bugün

Meşhur türk sopranosu.
italyan lisesi mezunudur.
Dünya opera tarihinin en büyük sopranolarından birisidir. Polonezkoyun'de dogup, Minakovski ailesi'nin (annesi tarafindan) kizidir. istanbul italyan Lisesi'ni bitirdi ve istanbul Konservatuvarı'nda egitimini aldı. Konservatuarda italyan soprano Giannia Arangi-Lombardi ve yine italyan sanatçı Apollo Granforte ile çalıştı. 1950'de Devlet Tiyatroları Ankara Operası'nda "Cavallerina Rusticana" ile sanat yaşamına başladı.

Batı ülkelerinde "La Diva Turca", "La Gencer", "La Regina" olarak ün yapan; Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao, Chicago'da sanatını dinleten; Lucia'nın, Norma'nın, Lady Macbeth'in, Queen Elizabeth'in, Filoria Tosca'nın, Lucrezia'nın, Madame Butterfly'ın, Alceste'nin, Aida'nın, Violetta'nın, Leonora'nın "Leyla la Turca"sı soprano Leyla Gencer, hem seçkin opera sahnelerinde hem resitallerinde hayranlık uyandırmış sanatçıların başında gelir. Onun opera repertuarı 23 bestecinin 72 yapıtını kapsamıştır.

1954 yılında Napoli'deki ünlü San Carlo Tiyatrosu'nda "Madame Butterfly" ile başlayan uluslararası platformdaki opera serüveni, 1957 yılında Milano'daki La Scala'da kazandığı başarıyla doğruğa çıkmıştır. 1958 yılında La Scala'da "Assassinio nella Cattetrale" operasının dünya prömiyerinde yine sahnede Gencer'in adı vardır ve o günden sonra dünyanın hemen bütün ünlü sahnelerinde "La Regina" olarak alkışlanan Gencer, 1980 yılında operayı bıraktığı güne kadar dorukta kalmıştır.

Günümüzde As. Li. Co.'nun genel sanat yönetmeni olan, uluslararası yarışmalarda seçiciler kurulu üyelikleri yapan, festivallere, seminer ve konferanslara katılan Leyla Gencer, istanbul'da kendi adını taşıyan "Uluslararası Şan Yarışması"nın kurucusudur.

Leyla Gencer, 1988 yılında "Devlet Sanatçısı" unvanlarıyla onurlandırıldı.

2004 yılında darphane tarafından 1000 yılın Türkleri özel koleksiyonunda adına 15 YTL değerinde gümüş para basıldı...
Milano'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer adına Türkiye'nin Milano Başkonsolosu Vefik Fenmen tarafından leyla gencer'e Devlet Üstün Hizmet Madalyası verildi...
Web sitesi; http://www.leylagencer.org
http://www.milliyet.com.t...7/07/08/yazar/dundar.html
Dünyaca ünlü soprano Leyla Gencer, 1985'de operaya veda edene kadar önemli sahnelerde birçok başrol yorumlamış. Gencer halen La Scala Tiyatrosu'nda sanat yönetmenliği yapan ve opera yorumu üzerine dersler veren sanatçıdır.
Milano'da hayata gözlerini yuman dünyaca ünlü opera sanatçımız.

http://www.radikal.com.tr...2008&ArticleID=876963
1928 - 2008 yılları arasında yaşamış sanatçımız.
vasiyeti üzerine; naaşı yakılarak, külleri boğaza serpilecektir...
biz çoktan kaybetmişiz, italyanlar kaybetti desek daha doğru...
aslında çoktan ölümsüzlüge ermişti ama bugün bedenen hayata veda ettigini, bir de yakılıp vasiyeti üzerine küllerinin de bogaza serpilecegini duydum.

