Geçtiğimiz cumartesi disko kralı na konuk olup, ufuk yıldırım ve ali güven üzerinden yapılan müzisyen birinin nasıl yaşadığına dair sohbet üzerine okan bayülgen in kendisine dönüp, 'tarık sen nasıl yaşıyorsun?' sorusuna karşılık, 'mütevazi bir insanım, olduğum gibiyim, hayatı ti ye alıyorum' cevabını veren şahsiyet.tebe yarebbim.

bir umut sarıkaya şahanesidir. söz konusu kahramanımızın asıl ismi oğulcan olup, kendisine aytek denmesini istemektedir.severek ve sevişerek evlenen cenk ve sinem çiftinin,zeka geliştirici oyuncakları ile oyanamayan, eğitim dvdlerini izlemeyen bunun yerine annesinin aypoduna halaylar, oyun havaları doldurup halıda dans eden bir arkadaşımızdır.annesi bu durumun suda doğum yapmaması ile alakalı olduğunu düşünmekte, babası ise vaziyetin vahimliğinin farkında, kimin aytek olmak isteyebileceğini sorgulamaktadır. tipi, atleti ve halı üzerindeki dansı ile bizleri bizden alan aytek ise anne ve babasının bunca oynamasına karşılık bir el bile çırpmadıklarından dolayı sitem etmekte ve sinirinden iki yaşında sigaraya başlayacağını söylemektedir. Çok komik çok.

sesiyle, şarkılarıyla, hissettirdikleriyle, yetmişi aşkın yaşına rağmen izleyici karşısındaki duruşuyla, konser öncesi ilk türküsüne of çekerek başlaması ve konser esnasında kendisine yapılan jestler karşısında utanıp, ben sefilliği seviyorum diyerek verdiği karşılıkla bu toprağın dile gelişidir aslında. bir konserinde marksist bi hocamı gördüğümde çok şaşırmıştım ne işi var acaba diye, malum kendisinin neredeyse hemen her türküsünde allah adı geçer. sonra anlamıştım bu toprakları, buranın insanını, buranın kültürünü biraz olsun anlayabilmen için bir iki neşet ertaş türküsü dinlemesi yeter insanın.yıllarca birçok farklı tarzda müzik dinledim, müzik yapan insanlarla bir arada bulundum. Hiçbiri değil de neşet ertaşın sazın bir teline vurması yeterlidir gözlerimden yaşların boşalması için. bu da kıymeti paha biçilemez bir şeydir. Özellikle bu zamanlarda iyice böyledir.

muhtemelen erkeklerde de görülebilen bir huy olabileceği gibi, kendi cinsimden farklı tıynetlerde olması farketmeksizin birçok hanım kızımızın, kendi gözlemlerim neticesinde birçok erkekten farklı olarak sahip olduğunu düşündüğüm huyu nedensizce daha doğrusu nedeni seninle alakalı olmadığı halde sana karşı surat asabilmesi, kapris yapabilmesi ve hatta ilişkilerinde birden bire araya mesafe koyması ve söz konusu durum hakkında karşısındakini adam yerine koyup doğru düzgün bir açıklama yapma gereksinimi duymamasıdır.sanırım en sinir bozucu farklardan biri de budur.

çocukluğumdan bu tarafa yeni türkü dinlerim de, pek öyle hayranı olmadığımdan olsa, meral özbek ismiyle tanışıklığım birçoklarının aksine yeni türkü sayesinde olmadı. Geçen yıl 14. bilgi üniversitesi nde düzenlenen sosyoloji öğrencileri kongresi akabinde kendi fakültemden bir hoca ile kongrenin kritiğini yapıyorken geçti meral özbek adı ilk olarak. gel zaman git zaman, bu yıl yüksek lisans için mimar sinan'a gidip gelirken ben, tanıştım meral hoca ile. tüm yoğunluğuna ve hakkımda hiç bir fikri olmamasına rağmen uzun süre konuştu benimle ve o süre boyunca belki yardımcı olabilirim düşüncesiyle elinden gelenin fazlasını yaptı. görüşmemiz sonrasında dahi hiç bir yardım dileğimi geri çevirmedi ve elinden geldiğince destek olmaya çalıştı. dünyalar iyisi ve bir o kadar da tatlı bir hanım kendisi. konuşma tarzından tutun da, görünümü, kokusu ve hatta kullandığı sigarası bile yazdığı şarkılara benziyor. bu yaşıma kadar kendi cinsimden bir başkasından bu kadar etkilenmediğimi söyleyebilirim. seviyoruz vesellam.

bir dizi oyuncusu olduğunu bilmiyorken kuaförede rastlayıp, gündelik haliyle, söz gelimi makyajsız, öylemesine tepeden topladığı saçları ve eşofmanları içerisinde çok ama çok beğendiğim kızdır. Her ne kadar sıkça yaptığı bel altı esprileri ve yercesine tükettiği sigaraları yaşına göre rahatsızlık verici olsa da, zira kendisi henüz 20 yaşında, hoşsohbeti ve samimiliği çok hoşuma gitmişti. Sonradan bir dizide oynadığını öğrendim ve kendisini izleme fırsatım oldu. Diyebilirim ki gündelik hali çok ama çok daha güzel ve dikkat çekici.

istanbul'un temmuz başındaki bu kavurucu sıcağında, kötü kağıt verip, hocaya rezil olurum endişesiyle, girmem durumunda geçer not alabilecekken, bile isteye finale girmeyip bütünlemeye ders bırakan bünyenin saatlerdir sıcaktan baymış halde masanın başında yapmış olduğudur.aslında revadır.oh olsundur.ders olsundur.

hasanpaşa da bir duvarda gördüğüm yazı:
"sayın başbakan,halkına kafa tutacağına git de barzanı itine kafa tut!"

