bugün

acı duyduğu tek nokta yönetim kurulu olan takımdır.

d-smart takımlarımıza uefa kupasında başarılar diler.
ha bir de şampiyonlar ligine bu sene direkt katılan takımdır. öyle rumen takımlarıyla boğuşmayacak takımdır. *
turkcell süper lig 2009 2010 sezonu'na atatürk olimpiyat stadı'nda, istanbul büyükşehir belediyespor karşılaşmasıyla start verecek olan takımdır.

ayrıca, 5. hafta'da ali sami yen'de galatasaray, 12. hafta'da avni aker'de trabzon, 13. haftada ise inönü'de fenerbahçe ile karşılaşacaktır.

şampiyon olacağız beşiktaşım bu sene
bu sene
koyacağız cimbom'a ve fener'e
fener'e
gel bu sene son verelim dertlere
dertlere

(bkz: turkcell süper lig artık başlasın)
avrupanın önde gelen klüplerinin averajlarının artması için şampiyonlar ligine direkt alınan takım. hepsi dua ediyorlar şuan bu takımla aynı gruba düşmek için.
avrupa'nın önde gelen takımları çok korktukları için(!) bazı arkadaşlar ön eleme ile uefa'ya gönderilmiştir.

işte o takımlar arasında değildir beşiktaş.

geçen sene metrobüs ile gidecek olan arkadaşlara, bu sene bisiklet ile yapacakları yolculuk için, hayırlı yolculuklar dileriz.
hakkında fazla ayar verdirtirmeye çalışan takımdır. meyve veren ağaç olayı arkadaşlar. olsun be olsun. ben kazakistanı severim zaten. ayarın kralı ordan gelsinde aklınız çıksın. *
çok sevdiğim bir rakip takım. ama buradaki taraftarı hafif kazakistan göndermeleri falan yapıyor sanırım. avrupa konusunda ve de galatasaray'a...

işte taraftarının bu espri gücüne bayılıyorum ben. ama ne diyelim, haklılar. ama biz onlara kopenhag'dan da bahsedebiliriz mesela.
tum yaşamı boyunca fenerbahçe ve galatasarayın golgesinde yaşamış bir takım. 3 buyuklerin sonuncusu olmayi neredeyse kabullenmiş, bu ezıklıgını 2 kupayı aldıktan sonra bile diger 2 takıma bok atarak gostermiştir.

bu içinde yaşadıgı gizli ezıklıgı dışarı beşiktaşlılık duruşu kisvesi adı altında lanse etmiş, yıllarca sportif başarı gelmeyince ovunecek tek şeyleri yaptıkları besteler olmuş, çarşı grubu olmuştur. çarşı onlar ıcın bir avunma, sıgınma yeri haline gelmiştir.

çarşı artık takımdan daha onemli hale gelince, bjk den daha fazla konusulunca kapatılmıştır.

laflarını yiyen bir takımdır ayrıca. ligten cekilme, paf takımla cıkma gibi uçuk soylemleri bir cırpıda soylerler sonra tek bir dil darbesiyle yutarlar onu. bu duyan bjk taraftari da hemen 'banane olm bizim başkan mal' diyip sanki o başkan artvin hopa sporlu da o yuzden onemsemiyor bukadar. biraz onurlu biraz gercekci olmasi gereken başkasına bok atarken, kufur ederken kendi tarıhlerine, soyledıklerıne bakması gerekir. siyah rengi kara leke olmasın sonra.

