bugün

gelmekten daha zor bi eylemdir.insana koyar gitmek bazen.tüm hüzünleri yanımıza alırız ve gideriz.geride kalan mutluluklar birden hüzüne dönüşür.

(bkz: ben sana gidemezsin demedim adam olamassın dedim)
(bkz: dönmek)
bir tercihtir.

(bkz: gitmek mi zor kalmak mi zor)
Geldimse bu dünyaya ne bulmuş dünya?
Gitsem de eğer kıymeti eksilmez ya !
Bir kimse çıkıp da anlatıp söylemedi
Gelmekte ve gitmekteki hikmet ne ola? *
anlamına göre çok kısa olan kelime.
sezen aksu'yu kendisiyle çelişen,tutarsız bir kadın moduna sokan olaydır.
şöyle;
git..
git..
git..
giiiiiit..-me dur yalan söyledim.
ask denilen sosyolojik ve hormonal catismanin (ki ben boyle dusunmuyorum) en kritik noktasini temsil eder. Freud'un cinsellik ve saldirganlik kuraminin iki ana karakterinin birbirini kucaklamasinin en sehvetli anidir.

Yani gitmek askin guc gostergesidir. soyle ki

"Once ben gittim acittim, seni tum acilarima siktim dislerimi, cigneyerek gectim ruhunu" denir ve askin amaci yerine gitirilerek bedeniyle ruhuyla birine sahip olunup evrilme asamamizin gudulemesi ile (yada kaderimizin yonlendirmesiyle) saldirganligimizi bileyecek baska birini arariz. ama evrimin tikandigi nokta budur turumuzun cogu burda takilir giden geri doner terk edilenin haberi olmasa da...
başlangıçların yeni adıdır. gidersin.. başka yerdir artık adın.
ordayken
bi de bakmışsın
burdasın.
yapacağının, göreceğinin ve seveceğinin kalmadığı yerde yapılacak en iyi manevra.
tersi olmayan davranıştır; hep gidilir ama hiç dönülmez. hep böyle olmuştur; ve hep de olacak gibidir. dünya bile hep gidiyor hiç durmuyor; tek çıkar yol. dönüş yok! şeklinde betimleniyor; insana döme şansı verilse[ydi] en çok da kendine döner[di]. ama hep kişi kendindne uzaklaşır ama hiç dönmez kendine.

bu yüzden thomas bernhard'ın ses taklitçisi gibi hep bir b-aşka-sının sesini taklit etmeyi bilir ama kendi sesi söylendiğinde ise taklit edemez. bazen insan da kendini unutabilir ya da kendindn uzaklaşabilir. aynalarınız puslandığında unutursunuz; çünkü görülen yüz belirsizlikten yoksundur. daha doğrusu yüzde bir yara varsa; ya aynayı kırarsınız ya da nefesinizle onu belirsiz hale getirmeye çalışırsınız.

ama bakmaya cesaret edemezsiniz.
şahsın çaresizliğinin sonucudur çoğu zaman. aslında vazgeçişken bir çok şeyden bir yandanda yeniden başlayabilmektir kaldığın yerden.
hayat denilen içinde bulunduğumuz bu keşmekeş öyle zor anlar yaşatır ki insana... feleğin şaşar, şaftın kayar, mavi ekran olur çıkarsın bir anda. nefesin kesilir, canın yanar ve kulakların uğuldar. etrafına bakarsın kendi içine dönüp.. bakarsın sen oranın insanı değilsin ve hiç olmamışsın!
başka şehirler çağırır seni, uzaklara dikersin gözünü, oralara aitsindir sen aslında! orda bir köy vardı ya uzakta orasıdır o an senin köyün ve oradaki insanlarda senin köylün. kalakalırsın.. bir yanda gitmek ve kurtarmak kendini sonsuz acılardan ve kalabalık salonlardaki soğuk yalnızlığından bir yandaysa çarşıdaki kurtuluşa giderken giderken evdeki sıcaklıktan olmak!
varsa eğer biraz cesaretin ve gözün karaysa kurtarır kendini acılarından bir aile yaparsın.. gidersin!!!
budur.
durduğun yerde devam edecek gücü kendinde bulamazken birbaşka yerde sıfırdan başlamaya cesaret bulduğunu farkettiğin anda gerçekleştirmeye karar verdiğin eylemdir.her istendiğinde gerçekleşmez,her gerçekliştiğinde de istenmez.zordur birilerini bırakmak geride.zordur sadece kendini götürmek biryerlere ve bu yüzdende sanırım sadece bir an itibariyle karar verip o noktada gerçekleştirilebildiği zamanlarda tam anlamıyla karşılığını bulur kelimenin.
yakın olan noktadan uzak olan noktaya ulaşmak için yapılan eylemdir. varolduğun yerin anlamı kalmadığında, bulunduğun yerde işin bittiğinde, sıfırdan başlayamaya bukadar büyük bir cesaretin olduğunu gördüğünde kuşkusuz arkana bakmadan yapmayı seçtiğindir.
"ikimizin de kedi olduğu bir hayatta görü$ürüz"