"iki küçük yapana bir büyük bedava"
evet evet gerçekten böyleydi.gördüm yani.bunu yazan yaratıcı zihniyete buradan selam ediyorum.

oldukça akılcı bir şekilde hazırlanması gereken çantadır.tüm yolculuk boyunca size eşlik edeceği unutulmamalı ve çok da elzem olmayan eşyalardan mümkün olduğunca arındırılmalıdır.bunun yanında yine tüm yolculuk boyunca sizinle olacağı göz önünde bulundurularak ,çantayı satın alırken ödenecek paranın fazlasından kaçınılmamalı ve çantanın oldukça fonksiyonel olmasına dikkat edilmelidir.zira aksi halde yolculuk esnasında can sıkıcı hadiselere yol açabilir.

12 gün sonra ayak basacağım,gitmeden önce hakkında dinlediklerim ve araştırdığım kadarıyla dünya içerisinde başka bir gezegen olduğu kanısına vardığım,su üstünde şehir olarak nitelendirilen,küçük olmasına rağmen oldukça fazla turist çektiğinden kalınacak otel,hostel vb. yerlerin çok pahalı olduğu,gece hayatının çok canlı olduğu ,bunların yanında tarihiyle,sanatıyla,mimarisiyle görülmeye değer bir çok yer barındıran oldukça heyecan verici,bambaşka bir şehir..

merkez binası eminönü de;hizmet temcilcilikleri ise okmeydanı,esenler ve fikirtepe de(her ne kadar kadıköy olarak geçse de) bulunan ticaret odası.bir adet faaliyet belgesi ve ticari gazete kaydı için ayrı ayrı altışar ytl den toplam on iki ytl alan kurum.*

marmara üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi iktisat kulübü bünyesince çıkarılan,tüm yazarların öğrenci olduğu,içeriği oldukça renkli,her sayıda kendini yenileyen ve geliştiren,ilgiyle okunası öğrenci dergisi.

vücut ve el sabunları oldukça güzel ancak şampuanları da bir o kadar berbat olan firma.zira geçtiğimiz günlerde firmanın adına ve fiyatının ucuzluğuna aldanıp aldığım şampuan,güzelim saçlarımı yün yumuğı edip bırakmış ve bu durum firmanın gözümdeki imajının zedelenmesine sebebiyet vermiştir.*

an itibari ile beni benden almış,sıcacık pinhani şarkısı.bir diğeri için (bkz: haftanın sonu)

öğrenci kızının çıkaracağı vize için mali durum gösterir belge toplamaktan sıkılmış baba ile girilen diyalog:

kız:baba öğrendim ki şirketi olmayan işveren imza sirküleri değil imza beyannamesi alıyormuş noterden,haberin olsun,pazartesi günü hallet e mi?
baba:imza beyannamesini ne yapacaklar yahu??
kız:gidince sorarım baba..allah allah istiyorlar işte,ne yapabilirim..
baba:zaten istemedikleri bi sünnet olduğuma dair belge kaldı insafsızların.
kız:...

iktidara geldiği vakit ilk işlerinden birinin idamı geri getirmek olacağını ileri süren ilahiyatçı,avukat,siyasetçi kişi.

bir dönem pınar altuğ ve oktay kaynarcanın başrollerde yer aldığı bir dizi vardı atv de ve o dizide bu ailenin büyük kızını canlandıran bir hanım kızımız vardı.ben dahi bir kız olarak son derece luzümsuz bulduğum bu diziyi sırf bu hanım kızımız yüzünden ara ara takip ediyordum.gerçekten çok güzel kızdı ve ben hala adını bilmiyorum.

mevlana`nın yedi öğüdü:

1-cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
2-şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3-başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4-hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5-tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol.
6-hoşgörürlükte deniz gibi ol.
7-ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol!

kulağa küpe olanlardan yalnızca bir kaçı..

"pişmişin halinden hiç anlar mı ham,sözü kısa kesmek lazım vesselam."
"ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır."
"kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan fena söyleyici,fena öğretici,fena düşünceli olma."
"cahil olanların merhameti ve lütfu azdır."
"insana aradığı şeye bakılarak değer biçilir!"
"insanın kanadı gayretidir."
"akıl başka bir akılla birleşti mi nur,nefis başka bir nefisle birleşti mi karanlık artar."
"dost uğruna düşmanlarının lanetini,hakaretini,küfürlerini şerbet gibi iç.çünkü bu lanetler,hakaretler,küfürler seni lütuflara,senalara,aferinlere,manevi derecelere ulaştırır."