bugün

türkiyede en düşük maaşı 2268 ytl olan meslek. maaşıyla insanın bu memleketten soğumasının, okuduğuna bin pişman olduğunun göstergesi.
koca otobüsü (hele körüklüyse daha zor) kontrol edicen..
hiçbir durağı kaçırmayacan.. hepsine vaktinde uğrayacan..
sabahın köründe işe yetişmek için koşanları bekliyecen, bileti olmayanlara bilet ayarlayacan, yolu bilmeyenlere tarif edicen..
o durağa geldiğinde unutmayıp indirecen!
otobüs güzergahını her köşesine kadar bilecen ki geçiyo mu geçmiyo mu söyleyebilecen..
hatta diğer hatların nereden geçtiğini de bilecen ki hangi otobüse binileceğini anlatacan..
hırsızıyla, fordcuyusla, manyağıyla, polis edasıyla uğraşacan..
otobüsün içini dolabildiği kadar dolsun, herkes evine çabucak gidebilsin diye arkaya gitmesini bilmeyenlere müdahale edip yer açacan..
trafikle ayrı uğraşacan..
devletin kaç yüz milyarlık otobüsünü gözün gibi koruyacan.. yürüyüş- gösteri gördün mü kaçacan!
sohbet için binen emekli amcaya- teyzeye yol boyunca katlanacan..
bayramda seyranda herkes gezerken sen çalışacan..
üstelik bütün bu işleri belli gün ve zamanlarda değil hemen her gün aynı rutinle yapabilecen!
rüşvet alabileceğin bir atraksiyonun da olmayacak..
tüm bunların karşılığında 2.268 ytl alacan..
aldığın parayı haketmediğini düşünenler de olacak, herkesten çok hakettiğin halde..
koca bir alkıştan fazlasına da layıkken..

tanım: kaya gibi sinirlere sahip olması gereken kişi.
bütün meslekler zordur kuşkusuz ama iett şöförlüğü yapmak hele ki istanbul da yapılıyorsa bu meslek; cidden zordur.
doktorlardan veya öğretmenlerden az mı fazla mı maaş alırlar bilmem bildiğim ve gördüğüm bu mesleğin büyük şehirler de ciddi anlamda zorluklarının olmasıdır...

uyarı üzerine edit:iett şöförlüğü zaten istanbulda olur toplu taşıma şöförleri demek istemiş olabilirim *
aralarında dallamaların bolca bulunduğu, genellikle psikopat insanlardır.yaşadım gördüm. bir iett şoförü bulunduğum otobüsü kullanırken bir anda fren yapmış, bütün balık istifini birinci dereceden akraba eylemiş, bunun üzerine sırıtarak balıkçıklara gülümsemiştir. çok sinirlendim sözlük, küfür de ettim.
maaşları en son yapılan zamla beraber 2.268 ytl ye yükseltilmiş zümre. en kralının günde 8 saat direksiyon salladığını düşünürsek aynı şartlarda ve hatta daha zor şartlarda çalışan

halk otobüsü şoförü; ayda ortalama 900 ytl
minibüs şoförü; ayda ortalama; 600 ytl
taksi şoförü; ayda ortalama 700 ytl
bilumum otobüs şoförleri; ayda ortalama 1000 ytl kazanmaktadır
*
şimdi sorarım adalet bunun neresinde?
ek maaş ve ikramiyelerle yasal maaşı 3000 ytl'ye yakın bir rakam olandır.

bunun üzerine illegal olarak sattıkları akbilleri de eklerseniz iyi paradır aldıkları. her akbilden 10 kuruş kazanıyorlar. bir nevi vatandaşa hizmet, yersen tabi.

