bugün

Kathryn Bigelow un yönettiği, jeremy renner ve guy pearce'ın rol aldıkları savaş psikolojisiyle alakalı bir film.
evangeline lilly nin daha açık söylemek gerekirse kate austen ın figüran olarak oynadığı abd nin ırak taki katliamını meşru göstermeye çalışan aksiyon filmi.
Herkesin potansiyel düşman ve her objenin de ölümcül bomba olduğu Irak'ta, elit askerler dünyanın en zor görevlerinden birinde yer alır. Sıcak savaşın ortasında bombaları imha etmekle yükümlüdürler. Takım lideri William James, hem bu yaygın bombalardan hem de psikolojik ve duygusal etkilenmelerle uğraşmaktadır. James'in iki askeri kendini cürretkarca savaşın ortasına atar. James ise ölümü aldırmadığı için askerlerine yardıma gider. Yeni vahşi liderini korumaya çabalayan adamlar, şehri kaosa sürekler.
Mark Boald, Irak savaşındaki askerlerin yaşadığı deneyimler ilk defa bir filmde yer aldığını, görüntülerin CNN'deki gibi gerçekçi olduğunu ve birçok savaş filminin savaş bitmeden gösterilmediğini belirtmektedir. Günümüzde de devam eden savaş dolayısıyla, filmin güçlü oyuncu kadrosunun savaşı hissederek sergilediği etkileyici performans, eleştirmenler tarafından tam not almıştır. Film ilk kez 65. Venedik Film Festivalinde seyirciyle buluşmuştur. Film "signis" ödülü dahil birçok ödüle layık görülmüştür.
işleniş açısından zengin kadrosu ve atmosferi birebir vererek görsel bir sinema ziyafeti yaşatan bir savaş filmi. açı tercihleri ve renkler arada bir usta oyuncuların ortaya çıkması- ki en çok şaşırtan ralph fiennes olmuştur- size bir anda amerikan üniformasını giydiriyor. üniforma üstüne tek taraflı olarak, bakış açınıza biraz demagoji, biraz barış için geldik biraz da amerikan millyetçiliği pompalanıyor. pompanın üstüne kan sıçrıyor ama genelde ya direnişçilerin ya da sivillerin kanı oluyor bunlar. genel olarak ırak taki amerikan işgaline ait başka bir holywood filmi ama en başarılısı denebilir.

not:diğer süpriz isimler içinde christian camargo, david morse ve lost un kate i evangeline lilly de sayabiliriz..
fragmanından da anlaşılacağı üzere güzel bir savaş filmi.

http://www.sabah.com.tr/m...54-4e11-bf88-b0b11aec9836
belgesel gibi bir film. oyuncu kadrosuna kanıp izlemeye değmez.
--spoiler--

ölümcül tuzak

tür : savaş, dram, aksiyon
yönetmen : Kathryn Bigelow
Senaryo : Mark Boal
Görüntü Yönetmeni: Barry Ackroyd
Müzik : Marco Beltrami, Buck Sanders
Yapım : 2008, abd 130 dk.
oyuncular : Jeremy Renner (Wiiliam James), Anthony Mackie (jt sanborn), brian
geraght, (owen eldridge), guy pearce (matt thompson), ralp fiennes
(ekip lideri), David morse (albay reed)

Herkesin potansiyel düşman ve her objenin de ölümcül bomba olduğu ırak'ta, elit askerler dünyanın en zor görevlerinden birinde yer alır. sıcak savaşın ortasında bombaları imha etmekle yükümlüdürler. takım lideri william james, hem bu yaygın bombalardan hem de psikolojik ve duygusal etkilenmelerle uğraşmaktadır. james'in iki askeri kendilerini cüretkarca savaşın ortasına atarlar. james ise ölüme aldırmadığı için askerlerine yardıma gider. yeni vahşi liderini korumaya çalışan adamlar şehri kaosa sürüklerler.
--spoiler--

hark boald ırak savaşındaki askerlerin yaşadıkları deneyimleri ilk kez böyle bir filmde yer aldığını, görüntülerin cnn' deki gibi gerçekçi olduğunu ve bir çok savaş filminin savaş bitmeden gösterilmediğini belirtmektedir. günümüzde de devam eden savaş; dolayısıyla filmin güçlü oyuncu kadrosunun savaşı hissederek sergilediği etkileyici performans, eleştirmenler tarafından tam not almıştır. ve signis ödülü dahil, bir çok ödüle layık görülmüş bir filmdir.
olayın psikolojik yönünü yansıtan ender filmlerden biridir bu. nefes gibi...

