bugün

bir thom yorke sarkısı.

what will grow crooked you can't make straight
it's the price that you've gotta pay
do yourself a favour and pack your bags
buy a ticket and get on a train

'cause this is fucked up, fucked up

people get crushed like biscuit crumbs
and laid down in the bitumen
you have tried your best to please everyone
but it just isn't happening
no it just isn't happening

and that is fucked up
fucked up
well this is fucked up
fucked up

this your blind spot, blind spot
it should be obvious, but it's not
but it isn't,oh but it isn't

you cannot kickstart a dead horse
you'll just cross yourself and walk away
i don't care what the future holds
'cause i'm right here and i'm today
with your fingers you can touch me

i am your black swan, black swan
(but i made it to the top)
and this is fucked up, fucked up
i'll be your black swan, black swan
(but i made it to the top)
and for spare parts
we're broken up

you are fucked up
fucked up
this is fucked up
fucked up
we are black swans,
black swans
and for spare parts
we're broken up
ritmi ile yarmış bitirmiş, "eğer radiphead dağılacaksa sen bari devam et bre." dedirten bir thom yorke şarkısı.

(bkz: the eraser)
(bkz: black swans)
usulca küfrederim ruhun duymaz, ruhuna kötü sözler üflerim..
der thomi^boy..
çok güzel bir thom yorke şarkısı, zaten kötü şarkısını duyan varsa gelsin görüşelim.. çok mutlu oluyor insan dinleyince. dupdupdidadadupdupdi
ing. siyah kuğu
olmasina ihtimal verilmeyen ve akla gelmeyen, gerceklestiginde de etkileri carpici olan olaylar.
olasiliksiz gorunen ve uc temel ozelligi olan bir olaydir: ongorulemez; cok etkilidir; gerceklestikten sonra onu daha az rastlantisal ve daha ongorulebilir hale getiren bir aciklama uydururuz.

ayni zamanda nassim nicholas taleb'in bir kitabidir.
megadeth in 2007 tarihli united abominatons albümünün bonus şarkısıdır.
sözlerini de yazayım tam olsun

I thought at this hour, any pleasure, could never really be a sin in vain
One hundred and one shots of opportunity, I'd gladly take them all again and again, and again

My angel's left me, sorrows are my own
Now I'm here, with the Devil on my own
Just like a churchyard shadow, creeping after me
It's only there to terrify my mind, a black swan keeps haunting me

I promised on my soul, not to get carried away
It always starts out psychedelic, and then it turns to black
My head starts swaying, I forgot what it was that I was saying
I don't know where I am, and I'll never, never make it back

I sealed my fate, and I paid my debt
I fell from grace with deep regret

My angel's left me, sorrows are my own
And now I'm here, with the Devil on my own
Just like a churchyard shadow, creeping after me
It's only there to terrify my mind, a black swan keeps haunting me
Just like a churchyard shadow, there's nothing left to see
It's only there to terrify my mind, a black swan keeps haunting me

My angel's left me, sorrows are my own
Now I'm here, with the Devil on my own, on my own
Just like a churchyard shadow, creeping after me
It's only there to terrify my mind, a black swan keeps haunting me
Just like a churchyard shadow, there's nothing left to see
It's only there to terrify my mind, a black swan keeps haunting me

Just like a churchyard shadow, creeping after me
There's nothing left to see, There's nothing left of me
darren aronofsky'nın yazıp yönettiği,cekımleri 2009 ağustos'un da baslanan ve muhtemelen 2010 eylül'ünde vizyona giricek film.

başrollerinde natalie portman ve mila kunis olucak.film drama,gerilim türünde.birbirine rakip iki kişiyi anlatıcak.

edit:çekimleri aralıkta baslayacakmıs,yanlıs yazmısım.posee'e teşekkürler.
çekimlerine aralıkta new york'ta başlanacak olan filmdir. natalia portman başroldedir. tartışma yaratacak lezbiyen sevişme sahneleri olduğu söylenir. ayrıca Vincent Cassel ile Winona Ryder da filmin kadrosundaymış.
aralık 2010'da vizyona girmesi beklenen içinde natalie portman'ın performansını barındıran darren aronofsky filmi. galası venedik'te yapılacakmış. aranofsky'ın diğer filmlerine baktığımda (bkz: requiem for a dream) (bkz: the fountain) (bkz: the wrestler) bu film ben denizde daha da bir merak unsuru uyandırmıştır.

http://www.traileraddict....railer/black-swan/trailer
ilk kez eylul ayinda venedik film festivalinde gosterilecektir. Basrollerinde mila kunis ve natalie portman vardir. Ikilinin opusme sahneleri filmin vizyona girmeden dikkat ceken kisimlari ancak darren aronofsky' nin yaptigi bir film de tabi ki sadece opusme sahnesi konusulmayacaktir.
yeni posteri yayınlanmış film.

görsel
an itibariyle imdb puanı 8.9 olan (5bin kişi oylamış) 250 listesinde 147. olmuş, türkiyede 25 şubat 2011'de vizyona girecek filmdir.