üstelik o ikarus'lar, eski man'lar da azaldı. hepsi yeni teknoloji, klimalı, otomatik araçlar. paşa koltuğu gibi kuruluyo adam, sadece direksiyonu kullanıyo, o da yoluna göre.

hadi bunları da geçtim, bir de metrobüs gerçeği var. adam sadece yolculuğa refakat ediyo be. direksiyonu da döndürmüyo bu. o kadar yani. ayrıca bu da akbil satabilen şoförlerden.

tamam, stresli. insanla uğraşılan her meslekten olduğundan belki bir basamak daha ötede sinir katsayısı. 600-700 ytl ile çalışan bilimum işçiden (ki ülkenin büyük bir bölümüne tekabül eden bir aralıktır) kat be kat iyi kazanırlar.

gözümüz yok tabii, yaptıklarının karşılığını alan emekçiler onlar da. fakat, az kazanıyor diyenlere bu lafım. her gün koca tüpleri sırtlayıp kapı kapı gezen adamları, inşaatlarda kirin pasın içinde debelenenleri, her gün binlerce yaralıyla/hastayla uğraşanları, sabah akşam güneşin alnında yürüyerek ekmek çıkaranları düşününce insan iyi para demeden de edemiyor be.
20 metrelik şeyle istanbul'un sktiriboktan trafiğinde ve milyonlarca kratere sahip sokaklarında akşama kadar üstte gömlek, altta kumaş pantolon saatlerce direksiyon sallayan şahıstır. üstüne bir de sarhoşuyla, dangalağıyla, sorunlusuyla uğraşan da kendisidir. aynı işi siz yapın bakalım 2 saatte götünüz yerinden çıkıyor mu çıkmıyor mu görelim.

yok yok asgari ücret bile fazla bunlara. bileti olmayanların yerine bastıkları akbil yeter de artar.
aylık geliri 2268 ytl'den fazla olan kişidir. zira akbili olmayanlara üzerine kar koyarak akbil satmaktadırlar.
Genel kanı nezaketli olmamalarıdır.

Şöförle yolcu tartışır;
-Yolcu: Seni şikayet edicem çok saygısızsın!
-Şöför: Git babağa söle ni ha ha haaaa..
Şair ruhlu olan kişidir. Otobüs doludur ve duraktaki yolcular binmek için otobüste yer açılmasını beklemektedir.

bu sırada şoförün ağzından aşağıdaki harika mısralar dökülür:

"imkan varsa bir iki adım arkaya yanaşalım
yoksa durakta beklemenin keyfini yaşayalım."
birçoğunun tek eğlencesi, otobüse yetişmeye çalışan yolcuların koşuşlarını, nefes nefese kalmış o hallerini izlemektir. yolcu çoğu zaman yetişemez ve onlar aynadan pis bir sırıtışla bakarlar yola doğru. gözlemlerime göre bundan garip, delice bir haz alıyorlar. hele hele de durağa yetişemeyip durak dışında bir yerde otobüse binmek isteyen yolculara kapıyı açmayışları... o nasıl bir haz unsurudur onlar için ya rabbim! değmeyin keyiflerine..
genelde birbirine yakın hayat tarzında kişilerden oluşur.
en son hayali f1 pistinde ıkarus kullanmak olan insandır.
evden alıp eve bırakanları görülmüştür. * * * *
aldıkları para yaptıkları işi karşılamayan kişilerdir. istanbul'da bütün gün direksiyon sallamaktadırlar nede olsa ama güzel ülkemde gelir eşitsizliği oldukça fazla olduğundan, iett şoförlerinin maaşı yüksek gibi durmaktadır.
bileti olmayan yolcuya kendi akbilini basması işi ile ek geliri olan şoförler ordusu.. 20 kuruş dan günde 100 tane bassa, 20 tl eder . vergisiz güzel ek kazanç..
yaşadıkları yoğun stresi gösteren kanıt olarak, full dolu 40T hattında yolculardan birisine kafası bozulup gitmiyorum ulan beni götürebilen şerefsizdir diyebilen, çektikleri çileyi sadece onların bildiği ve maaşlarını fazlasıyla hakettiklerini düşündüğüm kişilerdir.
aynı şöför tartıştığı yolcunun otobüsten inmesi şartıyla yoluna devam etmiş, yanındaki bayanla girdiği tartışma sonrası sohbetinde de; ya bayan hayatları bizim elimizde, ben şimdi kırsam şu direksiyonu boğaza uçsak kim ne yapacak söyler misin 150 kişi uçarız denize diyerek bizleri de korkutmuştur...
-edit: neyini kötü oyluyorsun arkadaşım kafanda rahatsızlık mı var, yaşanmış bi olayı anlattık şurda...
-2.edit: bi tane değilmiş bu rahatsızlar, devamı geliyor *
vites değiştirirken debriyaja basmaya gerek duymayacak kadar ustalaşmış,
dar sokaklarda(2 araba zor sığar) 60 la gidebilecek cesarete sahip,
ikarus kullanıyorsa paso sormayan,
mercedes kullanıyorsa tüm kurallara uyan.
nadide insanlar,istanbul trafiğini güzelleştiren unsurlardır.
inecek yolcu yoksa,bazı duraklardaki yolcuları es geçip,yoluna devam edebilen insanlardır.
ayrıca hepsinin ismi "kaptan" dır.
(bkz: otobüste yanlışıkla düğmeye basmak)
bir kısmı iyidir, güzeldir, aldığı maaşı sonuna kadar hak eder. ama bir kısmı da vardır ki, afedersiniz şerefsizdir. artistlik falan yapar. evlerden ırak olasıdır.
şöförler arasındaki bir tür. fakat en tehlikeli ve değişik türü olabilir.

