bugün
- sari renkli seker17
- 25 ocak 2025 galatasaray konyaspor maçı10
- londra sokaklarını bok gotürmesi11
- ben gürcüyüm eşim arap9
- yaşar nuri öztürk13
- sudekiray tezek kokuyor silik yemelidir19
- victor osimhen10
- galatasaray'ın son 8 maçta 7 penaltı alması8
- anın görüntüsü10
- gs'nin yine haram 3 puan alması14
- evlenince kadınla napıyorsunuz14
- konya da 3 katlı binanın çökmesi25
- yunan askerini selamlamak9
- sözlük yazarlarının ai ile ürettiği görseller13
- insan olmaya ceyrek kala12
- tamer karadağlı14
- pardonadinizasizmi26
- arkadaşlar nasıl çıkmışım10
- sözlüğe ölümcül bir kaza anı bırak12
- evlenmeden çocuk yapılır mı22
- sözlük yazarlarının ilk arabaları23
- günaydın arkadaşlar buyrun kahvaltı yapalım10
- istanbula taşınmak26
- sudekiray silik yesin kampanyası16
- tayyip ölünce başa kim geçecek sorunsalı16
- ahmed kutucu9
- bolu yangını bilirkişi heyetinin değiştirilmesi13
- akrabalardan nefret etmek18
- gece vakti yalnız başına tuvalete gitmek14
- dayıoğlunu itfaiye müdürü yapmak22
- sudekiray banyo yapmadığı için çaylak yapılsın19
- kar yağarken dinlenecek şarkılar8
- deniz arman9
- grand kartal otel12
- karınızın üstsüz güneşlenmesine izin verir misiniz16
- ankara15
- hobileriniz17
- dünya değişik bir yöne gidiyor9
- ayşe barım11
- hepimiz oradaydık gezideydim15
- 78 kişinin öldüğü yangını dayıoğlu ile unutturmak12
- true evlenince karısına takacağı isim8
- aşkım camları ben silerim diyen erkek13
- bakan olmak zorunda kalsan hangi bakan olurdun8
- tarlayı kadın mı çapalar erkek mi sorunsalı12
- ben caramel macchiato içmeye gıdıyorum9
- 2011 türkiye süper kupası neden oynanmadı12
- gevrek tulum çay üçlüsü12
- sinan oğan14
- dertlenince yapılacaklar19
entry'ler (2013)
Sıkça telaffuz etmemeizin zamanı giderek yaklaşıyor gibi görünen kelam.
Somasa bir sürü it birikmeye başladı. Bunların yarattığı kirliliğe karşı tavır aınmalı
Somanın şu anki ortamında eylem yapılmamalı.
1. entry üzerine mesaj atanlar var. benim gözüme çarpan ama pek farkedilmeyen insanların çocukların ruhsal sağaltımına duyulan ihtiyaç. diğer yardımlar fazlasıyla yapılıyor. gönül yaralarının sarılması gerekiyor.
(bkz: soma için ne yapılmalı)
somadan yazıyorum. somanın hallerini anlatmak istiyorum. öncelikle soma alışık böyle şeylere ama bu kadarına değil. her zamanki gibi bir haber yayıldı önce. normal karşıladık ama çok geçmeden işin rengi değişti ve kömür karasıına döndü.
sokaklarda öbek öbek insanlar birikmeye başladı. herkesin yakını o saatte o madende bulunuyor değildi ama artık şu anda somada herkes herksin birinci dereceden karındaşı. herkes sokaklarda birbirine bilgi sordu, birilerini sordu. bu arada ambulans sesleri çoktan ortalığı velveleye vermişti. vahimdi
resmi ağızla, birinci ağızdan aldığımnız haberler çok farklydı. her tarafı en kesif haliyle ölüm sardı. ölümü kılcal damarlarımıza kadar hissettik. uyunmuyordu
sabah ruh gibi dolaşan insanlar vardı etrafta. gün boyu cenaze ilanları dıyduk eşlerin evlarların ana babaların hıçkırıklarına nasıl ket vurmaya çalıştıklarını gördük. çınar gibi, dağ gibi adamların cılız bir papatya gibi boyun büküşünü gördük camilerden sürekli cenazeler kaldırıldı.
