçen gece cnn türk te izlediğim belgeselden aklımda kalanları böyle anlatmaya çalıştım bende.
bir gün cnn*'i açmış izliyordum. haberde mostar köprüsünün tekrar inşa edildiğinden bahsedildi ve açılışını gösteriyordu. ama 3 dakikalık haberde bir defa türk ve türkiye lafını duymadım. olsun biz tarihe karşı görevimizi yerine getirdik ama ulan bu gerizekalılar türk/türkiye ismini ağzına almaktan bu kadar mı çekinir/bu kadar mı korkarlar?

mimarisine mimarların ağzı açık kalmıştır. köprünün tam üst noktası/ortasındaki taşın en son koyulma işlemi vardı. bizimkiler hidrolik ile çalışan kriko gibi bir şey ile diğer taşları esneterek** son taşı koyabildiler. ama o zaman o insanların nasıl koyduklarını çözemediler...
9 ayda yapılıp 20 dakikada can çekişerek yıkılan tarihi taş köprü. yıkılış görüntülerinin hafızamdan silinebileceğini hiç zanetmiyorum.

(bkz: Doğu ile Batı nın el sıkıştığı yer)
köprüyü yeniden inşa eden firma yine türk tür.köprünün yıkılış görüntüsünü kaydedip dağıtanları böyle bir davranışa götüren sebep bakın nasıl sizin izlerinizi avrupadan siliyoruz dur.mostar köprüsü ve balkanlarda bulunan türk islam eserleri avrupaya vurulmuş bir mühürdür.
yeniden yapılırken eskisinden kalan kayaların ve taşların kullanıldığı; zamanın gençlerinin evlenmeden önce cesaretlerini ıspatlamak için üstünden suya dik dalış yaptıkları yapıt...
biz değil wallpaper konuşsun bu güzelliği:
http://lava.nationalgeogr...aper/NGM1987_11p592-3.jpg
yapimi bitmemesi halinde hayruddin efendinin kellesine mal olucak kopru....
(bkz: yaşamaya mecbursun)
bosna herseğin ruhudur.
bir devrin, bir ruhun, bir milletin zulme direnişidir, semboldür, bosna'dır. ne güzel de bosna'dır.
mostar koprusu

mostar... ve onun taci olan koprusu...
sadece ustunden gecilen bir kopru mu bu?
sadece altindan bir suyun, bir nehrin gectigi bir kopru mu bu?

degil...
bu kopru bir kopru...
medeniyet koprusu... insanlik koprusu... baris koprusu...
dogu ile bati'nin koprusu... islam ve hristiyanligin koprusu...
komsunun, komsuya baginin koprusu... hac'in hilal'le bulusmasinin koprusu...
altindan saf ve piril piril akan neretvanin koprusu... muamer ile jelena'nin koprusu...

neretva'nin ugruna ozan oldugu kopru... kuslarin ugruna muzisyen oldugu kopru... baliklarin ugruna feda olduklari kopru... insanlarin ugruna kan olduklari kopru...

kopru deyip gecmeyin...
mostar koprusu dogu'nun bati'ya yaptigi en buyuk naniktir... islam'in hristiyanligi tefe koyup calmasidir... barbar'a medineyet dersidir... avrupaya insanlik dersidir... bu ders oyle buyuktur ki binlerce kez yikilsa binlerce kez direlecktir...

ne nanigi demeyin...
barbarlarin bu kopru'yu yikmalari gecici bir sureyle bag koparmistir sadece... ama bu oyle bir bag, oyle bir kopru ki her zaman direlecketir... cunku bu insanligin koprusudur... islam hosgorusunun, hristiyan yobazligina attigi en buyuk tokattir... ve her yikildiginda, yine gulup gececek, nanik yapacaktir islam, barbara... cunku biliyor o artik, insanlik koprusu yikilsa bile her daim direlecektir...

hristiyani muslumana, muslumani hristiyana kavusturmaktan baska...
korkmasinlar, kardesce yasasinlar demekten baska...
baska bir gayesi yoktu bu koprunun... sonra dusmanlik, kin cikarttilar, yetmedi yiktilar, yikmaya calisdilar, nispet yapar gibi sehre kocaman hac taktilar...

oysa bu koprunun bir sucu yoktu: insani, insana kavusturmaktan baska...
bir osmanli saheseri. oyle ki bilim adamlari nasil yapildigini uzun arastirmalar sonucu ogrenebilmislerdir.
sembolik degeri yuksek kopru. bunun nedeni ise koprunun bir ucunda hristiyanlarin diger ucunda muslumanlarin yasamasindandir.
savas sirainda hirvatlarin bombaliyip yiktigi kopru bir kac sene evvel turkiyenin onemli katkilariyla onarilmis tekrar hizmete acilmistir.

mimar sinanin ogrencisi mimar hayreddin tarafindan 9 yil suren insaat sonucu 1566 tamamlanmistir.
gelenege gore kentin erkekleri, nisanlilarina cesaretlerini kanitlamak için dugun oncesinde kopruden atlarlarmis.
bu gelenek onarimdan sonraki acilista, 2004 yilinda tekrar gerceklestilmistir. *
Köprüye ilk saldırıyı 1992'de Bosnalı Sırplar düzenledi. Kasım 1993'te Hırvat tankları köprüye daha büyük bir zarar veren saldırılarını başlattı. Köprünün yıkımı, Mostar'ın çok uluslu mirasının reddedilmesinin simgesi olarak görüldü..