şimdi koskocaman bogaz da başlar şarkılar söylemeye...

bir güzelleşir ki sormayın...
Sabah'ın erken saatlerinde tutmuştuk, Ahmet'le Dil Tarih'in yolunu.. Ahmet, Kışlalı, kuzen.. Dil Tarih'in dillere destan kızlarıyla kantinde hoş saatler değildi bu defa sebebimiz.. Tatil günü ne kantini..Konsere gidiyorduk..
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası o zamanlar, her cumartesi öğleden sonra Üniversite Konserleri verirdi Dil Tarih'in büyük salonunda.. irfan Şahinbaş'ın adını taşırdı aklımda kaldığı kadarıyla da o salon..Konser öğleden sonra 3'te başlıyordu da, biz niye sabahın köründe yollardaydık..
Çünkü o konser başkaydı.. O konser farklıydı. O konser anlamlıydı, muhteşem olmanın ötesinde..
Leyla Gencer ülkesinde söyleyecekti..
Demokrat Parti zadeganı sanki ismet Paşa'nın izlerini silmek ister gibi, çok sesli müziğe pek itibar etmezdi. ilk Milli Eğitim Bakanları, Tevfik ileri, Büyük Tiyatro'daki ismet Paşa'nın koltuğunda gerçekleştirmişti ilk eylemini. ismet Paşa'nın kulağı güç duyduğu için Operaları ve konserleri rahat izlesin diye, o koltuğa özel bir kulaklık monte edilmişti. Paşa oturunca kulaklığı takardı. Demokrat Parti seçimi kazanıp iktidar olunca, ileri, tayin ettiği Tiyatro Müdürüne emir verip, kulaklığı söktürmüştü.
Olayı öğrenen Bedii Faik, zamanın en büyük kısa fıkra ustası "Sayın Savcı, bana hakaret olmayan en ağır lafı söyle ki, Milli Eğitim Bakanı'na onu yazayım" demişti, Bir Damla köşesinde..
27 Mayıs'ın yarattığı o harikulade özgürlük ve coşku havasında, italya'da sürgün gibi yaşayan Leyla Gencer de yurda dönmüştü..
"Artık kendi ülkemde sahneye çıkacağım" diyordu.. Ama çıkamadı.. Yerleşmiş, ağdalaşmış bürokrasiyi aşamadı.. Tiyatro ve Opera'yı yönetenler "Yabancı olsan konuk olarak alabiliriz. Ama sen Türksün, konuk olamazsın. Milano Scala'dan istifa et. Gel bizim kadroya gir, sahneye çık" dediler.. Gencer italya'nın divası, Dünya Operasının yıldızıydı o zamanlar..
"Yapmayın" dedi.. Yaptılar.. "Etmeyin" dedi.. Ettiler.. Leyla'yı kendi ülkesinde sahneye çıkarmadılar.. O da "Gidiyorum" dedi.. Gitmeden önce de bir veda konseri istedi..
"Ben de Üniversitelilerime söyler giderim" dedi..
işte o konserdi, Dil Tarih'te.. Ve üniversite günlerdir çalkalanıyordu.. Leyla'yı dinlemenin tek yolu, kapıyı erken tutmaktı..
Biz Ahmet'le vardığımızda kuyruk oluşmuştu bile.. Saatlerce bekledik.. Sonra kapılar açıldı.. Daldık.. Önce ceketleri fora edip, kız arkadaşlarımıza da yer ayırdık.. "Sizin erken gelmenize gerek yok, biz yer tutarız" diye.. Şövalyeyiz ya.. Ama hadi gel de tut bakalım.. içeri girenler öyle bastırıyor ki, nerdeyse kavga çıkacak.. Millet koridorlarda bile yere oturmuşken, boş koltuk olur mu?.. Üstelik biz Dil Tarihli de değil, Mülkiyeliyiz. Yani dağdan gelip bağdakini kovma olayı.. Bıraktık yerleri tabii.. Konsere bir saat kala kızlar geldi.. Yerde oturanların arasından güç bela sıyrılıp yanımıza ulaştılar.. Yapacak şey yok.. Kucağımıza oturdular tabii.. Salon yer sayısının iki misli dolu, balık değil, ton balığı istifiyiz.. Dil Tarih'ten hesapta olmayan iki kız arkadaş daha gelmez mi o sırada..
Allah sizi inandırsın.. Manzara aynen şöyle.. Ahmet'le ben yan yana oturuyoruz.. ikişer dizimizde ikişer kız oturmuyor, mümkün değil.. Tünemişler adeta.. Saatlerce öyle oturduk biliyor musunuz?.. Günlerce açılmadı, uyuşmuş kaslarım, topal topal yürüdüm.. Ne gam!..
Nihayet Leyla göründü sahnede.. Bir şurup içimize aktı, aktı, aktı.. Nasıl kendimizden geçmişiz.. Nasıl mest.. Nasıl çılgınca alkışlıyoruz..
Ülkesinin bürokratlarının tekmesini yiyen Leyla, gençlerin bu coşkusundan nasıl mutlu.. Ağlıyor.. Hüngür hüngür ağlıyor bir yandan.. Çağıl çağıl söylüyor öte yandan.. Bitti konser ama bitmiyor.. Ne biz bırakıyoruz, ne Leyla gitmek istiyor.. Kaç kez geri döndü, kaç kez bis yaptı.. Bir yandan kalabalık, nefes alacak hali kalmamış, bir yandan saatlerdir tek başına şarkı söylüyor.. Yorgun, sırılsıklam..
Son gidişinde ıslak tuvaletini atmış, sabahlık giymiş üzerine, "Artık tamam" diye.. Ne tamamı.. Alkış, çığlık kıyamet..
"Leyla.. Leyla.. Leyla!.."
Çıktı gene sahneye.. Sırtında sabahlık, elinde havlu.. "Halim bu, beni bırakın artık gençler ne olur" demek için..
Kim bırakır ki.. O halde de söyledi.. Söyledi.. Sonunda bizde hal kalmadı, ne alkış, ne ses.. Öyle bitti konser ve Leyla gitti.. Yıl 1961.. Bu onu sahnede son görüşüm oldu..
Şimdi, dünyadan da gitti Leyla.. Türk'ün sesini tüm dünyada duyuran büyük Diva, tek, biricik Divamız dünyaya da veda etti..
Arkasında o coşku dolu, o harikulade, o unutulmaz günün anılarını bırakarak..
O gün yanımda oturan Ahmet, Ahmet'in kucağında oturanlardan ilgün çok önce gitmişlerdi, çok genç..
Leyla'nın ordaki konserinde yer tutmak için sanki!..