not: bu yazı hiçbir art niyet içermemektedir.
karşılıksız aşkın diğer adıdır. çok sevilecek, hiçbir zaman ayrılmayacak olandır.
şampiyonlar ligi'ne doğrudan katılmanın değil, katıldıktan sonra gruplardan çıkmanın, çeyrek final-yarı final oynayabilmenin başarı olduğunu anlaması gereken kulüp. bugüne kadar ne halt yediniz şampiyonlar ligi'nde diye sorarlar adama...
fenerbahçe ve galatasaray'a göre daha düşük kapasiteli topçularla hem ligi hem de kupayı götüren takımdır. bunun tek açıklaması olabilir o da takım ruhudur. futbolcular da bunun bilincinde olduğu için sezon sonu gelen büyük başarıyı coşkuyla kutlamışlardır. bunlar alışılagelmiş sahnelerdir. 3 büyükler arasındaki rekabet, bok atma yarışı vb. durumlar tarih boyu olmuştur ve ne yazık ki de olacaktır. bu sadece beşiktaş'ı ilgilendiren bir konu değildir.

bu günlerde tek şanssızlığı, basiretsiz ve yönetcilik hakkında en ufak fikri olmayan kişilerin yönetiminde bulunmasıdır. izledikleri transfer politikası, maç sonu açıklamaları, tükürdüklerini defalarca yalamaları tüm camianın canını fena halde sıkmıştır. fakat bu durum beşiktaşımızın şanlı taraftarına yorulamaz! "ne kadar it kopuk varsa beşiktaşlıdır" tipi bir yaklaşım mantık dışıdır. çünkü taraftar çoğunluğuna sahip kulüpler galatasaray ve fenerbahçe'dir. toplumsal duyarlılığı en fazla olan kulup bu coğunluğa rağmen açık ara beşiktaş ise kusura bakmayın ama "it ve kopuk" ortadadır!

hiçbir zaman hiçbir kulübün gölgesinde olmamıştır beşiktaş. sadece kukla spor yazarları maaşlı işcisi olduğu için taraftarına verdiği sözü tutmak uğruna tüm kurumlarını baskı altında tutabilecek bir gücü yoktur o kadar. olmasın da! benim oğlum geçmişine baktığı zaman şerefli bir takımı tuttuğunu görsün yeter!
Düünyanın en iyi taraftar topluluğuna sahip,Türkiyemizin en güzide klübü.
tüpçü ve kumpanyası ile bir tutulmaması gereken kulüptür.

beşiktaş taraftarının %99'u tüpçüden nefret eder.

bahse konu örnekler de, tüpçü'nün saçmalıklarından ibarettir.

şampiyonluktan sonra diğer takımlara sallanmamıştır, sallayan tüpçü ve levent erdoğan adlı palyaçodan başkası değildir. taraftarda böyle bir kriz olmamıştır "şampiyonluğu gs ve fb hediye etti" edebiyatı yapanlara gereken cevabı vermiştir sadece taraftar.

tüpçü yaptığı her saçmalıktan sonra beşiktaş taraftarından tepki görnmüştür, gir bak adamım yıldırım demirören başlığına? hiç "büyük başkan" yazıyor mu veya "arkandayız" yazıyor mu? "arkandayız" minvalli sözler var mı?

mevkidaşları aziz yıldırım ve adnan polat'ın başlıklarına da bak hele? saçmaladıktan sonra nasıl bir kitle destek vermiş?

ofsayttan goller bulunan bir ilk yarı, sallama penaltılar kazanılan bir ilk yarı -2007-2008 sezonuna dokunmuyorum bile- ve beşiktaş'ın doğrandığı bir maçtan sonra "biz memnunuz, hakemler de insan" diyen adama 20 gün sonra "galatasaray türkiye'dir" edebiyatı yaptığında destek çıkarsanız veya "istifa ediyorum" edebiyatlarıyla, "ligden çekiliriz" tehditleriyle gündem değiştiren aziz yıldırım'a "büyük başkan" diye arkasında olduğunuzu hissettiriseniz bu saçmalıklar kulübe mal edilir.

ama beşiktaş'ta durum farklı, tüpçü ve kumpanyası kupa maçının akabinde de eleştirilmiştir, şampiyon olduktan sonra da! şampiyonluk kupası alınırken yapılan törende podyuma çıktığında stadta adama alkış çıkmadı, ıslık sesleri vardı cabası olarak.

