bugün

Şuanda içinde bulunduğum durumdur, üstümde majör depresyon hali var, birkaç haftadır.
Benim gibi mizacınız buna meyilli ise ayvayı yediniz demektir. Devamlı kıyısında dolaşır, arada bir dalıp çıkarsınız. Ayrıca bu ülkede kaçınılmaz olandır az düşünebilen insanlar için, tabii katmerli cahil veya banane yeaa dayı iseniz hayat size güzel.
Hayat zor,ekonik şartlar zor fakat sosyal medyada çok vakit geçirmenin de bu duruma hiç iyi gelmediğini düşünüyorum,fakat bu durumu yine daha insani atlatmak için küçük küçükte olsa da hayattan kopmamak şart.
Depresyonun nasıl bir şey olduğunu bildiğim için ota boka depresyon demiyorum.
sanırım ben oradayım. tam da o uçta. hiç düşmeyecekmiş gibi hissettiğim tahtımdan düştüm.
Asla birbirine benzemez doğru. Benimki benim hayatımı sikti. Son verip kurtulmamak için zor duruyorum çünkü kurtuluş olmayacak.
uzmanına danışınca tedavisi var, ancak sakın devayı sözlükte aramayın, çükü depresyon kişiye özeldir, yani depresyonlar asla birbirine benzemez.
Hani tedavisi vardı bunun aq.
depresyon, kendine en uzak olduğun zamandır.

depresyon, kendini en sevmediğim ama aynı zamanda en çok sevmek istediğin zamandır.

depresyon, kendi kendine bile şefkat edememendir.

depresyon, isyan etmektir ama kendine isyan etmektir.

depresyon, çığlıkların en büyüğüdür ama en gürültüsüzdür.

depresyon ağlamak değil, ağlayamamak, hatta ağlamaya bile enerji sarf etmemek ve ağlamaya dahi üşenmektir.

depresyon, cevabını bilmediğin bir soru değil, sana o cevabı verdirecek gücün, azmin, enerjinin ve tutkunun olmamasıdır.

depresyon, ruhunun katran bağlamasıdır hem de her şeye.

alın bir tanesini seçin ve kullanın. yıllar önce yaşayıp atlatmış abinizden size faydası olsun. çünkü sorunun ne olduğunu bilirsen, çözüm için ilk adımı atmış olursun.

en tehlikeli düşman, tanımlayamadığın düşmandır.
Kendi kendime var sadece bazen sana oluyor mu.
Bu gidişle Türkiye depresyonun en yaygın olduğu ülke olacak.
öyle yok terapiyle geçer, yok ilaçla geçer, yok bakış açını değiştir ile geçmeyebilen illet. mesela 30 yaşın üzerinde, yeteneği, mesleki becerisi olmayan, romantizm konusunda hep duvara toslamış, hayallerini gerçekleştirememiş birini kolay kolay motive edemezsin. kafasına o illet öyle yapışmıştır ki kolay kolay sökemezsin.
20 senedir depresyonda olan biri olarak, güzel bir hayat geçirmek için mücadele ediyorum. terapi ve ilaç tedavisi de alıyorum. ancak umutsuzluk, karamsarlık, öfke ile destekli bir depresyonum var ve yakın zamanda kırılacağını zannetmiyorum.
belki bir gün... bakalım.
eğer hala iyi kalmaya ve hassas davranmaya çalışan biriyseniz kurtulmanızın daha da zorlaştığı rahatsızlık.
istediği alan açılmadığı için istediği bölümü okuyamamış, hoşlandığı her kadının karşısına hep '' daha ideal '' bir tercih çıkmış, mesleki becerisi ve yeteneği olmayan, 40 yaşına gelmiş biri olarak bu rahatsızlığın kolay kolay bitmeyeceğini fark ediyorum şahsım adına.
öyle anlamsızlık boşlukları var ki ayrıca, ne hayallerine ulaşabiliyorsun ne hayatına son verebiliyorsun. sıkışıp kalmışsın öylece.
ne yapacağımı bilemiyorum. benim hayallerimi başkaları yaşadıkça da yataktan kalkasım, uyanasım gelmiyor. yakın zamanda da değişeceğini düşünmem için bir sebep yok.