siren sesleri, sürekli okunan kuran sesi helikopter sesleri, cenaze anonsları, feryatlar hıçkırıklar birbirine karıştı. bugünü farklı bir boyutta yaşadık adeta. en dahi senaristin yazamayacağı, en yetenekli yönetmenin kuramayacağı bir dram setindeydik. taşı eritecek manzaralara yüzyüzeydik hep. böyle bir durumda insan algılarını yitiriyyor, hiçleşiyor. bir hafiflik bir sükunet geliyor üzerine.
kendisi kurtulan, arkadaşlarını kurtarmaya çalıştı yakını olmayanlar yakını olanları teselli etmeyi görev bildi. o boş sandığımız alnından öpülesi liseli gençlerimiz titreyen taze yürekleriyle işçi yakınlarına su yemek dağıttı. bu bütünleşme türkiyenin her yerinden insan barındıran somada yaşandı.
bi taraftan tam da cenaze namazları kılınırken cam çerçeve indirmekle uğraşan bir grup vardı. keşke gidip su dağıtsalardı. siyyasiler bürokrarlar keşke hiç gelmeselerdi. bugünün rengine onların rengi hiç yakışmıyordu.
bu olayda ihmal vardır veya yoktur pek de önemli değil. önümüzdeki uzuuun yıllara yansımalarıyla alakalı ne yapılacağı önemlibabasız kalan yüzlerce çocuk var. gerçi babalarıyla birlikteyken de öok yi bir hayatları yoktu.
anlaşılan o ki maddi yardımlar bi şekilde karşılanacak. kana ihtiyaç yok mesela; onların kanı ülkenin geleceğine mal olup gitti zaten. bizim herşeyin ötesinde aklı selime ihtiyacımız var memleketin her köşesinde hepimiz için. şunu duyumsayabiliyor muyuz? onlar canlarını bizim ekranlarımızz parlasın diye verdiler. onların çocuklaına bir gelecek borçluyuz. babalarının evlerimizi ağarttığı gibi evlatlarının geleceğini ağartmak zorundayız. bunu iş bırakma eylemleri yaparak değil daha çok üreterek yapabiliriz.babalarının asıl problemi açık özgür kafa yapısına sahip olamamasıydı. evlatlarından açık toplumu inşa etmeliyiz. ki babalarının razı olduğu koşullara razı olmasınlar.
o işçiler önce gelişme imkanı tanınmayan sonra bu hallerinden dibine kadar yararlanılan insanlarsı. banka kredileriyle çocuğunun geleceği ipoteklenen insanlardı. ve şimdi gündemde istatistik olarak yer alıyorlar yalnızca
neyse dağımık oldu galiba ama şu anki ruh haliyle titreyen parmaklarla ve gözyaşıyla ısalanan klavyayle bu kadar oluyor...
(bkz: soma) başlığının altındaki benim yazıma ve diğer yazılara da bakarsanız aydınlatıcı olabilir
ves selam
sokaklarda öbek öbek insanlar birikmeye başladı. herkesin yakını o saatte o madende bulunuyor değildi ama artık şu anda somada herkes herksin birinci dereceden karındaşı. herkes sokaklarda birbirine bilgi sordu, birilerini sordu. bu arada ambulans sesleri çoktan ortalığı velveleye vermişti. vahimdi
resmi ağızla, birinci ağızdan aldığımnız haberler çok farklydı. her tarafı en kesif haliyle ölüm sardı. ölümü kılcal damarlarımıza kadar hissettik. uyunmuyordu
sabah ruh gibi dolaşan insanlar vardı etrafta. gün boyu cenaze ilanları dıyduk eşlerin evlarların ana babaların hıçkırıklarına nasıl ket vurmaya çalıştıklarını gördük. çınar gibi, dağ gibi adamların cılız bir papatya gibi boyun büküşünü gördük camilerden sürekli cenazeler kaldırıldı.
siren sesleri, sürekli okunan kuran sesi helikopter sesleri, cenaze anonsları, feryatlar hıçkırıklar birbirine karıştı. bugünü farklı bir boyutta yaşadık adeta. en dahi senaristin yazamayacağı, en yetenekli yönetmenin kuramayacağı bir dram setindeydik. taşı eritecek manzaralara yüzyüzeydik hep. böyle bir durumda insan algılarını yitiriyyor, hiçleşiyor. bir hafiflik bir sükunet geliyor üzerine.