demektir.. dostçakal.
kolay olandır...
Gitmek. Bir hançeri inceltip
Okyanusa daldırmak isteği
Ya da düşebilmek atlasların
Dışına ki ey kalbim
Yalnızsın bu yolculukta da
Gitmek. O kaos duygusu, aklın
Sarsıntılarla yorgun düşüşü
Bilincin kamaşması belki de.
Rehin bırakılacak bir şey yok
Unuttuklarından başka.

Gitmek. Bir büyü gibi saran
Ağrılar yumağı, kışkırtılmış
Düşlerdir ki sen şimdi
Esirgeme kendini kalbim
Kederin o derin yalnızlığından

ahmet telli
Seni anlamadığını, anlamak için uğraşmadığını, hatta bunu önemsemediğini anladığın anda ardına bakmadan, uygun adım yapılası eylem.
kalp kırıldığında ve kalbin kırıkları düşmeye başladığında, şehrin acı hatıraları arasında kalmasını engellemek için insanın şehirden uzaklaşması, uzak diyarlara yolculuk etmesi, yalnızlığına sığınıp bir parça teselli araması. her adımda titreyen bacaklarının geride kalan şehre dönmek istemesine sebep olan hatıralara sırt dönüp gururuna zafer kazandırması insanın.
ani olması itibarı ile güzelde olan kişinin yaptığı tekil ya da çevresinde bir kaç kişi daha var ise; çoğul yapılabilen bir eylem.

akabinde sevgiliye; şu notuda bırakıp gitmişseniz. 'ben giderken en çok seni götüreceğim.' sevgilinizi ağlatabilirsiniz ki, bunu lütfen yapmayın. sonucunda sizde üzülebiliyorsunuz.
terketmek, yuzustu birakmak, canini acitmak.
(bkz: pisman olmak)
bazen sebepli bazen sebepsiz,hatta bazen ardına bile bakmadan yollara koyulmaktır...
bir insanın aklına gitmek düştüyse; kal demek bir okadar anlamsız ve boş. gitmek isteyene "git" denmeli,denilebilmeli..

en büyük hatayı kalması için ısrar ederek yaparız. kimi bu ısrarları umursamaz ve gider ki, onlar en doğrusunu yapanlardır, dürüstlerdir. kimi ise yine ısrarlar sonucu kalır, geçicidir bu kalış. sadece gitmeyi erteler, kal diyeni bir kandırıştır. gitme eylemini bedenen gerçekleştirmemek suretiyle kalmıştır. oysaki; ruhu, benliği, fikri "o insandan, o mekandan" çoktan gitmiştir. halbuki kal diyen bunun bilincine varabilse kendi elleriyle uğurlayacaktır onu..

mutlaka gitme..kal! diyen bulunur,oysa bu kalışın ne kalana, ne de kal diyene bir hayırı vardır.**
herşeyi bırakıp gitmek uzaklara
kendi dilinin bile konuşulmadığı
kimseyi tanımadığı
ve tanınmayacağı..
sabah uyandığında olmasın ister hüzünleri
ve tüm iz bırakan yaşanmışlıkları
yüzündeki gülümsemeyi alıp bir tek
o küçücük avuçlarına sığdırıp tek gidişi olan bir biletle tüm hayalleri
gitmek..
varmaya değil ,gitmeye gitmek..*
hüseyin karabey'in ilk uzun metrajlı filmi.
istanbullu tiyatrocu ayça ile k. ıraklı tiyatrocu hama ali'nin ırak savaşının patlamasıyla imkansız hale gelen aşkı..
gerçek bir hikaye.
başrollerde bu hikayenin gerçek kahramanları oynuyor..
2008 sonbaharında vizyonda olacak..
ben heyecanla bekliyorum!
güncel Önemli Başlıklar