bir gün arif hocalarla lokalde oturuyoruz:

tek derdim evime dönmek iken bindiğim o iett'de şöför, akbil basan gence o meşhur soruyu yöneltiyor "akbiline bakabilir miyim?" genç de vermiyor. kardeşinin akbili meğer. bir 100 metra falan tartışma sürdükten sonra şöför otobüsü durdurdu kenara çekti "sen akbili verene kadar gitmiyorum" dedi. bu sırada tabii ki yolculardan homurtular yükseldi "ne olacak canım öğrenci" demeye başladı bir kaç kişi. o arada şöför kalktı. yolculara döndü. "arkadaş başkasının akbilini kullanıyor. dürüstlük mü bu" dedi. aman tanrım ben hayatımda bundan daha güzel bir pas aldığımı hatırlamıyorum. o "dürüst" şöförün gözlerinin içine baka baka "sen ve senin şöför arkadaşların akbilden 20 kuruş daha fazla alıyorsunuz. o dürüstlük tabi değil mi" dedim. yemin ederim daha önce moraran insan görmemiştim. adam bir anda mora döndü. hiç bir şey diyemedi. "tamam bu seferlik böyle olsun" diyerek akbili genç arkadaşa geri uzattı. yola devam ettik. iett ve personelinden hıncımı bir nebze olsun aldığım için mutluyum.
fren yapmayı bilmeyen otobüs şoförleridir. ulan bir insan otobüsü neden ralli yaparcasına durdurmak ister anlamış değilim. hele o metrobüs şoförleri! herif asılıyor amk frene. dayıyor ayağını, ileri geri sarsıyor insanları. hadi aniden durması gerekti diyelim, metrobüs lan bu, hattı var yolu var, ak git, durağa yaklaşınca da hafiften durdur otobüsü.
şoför değildir, pilottur en azından o kendini öyle hisseder.

duraklara yanaştığında kendini uzay mekiği kaptanı olarak hissettiğide görülmektedir. sanki yolcu değilde uzaylı alıyor dallama.
kendisine sorulan sorulara büyük ihtimalle ters cevap veren güruhtur.
hepsi değildir gerçi, aralarında birkaç tane babacan olanı da vardır; lakin büyük kısmı bir soru sorduğunuzda hemen hırlamaya meyilidir, ısırmaya kalkar adamı.
mesela şöyle bir şeydir:

yolcu: pardon falancadan geçiyor musunuz?
ieet kaplanı: bu otobüs filancaya gider.
yolcu: nasıl giderim peki, hangileri gider biliyor musunuz? *
iett kaplanı: yav kardeşim filancaya gider dedik ya, bu gitmez!
yolcu: iyi de ben zaten ... tıpass!

al işte, gördün mü, ne soruldu herife, nasıl hırladı birden.

bir de bilmem ne kadar maaş alırlar; millette 'abi zor adamların işi' der.
ey iett kaplanları, az biraz adam gibi konuşun vatandaşla, zira onun vergisiyle alıyorsun maaşını, insanlara yardım etmek bir yerde senin vazifen. yol iz bilmeyen bir garip yabancıya karşı tek cümlenizi esirgemeyin.