bugün

amisteradam....(okunuşu bu şekilde oluyo ama)
çoğu kişi tarafından hollanda'nın başkenti diye bilinen,* * aslında başkenti olmayan, ancak avrupa'nın en görülmeye değer şehridir. kanalları, uyuşturucu satan surinamlıları, red light district'e uzanan yoldaki hediyelik eşyacılarda türkiye'deki hiçbir sex shop'ta bulamayacağınız bilimum sex araç ve gereçleriyle bilinen şehir. kanal gezisiyle tamamına yakınını görme fırsatı yakalayabileceğiniz de bir şehirdir. şehirde irili ufaklı bin küsür tane köprü bulunması da cabasıdır.
hollanda'nın fiili, 1983'den beri de yasal başkentidir; ancak parlamento den haag (lahey) kentindedir;

amsterdam sözcüğü amstel+ dam kökenlidir; amstel nehri, iç denize ulaştığı yerde, bir anlamda baraj denilen dam'larda toplanır, yayılır ve seviyeleri ayarlayan havuzlarla denize dökülür. hollanda'nın bir çok yerinde bu tür dam'lar vardır. amsteldam sözcüğü değişerek zaman içinde amsterdam biçimini almıştır.

(bkz: new amsterdam)
master hayallerimi süsleyen, iki kez gittiğim ve doyamadığım kanımca avrupa'nın en yaşanılır şehri. ne paris kadar kalabalık, ne de londra kadar boğucu. amsterdam tam anlamıyla çılgın atan, hem güzel hem zarif ve de her şeye rağmen asil kalabilen, ölmeden öncesi görülmesi gereken bir şehir.
12. yüzyılda amstelm ırmağı kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulmuş, hollanda' nın en önemli şehri. ajax' ın ünlü altyapı sistemi tip' in göz alıcı tesislerinin bulunduğu şehirdir.
bir diskoya girdiğiniz zaman, şu dialog kaçınılmazdır.

hollandalı kız: heeeeyeyyooo...heeeyy ( eğlenmektedir )
abaza türk: hi, let's drink something.
h k : thanks, heeyeyyyoooo heeyooo ( dünya umurunda değil )
a t : heey. unde bahhh
h k : +%&/()

(bkz: yurdışına kadınlarla yatmak için çıkan türk)
hollanda'da dinci hristiyan olan bir partinin yönetime girmesiyle şu anki durumundan eser kalmayacağı beklenen uyuşturucu ve fuhuş şehri.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/6768222.asp?gid=200
12 gün sonra ayak basacağım,gitmeden önce hakkında dinlediklerim ve araştırdığım kadarıyla dünya içerisinde başka bir gezegen olduğu kanısına vardığım,su üstünde şehir olarak nitelendirilen,küçük olmasına rağmen oldukça fazla turist çektiğinden kalınacak otel,hostel vb. yerlerin çok pahalı olduğu,gece hayatının çok canlı olduğu ,bunların yanında tarihiyle,sanatıyla,mimarisiyle görülmeye değer bir çok yer barındıran oldukça heyecan verici,bambaşka bir şehir..
kızların mini etekle bisiklete bindiği ama erkeklerin kafasını bile çevirip bakmadığı uyuşturucu cenneti.
genel özelliklerini, basi ve sonunda yeralan ayni iki harfle, gayet iyi anlatan özgürlükler sehri.
fuhuş,uyuşturucu,esrar=amsterdam (çocukların gitmesinin sakıncalı olduğu şehie)
kırmızı sokak olmasa adı sterdam olacak şehir.
dünyada vatandaşlığı olan tek şehir.
Evet, yeteri kadar burada yaşarsanız amsterdam vatandaşlığı alabiliyor ve vizesiz girebiliyorsunuz güzide şehire. Bu da amsterdam özgürlüğünün doruğu olsa gerek.

