bugün

önce bir kaç gün geçer
kovalar haftaları
ıstırap içinde geçen her saniye her dakika
bir asır olur sanki, unutanın gönlünde
hatırlamakmış meğer unuttum demek bile
insan unutmazmış meğer gömermiş anıları kalbine
bir meltem rüzgarı eserse
kaldırırmış tozu toprağı
çıkarmış unutulan gömüldüğü yerden
unutmaya çalışma boşuna
yokmuş unutmak yokmuş meğer
görmezsin maziyi ancak
derinlere gömersen eğer.

sabri yılmaz
insanlığa bahşedilmiş en büyük yetenek.
aşık olacaksın, bitecek; bir daha sevemem sanacaksın ama yine seveceksin.

bir daha seveceksin..

eskiden kalan bütün masallara şaşıracaksın, şarkılara inancın kırılacak, hiç yaşanmamış, yaşanması imkânsız yalanlarla kandırıldığını düşüneceksin. sertleşecek, hırcınlaşacaksın.
mutsuzluğunun öfkesini çıkaracaksın başkalarından. düzene uyum sağlayanla düzenin dışında kalan parçan hiç kavuşamayacak birbirine...

bir gün aşk bitecek..

aşk bittiğinde yerine ne koyabileceğini düşüneceksin...

eğer aşkın boşalan koltuğunu dolduracak bir şey bulamazsan o zaman sen de 'tutunamayanlar' listesine gireceksin.."
ben ruhi bey nasılım oyununda uğur polat derki;

