bugün

dolunayı bile yamuk yumuk görmeye neden olabilecek hastalıktır.

kulak burun boğaz polikliniğinde sıra bekliyordum. kbb doktorunun tam karşısında da göz doktorunun odası vardı. bir an için gözüm çarptı bu odaya. ne sıra bekleyeni, vardı ne de hastası. kulak burun boğazda sıra bana gelene kadar tamamen vakit geçirmek için göz doktorundan sıra aldım. aslında bir kaç küçük şikayetten başka bi sorunum yoktu, yani yok zannediyordum ben. kontrol olsun diye aldım sırf o sırayı.

odanın önüne geri geldiğimde ismim ekranda yazıyordu bile. içeri girdim, 3 farklı aletle gözlerime baktı. sonra beni bir sandalyeye oturttu; gözüme yarım daire şeklinde camı olmayan gözlük taktı... tabii bunları yaparken tek kelime etmedi, "şimdi buraya mercek takacağımm ve nasıl gördüğünü bana söyleyeceksin." cümlesinin dışında. olaylara hiç bir anlam verememiş, adeta şoka girmiştim, kurbanlık koyun gibi doktorun talimatlarını yerine getiriyordum sadece, tek kelime etmeden. sonra o yarım daire şeklindeki çerçevenin sağ tarafına siyah bir daire koydu, daha sonra sola da bir cam yerleştirdi... "karşıya bak" dedi... yunan alfabesindeki harflere benzeyen şekillere ilk baktığımda gerçek anlamda irkildim ve "oooooo" diye bağırdım gayri ihtiyari... dünyam değişmişti resmen, renklerin değiştiğini hissettim o anda. her şey keskinleşmişti... o güne kadar benim gördüğüm şekilde görüyor zannederdim herkesi... ama o camdan sonra görme duyusunun tadına varmak nedir, onu öğrendim...

doktor, sol gözümdeki camı kaldırdığında küçük bir burukluk dahi yaşadım, sen düşün artık. sol gözüme uyguladığı işlemi sağ gözüme de uyguladı. elime reçeteye benzer bir kağıt tutuşturarak iyi günler diledi.

her şey iki dakikada olup bitti. kapının önünde, elimde reçeteyle kalakaldım. dışarda bekleyen sevgilim de çok şaşırdı.

kulak burun boğazdaki tedavim de işitme testini yapan cihazın bozulmasından dolayı yalan oldu. neye niyet, neye kısmet.

çıkışta bir gözlükçüye uğradım, elime verdikleri ilk çerçeveyi seçtim. dünyayı o şekilde gördükten sonra tek düşündüğüm derhal gözlüğüme kavuşup o hazza tekrar varmaktı. gayrısı boştu benim için. ama gözlükçü abla yarın gelmemi söyleyince tekrar burukluk yaşadım...

gözlükçüden çıkıp da eve gidene kadar konuştuğum tek konu renklerin aslında ne kadar güzel ve canlı olduğu ve dünyanın aslında daha aydınlık göründüğüydü...

şimdi gözlüğümü çok seviyorum, bazen takmayı unutsam da sabah yataktan kalktığımda yaptığım ilk şey gözlüğümü takmak oluyor.

haaa... bir de miyopmuşum ama sen siktir et. önemli olanı astigmat...

acayip bir şey şu astigmat.
etrafı bulanık görme sebebim olan rahatsızlık. Ama böyle çirkin kızları falan bir bulanıklaştırınca iyi oluyor sözlük. Kendimden buzlu camlıyım yani.
yakını uzağı her türlü görmemi bozan sorun.
eskiden böyle değildir tabi 1.oo'ken sıkıntı yoktu.
şimdi heri potır gibi kalkınca elimi direkt gözlüğe atıyorum.
Uzun zamandır dünyayı bulanık görmeme sebep olan rahatsızlık. Sürekli gözlerimi kısarak görmeye çalışmam sebebiyle bugün bir doktora gittim. Şiddetli baş ağrılarımın nedeni bu hastalıkmış. Boşuna sinuzitin günahını aldık yıllardır.
işin yoksa gözlük tak şimdi. Keşke okadar dalga geçmeseydim milletle.
Akvaryum, halk ekmek simit camekanı, dörtgöz, la çerçeve gibi kelimeler götüme girecek şimdi. Hayırlısı.
bugün itibariyle bende olduğunu öğrendiğim göz sorunu .
yanlış tanı konulabilen hastalıktır.