(bkz: city citizenship)
güzel özgür bir şehirdir evet. ama dikkat edin arada sırada rotterdam lı ayılar basabiliyor ortalığı. ağzınızın burnunuzun kırılabilme ihtimali oldukça yüksek. türkleri de pek sevmezler.

bir de arenasında sensation white ve black ler yapılır ki. tadından yenmez.
ilk olarak red lıne dıstrıck'e gırdıgınızde kendınızı bır fılm setınde hıssedebılecegınız,ılk 45 dakıkayı agzınız bır karıs acık dolasacagınız hatta ben bır uzaklasıyım toparlanıp gelıyım dıyebılecegınız, tekrar sokaga gırdıgınızde evet bu gercek deyıp nerden baslayacağınızı sasırabılecegınız muhakkak gorulmesı gereken sehır.
bira markası aynı zamanda.
eskilerin felemenklerin payitahtı dediği şehir.
kanalları ve ot kokusuyla ünlü hollanda' nın başkenti olan şehir.
amsterdam adında bir jacques brel şarkısı var. amsterdam denizcilerini anlatır. bir de bu şarkının the dresden dolls coverı vardır. baştan aşağı müthiş bir anlatımdır.

"amsterdam limanında açık denizlerden getirdiği hayallerinin şarkılarını söyleyen bir denizci var. "

amsterdam'ın hayaline denizcileri ve limanı ve balık kafalarını ve balık kuyruklarını ve alkolü ve fahişeleri dolduran şarkı. dopdolu şarkı. vokalin gerçek çığlıkları ile amsterdam limanı denizcilerinin gerçek hayat hikayelerinin kesiştiği şarkı. gemiler ve liman kıyısındaki barlar ve barlarda fahişeler ve fahişeleri seven, fahişelerle eğlenen, fahişelerle evlenen ve denizde doğan, denizde uyuyan, denizde ölen o deniz adamları ve yosunlu hayatları ve müzik.

"amsterdam limanında bir sarhoş kavgasında ölen bira ve acı dolu bir denizci var / ve amsterdam limanında boğucu sıcak bir sabah günün ilk ışıklarıyla doğan bir denizci var / ve denizcilerin buluştuğu amsterdam limanında sadece balık kafası ve balık kuyruğu yiyen bir denizci var / ve sana erkenden çürümüş, yelkenleri çekebilen, ayı yutabilen dişlerini gösteriyor... "

"ve amsterdam limanında içen, içen, içen ve bir kez daha içen bir denizci var / ve bedenlerini bin başka adama daha veren fahişelerin sağlığına içiyor... ve benim vefasız bir aşka ağladığım gibi işiyor... "

***

"in the port of amsterdam
there's a sailor who sings
of the dreams that he brings
from the wide open sea
in the port of amsterdam
there's a sailor who sleeps
while the river bank weeps
to the old willow tree
in the port of amsterdam
there's a sailor who dies
full of beer, full of cries
in a drunken town fight
in the port of amsterdam
there's a sailor who's born
on a hot muggy morn
by the dawn's early light

in the port of amsterdam
where the sailors all meet
there's a sailor who eats
only fish heads and tails
and he'll show you his teeth
that have rotted too soon
that can haul up the sails
that can swallow the moon
and he yells to the cook
with his arms open wide
"hey, bring me more fish
throw it down by my side"
and he wants so to belch
but he's too full to try
so he stands up and laughs
and he zips up his fly

in the port of amsterdam
you can see sailors dance
paunches bursting their pants
grinding women to porch
they've forgotten the tune
that their whiskey voice croaked
splitting the night
with the roar of their jokes
and they turn and they dance
and they laugh and they lust
till the rancid sound
of the accordion bursts
and then out of the night
with their pride in their pants
and the sluts that they tow
underneath the street lamps

in the port of amsterdam
there's a sailor who drinks
and he drinks and he drinks
and he drinks once again
he'll drink to the health
of the whores of amsterdam
who've given their bodies
to a thousand other men
yeah, they've bargained their virtue
their goodness all gone
for a few dirty coins
well he just can't go on
throws his nose to the sky
and he aims it up above
and he pisses like i cry
on the unfaithful love
in the port of amsterdam
in the port of amsterdam"
içerisinde 177 milletten insanın barındığı, bu alanda birinci olan şehir. 700.000 küsür olan nüfusun 500.000 kadarı hollandalı iken geriye kalanlar diğer milletlerdendir.
esrar cenneti. ayrıca, biz de nasıl gerçek sarışın insan 100 metreden farkediliyorsa, orada da esmer insanlar 100 metreden farkediliyormuş. *
bütün illegal işlerin serbest olduğu avrupa şehri;

