bugün
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız15
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi10
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır9
- erkeğe ne hediye alınır27
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır9
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması12
- kanınıza rengini verir misiniz15
- uzağı göremeyen insan18
- anın görüntüsü19
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- evlilik12
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek20
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
entry'ler (330)
işe gitmek için yapılan eylemdir. millet için tatil 3 gün öncesinden başlamıştır ama benim için tatil bugün başlayacak.
gereksiz kasılmaya neden olan hadisedir. fazla samimi olmamak gerek. zamanı gelince istemediğin kadar sık görüşülür nasıl olsa.
habersiz kalmamak için saniye saniye twitter olsun sözlükler olsun takip ettiğim eylemdir. günlerdir o kadar şaşkınlık içerisindeyim ki doğru düzgün hiçbir şey yazamadım. deyim yerindeyse resmen kal geldi. polislerin insanlığa sığmayan hareketlerine şahit olduktan sonra, kendi çocukları yaşındaki kızlara ettikleri hakaretleri ve muameleyi duyup okuduktan sonra elim ayağım buz kesti diyemedim yazamadım hiçbir şey. ömrüm boyunca kimseye bed dua etmedim ama 6 gündür bu adamlara ettiğim bed duanın haddi de hesabı da yok. hakettiğinizi yaşarsınız inşallah.
zordur şehir dışında üniversite okumak. her zorlukla sadece kendiniz başetmek zorundasınızdır. maddi manevi her türlü zorluklarda sadece kendiniz varsınızdır. etrafınızdaki insanların sizi kandıracağını ya da çıkarsız yanınızda olduklarını görmenizle başlar ve evin maddi her türlü maddi giderleriyle harçlığınızı ayarlamanızda hayatta para yetirme olgusunu öğrenmeye başlarsınız. sonra da hayatı yavaş yavaş öğrenmeye başlarsınız. ya ailenizden gördüğünüz eğitimi unutmaz ona göre yaşarsınız ya da ne olduğunuzu unutursunuz yazık edersiniz her şeye. seçim sizindir.
polis değilim, doktor değilim, ağır sanayi işçisi de değilim ama fabrika müdürünün egosu tatmin olsun diye çalışıyorum bugün. kendisi şuan uyuyordur sanırım.
ederlerse kaşar olurlar etmezlerse de kezban olurlar hislerini sakladıkları için.
sevgilisi olunca ailesine devamlı olarak sizin adınızı vererek sizin bile haberiniz olmadan sizi kullanması. sevgilisi olmadığında 7/24 yanınızdayken sevgilisi olduğunda sadece 'anneme sendeyim dedim bozma' demek için araması gibi davranışlar baş sebeplerdendir.
bir türlü kapanmayan, bu da yetmezmiş gibi faizi ile bizlere duyduğu sevgisini günden güne arttırandır.
sırf aileniz istedi diye bir bölümü tercih etmeyin. ben bunun acısını 3 yıldır yaşıyorum. sevmediğim bir meslekte üçüncü yılımı doldurmak üzereyim. ama inanılmaz derecede mutsuzum. yaptığım işten hiç memnun değilim, beni kesinlikle mutlu etmiyor ama madem okuduk mecburen çalışacağız mantığı ile hala hata yapıyorum. bakalım nereye kadar bu bana işkence gibi gelen iş hayatını sürdüreceğim?
üzücüdür. kişiye göre değişir beklentiler. kimi sınavlarının iyi neticelenmesini bekler, kimi sorunlarını aşabilmeyi,kimi eski iyi olan sağlığına kavuşmayı, kimisi ise sevdiğini bekler. bildiğim tek şey beklentilerin insanı yormasıdır. bekleme süreci zordur, sancılı geçer. sabretmek lazım gelir. ama gösterilen sabır da beklemek de ziyadesi ile üzer ve yorar insanı.
her günün işkence gibi geçmesine sebep olandır. nadirdir ülkemizde yaptığı işi seven kişiler. gönlüm isterdi ki yaptığı işi seven kişilerin grubunda olsaydım ama ne yazıkki olamadım. yıllardır yalnız yaşamanın verdiği bıkkınlıkla artık hiçbir şeyden keyif almamaya başladım. her şey sıradanlaştı. ailemi daha çok özler oldum. eve geldiğimde sadece dört duvarla sohbet etmekten, her gün sabahın 06:00 da uyanıp, yoğun, kıymet bilinmeyen ama türkiye'nin en büyük fabrikalarından birinde çalışıyor olmanın bezikliği ile güne başlamaktan ve artık yaşımın da 30 a yaklaşıyor olmasından dolayı kolay yorulmaktan, mücadele ve sabrımın eskisi gibi olmamasından kaynaklı kolay demorilize olmaktan sıkıldım.