ancak yaşayanlar az çok anlar.
dün gece izlediğim, 9 dalda oscar adayı olan, ırak'da görev yapan bir gurup bomba imha timinin görevini anlatan bir film. feci şekilde amerikan propangadası da yapmaktadır.

filme iki açıdan yaklaşabiliriz. birincisi sinematografik açıdan, ikincisi ise ırak'da anlatılan şeylerin gösterilmesi, yani gerçekçiliği açısından ;

---spoler---

sinematografik açıdan filmi gayet başarılı buldum. film bizi kolay bir şekilde amerikan askerlerinin gözü kulağı yapıyor. yani biz de onlar gibi hissediyoruz film boyunca. bombalar patlayacak mı patlamayacak mı diye heyecan yapıyoruz. onların gözünden çatışma sahnelerinin içerisine giriyoruz. yönetmen bu konularda çok başarılı olmuş ve iyi iş çıkarmış. oyunculuklar ise çok başarılı. tek tek yazmaya gerek yok aslında. tim içerisinde bulunan tüm oyuncular gayet başarılı. savaşın getirdiği psikolojik bozuklukları gayet iyi yansıtmışlar. ayrıca sürpriz bir şekilde filmin sonlarında karşımıza lost'tan tanıdığımız kevaşe kate (Evangeline Lilly) çıkıyor. bu da benim gece gece sırıtmama neden oluyor tabi.

diğer açıdan filme bakacak olursak iki şey görürüz ortak paydada buluşan. birincisi filmdeki mantıksızıklar, ikincisi de filmdeki amerikan propagandası.

ilkini ele alacak olursak keskin nişancı çatışması sahnesi bana nedense çok mantıksız geldi. direnişçilerin bulunduğu yerin askeri helikopter ve uçaklarla vurulmaması birinci hataydı. diğeri de bizim coniler şarjörü temizleyeceğim diye zaman kaybederken, karşı taraftan kimsenin ateş etmemesiydi. paralı askerlerden 3 kişi mefta olurken, gayet seri ve isabetli ateş eden direnişçiler, coniler silah başına geçince nedense, neredeyse hiç ateş etmedi. ayrıca en sonda bir direnişçi keçilerin arasında mevzilenip yine aynı şekilde iki saat bizimkileri dikizleyip hiç ateş etmedi, "gel beni vur der" gibi. sonra mefta oldu tabi. birşey kaçırdım mı bilmiyorum ama bunlar bana saçma geldi. ayrıca çoğu kimsenin bahsettiği üzere bomba imha ekibinin bombaları imha yöntemi de gerçeğe aykırıydı.

ikincisine geçersek film çok belli etmeden amerikan propagandası yapıyor. filmde savaşın anlamsızlığı ya da amerikan işgali yerine, ıraklı sivillerin hayatlarını kurtarmak için canlarını tehlikeye atabilecek, karizmanın dibine vuran amerikan askerleri anlatılıyor. filme göre çoğu amerikan askeri çocukları seven, hatta ıraklı bir çocuk için kuralları hiçe sayabilen, karizmatik, toplumla herşeye rağmen iletişim kurmaya çalışan, birinci planda ıraklı şüphelileri vurmayan (risk taşıyan hiçbir ıraklıya ateş etmiyorlar. sonda üzerine bomba bağlı olan ıraklı gibi. adamı kurtarmaya çalışıyorlar) tarzda askerlerdir. ıraklılar (neredeyse hepsi)ise kendi evlerinde (kendi ülkelerinde) terörist gibi (güya) yaşayan, hemen hemen hepsi bomba manyağı (kendi yaptıkları, çeşitli yerlere yerleştirdikleri ve güya herkes öldürmek isteyen) olan insanlardır. yani anlayacağınız film tarafsızlığın dibine vurmuş!!