"paf takımla çıkarız" edebiyatını zikrettikten sonra sivas maçında protesto eden, "beşiktaş burada, paf takımı nerede?" diyen de herhalde artvin hopaspor taraftarı değildi?

önce gideceksiniz kapınızın önünü temizleyeceksiniz, bu kulübün taraftarı ile kendinizin arasındaki benzer olaylardaki tavır farklılıklarını algılayacaksınız, ondan sonra öteceksiniz.

not: yazının art niyet içermediği başından sonuna bellidir.
rakip takım taraftarlarının hazımsızlığını uç noktalara çıkarmış takımım. öyleki artık iç dengelerini, taraftar gurubunu, iç kültürünü dillerine dolamaya başlamışlar. bir maç kaybetti diye kaptanını dövmeyen, sevinmek için sevmedik diyebilme büyüklüğünü gösterebilen bu büyük taraftarın kıskanılması normal, ama bu seviyede değil.
tüpçü addettikleri yıldırım demirören adlı şahıstan nefret eden bir taraftarları varmış, bak sen! tüpçü başkanlığı devraldıktan sonra üstüste şampiyon olsaydı bu takım, tüpçüden nefret edilir miydi acaba?

bırakın bu duruş muruş ayaklarını da itiraf edin, bu adamın laga luga konuşması, saçma açıklamalar yapması ya da diğer kulüp başkanlarına yaltaklanması değil derdiniz. yıldırım demirören başkan seçildiğinden beri, ne doğru düzgün bir tek transfer yapabilmiştir beşiktaş, ne doğru düzgün bir hocayla anlaşabilmiştir, ne anlaşılan hocadan verim almıştır, ne de şampiyonluk yarışına ucundan dahil olabilmiştir. avrupa rezilliklerinden bahsetmiyorum bile...

sanki beşiktaş her sene şampiyon olsa, liverpool'dan fark yemek yerine içerde dışarda fark atsa nefret edecektiniz yıldırım demirören'den! neymiş duruşu bozukmuş... ulan süleyman seba'nın da mı duruşu bozuktu "ahmet dursun seba gitsin" diye rezil bir biçimde kovaladınız kulüpten? serdar bilgili'yi istifa ettirip bu tüpçü zatlarının önündeki engelleri kaldıran siz değil miydiniz? hadi serdar bilgili'yi aslında çok seviyordunuz da falan filan, tüpçünüz serdar bilgili'nin yönetiminde değil miydi?

bir de ona buna "önce öyle dedi sonra böyle dedi" diye bok atacağınıza, çarşı'nız neden salya sümük kendini feshedip birkaç hafta sonra tribüne döndü bir açıklayın bakalım. tüpçü'nüz gaz vermiş olmasın?
mutluluğun adı.
bir galatasaraylı olarak yenildiği 8 0 maçıyla ilgili zerre dalga geçmediğim takımdır. aksine üzüldüm. bir ingiliz takımı var bir türk takımı var şampiyonlar liginde, ingiltere türkiye kapışıyor ingilizler 8 atıyor. ehehe 8 yedi 8taş diyerek türkiye takımını aşağılamaya çalışıyoruz. kazananlar da ingilizler. olmaz. özellikle avrupa maçlarında beşiktaşı kendi takımım gibi tutarım. fenerbahçeyi tutmasam da. gelelim ferrari transferine. fiyaskodur. adam kötüdür demiyorum. faydalı olmaz demiyorum. 4.5 milyon euro ne demektir abiler. 9trilyon. kime? 30yaşındaki defans adamına. aldığı maaş da italyadakinin 4katı falan. yazık. o bonservis bedeliyle kimleri alırsın. beşiktaşı kimler yönetiyorsa az daha dikkatli olsun. yazık bu taraftara, giden paraya.
türkiyenin gururudur.100 yılı aşkın şanlı tarihi ile rakipleri trabzonspor ve sivasspora fark atmıştır.ayriyetten galatasaray ve fenerbahçe denilen takımlar beşiktaşa hiç bir şekilde rakip olamaz.
(bkz: iki kupalı şampiyon)
şampiyonlar ligi tarihinin en farklı maglubiyetini almış takım.