(bkz: keratokonus) iyi bir doktora sorun. bende keratokonus varmı diye. zira anlaşılması güç bir hastalık. ben 4 doktorda uygun tanıyı yakaladım.
bugün göz muayenesinde konulan teşhis. anlatamıyorum derdimi doktora, yahu yok bi sorunum, gözümü kapıya çarptım bi şey var mi diye gösteriyoruz. yok anasını satim sende astigmat var, bi de 0.25 e 0.75 miymiş neymiş. harfleri gösterdi hepsini iki göz açık okuyorum, fakat ikisinden birini kapatınca c ler o gözüküyor a lar r gözüküyor, bak bozuk diyor, lan iki dakka önce tavşan gibi flaş verdin gözüme nasıl okuyayım, bu arada bu bünye 100 metreden simaları tanır, 5 cm mesafeden her şeyi okur. nasıl bozukluksa, yalan dolan anasını satim, maksat optikçiler zengin olsun.
Gazetelerde verirler hani. Bir desen vardır içerisinde 3 boyutlu bir şekil gizlidir. Şaşı bak şaşır derler.
http://www.estanbul.com/i.../12/b293443a_bak_ar-1.jpg
http://www.lazland.com/sasibak/29.jpg
tarz resimler. Ben bunlara bakar bakmaz içindeki gizlenmiş şeyleri görebiliyorum. Evet astigmatım.
sağ ve solda her iki gözümde 9 yaşından beri mevcut olan ve derecesi de 2.75 ve 3.00 olan göz bozukluğu. Astigmat yüzünden lens takamayıp o siyah kalın çerçeveye muhtaç olmak fena. Bir de miyop ve göz tembelliği varsa o gözlük sizi bir ömür yalnız bırakmayacak demektir.
herşey bulanık üstüne birde miyop oldun mu tadından yenmiyor.
gözlüğü ilk taktığında yer kayıyormuş hissi verir. - 3 günde zor alışırsın.

gözlüğe bir süre ara vermek istersin. - o günün berbat olur, gözlüksüzlüğe zor alışırsın.

tekrar gözlük takmaya karar verirsin. - alışıncaya kadar o günün de mahvolur.
uzagi ve yakini bulanik gormeme sebep veren hastalık ameliyatla gecer mi acaba.
Askerde az daha şehit olmama sebebiyet verecek hastalık.
dünyayı gölgeli gösteren göz rahatsızlığı. *
16 yıl önce bir gözüme tanısı konmuştur. 16 yıldır gözlük takmamama karşın ilerlemiyor. tersine gayet de güzel görüyorum. şöyle diyeyim, görme testinden tam puan alıyorum.
ilerliyor efendim, durduramıyoruz.
gözlük ilk alınıp takıldığında yerdeki boş sigara paketi bir kibrit kutusu kadar küçük göründüğünde, bu ne lan yeni sigara mı çıkmış denir, merakına dayanamayıp paket alınır incelenir, deneyler yapılır, paket tekrar yere atılır, gözlüklü ve gözlüksüz değerlendirmeler yapılır, ve felsefeye geçilir. Lan demekki şimdiye kadar gördüklerim küçükmüş de ben gözümde büyütüyormuşum.
Askeri okullara alınamama sebebidir. *
belki de gerçek doğru onların gördükleri denilen göz kusurudur.
bugün öğrendiğim ve garip bir his içine girdiğim hede.

hede diyorum, çünkü bu bi sorun mu, hastalık mı, geçici bir şey mi, neden olur bilemiyorum. çünkü araştırdığımda da okuyacak hal bulamadım. zaten pek çok zaman da böyle oluyordu. uzunca bir yazı okurken bir süreden sonra bulanık görme, anlayamama, konsantrasyonun bozulması, farkında olmadan bir satırı bir daha okuma gibi problemler oluyordu.