-unutmak, utanmaktır; siz bilirsiniz!
hatırlayamama durumu.
bazı insan ve de durumlar için aciliyette gerçekleşen , ama bazı insanlar ve de olaylar için de hiç gerçekleşemeyen hede. eğer gerçekleşemiyorsa artık o insan / olay / hede aklınızdan çok benliğinizin bir parçası olmuş demektir. kazınmış demektir bir yerlere ki işte o zaman sonun başlangıcıdır. geçmiş olsundur. o öyle orada hep ölene dek kalacaktır.
bazen yapılması gereken en akıllıca eylem...
beyne format atmak.
bir insan için verilebilcek en büyük ceza..unutulmak !
yaşadığın onca şein çok azını yanında taşıyabilmektir..
(bkz: ben seni unutmak icin sevmedim)
unutmasak delirirdik herhalde. başlarda zordur anıları bir bir yok saymak sonra karnınızdaki mutsuzluk çukuru büyüdükçe yeter dersiniz işte o tek kelime bu eylemin kankasıdır. sonra neler olur bilinmez; o her şeyim dediğinizin yüzüne bakarken kocaman bir boşluk görürsünüz, anılara dalayım derken güzel olanları hep es geçersiniz, sonra bir gün gelir ve o ulvi kelimeyi söyleyebilirsiniz: unuttum...
duyarsızlaşmanın son halidir. artık fark edememezlik durumudur.neleri unutacağımızı özgür irademizle seçebilirsek, ne güzel olurdu, olgusudur.
bazen çok zor olan... unutulmaya çalışılana, bir nefes kadar yakın hissetmişse kendisini insan, çok zor işte o zaman.
anlık ama etkileri geniş çaplı bir eylem. unutmak kolaydır ancak geri kazanmak zordur. uyanık olunmalıdır ki, güneşler pişmanlığı aydınlatmasın.
O'nu düşünmeyi kesmek. istemeden hatırlayamamak.
aşık olmak ve cinselliği cok fazla düşünmekle artan, yapılması gereken işleri aklına getirememek ve neyin nerde olduğunu bulamamak.
Çok zor oluyor ya.. Ne kadar unutmaya çalışsan da unutamamak.. çevrendekilere yalan atmak.. Bak ben seni unuttum anla artık; bitti gitti mazide kaldı" tavırlarını sergilemek sana karşı..
Başka birinde mutluluğu aramak ya da aramaya çalışmak ama bulamamak.. Hem kendini hem onu üzmek.. Sevgiyi gerçekten hak eden insanlara onu sevemediğin halde umut vermek.. Sonra bitirip sana yapılanı ona yapmak!! Ya da seni gerçekten seven(ki buna ASLA inanmıyorum) O, gerçekten mutlu edecek biriyle; senin anlayamadığın, anlayıpta değerini bilmediğin mükemmelliklere sonsuza kadar değer verecek biriyle; sırf seni unutamamak hala aşık olmak yüzünden beraber olmamak..
Kendini üzmek.. En yakın arkadaşlarına hep senden bahsetmek.. Unutmaya çalışmak ama başaramamak.. içtiğin 3. Kadehte senin için ağlamaya başlamak..
Dinlediğin her müzikte seni anmak.. Herkese unuttum derken aslında en büyük yalanı kendine söylediğini fark etmek.. Telefon her ¢aldığında,arayan gizli numaranın sen olduğunu düşünmek konuşamamak, ses çıkaramamak, diyememek..
Beraber kurulan hayallerin gerçekleşmeyeceğini bilip buna Lanet ederek içmeye devam etmek.. Tedavin sonuç vermeyecek senin.. Resmine bakıp gözlerine dokunmak.. Şuanda orda olduğunu bilip yanına gelememek.. Sırf seni üzmek için yalan $arkı sözleri yazmak..
Senin adının geçtiği ortamlardan kaçmak.. Ne kadar mutlu görünsen de aslında dünyadaki en mutsuz insanın kendin olduğunu düşünmek..(onun da aynısını yaptığını bilmek) Her gece senin rüyalarını görüp,sabah senle uyanmak,gerçekleri hatırlamak ve hayata isyan etmek.. Her "unut" diyene "unutamıyorum ya anlasana unutamıyorum" diye bağırıp onu kırmak..Sonra aslında senin değmeyecek biri olduğunu söyleyip ondan özür dilemek fakat 2 dk sonra senin dünyadaki en önemli varlık olduğunu,seni çok sevdiğini söylemek.. aslında senin de aynı şeyleri hissettiğini bilmek ama gurur yüzünden yanına gelememek..1 gelişimle her şeyin sona ereceğini bilmek ama senin gelmemen.. Senin de beklemen ve gitmemek.. Gidememek.. Dışarı çıktığında nereye gideceğini , ne yapacağını bilememek,beraber gittiğin yerlere gitmek istememek.. Hatta o soğuk şehre bile.
Sevdiğin şarkı nerde çıkarsa çıksın oraya koşa koşa gitmek ve gözlerinden süzülen damlalarla dinlemek.. Verdiğin sözleri tutamamak.. Eski günleri hatırlamak,güzel anıları düşünüp "keşke"yle başlayan cümleler kurmak... "Bak biz bu şarkıyı severdik" " Bak bu yolda yürürdük" "Bu oyunu oynardık" diye belki de yüz bin kere anlatmak en yakın dostuna...
Ahhh içmek,içmek,içmek ve seni sayıklamak.. Yaptığın herşey için, yaptığın her hata,söylediğin her kelime,onun canını acıtacak, yaptığın bütün hareketler adına pişman olmak ama bunu ona söyleyememek... ilk zamanlar ¢ok kızıp nefret ettiğini sanmak, fakat zamanla hepsinin saçma şeyler olduğunu, çocukluk yaptığını düşünmek ve her şeye Lanet etmek..
Çok şey ifade eden ilk buluşmayı hatırlamak.. O günün tarihini, saatini, dakikasını, saniyesini, konuşulanları unutmamak... Her şarkıyı sana armağan etmek ama senin bunu bilmeyeceğini bilmek..!! Dışarı çıkarken; eskiden yanındayken bile özlediğin kişiyi hatırlamamak için dua etmek...
Sana msj atmamak için numaranı silmeye çalışmak ama aslında numaranın ezberinde olduğunu bilmek.. telefondaki sana yolladığı bütün msjları bir anlık sinirle silip bunun için pişman olup ağlamak.. Diğer hattını taktığında onun bazı msjlarının hala kayıtlı olduğunu görmek ve 1 minik çocuk misali sevinmek...
Her an seni düşünmek; aklından çıkarmaya çalışmak ama başaramamak... Bir arkadaşının; ısıtmak için bir zamanlar senin tuttuğun eli tutup ısıtması ve senin içinin acıması.. hala seninleymiş, seninmiş gibi hissetmek..
Belki bazen annenin sıcaklığında hissetmek.. Saçlarına dokunan o ellerin aslında onun minik,soğukta kızaran elleri.
Beraber olmaya çalıştığın başka biriyle yapamamak ve onun her hareketini seninle kıyaslamak..
Herkese karşı çıkıp onun gözlerinde kaybolduğunu,unutmak istemediğini haykırmak...
Her yere adını yazmak,sonra karalamak...
Beraber çekildiğiniz bütün resimleri yırtmak,bilgisayardan,telefondan silmek ama aslında hepsinin kalbinde var olduğunu hatırlayıp tekrar bakmak.. En sevdiğin şeylerden artık bi zevk almadığını anlamak... gülüyor görünmek ama aslında gözyaşLarını i¢ine akıtmak..
Kalabalıklarda kaybolmak..Yüksel Cad. ortadan 1. bank(notun hala duruyor çantamda silinmedi) insan silüetleri.
Seninle beraberken çabucak geçen zamanın artık neden geçmek bilmediğini düşünmek... Eskiden onu; senin bıraktığın evine artık kimlerin bıraktığını düşünmek.. Ve eskileri hatırlamak.. Otobüs duraklarını.. AŞTi'yi..
Seni düşünmek, seni yaşamak, seni sevmek.. Gecenin köründe sesini duymayı istemek ve gizliden aramak,seninde o olduğunu bildiğin halde konuşmamana sessizce ağlayıp,nefesinin sesini dinlemek.. Bilinçaltının senle dolu olduğunu bilmek ve bundan kurtulamamak..
Seni sensiz yaşamayı öğrenememek.. Unutamamak..çoooook zorr oluo inan bana..
Ve en zoru ne biliyor musun??? Yolların sürekli bir yerlerde kesişmesi.. Beni bu kadar kolay unuttuğunu sildiğini.. Hatıraların yalan olduğunu.. Artık umurunda olmadığımı..Ama yine de seni seviyorum.