---spoiler---

eğer ki bu propagandayı görmezden gelip izleyecekseniz izleyin derim. vasat üstü bir film.
çok iyi bir yönetmen filmidir. çekim, kurgu, kamera açıları falan iyidir. fakat konu çok anlamsız ve propaganda malzemelidir. 2 saatlik zaman kaybı olarak görüyorum açıkçası.
çok merak ettiğim , edindiğim ama bir türlü izleme fırsatımın olmadığı, en son bafta yı sallayan yapım.
irak'taki üc kisilik amerikali bomba imha ekibinin baslarindan gecen olaylari objektif olarak anlatmaya calisan film.

filmin konusu hakkinda cok fazla bir bilgi sahibi olmadan izledigim icin film basladiktan sonra bomba imha ekibi disindaki olaylarin ve kisilerin de konuya dahil olacagini sandim ama film devam ettikce bu düsünce yavas yavas gitti.

bir kere kendi acimdan göze ilk carpan sey filmin gercek bir olaydan esinlenerek yapilmamis oldugu gercegi gün yüzü gibi ortaya cikiyor. ama bu cok fazla da abartilarak izleyiciye sunulmuyor. 'uydurma' bir hikayenin dozu bence gayet iyi ayarlanmis. sadece William James benim gözümde birazcik abarti olarak kaldi diyecegim ama Jeremy Renner'in oyunculug gayet dozajinda oldugu icin onun da üstünde cok fazla durulmamasi kanaatindeyim.

--spoiler--
kafamin almadigi bir sahne oldu filmde. icine bomba yerlestirilmis cocuk cesedi ile karsilastiklari sahnede william onun, kendisine dvd satan cocuk oldugunu iddia etti. daha sonra dvd sattigi tezgaha gidip onun patronuna cocugu sordu. adami silahla tehdit edip kendisini, cocuga götürmesini söyledi. adam da onu arabasiyla bir evin önüne getirdi. william evin icine girdi ve evde irak'li bir profesör ile karsilasti. adam kendisini gayet kibar sekilde karsiladi her ne kadar william'in elinde silahla evini basmasina ragmen. sonra william adamin profesör oldugunu ögrenince söyle bir duruldu, silahini indirdi. daha sonra adamin karisi ile karsilasti evin icinde. kadin amerikali bir askeri kendi evinde silah ile öylece önünde gördügü icin panik yaparak william'a elindeki tepsiyle saldirmaya vurmaya basladi ve william hemen cikip kosarak kacarcasina gitti evden. evet sahne bu, anlamadigim yer ise; o profesör beckham lakapli cocugun nesi oluyor? babasi mi yoksa akrabasi mi? ve eger babasi ise, bir profesör'ün cocugu niye porno dvd satar. yoksa anlatilmak istenen 'bak savas(isgal) buralari ne hale getirmis, profesör cocugu sokaklarda porno dvd'si satar hale gelmis' miydi de ben mi anlamadim?

onun disinda deginmek istedigim bir baska sahne ise; yukarida anlattigim sahnenin baslarinda, william'in dvd tezgahina gidip adama cocugu sordugu sirada adamin 'no english' demesine 'tabii simdi ingilizce bilmiyorsun degil mi' seklinde tepki vermesi. burada anlatilmak istenen, amerikalilarin ana dilleri olan ingilizceyi hakikaten dünyadaki tüm insanlarin konusabildiklerine inaniyor olabilecek kadar salak olduklarini vurgulamak mi? yoksa bir amerikali asker 50-60 yaslarindaki sokakta dvd satan bir irakli adamin ingilizce bilmek zorunda oldugu kanisina nereden varir?
--spoiler--
gelmiş geçmiş en sikko en iyi film oscarı sahibi.
en yakın zamanda izleyeceğim, eğer kofti çıkarsan ananı bellerim ama!
en iyi film ve en iyi yönetmen dahil 6 oscar kazanmış olan film.
haddinden fazla ödül alarak, bu yılın slumdog millionaire'i oldu.
82.oscar ödülleri'nde 3 teknik ödülün yanı sıra en iyi senaryo, en iyi film, en iyi yönetmen ödülleri sahibi olan "overrated" filmdir.
bildiğin klişe, üstelik sıkıcı saçma sapan bir film. türkiye'de gösterime girdimi bilmiyorum ama girdiyse bile tekrardan döner bu.bu filme bu kadar çok oscar dayanması ( en iyi film,en iyi yönetmen dahil )hakkında uzun uzun yazabilirim aslında ama gerçekten çok feci gribim artı kafa açmak istemiyorum sabah sabah.
o yüzden kısa keselim ve kahve ağzıyla özetleyelim;
ben bu filme 6 dalda ödül veren akademinin ta a.q
peşin edit: bu sene aday olan tüm filmleri izledim. bu kadar sikko filmi bir arada görmemiştim gerçekten. benim adayım tarantino'nun filmiydi ama ona ödül vermiyecekleri çok açıktı. kötünün iyisi olacaktı seçilecek film. o bile olmamış. yazık.
2 ay önce izledikten sonra, 6 oscar aldığını gördüğümde, o film bu film mi acaba diye düşünürken helak oldum. yönetmen ödülünü alırken herşeyi anlatan cümleyi kurdu zaten.