kendisi kurtulan, arkadaşlarını kurtarmaya çalıştı yakını olmayanlar yakını olanları teselli etmeyi görev bildi. o boş sandığımız alnından öpülesi liseli gençlerimiz titreyen taze yürekleriyle işçi yakınlarına su yemek dağıttı. bu bütünleşme türkiyenin her yerinden insan barındıran somada yaşandı.
bi taraftan tam da cenaze namazları kılınırken cam çerçeve indirmekle uğraşan bir grup vardı. keşke gidip su dağıtsalardı. siyyasiler bürokrarlar keşke hiç gelmeselerdi. bugünün rengine onların rengi hiç yakışmıyordu.
bu olayda ihmal vardır veya yoktur pek de önemli değil. önümüzdeki uzuuun yıllara yansımalarıyla alakalı ne yapılacağı önemlibabasız kalan yüzlerce çocuk var. gerçi babalarıyla birlikteyken de öok yi bir hayatları yoktu.
anlaşılan o ki maddi yardımlar bi şekilde karşılanacak. kana ihtiyaç yok mesela; onların kanı ülkenin geleceğine mal olup gitti zaten. bizim herşeyin ötesinde aklı selime ihtiyacımız var memleketin her köşesinde hepimiz için. şunu duyumsayabiliyor muyuz? onlar canlarını bizim ekranlarımızz parlasın diye verdiler. onların çocuklaına bir gelecek borçluyuz. babalarının evlerimizi ağarttığı gibi evlatlarının geleceğini ağartmak zorundayız. bunu iş bırakma eylemleri yaparak değil daha çok üreterek yapabiliriz.babalarının asıl problemi açık özgür kafa yapısına sahip olamamasıydı. evlatlarından açık toplumu inşa etmeliyiz. ki babalarının razı olduğu koşullara razı olmasınlar.
o işçiler önce gelişme imkanı tanınmayan sonra bu hallerinden dibine kadar yararlanılan insanlarsı. banka kredileriyle çocuğunun geleceği ipoteklenen insanlardı. ve şimdi gündemde istatistik olarak yer alıyorlar yalnızca
neyse dağımık oldu galiba ama şu anki ruh haliyle titreyen parmaklarla ve gözyaşıyla ısalanan klavyayle bu kadar oluyor...
(bkz: soma) başlığının altındaki benim yazıma ve diğer yazılara da bakarsanız aydınlatıcı olabilir
ves selam
müşteri hiizmetleri hattı bulunan ama defalarca aranmasına rağmen müşteri temslcisiyle görüşülemeyan ayakkabı markası.
herhangi bir vara benim diyemeyeceğin için asıl sahibinden ümit ve emanet etmek, allah'a ısmarlamak şeklinde gerçekleşen eylemdir.
ötekiler i dığurmuş da seni doğurmamış mı?
o ani nerdeyse biz de getirtelim ordan huzur. kalamış olmasın.
şehrin yerini değiştirsen insanların haberdar olmamacasına gaflete daldıkları zaman. dinginlik ve yarışsızlığın vakti. biraz sonra insanların birbirine katacakları yeryüzünde ferah bir nefes alma fırsatı. sokağa çıkılınca kendime şehir kapattım denilebilir.
vazgeçmiş hale getirmektir.
duyana, insanın var oluş prosesindekiki etkinliğin kendisine ait olduğunu sandıracak lakırtı. lakin kazın ayağı şu şekil: getirildik, gönderiliyoruz...
sabah ezanı. ardından tercihen kuş cıvıltısı...
insanoğlunun acziyetinin saf ifadesi.
kader icabı demkmiş. bazen kullanıyoruz bazı işler için hasbel kader (kader icabı) oldu diye sanki diğer işler film icabı oluyormuşçasına...
yıllar sonra hatırlandığında hala iç ezici olabilenlerdir. bireysel olarak aldığı yoğurdu diğerleri yemesin diye çekyatın altına saklamak gibisinden olmayan şeylerdir. mutlak yetememezliği yaşamışsınızdır.
aşk kitabındaki hatalardan biri de çizdiği klişe amerikan ailesi portresinde herkesin adı yöreye aitken ailenin yaşlı köpeğinin adının türkçe gölge olması.