yaptığınız işi seviyorsanız inanın hayat her zaman çok daha güzel olur. naçizane tavsiyem; istemediğiniz bölümde okumayın, istemediğiniz işi yapmayın. hayat cidden çekilmez hale geliyor.
yaptığınız işi seviyorsanız inanın hayat her zaman çok daha güzel olur. naçizane tavsiyem; istemediğiniz bölümde okumayın, istemediğiniz işi yapmayın. hayat cidden çekilmez hale geliyor.
bir işletmenin çalışanına verdiği değer, elemanlarına sunduğu imkanlardan ve yedirdiği yemekten anlaşılırmış düşüncesine bakılırsa çalışanına zerre değer vermeyen avrupanın en büyük fabrikasıdır. işe girene kadar türlü sınav ve mülakatların yapıldığı, durmadan çalışılan, işin hiç sakinleşmediği, normal, insani boyutlara gelmediği, insanın huzurunu bozan, sinir stres sahibi yapan en büyük fabrikadır. bazılarına göre burada hayat çok güzelken bazılarına işkence gelir. bu da çalışılmış olan bölümden ileri gelmektedir. eğer zamanla yarışılan, herkesin işinin acil olduğu ithalat ve ihracat bölümündeyseniz gerginlikten ikiye ayrılacak kıvama geliyorsunuz. daha 3 aylık eleman olmama rağmen istifa ettim ama kabul edilmedi. bakalım nereye kadar gidecek. gittiği yere kadar diyoruz efendim.
ayrıca eklemeden geçemeyeceğim en önemli nokta ise işe alındıktan sonra belli bir eğitimden geçmeden direkt olarak sizi işin içine atarlar burada. tıpkı yüzme bilmeyen bir insanı denizin ortasında en derine atmak gibidir. ciddi ölçüde deneye deneye öğrenirsin burada işi.
hem başımıza icat çıkarmayın eskiden eğitim mi varmış değil mi efendim?
ayrıca eklemeden geçemeyeceğim en önemli nokta ise işe alındıktan sonra belli bir eğitimden geçmeden direkt olarak sizi işin içine atarlar burada. tıpkı yüzme bilmeyen bir insanı denizin ortasında en derine atmak gibidir. ciddi ölçüde deneye deneye öğrenirsin burada işi.
hem başımıza icat çıkarmayın eskiden eğitim mi varmış değil mi efendim?
doğduğundan bu yana başına gelenleri yazan öğrencidir. hiçbir zaman üçüncü kağıda ihtiyaç duymadım. kısa ve öz yazardım.
öğrenciyken farkına varılmayan yanlardır. mezun olursun, işe girersin anlarsın o zaman öğrenciyken ne kadar rahat olduğunu. hele iş yerinde rahat değilsen, işini severek yapmıyorsan sık sık anarsın o günleri.
sıkıntıdan patlatır insanı. sıklıkla içinde bulunduğum durumdur. nefret ederim pazar günlerinden.
beş kere tekrarlanan beyin ameliyatından kalma kafanın birkaç yerinde yer edinen dikiş izleri.
belli bir zaman beklenince bir haltın olmadığını bilen insanlardır.
bugün neden böyle mutsuzum? neden bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyor ve o eksikliğin ne olduğunu bulamıyorum. bu farklı düşünceler neden mütemadiyen beni bulmakta? sıfır düşünceyle sadece günümü yaşayabileceğim zamanlarım sadece geçmişte mi kaldı, geriye gelmeyecek mi o günler?
kızların genellikle yanlış tespit yaptığı erkeklerdir.
kariyer, ilerlemek, para ve pul hayatını belli standartlarda sürdürebilmek olması gerekenlerin arasında. ama tüm bunların hayatın ta kendisi olması, sağlıktan, huzurdan üstün tutulması normal mi? önemli olan önce mutlu ve sağlıklı olmamız, huzur içinde yaşamımızı sevdiklerimizle sürdürebilmemiz değil miydi?