ayrıca çeşitli yarışmalarda ve festivallerde toplam 18 adaylığı, 4 altın küre adaylığı olan ve oskar adaylıkları beklenen 2010 filmidir. zira yönetmeni kendini daha önce fountain ve özellikle requiem for a dream filmi ile kanıtlamıştır. aronofsky ikinci bir requiem for a dream yükselişi yakalayacak mı bilinmez ama (gerçi yakalamış gibi) bu filmi ile izleyicide onun kadar etki bırakacağı kesin gibi duruyor... natalie portman'ın da eski performanslarını aratmalacağına eminim... kısaca filmden yüksek beklentilerim var umarım hayal kırıklığına uğramam..
kesinlikle bu yıl pek çok heykelciği götürecek filmdir. özellikle natalie portman'ın en iyi kadın oyuncu ödülü alması muhtemel gibi gözüküyor. hiç bilmediği halde, bu film için 3 yıl bale eğitimi alması ve neredeyse hiç dublör kullanmaması ayakta alkışlanacak bir durum. ayrıca lezbiyenlik içeren cürretkâr sahneler de mevcut. ben çok beğendim. şubatı falan beklemeyin, bir şekilde bulup izleyin şu filmi.
--spoiler--
kusursuzum
--spoiler--
budur.
çok iyi film, muhteşem ötesi natalie portman.
natalie portman'ın kusursuz oyunculuğuyla süslediği bir darren aronofsky filmi.
özellikle filmin ikinci yarısı gerçekten kalite kokuyor. ikinci bölüme geçmeden çayınızı, kahvenizi ve bilumum yemişinizi hazır edin, ekrana kitlenip kalma şansınız oldukça yüksek. *
ödül toplayıcı detektörüne sahip filmlerden. 2011'e damgasını vurur.
tam anlamıyla bir darren aronofsky filmi.
--spoiler--
özetlemek gerekirse emekliye ayrılan bir balerin ve onun yerine geçecek balerinin seçilme süreci , ilk oyun olan
kuğu gölü'ne hazırlanışı ve oyunun sahnelenme aşamalarını izliyoruz.ancak bu süreci kırılgan ve naif nina karakteri yani natalie portman üzerinden izliyoruz. fakat bu süreç normal şeklide ilerlemiyor ,kendini olaya ölesiye adayan nina karakteri bir yandan da psikolojik inişler çıkışlar ve de sanrılarla mücadele ediyor.
--spoiler--
darren aronofsky yine muhteşem.izleyiciyi tamamiyle olaya dahil ediyor.ve gelelim natalie portman'a kesinlikle oscar'ın en güçlü adayı ve bence black swan performansı ile oscar'ı şu anda almış olan kişidir kendisi.önünde saygıyla eğiliyoruz.
tabi coen kardeşlerin yeni filmi true grit'i de unutmamak lazım .oscar da süpürge görevini true grit üstlenebilir .
toplamda 25 kere falan keserek izleyebildim filmi. bunda balenin ne kadar sıkıcı bir aktivite olması da yer tutuyor tabi. öyle abartıldığı kadar iyi bir film değil. sinemada gitmeye hiç değmez. millet balerin hikayesi deyince izlemem demiştim ki aronofsky filmi diye izleyeyim dedim. hata etmişim.
ilk önce: natalie portman oscara selam çakmış.

sonra: güzel film. merakla izlettiriyor kendini. yanlız nina'nın hırsı çok abartı olmuş sanki.
--spoiler--
natalie portman ölüme atladığı sahnede The Wrestler'daki Mickey Rourke'ye nazire yapmış. bakıldığında iki filmin sonu aynı.
--spoiler--
natalie portman'ın harika oyunculuğuna bir kez daha şahit olduğumuz film. izlenesidir.
2010'un en iyi filmlerinden birisi. hem konusuyla hem de oyunculuklarıyla mükemmelliğe çok yaklaşıldığını düşünüyorum. özellikle de natalie portman'ın oyunculuğu görülmeye değer.
--spoiler--
"mükemmellik baştan aşağı kontrol demek değildir. ayrıca zincirleri gevşetmektir."
--spoiler--
ve natalie portman zarafetin sınırlarını zorlar.
Darren Aronofsky deyince akan sular durur diyerek izlediğim ve beni hiçte hayal kırıklığına uğratmamış film. bunu Natalie Portman a bir türlü ısınamamış biri olarak söylüyorum ki portman gerçektende iyiydi.

ayrıca kimse farketmemiş sanırım ama aronofsky bu filmde kendi kendine selam çakmış. * şöyle ki;
bu filmdeki metro sahnesindeki afedersiniz taşaklarını okşayan oyuncu, pi filmindeki yine metroda gazete okuyup sonraları şarkı söyleyen oyuncuyla aynı. abimiz korkunçluğundan hiçbir şey kaybetmemiş valla helal olsun.