(bkz: fuhuş)
(bkz: uyuşturucu)
(bkz: silah kaçakçılığı)
sokakta uyumanın mümkün olmadığı şehir. zira, ağustos ayında bile gece dondurucu bir soğuk olur dışarıda. uyuyabileceğiniz herhangi bir yer de bulamazsınız zaten. tren istasyonları bile gece 01-05 arası kapalıdır. hazırlıksız iseniz telefon kulübesine veya kapısı açık * bir apartmana sığınmanız gerekebilir.

otel fiyatları 100 euro civarıdır. hostel'lerde 6-7 kişiyle 30 euroya yer bulunur ama istenirse tabi.

amsterdam red light district, seks müzesi, uyuşturucu satılan kafeleri, şahane evleri, köprüleri, van gogh müzesi, her türlü gereksiz ürünü satan hediye mağazaları, geceleri insanları soyunuk sevişirken bulabileceğiniz dar, sidik kokan ara sokakları ile dünya gözüyle görülesi bir şehir,ülke, hatta dünyadır. kültür mantarları için pek geçerli değil tabi...

gezmek için merkez istasyondaki info point'e gidilip bir harita alınması ve görevlilerin birinden rahat rahat, uzun uzun bilgi alınması, gerekirse gidilecek yerlerin haritada işaretlendirilmesinin istenmesi tavsiye edilir.

aksi söylense de, taksim'de gece gezmiş biri için hiç de tehlikeli değildir bu şehir. insanlar nazik ve hoşgörülüdür. * red light districtte kokain satıcıları bile insanları en ufak bir şekilde rahatsız etmemek için üsluplarına dikkat eder ve istemediğiniz müddetçe sizinle göz teması bile kurmaz.

hazır gidilmişken alkol oranı yüksek absente satın alınnması (alışveriş mağazalarında bulmak mümkündür) farz olup, hollanda birası içilmeden dönülmesi şaşkınlığa yorulabilir.
hostel odasındaki duman sensörüne prezervatif takacak kadar yaratıcı insanları barındıran şehir.
Amsterdam
Dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui chantent
Les rêves qui les hantent
Au large d`Amsterdam
Dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui dorment
Comme des oriflammes
Le long des berges mornes
Dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui meurent
Pleins de bière et de drames
Aux premières lueurs
Mais dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui naissent
Dans la chaleur épaisse
Des langueurs océanes

Dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui mangent
Sur des nappes trop blanches
Des poissons ruisselants
Ils vous montrent des dents
A croquer la fortune
A décroisser la lune
A bouffer des haubans
Et ça sent la morue
Jusque dans le coeur des frites
Que leurs grosses mains invitent
A revenir en plus
Puis se lèvent en riant
Dans un bruit de tempête
Referment leur braguette
Et sortent en rotant

Dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui dansent
En se frottant la panse
Sur la panse des femmes
Et ils tournent et ils dansent
Comme des soleils crachés
Dans le son déchiré
D`un accordéon rance
Ils se tordent le cou
Pour mieux s`entendre rire
Jusqu`à ce que tout à coup
L`accordéon expire
Alors le geste grave
Alors le regard fier
Ils ramènent leur batave
Jusqu`en pleine lumière

Dans le port d`Amsterdam
Y a des marins qui boivent
Et qui boivent et reboivent
Et qui reboivent encore
Ils boivent à la santé
Des putains d`Amsterdam
De Hambourg ou d`ailleurs
Enfin ils boivent aux dames
Qui leur donnent leur joli corps
Qui leur donnent leur vertu
Pour une pièce en or
Et quand ils ont bien bu
Se plantent le nez au ciel
Se mouchent dans les étoiles
Et ils pissent comme je pleure
Sur les femmes infidèles
Dans le port d`Amsterdam
Dans le port d`Amsterdam.


5 10 kere dinlerseniz duyguyu kavrayabileceğiniz muhteşem bir amsterdam tasviridir.jacques brel in en meşhur ve bence güzel şarkılarından biridir.
güncel Önemli Başlıklar