cia ve bilmem kime teşekkürler... daha ötesi yok. istersem verme oscar ı adamın aklını alıverirler.
titanic gibi overrated bir filme zamanında bütün oscarları bayılan oscar'ın yine savaş karşıtı olan (ve görsel açıdan müthiş bir film olan) avatar yerine 6 tane ödülü bayıldığı nispeten savaş yanlısı olan (#7277944) klişe bir filmdir. anlayacağınız oscar yine yaptı yapacağını!...

(bkz: bsg)
iki overrated film arasından fazlaca oscar alan tarafta olan filmdir.
ben bu filmi, film olarak değil de yani öyle bir bakalım ırakta neler oluyormuş gibisinden felan seyretmiştim,bana göre de filmin hicbir orjinaliği yoktu .o kadar film arasından en iyi film oscar ını almıs ya, gercekten sasırdım.
akılları sıra izlemeyenlerin dikkatini cekip ,ya biz ırakta neler cekiyoz ,ne zorluklar var, evde karımız bekliyor ama biz sizin icin ırak ın anasını sikiyoruz ama gururluyuz mesajını vereceklerdir,vermişlerdir.

ha izlemeyene tavsiyem ,ben cok önceden izledim hic bi bok yoktu ,bana göre zaman kaybı olur,bos yere izleme,git porno izle.
ben bu filmi izlerken ileri almaktan parmagım acımıstı,6 oscar aldıgını duyunca anladım ki cekilen acıların elbet bir getirisi olurmus.bir de orijinal senaryo ödülünü almıs vay be,sen neymişsin be abi.bu filmin senaryosu gizli özne gibin birsey heral ben göremedim de.
Kahraman, iyi kalpli Amerikan askeri hikayesi her zaman tutar. Black Hawk Down bile bu sayede Oscar aldı. Bilir misiniz o Black Hawk Down filmi gerçek bir olaya dayanır 20 ABD askeri Mogadişu'nun en azılı mahallesinde mahsur kalır ve o askerleri kim kurtarır Türk bordo berelileri. Peki filmde hiç bundan bahsedilir mi? Hayır. Neyse bu filme gelelim bazıları Irak'ın hali bu o adamlar gerçekten bombalarla uğraşıyor bu filmde onu anlatıyor demişler. Ulan demezler mi o adamlar o ülkeyi işgal etmeseydi zaten o bombalamalar olmayacaktı.
Bir de iyi kalpli ABD askeri meselesine. Bu adamlar değil mi ki birkaç yıl önce 14 yaşındaki Iraklı kıza tecavüz edip ardından olayı örtbas etmek için tüm ailesini kurşuna dizip ve bununla da yetinmeyip yakan ve üstlerine önce terörist diye (ulan işgalciniz ve işgalinize karşı gelenlere terörist diyorsunuz) rapor etmişler. Filme böyle bakın.
yapımcıları email yoluyla büyük bir kitleye 'bizi destekleyin oscar avatara gitmesin' forward ı atmışdı.
http://www.uk.imdb.com/news/ni1655627/
işe yarıyomuş . *