bugün

özgürlüğe en duyarlı demokrasi türüdür. Liberal demokrasinin özgürlük anlayışı tıpkı Marksist demokraside olduğu gibi kendisine ulaşılması gereken nihai bir amaçtır. ancak, Marksist demokraside özgürlüğe, özgürlükçü olmayan yollardan da ulaşılabilir. buna karşın, liberal demokraside durum çok farklı olup, özgürlüğün üstün yeri her zaman ön plandadır. yani, özgürlüğe ulaşma noktasında da yine özgürlükçü yollardan hareket edilmeli ancak bu süreçte özgürlükler zedelenmemelidir. işte liberal (klasik) demokrasinin özgürlükler konusundaki bu aşırı duyarlı tutumu, onu diğer demokrasi türlerinden ayırmaktadır. *
Şu anda Türkiye için en ideal demokrasidir.
"liberal sistemlerin gerçek uygulanışına bakıldığında, ilkelere görünüşte saygı gösterilirken onların sürekli olarak nasıl ihlal edildiklerini görmemek imkansız: parti sistemi, kitle partileri olmadığında, oligarşiktir; politikanın sosyalizasyonunu sağlayacak bir mekanizma yoktur. politikanın ticarileştirilmesi ve aracılığa konu edilmesi, yarancılık, yeni teknikler, genel oy'u yerleşik iktidarın hizmetine sokmuştur. devlet, her şeye karşın bir fazlayı temsil etse de, özünde, komünist manifesto'nun dediği gibi, "burjuvazinin ortak işlerinin bir idari komisyonu" durumundadır. tekeller, bir haber çığı ortamında, haber alma özgürlüğünü çiğniyorlar. çoğunluğa ait temel kararları çoğunluk değil azınlıklar alıyor: avrupa komisyonu, bankalar ya da uluslararası para fonu! haklarına saygı duyulan tek azınlık, büyük servetler ve egemen sınıflardır."

(bkz: server tanilli)
(bkz: liberal demokrat parti)
etnik köken üzerine vurgu yapan ulus-devlet sisteminin demokrasi anlayışıdır. burjuvazinin mutlakiyetçi devlete karşı verdiği mücadeleler sonrasında ortaya çıkmıştır.
liberal demokrasinin anahtar kelimesi "bireydir."
açacak olursak, bu anlayışın temelinde, serbest piyasa ekonomisinin işlediği toplumlarda kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışan özgür*, rasyonel birey anlayışı yatar.
daha iyi sistemler için:
(bkz: müzakereci demokrasi)
(bkz: radikal demokrasi)
türkiye cumhuriyeti topraklarının sınırına bile uğramamış demokrasi anlayışı olup,
takiyyeci çıplak krallar tarafından sömürülen,
eski solcu zevat tarafından tarafından 2. cumhuriyet markası tercih edilen, ithal mamadır * bizde.
ekonomik anlamdaki liberalizmin, siyasi liberalizme çevrilmesi durumunda yani bir başka deyişle liberal burjuvazinin siyasal erki elinde bulundurmasıyla ortaya koyacağı demokrasi biçimidir. ekonomideki özel teşebbüs ya da bir başka deyişle piyasa ekonomisini, piyasa siyasetine çevirmektir amaç, siyasala erki burjuvazi adına özgürlükler adına pazarlamak ve postmodernizm gibi felsefeleri ortaya koymaktır liberal demokrasi.

tüm özgürlük yanlılığına karşın, kapitalizm içindeki en iyi demokrasi biçimi değildir. bunun daha ileri noktası sosyal demokrasidir. liberal demokrasilerde birey her şeyi başarabilen ya da bir başka deyişle sadece faydalanılanken, sosyal demokrasi devlet eliyle bu kapitalizmin ağır sömürü şartlarının iyileştirilmesidir.

