bugün

kamu dışında kalan sektördür. sömürmek için yaratılmışlardır. aklını kullanan, şansı ve dayısı olan bünyelerin parayı vurmaları olasıdır. onun dışında kalanlarınsa sömürülmekten başka fazla yaşamsal fonksiyonları yoktur.
eğitim düzeyi , tahsil durumu , kültür ve yaşam tarzı düzeyinde sizden çok çok aşağı konumdaki, 5 para etmez kıçıkırık adamların sizi çok rahat ezebileceği , aşağılayabileceği, 3 kuruş maaş için bir sürü pisliğe katlanmak zorunda olduğunuz , sabır nedir öğrenebileceğiniz, dişinizi biraz sıkıp kendi çabalarınızla kendinizi geliştirebilirseniz çok iyi konumlara gelebileceğiniz , iyi bir kariyer sahibi olabileceğiniz, çok iyi bir yaşam da sürebileceğiniz , yani özetle insanı vezir de eden rezil de eden sektör.
kamu sektörü kadar sağlam olmayan sektördür, çalışanın canını çıkarırlar, maaş olarak ağıza bir parmak bal çalsalar da küçük bir krizde veya ekonomik küçülmede topun ağzındasınızdır.
(bkz: burası borsa kim kime korsa)
hassektör
sermaye sahibi girişimciler tarafından kurulan işletmelerin genel adı. insan kaynakları departmanları vardır, bu departmanlarda en çok duyabileceğiniz cümle "bizde böyle"dir.(meali: beğenmiyorsan ikile bebeem)
maaş olarak kamu sektöründen iyi olduğu düşünülse de, eğer üst düzeylerde değilseniz çok da farklı değildir.
--- alıntı ---
efendim üst düzey yönetici arıyorlarmış, ek iş olsun diye başvurdum. 50 kişi filan başvurmuş. hepimizi işe aldılar, aynı düzeyde yönetici yapacaklar. aramızda iş adamı gibi konuşuyoruz, şakalaşıyoruz. elimize katalog verip sokağa saldılar. kendimizi ispatlamak için 10 milyarlık satış yapmamız gerekiyormuş. "olur yaparız" dedik. herkes, eşi dostu kim varsa yalvar yakar sattı. dünyanın parası kazanıldı. sonuçta yönetici olduğumuz firma kazanıyordu. ertesi gün yönetici arkadaşlarla ofiste oturduk. birkaç toplantı yaptık. güreştik, çok makara çocuklar. sonra bizi boş durmayın, gidip satış yapın diye gönderdiler. eş dost kalmadığı için hiçbir şey satamadık. geriye döndük, bunlar bizim mevkiye 50 kişi aha almışlar. artık kıdemli olmuştuk. bizim ekipten birkaçı arsanın orda toplantı yapmış, kendi firmalarını kurmuşlar. beni üst düzey yönetici olarak transfer etmek istediler. 10 milyarlık satış yapmam gerekiyormuş. o zaman anladım ki emeklerim sömürülüyor ama aynı ekip olsun yine yaparım arkadaş.
--- alıntı ---

(bkz: asım velioğlu)
(bkz: dudullu postası)
içinde binlerce kahpe bulunan çalışma hayatıdır.

hepiniz olmasa da, çoğunuz kahpesiniz ulan. çalışanı daha ne kadar çalıştırırım diye hesap kitap yapar durursunuz. o da yetmez canınız sıkıldığında işten çıkartırsınız.

ne istediniz ulan erkan abimizden? daha iki hafta önce bir oğlu oldu adamın! yeni doğan oğlu hastalandı, adam işten sonra hasteneye koştu oğlu için... sonra? sonra naptınız?

yeni çocuğu olan bir insanı işten çıkardınız.

bana hiç hak, hukuk, allah, kitap'tan bahsetmeyin lan. hiçbirinize güvenmiyorum. canınız cehenneme!
adamın götünden kan alırlar kamil sektörüdür. tabiki türkiye için geçerli.
insanın ağzına sıçan sektör.

sıçtı da ordan biliyorum.
ayağınızın kaydırılması an meselesi olan sektördür.
kaç saat çalıştırdıklarının önemi yoktur alacağınız ücret sabittir.
haftada sadece bir kere onların belirlediği bir gün tatil yapabilirsiniz, mesai saatlerinizin dönümü nasıl denk gelirse öyle olur. bir gün önce işten 00:00 da çıkmanız bir gün sonra 08:00 de işbaşı yapmanıza asla ama asla engel olmaz.
kimi zaman hastalıktan ayakta duramayacak olmanız da onları ilgilendiren bir durum değildir ne olursa olsun orda bulunmalı görevinizi yerine getirmelisinizdir.
üstlerinizin ve şirket politikasının yarattığı sıkıntılar yetmez gibi, sizinle aynı seviyede olan mesai arkadaşlarınız da nasıl yapsak da köstek olsak diye sürekli düşünür haldedir bu sektörde.
işin özeti; eğer içerisine girmişseniz; etiniz de kemiğiniz de onlarındır.
kurtlar sofrasıdır. kuzuların kurda dönüştüğü dönence şeklidir. bi bulaşanın kopamadığı enteresan janjanlı alanlardır ayrıca.
insanı kendi emeğine ve dolayısı ile de kendine yabancılaştıran gayya kuyusu.