not: terapi ve ilaç sayesinde etkisinin azaldığı doğrudur. ama 40 yaşına gelip, mesleki becerisi, yeteneği, doğru dürüst ilişki tecrübesi olmayan, hayallerini gerçekleştirememiş bir adamın da bundan kolayca kurtulmasını beklemek komik olur.
Çağın hastalığı.
depresyon nedir? sana ilgi çekici tanım yapayım da akılda kalsın.

depresyon, harry potter olup voldermort'a karşı "ne yaparsan yap la bana ne!" diyerek acısına gömülmek ve sana faydası dokunmayanlara karşı bir tavırdır.

depresyon, batman olup gotham'a "defolup gidin ya da kendinizi kendiniz kurtarın. ben yokum lan!" diye isyan etmektir ama en çok kendine isyan etmektir. bu isyanı kimse bilmez, bilse de umurunda olmaz.

depresyon, örümcek adam olup "kahramanlık" yapmayı reddetmek ve kahraman olmayı asla istemeyecek kadar insanlara öfkedir.

depresyon, mustafa kemal atatürk olup sevr antlaşmasına bile "yeter lan! gidin başımdan!" edasıyla imza atarak gereksiz tüm kalabalıklardan kaçıştır.

depresyon, dünyayı kurtaran adam olup "bu dünyayı bu hale siz getirdiniz. siz kurtarın lan düdükler!" diyerek içindeki iyiliğe rağmen iyi olmayı reddetmektir.

depresyon, çözebileceğin bir şeydir. basit bir test sorusu gibi. çözsen, her şey bitecek ama bitince ne olacak? diyerek o soruyu inadına boş bırakmaktır ve kendine, topluma isyandır ve kendi sınırlarında bir ülke kurup, o ülkede tavrınla "ben varım!" demektir. kimsenin duymayacağını, duya da asla umursamayacağını bile bile mucize beklemektir.

depresyon, umutsuz olmak değildir. umutlu olmak için kendine güç, kendine dair bir motivasyon ve sonrasında kendisine gidecek bir yol, yapılacak bir iş ve sarılacak bir dal bulamamaktır.
Kendi kendiden sıkılmak.
Eskiden depresyonun ve depresyona girenin bir değeri vardı. Artık depresyone giren insan ayagı sakatlanmış at gibi, yumurta vermeyen tavuk gibi sistem için verimsiz olan iş gücü kaybı yaratan bir köledir. Bize özel degil bütün dünyada böyle. Depresyona girecekseniz bunun ananız babanız dışında kimsenin umrunda olmayacağını bilerek girin. Yada melankolik hallerden kurtulup ayağa kalkıp nerde kalmıştık deyip çalışmaya başlayın. tercih sizin
Çoğu şey için geç kalmış biri için daha da artan durum. Hayal de edemiyorsun, gerçekler ve gün sana hitap etmiyor, hayatına son da veremiyorsun. Bazı şeyleri aşmak zorlaştıkça bu hissi de aşamıyorsun. Yere atılmış bir peçete gibi öylece kalıyorsun işte. Umut yok, varsa da ya pahalı ya uzak…
Arada köşeye sıkıştırır.
Bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacak.
saçınıza yapışan ve ne yapsanız çıkartamadığınız bir sakız düşünün. işte öyle bir şey...
danışacak birini bulmak elzemdir.
Uğrar arada.
2021 de çok uğruyordu.
Allah'ın verdiği sabır kuvvetini gelecekte henüz yaşanmamış dertler için harcamamak lazım.
birbirimize girip çıkıyoruz...
güncel Önemli Başlıklar