ülkemizde ise yeni-liberaller akımı ise her şeyi tersinden anlamış, liberalizmi tıpkı emperyalist devletlerin istediği gibi anlamakta. devletin her şeyden elini çekerek, ekonomik liberalizmin getirdiği güç ile siyasal iktidar istemi, azda olsa başarılı oluyor. fakat liberal demokrasinin özgürlük ihtiyacı yalnızca sistemin, "daha çok nasıl kar ederim?" anlayışıyla doğru orantılıdır. istediği anda tüm özgürlükleri geri alabilir ve özgürlük isteyenleri vatan haini ilan edebilir.

kısacası diğer tüm burjuva anlayışları gibi tehlikelidir ve aldatıcıdır liberal demokrasi. eğer ülkemizde uygulunmaya başlarsa önce ekonomik anlamda uygulanacaktır, ki bu da ülkenin emperyalist devletlere kucak açması ile sonuçlanacaktır. büyük ülkelerdeki liberal demokrasi ise zaten gerici bir anlayışın ürünüdür, dolayısıyla liberal demokrasi kaygan bir zeminde dans etmek gibidir, hiçbir zaman dengesini bulamaz bu demokrasi çeşiti.
bireysel ozgurlugun, hukuki savunmanin ve anayasal devletin teori ve pratigi olan liberalizm ile halkin halk icin halk tarafindan yonetimi olan demokrasi terimlerinin bir araya getirilmesiyle olusturulan liberal demokrasi, 2. dunya savasi sonrasinda bati toplumlarinda var olan siyasal kurumlari, bu kurumlarin var oluslarini guvence altina alan hukuk kurallarini ve bu kurum ve kurallar icinde islemekte olan siyasal sureci anlatmak uzere kullanilan bir kavramdir.
paran varsa özgür olduğun sistemdir. hatta paran varsa basbakan,cumhurbaşkanı olduğun sistemdir ki kimse o para nerden geldi diye sormaz. önemli olan sınırsız özgürlük muhabbetine dalınır ama paran kadar özgürsündür. sınıf ayrımı vardır. bir hizmet etmekle yükümlü sınıf, bir de para sahibi bunu yemekle iştigal sınıf vardır. hizmet eden sınıfta isen bir üst sınıfa çıkman oldukça zordur. en kısa yolu illegal yollardan geçer. * okumak sınıf atlamanın bir diğer yoludur fakat okuyarak sınıf atlamala çoğaldıkça bunu da anlamsız hale getirirler. okul farkı, daha yüksek ünvanlar, yabancı diller öne sürülür. sınıf atlamaya çalışan adam büyük bir okulda yüksek lisans-doktora yapmış olmalı ve en azından 2 yabancı dil bilmelidir artık. bir sonraki safha ise okumanın da değer kaybetmesidir ki türkiye şimdi o durumda.
naom chomsky'nin medya denetimi kitabında da değindiği gibi;
"liberal demokrasi ile marksizm-leninizm, genel ideolojik varsayımlar açısından birbirine çok yakındır. sanırım bu, insanların yıllar içinde herhangi bir değişim duygusuna kapılmadan, bir durumdan diğerine böylesine kolay sapmasının nedenlerinden biridir."
(bkz: buyrun burdan yakın)
(bkz: seni seviyoruz chomsky)
(bkz: sinirlerimi aldırdım)
(bkz: burjuva demokrasisi) diyemeyenlerin uydurduğu terim.
(bkz: awful but best ability)*
liberal demokrasi, toplumca kabul gören her türlü siyasi görüşün bir çatı altında uzlaşarak genel anlamda ulusun çıkarları için gereken her türlü yönde esneyebilen bir yönetim politikası modelidir.

bugün dünyada egemen olan ve bir ideal olarak yüceltilen demokrasinin başına "liberal" ön adının eklenmesiyle oluşan "liberal demokrasi" ayrı bir başlık altında incelenmeyi hak etmektedir.

liberal demokrasinin tüm dünyada görülen ortak uygulamalarına göre, temel nitelikleri şöyle sıralanabilir:

* demokrasinin temsili ve dolaylı bir biçimidir. Siyasi eşitlik ilkesine uygun olarak yapılan düzenli seçimlerle iktidarın belirlendiği bir sistemi ifade etmektedir.
* liberal demokrasi rekabete dayanan seçimlerle sürdürülür. Rekabet; siyasi çoğulculuk, hoşgörü ve çatışan fikirlerin özgür bir biçimde varolabilmesi için gereklidir.
* liberal demokraside, devlet ile ilgili sivil toplum arasında açık bir ayrım vardır. Bu ayrım, ekonomik yaşamın piyasa kurallarına göre düzenlenmesi, özerk grup ve çıkarların meşru kabul edilmesi koşullarına dayanır.