(bkz: unutma unutturma)
ezeli rakibinden 6 yemiş olan takım değildir.

bazı gençleri yine heyecan basmış.
13 senede bi şampiyon olabilmiş takım.

(bkz: dogruya dogru)
transfer politikasıyla şampiyonluğa gölge düşüren son olarakta forma skandalı ile rezalet bir iş gerçekleştiren başkana sahip klüp.
süper kupa konusunda taraftarının bir kısmının o kupanın alınmasına karşı çıktığı takım.

süper kupa'yı ben şahsen istemiyorum. 3. kupa gelirse bu tüpçü 10 sene daha kulübe musallat olur. alamayalım da ocakta destek kaybetsin. ha tüpçü desin ki, "ben gidiyorum ne olursa olsun" eyvallah. alalım gelelim arkadaş.

ulan tüpçü, senin yüzünden fener'e yenilmeyi ister olduk lan. bi git ulan bi git!

(bkz: yeter yıldırım demirören)
20 senede 6 kez şampiyon olmuş takım.Ayrıyetten futboldan anladığını sanan bazı futbolseverler 13 senede 1 kez şampiyon olduğunu iddaa etmiştir.Hadi 13 gibi küsürlü, saçma bir rakamı seçtin şampiyonluk sayısını az göstermek için ama 100. yıldaki rekor puanla gelen, 4 derbinin de kazanıldığı şampiyonluk nerene kaçtı he?Herkes Galatasaray mı gülüm 100.yılında şampiyon olamasın.Bakıyorum da son zamanların modası olmuş Beşiktaş'a sallamak;yok Şampiyonlar Liginin en farklı mağlubiyetini almışız da,unutturmayacaklarmış da;
Şampiyonar Liginde evinde 5-0 gibi bir skorla kaybedip rekor kıranları,Trömsö gibi köy takımına elenip ülkeyi terkedemeyenleri(!),Helsinborg'ları da biliriz.
Sigma denen bir takımı 7 gol yiyip Avrupa'ya tanıtanları, Mtk gibi köy takımına elenenleri,Cannes reVan içinde kalanları, 4 çeken Milan'ları,5 çeken Arsenal'leri de biliriz.Hem de 4-5 gol yediğiniz maçlar evinizde lan.Ayıp diye bişey var.Şampiyonlar Liginde 0 çekenleri de biliriz.Oraya kadar gitmişsin bari 1 puan al,yazık...Şaka maka son dakikada (bkz: nasıl koydu ama rivaldo)

Ya yazmıyım diyorum burada Beşiktaş'la uğraşa dursunlar karışmıyım diyorum ama dayanamıyorum.Nedir bu Beşiktaş çekemezliği, sen git 3. büyük de gs ve fb nin rakibi değil de,sonra hakkında bu kadar zamanının harca.Garip lan.Yazık valla.
rakibinin şampiyonluklarını cekemeyen taraftara sahip kulüp. galatasaray'ın 1992 - 1993 sezonunda elde ettiği sampiyonlugu görmez, rakibinin son hafta aldıgı 8-0'lık ankaragücü galibiyetini görürler. ama aynı sezon kendilerinin de aynı takımı - ankaragücü - deplasmanda 6-0 yendiklerini görmezler. atın artık su at gözlüklerini.

ayrıca "adnan polat gelsin sizi kurtarsın" diye bagıran carsı'nın son dakka gollerini de hesaba katması lazım. mazallah 90. dakkada sustururlar adamı.

not: bazıları 13 yılda elde ettikleri sampiyonluk sayısının sallama oldugunu iddia etmişler. tarih bilginizi seveyim sizin ben.