Zoru öğrettin bana ... Ama sınavdan geçemedim, Olur ya bu yazımı görürsün.. Seni Seviyorum Sonsuza Kadar..(bak aradan ne kadar zaman geçti?)

http://www.bira.gen.tr alıntıdır.
en derin yaralar kapanıyorsa, en büyük acılar unutuluyorsa neden korkulur bu hayattan söyleyin bana...
doğrudur, yaralar kapanır ama izi kalır...
başa bela olduğu gibi büyük bir nimettir de.
unutmak isteyeceğiniz kişiler ya da olaylar hep hayatınızda dönüm noktası olan şeylerdir.Bu yüzden de unutulması imkansızdır zaten.siz unutmak istediğinizi hep kendinize tekrarladığınızdan bir türlü unutamazsınız.ancak eternal sunshine of the spotless mindtaki gibi bir teknoloji söz konusu olabilir ki bunu da filmde gördük öyle bile mümkün olmuyor.Kimse unutulmak istemez şahsen birinin hayatına girsem aman beni unutsa demem.ben unutacaksam da unuturm denir herkes yapar bunu..Yazılan şarkılarda da bu sebepten "seni unutmayayım" diey bir söz geçemz hep geçen söz" beni unutma"dır...
bilimsel açıdan yaklaşmak gerekirse* beyin o günlük yapacağı işleri önem sırasına göre planlar, bir sıraya koyar. bu listenin alt tarafında kalan şeyler ne yazık ki çevre, kişinin psikolojisi, içinde bulunduğu durumun etkisiyle unutulur. fakat insanoğlu öğrendiği, edindiği hiç bir şeyi tam olarak unutamaz. herhangi bir çağrışım, uyaran sonucunda süreç işlemeye başlar ve unuttuğumuz şeyi tekrar hatırlarız. unuttuğumuz, tarihin tozlu sayfalarına gömdüğümüzü sandığımız kişi ve olayları tesadüfen duyduğumuz bir şarkının sonunda hatırlamamız bu yüzdendir efem. ne kadar acı verici değil mi? heyhat, beyne format atılmıyor ki!! *
hayatta kalmamızı sağlayan, insanoğlunun en önemli özelliklerinden bir tanesidir.öleni unutmak mesela..eğer unutulmasaydı o acıyla asla yaşanılmayacağı bir gerçektir.
Barış Manço'nun çok sevdiğim bir şarkısının sözlerinde geçen" (bkz: unutmak)kolay demiştin,alışırsın demiştin.Öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme...Gözlerimde yaş kalbimde sızı unutamadım seniiiiiii unutamadım unutamadım ne olur anla benii" diye dewam eden süper ötesi bir parçadır.
fazla da üzülme hayat bitiyo bir gün , unutmak aslında hatırlamaktır ..