bugün

beşiktaş

fenerbahçe ve galatasaray'a göre daha düşük kapasiteli topçularla hem ligi hem de kupayı götüren takımdır. bunun tek açıklaması olabilir o da takım ruhudur. futbolcular da bunun bilincinde olduğu için sezon sonu gelen büyük başarıyı coşkuyla kutlamışlardır. bunlar alışılagelmiş sahnelerdir. 3 büyükler arasındaki rekabet, bok atma yarışı vb. durumlar tarih boyu olmuştur ve ne yazık ki de olacaktır. bu sadece beşiktaş'ı ilgilendiren bir konu değildir.

bu günlerde tek şanssızlığı, basiretsiz ve yönetcilik hakkında en ufak fikri olmayan kişilerin yönetiminde bulunmasıdır. izledikleri transfer politikası, maç sonu açıklamaları, tükürdüklerini defalarca yalamaları tüm camianın canını fena halde sıkmıştır. fakat bu durum beşiktaşımızın şanlı taraftarına yorulamaz! "ne kadar it kopuk varsa beşiktaşlıdır" tipi bir yaklaşım mantık dışıdır. çünkü taraftar çoğunluğuna sahip kulüpler galatasaray ve fenerbahçe'dir. toplumsal duyarlılığı en fazla olan kulup bu coğunluğa rağmen açık ara beşiktaş ise kusura bakmayın ama "it ve kopuk" ortadadır!

hiçbir zaman hiçbir kulübün gölgesinde olmamıştır beşiktaş. sadece kukla spor yazarları maaşlı işcisi olduğu için taraftarına verdiği sözü tutmak uğruna tüm kurumlarını baskı altında tutabilecek bir gücü yoktur o kadar. olmasın da! benim oğlum geçmişine baktığı zaman şerefli bir takımı tuttuğunu görsün yeter!