üstelik pek çok kez otobüs numarasını yanlış görüp bindiğim de olmuştu, bir çevreye girince tanıdık olanları görememek, aranan bir şeyi göz önünde olmasına rağmen görememek, ayrıca ilkokulda kopya çekememek..

hızlı okuma kursuna kayıt olunmasına rağmen egzersizleri yapamamak, gözün çabuk yorulması, vesaire vesaire...

bunların hepsinin nedeni astigmat imiş. demek psikolojik bir problem yokmuş.

kalıtsal bir şey olduğundan doğrudan bir tedavisi de yok. gözlük kullanmak gerek. ancak gözlüğü hiç bir biçimde kullanamam, daha doğrusu kullanmak istemem, yakışmaz... ne yapacağımı bilemiyorum.

lens desen ayrı bi dert.

gerçekten ne yapacağımı bilemiyorum. üstelik konumum gereği çok okumam gerek. durum karışık...
Bir nevi bakar kör. Gözlüğü çıkarıp bir şey yapsa özürlü gibi hisseder. Zaten buna sahip insanlar gözlük takmazsa zekalari geri kalır. Ayrıca okul çağındaki astigmatlarin sayısal dersleri kötüdür çünkü tahtayi göremezler.
az önce sözlük kızlarının yapabildiği en iyi yemek başlığını gördüm ve hemen entry girdim.
çünkü 'kızlarının' ifadesini hiç görmedim bile. yazarlarının diye düşündüm.
işte budur astigmat olmak.
gün gelir rezil edebilir bu melet.
ya biri sarksaydı da duygularımla oynasaydı, beni kandırsaydı, ırzıma geçseydi ne olurdu acep.
ama neyseki erkeğim, evet.
Göz bozukluğudur. Astigmat olan insanlar bulanık görürler.
belki de bir astigmatlı dünyayı olduğu gibi görüyordu. dedirten durumdur. gözlük takmak ilk başlarda baş ağrısına sebebiyet verse de sonradan alışılır. sonra yine takılmaz. bozulur. sonra yine bir alışım süreci gözlemlenir.
oldum olası hareket halinde bir araçta hiçbir şey okuyamam, midem bulanır, başım döner.

senelerdir ne zaman göz testine gitsem fiks aynı derecede astigmat çıkar ama şu ana kadar hiçbir doktor gözlük önermemişti. 3 hafta kadar önce doktora gittiğimde yine aynı teşhis kondu. 0,5 ve 0,75 astigmat var.

geceleri araba kullanıp kullanmadığımı sordu ve olumlu cevap alması üzerine en azından geceleri tak bak rahat edersin diye gözlük reçetesi yazdı.

3 haftadır cebimde reçeteyi taşıdım, bu zamana kadar güneş gözlüğü dahil hiç gözlük kullanmadığımı belirteyim. dün sgk anlaşmalı diye yazı gördüğüm bir dükkandan içeri girdim. bu sgk anlaşması nasıl oluyor, bedava çıkarsa bir gözlük alayım da dursun diye düşündüm. bizim doktor parlak ışığa karşı farklı bir cam yazmış 50 tl fark istediler, sgk anlaşmalı çerçeveler bedava. tama anasını satayım dedim, beleş bir çerçeve seçtim gözlüğü aldım.

aman allahım, ilk taktım bir baş dönmesi ki felakat. Bu takılacak bir şey değil düşünüyorum, yere daha yaklaştım sanki kaldırıma ayağım takılıyor.

ama bir dakika o da ne, dünya bir daha net oldu, daha bir güzel oldu sanki. Dur bakayım, evet evet inanamıyorum gözlerime. resmen bunca zaman bulanık görüyormuşum yahu. şimdi aldığım çakma çerçeveli gözlüğü gözümden çıkaramıyorum .

ilk fırsatta daha rahat, kaliteli bir çerçeve alayım bari. Sanırım bundan sonra ki hayatım gözlükle devam edecek.
güncel Önemli Başlıklar