(bkz: kamu sektörü)
bilgi işçisi dışındakilere üvey evlat muamelesi yapar.
elinden gelenin fazlasının fazlasını yaptığın halde hala memnun olmayan surat ifadesi ile karşılaştığın, iliğini kemiğini kurutmaya yemin etmiş bekar ve 40 yaş sınırındaki bayan patronla sınırlarının zorlandığı, en sonunda da lanet olsun diyerek bohçanı kapıp kaçtığın "özel emek hırsızlığı"..
(bkz: kurt kapanı)
insanın iliğini kemiğini sömüren sektördür. 2 yıla yakın özel bir gümrük şirketinde çalıştım ve anamdan emdiğim süt burnumdan fitil fitil geldi. gece saat 02.00 ye ihracat beyannamelerini hazırlamak, yetmedi ertesi sabah mesai saatini 2 dakika geçirince uyarı maili almalar, gece geç çıktım desen de o benim problemim değil diye küstahça konuşmalar, yaptığın işin karşılığında güler yüz ve tebrik yerine senin yaptığını eşeği bağlasak 10 günde öğrenir yapar demeler ve bonus olarak da fazla mesai ücretlerini vermemeleri özel sektörün başlıca özelliklerindendir. işten çıktım 2 ay oldu hala iş bulamadım. sıkıldım bunaldım ama çalışanın hakkını veren bir iş veren hala çıkmadı karşıma. 2 ay daha iş bulamazsam tasımı tarağımı toparlayıp baba ocağına geri dönmek farz oldu. eve gidince sorulan sorulara cevap yapamadım, başaramadım demek olacak. acı olacak benim için.
kriz durumlarında, maliyet düşürmek için ilk olarak işçi çıkarmayı düşünen zihniyet. halbuki ürün maliyetinde işçiliğin oranı %5 'leri geçmezken kolaycılığa kaçıp personel azaltılır. kriz bittikten sonra siparişleri yetiştirmek için mecburen sıfırdan yine işçi alacaklar. onu da eğitene kadar zararı kendilerine olacak. ama haberleri yok. gidin hammadde, ambalaj, finansman, nakliye gibi maliyetlerinizi düzeltin lan dümbükler!
bazen insana üniversite okuduğunu unutturacak kadar alçaltır. yıllarca verdiğin emek yaptığın masraf sanki hiç olmamıştır. çünkü tanıdıklar her zaman yapabileceklerinin önüne geçer. seçim sende yinede. ya bir kaç yılını feda edip memur olmak için uğraşıcaksın ya da aslında sıfatı dışında hiç bir şeyi olmayan insanlara kendini anlatacaksın
Artık çekici olmayan sektör. Emek arzının artmasıyla emeğin sömürülmesinin kolay hal alması.
özel sektörde çalışıyorum.
oğlum 7 (yedi) aylıkken bacağı kırıldı. ayağı 2 ay, temmuz ve ağustos aylarında kalçasından parmak uçlarına kadar alçıda kaldı. sonuna yakın kaşıntıdan o bir taraftan annesi üzüntüden bir taraftan ağlıyordu. ve nihayet doktoru, çarşamba günü getirin alçısını çıkartalım dedi. iş yerinden hemen izin istedim. 3 çocuk babası müdürüm "iki ay kalmış,

iki gün daha kalsın, cumartesi günü götürürsün" dedi ve bunu anlatırken eğer bir tek mübalağa yaptıysam, o müdürden beter olayım.
başka bir şey yazmama gerek var mı?
özel sektörde çalışıyorum.
Edit: imla
izin almanın deveye hendek atlatmaktan zor olduğu, yiğidin harman olduğu yer. ilk 5 yıl her yıl 15 gün, sonra her yıl 18 gün izin hakkın olur. ama yılda 1 hafta izin kullanırsın. o bile göze batar. izinde telefonlar susmaz. sonra kpss'ye bu ilgi neden diyorlar? sebep bu işte.
ağzına sıçar.
it gibi çalıştırıp, ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getirir. Başka bişeye gerek yok sanırım.
dün itibariyle dahil olduğum sektör. buradan bütün mühendis adaylarına sesleniyorum tünelin ucu çok boktan bir yere çıkıyo yardırın kpssye.