Tarihi taş köprünün yerini derme çatma bir ahşap köprü aldı.

yıkılan eski Köprünün yeniden inşaatı için çalışmalar 1997'de başladı. Macar ordusundan dalgıçlar orijinal taşları nehir yatağından bulup vinçlerle çıkardı. Köprünün inşaatını Türk şirketi ER-BU yaptı.

Yeni köprü hizmete 2004'te açıldı. Mostar bugün çok uluslu bir yönetim tarafından yönetiliyor; ancak savaş döneminde başlayan bölünmeler hala devam ediyor: Hırvatlar nehrin batısında, Müslümanlar doğusunda yaşıyor. Sırplarsa kente geri dönmedi..

ayrıca, Kentin erkekleri, nişanlılarına cesaretlerini kanıtlamak için düğün öncesinde mostar köprüsünden Neretva nehrine atlarmış, yıkım yaşanmadan önce..
cetniklerin degil ustasalarin yiktigi koprudur.
Mimar Sinan'ın öğrencisi mimar hayrettin ağa tarafından inşa edilmiş en ulvi yapıtlardan biriydi...
barışa giden köprüydü...
yapılış amacı medeniyetleri, medeniyetler arası diyaloğu ve alışverişi artırmaktı...
doğunun batıya bağlandığı son nokta, batının doğuya açılan ilk penceresiydi...
umuttu... barıştı... hoşgörüydü... iletişimdi... birlikti... kardeşlikti...
tarihti...
sonra birgün bir bombayla bütün bunların hepsi bitti...
barışı savaşa, kardeşliği, hoşgörüyü düşmanlığa, medeniyeti katliyama, yıkıma çevirdi...
ve bütün dünya seyretti...
ama yine umut kazandı... barış galip geldi...
yıkılan köpri eskisinden daha sağlam ve modern biçimde tekrar şaha kalktı...
üzerinden bir taraftan bir tarafanı tarih akıtan köprüyü kana bulayanlar insanlığın ve barışın buluştuğu muazzam bir şenlikle tekrar inşa edildi... ordaydım... nesiller birbirlerini kucaklarken tarih gülümsüyordu çocukların gözlerine...
mostar köprüsü... tarihin kalbinin attığı noktalardan biri... yıkamazsınız...
mostar köprüsü neretva nehri üzerinde 1557-1559 yılları arasında mimar sinan ın talebesi bosnalı hayrettin tarafından inşa edildi. köprü aradan geçen yüzyıllara dayandı ama 9 kasım 1993 tarihinde hırvat topçusunun mermisine dayanamadı. 23 temmuz 2004 tarihinde yeniden inşa edilerek büyük bir törenle açıldı. etrafında 48 camii olduğu biliniyor.
mostar bir felsefe, her milletten, her dinden insanın bir çatı altında kardeşce yaşamasını simgeleyen, batının ayrılıkçı, etnikçi, ırkçı, felsefesinin tacizlerine mağruz kalan bir felsefe. bu felsefe insanlık var olduğu sürece bosnanın berrak sularında akıyor olacak, üstünde artık mostar olsa da olmasa da.
mostar ah mostar osmanlı tarafından insanları, kültürleri hatta dünyayı birleştirmek için yapılan talihsiz bir şekilde yıkılan, sonra türkiye tarafından yaptırılan köprüdür.
sahil yolunu istanbul park ve sabiha gökçen havaalanı yoluna bağlayan pendikdeki bir köprü. aslında viyadüktür ama hem mostar köprüsü hem de mostar viyadüğü olarak anılır. köprünün altında iskinin pendik şubesi bulunmaktadır.
pendikte ki çakmasının yıkılmasıyla güzegahımı allak bullak eden köprü/viyadük. yerine alt geçit yapılacakmış.
1566 yılında Mimar Sinan'ın çırağı Mimar Hayrettin tarafından 456 kalıp taş kullanılarak yapılan köprünün uzunluğu 30,yüksekliği 20 metredir. Unesco,Neretva nehrinin üzerinden geçen köprü ve çevresini Dünya Mirasları listesine almıştır. 1993 yılında iç savaş sırasında tümüyle yıkılan köprünün taşları nehir yatağından bulunup çıkartılarak, bir Türk firmasınca ilk modeline göre yeniden yapılmış ve 2004 yılında kullanıma açılmıştır. Yine de sanki bu köprünün anlamı gerek Türklerce, gerekse burada yaşayan boşnaklarca daha bir önemli gibi. Oradakiler tarihlerine sanki daha kayıtsız. Öyle değilse bile imajları bu.