bugün anayasasında liberal demokrasi kavramı geçen tek ülke ise isveçtir.

kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Liberal_Demokrasi
akl-ı selim ideolojidir. sayıca destekleyenlerin az olmasına rağmen, dünya'ya hakim, ideal olarak görünendir. ne marksizm gibi özel mülkiyet düşmanı despotik bir ideolojidir; ne afganistan'ı dünya'nın en geri ülkesi bırakan bağnaz aşırı dincilik gibidir; ne askeri bir disipline sahip fason, bonapartist kemalizmdir. özgürlüktür, eşitliktir, aşırıcılığa karşıdır. talibanlar gibi kılıçla kol kesen gericilik gibi değildir; devletçi, vesayetçi kemalizm gibi değildir; işçi cenneti adı altında kölelik düzeni getiren komünizm gibi hiç değildir.

kapitalizmin umut verici, ışıklı dünyasında birleşmektir. kanyon avm'de gezip tozup, mc donald's'ta hamburger yemektir.

(bkz: in the usa we trust)
türkiye'de güçlü liberal partilerin olmaması nedeniyle özlem duyduğumuz * demokrasidir. bu eksikliktendir ki bugün bir sağ parti liberal çevrenin de oyunu toplamaktadır. ve kendisini liberal olarak göstermektedir. liberal demokrat seçmenin büyük bir kitleye sahip olduğunu söyleyemem. ama liberal demokrat aydınların, yazarların çokluğu; iktidarın ve muhalefetin bu kitleyi ve düşünceyi dikkate almasını sağlamakta.
http://www.youtube.com/watch?v=9Ju2N6KhYAg

gerçeğini merak edenler muhakkak izlesin.