hıncal uluç
külleri bogaz sularina karisan la diva turca.
zira yaptığı sanatı çok da sevmeyen biri olarak, küllerinin denize dökülme fikriyle şu an zaten depresyonda olan bünyemi derinden sarsmayı başarmış yeti sahibi. sanatçı demiyorum çünkü sadece gırtlağını kullanan birisi olarak tanıyorum. ha uğraştığı alanı seven vardır, saygım sonsuzdur. ama ölüleri yakma * fikrini hep "doğaya zarar vermek" olarak algılamışımdır, zira ister "hıristiyan"lara göre, ister "müslüman"lara göre gömülmüş önemli değil.
(bkz: kremasyon)
hemmen edit: arkadaşlar bilmiyorum dikkat eden var mı, bu entry'nin dinle alakası yok! tamamiyle çevreci bir yazıdır. zira kremasyon başlığı altında zararlarını da araştırmış ve açıklamış bulunmaktayım, körü körüne eksi oy veren cahillerden olmayın. okuyun!
(bkz: oku)
külleriyle boğazı kirlettiği kanısına vardığım diva..
(bkz: istediği gibi gömülmek)
(bkz: la diva turka)
(bkz: la diva turka)
en siktiri boktan başlıkta dört haneli sayfa rakamlarına ulaşabilen yazarlarımızın leyla gencer başlığı altında 24entrycik yazabilmesi onlar hakkında fikir edinebilmemiz için yeterli bilgiyi sağlıyor.zira herkesin konuşabileceği cinsten bir isim de değil zaten.
"Türk - islam" sentezini benimsemiş yöneticiler ve toplumca kuşku ve şüphe ile bakılmış , gerçekten büyük bir yetenek .
Tabi ki opera ya klasik müziğe bir tür zulüm , işkence gibi yaklaşan kültürün de etkisi vardır.
Umarım ülkemizde de zamanla değeri anlaşılır. Dinlemek çok büyük bir zevk.
fulya acıbadem hastanesinin yakınlarında şık bir heykeli bulunan, türkiye cumhuriyeti tarihinin en önemli sanatçılarından.
Her daim peşimdedir, peşindeyimdir.
görsel
gördükçe hüzünlenmeme neden olan insan.
google'ın şahsına doodle hazırladığı güzide sanatçılarımızdan leyla gencer'in 85'nci doğum günü.
güncel Önemli Başlıklar