bugün

(bkz: gelibolu)savaşlarını anlatan ama oldukça taraflı, ideolojik ve provakatif olan 2005 yapımı sinema filmi.ne yazık ki bir türk yapımı. Tolga Örnek tarafından yapılmıştır.
türk zaferine fazla yer vermemekle birlikte savaşın kaotik, çaresiz, umutsuz atmosferini yansıtabilmiş bir belgeseldir. müziklerini demir demirkan yapmıştır.
italya serie c de oynayan bir futbol kulübü. Neden bu ismin verildiğinin araştırılmamış olması ilginçtir. Edit: daha ilginç olanı floransa takımı olmasıdır. Fatih terim in fiorentinayı çalıştırması nedeniyle oraya odaklanan basın mensuplarının ilgisini çekmemiştir. Gallipoli ismi galilei den geliyor olabilir. halihazırda sanmarino milli takımı ve serie a da oynamış foggia, ancona, salernitana ve perugia gibi takımlarla aynı grupta oynamaktadır.
aynı isimde bir de amerikan yapımı olanı vardır. mel gibson oynamaktadır. eski bir filmdir.
italya da bu isimde bir yerleşim birimi varmış, (#1483167) entryde bahsedilen takım için.

(bkz: Gallipoli calcio)
başrollerini mark lee ve mel gibson'un oynadığı savaş filmi. filmin konusu iki gencin geliboluya gidişlerini ve oradaki savaşlarını anlatır. ayrıca mel gibson bu filmden sonra oldukça tanınmış ve sonunda amerikan sinemasının bir idolü olmuştur.
1999 yilinda kurulmus italya serie c takimidir. renkleri sari-kirmizidir. amblemlerinde golova horozu bulunur. Gelibolu yarimadasi ile bir alakalari oldugunu sanmiyorum.
tarih den bilgisi olmayan biri izlediği zaman, savaşı kimin kazandığını sittin sene anlayamayacağı belgeseldir.
apulia bölgesinde bir italyan liman kenti.
(bkz: cliffs of gallipoli)
mel gibson'un toyluk zamanlarında çektiği film. avusturalya'dan çanakkale'ye savaşmaya gelmiş bir askeri canlandırıyor kendisi.

gayet güzel bir filmdir. herkesin izlemesini tavsiye ederim.
mel gibson'un mad max ile birlikte, gençliğinin en iyi filmidir. özellikle son 15 dakikası cidden yürek parçalayıcı olan filmdir.

--spoiler--
adagio in g minor eşliğinde o askerlerin taarruza hazırlanması, kol saatlerini, yüzüklerini siperde bırakmaları, archie'nin kendisini gaza getirmeye çalışması, bir yandan da frank'in taarruzun durdurulması emrini yetiştirmek için koşturması ancak taarruz emri verildiği anda o çaresizce haykırışı. ve bizi koltuğumuza gömen kapanış sahnesi.
--spoiler--

ulan şimdi yazarken bile burnumun direği sızladı şerefsizim.

cidden mükemmel bir filmdir. öyle "türkler'den hiç bahsetmemiş ki ama" falan demeye gerek yoktur. düşük bütçeli bir film olduğu unutulmadan izlenmelidir.
sarı kırmızı renklere sahip italyan takımı.
dün cesana'ya 2 0 yenilerek bizleri üzen italyanın göztepesi..
(bkz: saygılar)
tolga örnek tarafından senaryosu yazılan ve yönetilen 2005 yılı yapımı oldukça başarılı bir belgesel. Kimi arkadaşlar taraflı ideolojik ve provakatif bulsa da savaşın gerçek yüzünü olanca çıplaklığıyla yansışmıştır. Olayların oluşu ya da işleyişi değil de daha çok psikolojik yönüne değinen örnek, savaşan askerlerin anne baba ya da kardeşlerine yazdıkları mektuplarla da belgeselini desteklemiştir. O dönemde osmanlıda okuma yazma oranının yüzde beş olduğunu düşünürsek türk asker ve subaylarının belge ve mektuplarına daha az yer verdiğini mantıken kabul edebiliriz. Müziklerinin de ayrı bir hava kattığı belgeselde mehmet tevfik isimli askerin varolan belgelerdeki en uzun mektubu gözyaşlarınızın akmasına sebep olur.