türkiye'de liberal demokrasi, laiklik yok!
--spoiler--
Liberal Demokrasi Nedir?
Türkiye’deki en büyük politik sorunlardan biri liberal demokrasinin tam olarak ne olduğunun bilinmemesidir. Kimileri liberal demokrasiyi sadece ekonomik bir ideoloji olarak görürken, kimileri de belli bir sınıf veya zümrenin ideolojisi olarak görürler. Halbuki liberal demokrasi siyasi ve ekonomik söylemeleriyle eksiksiz ve çelişkisiz bir siyasi felsefedir. Temel amacı isitsnasız tüm bireylerin toplum içinde mutlu ve özgürce yaşaması için devletin görev ve yetkilerininin ne olması gerektiğini ortaya koymaktır.
Klasik liberal demokrasinin 4 temeli vardır.
Bunlar;
1. Bireycilik
insan ilişkilerinde ortaya çıkan düzeni, bireysel eylemlerin öngörülmemiş, önceden hesaplanmamış bir sonucu olarak görmek ve bireyi bir araç değil, bir amaç, kendi başına bir son olarak kabul etmektir. Hatta liberal demokrasi için bireyci bir toplum sistemidir denebilir.
2. Özgürlük
Liberal teoride kesinlikle negatif özgürlük esas alınır. Yani bireye bir şey sağlanması değil, onun dış baskılara, zorlamalara maruz bırakılmaması esastır. Liberal demokrasi sabvunduğu özgürlük anlayışında bir önkoşul yoktur. Bireyin sahip olduğu seçenekler ne olursa olsun, dışarıdan zorla müdahale yok ise birey özgürdür. Vicdan, düşünce ve inanç hürriyeti, zevk ve uğraşılarda dilediğini yapma hürriyeti, toplanma hürriyeti ve mülk edinme hürriyeti gibi birçok kavram liberal demokrasinin temeli, ve insanlığa hediyesidir. Özgürlükte tek koşul vardır; o da bir başkasının hürriyetini kısıtlamamak.
Bu özgürlüklere bütünüyle saygı gösterilmeyen hiçbir toplum, hiç bir millet, hiç bir ülke özgür değildir. Bu bağlamda liberal demokraside bireyin rızası olmadan, çoğunluğun yahut toplumun tümünün rızasıyla bireysel özgürlüklerden birinin bile kısıtlanması diye bir kavram söz konusu olamaz. Çünkü liberal demokrasi, temel hak ve özgürlüklerden birinin dahi çoğunluğun rızasına kurban edilmesini kabullenmez.
3. Hukukun üstünlüğü ve sınırlı devlet
Liberal bir ülkede, yasalar herkese eşit tatbik edilir, hiç bir bireye veya zümreye yönelik yasa çıkarılamaz, geçmişe dönük uygulanamaz ve en önemlisi hükümet dahil herkesi bağlar. Devletin amacı sadece ve sadece bireyin özgürlüklerini fiziksel olarak korumaktır.
4. Kendiliğinden doğan (spontan) düzen ve serbest piyasa ekonomisi
Klasik bir ifadeyle, mülkiyet hakkının -ki diğer bireylere karşı korunan bireysel özgürlük alanının maddi kısmıdır, kişiler arasında serbestçe değis tokuşu esasına dayanan de facto durumun günümüzde aldığı biçimdir; liberal ekonomik öğretinin özünü oluşturur.
BÜYÜK LAROUSSE TANIMI (1993)
Liberal
1. Kişi özgürlükleri, düşünce özgürlüğü ve siyasi özgürlükler yanlısı kişi; başkalarına karşı hoşgörülü olan kimse, hoşgörüye dayanan tutum.
2. Ekonomik liberalizmden yana olan kişi; liberalizm yandaşı; kişi özgürlüklerini savunan davranış, tutum, görüş, örneğin, liberal görüş, liberal reform, liberal ekonomi, liberal kapitalizm vb.
Liberalizm
1. iktisadi düşünce tarzı olarak bireye, onun özgürlüğüne ve kamu yararına sonuçlanacağı için, bireysel etkinliklerde özgürlüğe ayrıcalık tanıyan kuram.
2. Devletin bireysel özgürlükler karşısındaki yetkilerini sınırlamayı öngören siyasal öğreti.
Liberalleşme
Daha çok özgürlük kazanmak eylemi; liberalizm doğrultusunda değişmek, liberal düşünce ve davranışlar edinmek.
Liberalleştirme
Daha çok özgürlük vermek eylemi; bşr politik rejimi liberalleştirme, ticareti liberalleştirme gibi; liberalizm doğrultusunda bir değişim sağlamak.
--spoiler--
zenginlerin sirketlerin esitligi ve ozgurlugudur, fakirin ve zayifin bu sistemde yeri yoktur. kapitalist bir sistemdir. maynard keynessi akillara getirir.
Herşey fırsat eşitliğine dayanır. Unutmayalım fırsat eşitliği sonuçta eşitlik sağlamaz. Hatta herkesin fırsata erişimi de eşit kabul edilir. Halbuki kimlerin önünde ne engeller vardır. Misal kadınlar, engelliler. Daha doğarken fırsat eşitsizliği vardır. Metafizikten anlamam ama belki Ana, Baba Seçme Sınavı (ABSS) da yapılıyordur, bilemiyorum. Ama şu var ki ben de doğarken Koç'un kaynı olaydım, fırsatlar arasında seçim yapar, önüme gelen her fırsata zorunlu saldırmazdım.
Sağ partilerin iktidara gelirken yönlerinin kaydığı ideolojidir.
oksimorondur.

demokrasiler, totoliter rejimlerlerle birlikte bireyin en büyük düşmanıdır.

bir süre sonra demokrasi karşıtı yazılarımda ılık g*tlü sosyal demokratlari çokça rahatsız edeceğimdir.
liberal demokrasi değil, liberal sosyal demokrasi oksimorondur.

ne yapalım seçimleri kaldırıp saltanatı geri mi getirelim? liberalizme asıl ters olan budur zaten.
şimdi erken şimdi erken. neden oksimoron olduğunu güzelce anlatacağım. sabırlı olun hehe.

edit: monarşiyi liberyertenizm ile savunan iktisatçılar var. hans hermann hoppe. kendisi avusturya iktisat ekolünden gelmektedir. istanbulda yaşıyor. liberteyenizmle en uyumlu yönetimin monarşi olduğunu düşünüyor.
güncel Önemli Başlıklar