allah hepinize gani gani rahmet eylesin. çektiğiniz her zorluk, açlık, hastalık çoluğunuza çocuğunuza bolluk bereket ve sağlık sıhhat oalarak geri dönsün. bu vatan bugün varsa o da sizlerin sayesindedir...

bir daha böyle savaşlar olmasın...
bugün tekrarını izlediğim ve finaline yakın genç bir türk subayının ailesine yazdığı mektupla beni benden almış belgesel. Müzikleri demir demirkan tarafından yapılmış ve ghost of the gallipoli isimli soundtrackte toplanmıştır. Ben de, yine biz de erkek miyiz düşüncesini canlandırmıştır.
bildiğim kadarı ile mel gibsonun ilk ve en iyi filmi.
italya'da bir şehir. gallipoli calcio.
--spoiler--
ölüleri gömmek için 24 mayısta ateşkes yapıldı.

benimle birlikte dolaşan türk yüzbaşı bu görüntü karşısında "en uygar insan bile kendini barbar hissetmeli. en barbar insan bile ağlamalı" diye konuştu.
konuştuğum türklerden biri mezarlıkları işaret ederek "bu politika" dedi. sonra cesetleri göstererek "bu da diplomasi.."
tanrı biz zavallı askerlere acısın.
--spoiler--

--spoiler--
Ne ben şu ingilizleri tanırım, ne onlar beni. Ah bizi böyle karşı karşıya getirmeye sebep olanlara ne diyeyim bilmem ki. Ahdettim; sebepsiz tek bir kurşun atmam.
--spoiler--
2 avustralyalı gencin vatanlarından kalkıp çanakkale savaşına katılmalarını konu alan 1981 yapımı dramatik bir film.

--spoiler--
- o halde sen niye savaşa gitmeyesin?
- çünkü bu bizim savaşımız değil.
- ne demek istiyorsun?
- bu ingilizlerin savaşı.bizimle ilgisi yok.
--spoiler--

100 metreyi 9.32 saniyede koşma hikayesi dışında etkileyiciydi.
son sahnesinde okunan mektupla gercekten tüyleri diken diken yapan bir yapıt. savaşın insanların psikolojilerine etkisini, askeri manevraları ve yapılan hataları, insan egosunu gayet etkileyici bir dille ekrana aktaran belgesel.
Henüz birinci bölümünü izlemiş olduğum Avustralya yapımı mini dizi. işin garip yanı hakkında çok az entry girilmiş. Heralde pek duyulmadı ama savaşı tarafsız göstermişler bence, yani izlenebilir. Hatta mustafa Kemâl'in "ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" sahnesi bile var dizide.
Bi yerinde de Anzak askeri bizimkilere "piçler" diye bağırdı, o an "piç sensin amına koduğumun çocuğu" diye yerimden fırladım. O derece de gerçekçi denilebilir.
Gerçekten inanılmaz güzellikte ve derinlikte bir dizi. Ne yazık ki çok kısa.

izleyin, izlettirin.
1 şubat 2019'da çıkmış olan yeni beirut albümü. Şu an bir kısmını dinledim ve kulağımda hoş tat bıraktı. Parçalar şöyle;

when i die
gallipoli
varieties of exile
on mainau island
i giardini
gauze fur zah
corfu
landslide
family curse
light in the atoll
we never lived here
fin

Aynı isimdeki parçanın sözleri de şöyleymiş kısacık;

We tell tales to be known
Or be spared the sorrow
You're so fair to behold
What will be left when you're gone?
And it shakes everything you know
How we were when the waters were low
Southern winds, scattered clouds from the cove
And, oh, oh, oh, oh, spare me the glow.
gelibolu.