bugün

japon sinemasının en ''arıza'' yönetmenlerinden biridir.ülkemizde ilk kez 2004 yılında ''ölüm provası'' adlı korku-gerilim türü filmi ile karşımıza çıkmıştır.japon toplumunun içindeki şiddeti esprili bir şekilde korkuya döker.
''ichi the killer'',''üç sıradışı'' izlemeye değer filimleridir.bir nevi japon tarantino'dur.
bazen acaba haneke gibi rahatsız etmek için mi gerçekten bazı öğeleri bu kadar yoğun kullanıyor üstüne basıyor yoksa sadece fantazya mı bunlar diye düşündüren japon yönetmen..
kendisi ilk altın palmiye ödülünü kazanan japan yönetmen olan shohei imamura'nın öğrencisidir. Audition (1999), Dead or Alive (1999) filmleri ile 2000'in başında ünlü olmuştur. ünlü olmasının nedeni de yaşattığı dehşet dolu sahneler ve sapkın görüntülerdir. bu kanlı canlı sahneleri de haddinden fazla karikatürize eder, esasen olaylar bazı suçluların etrafında döner bunlara da örnek olarak ''katil ichi'' örnek gösterilebilir. bu anlamda aslında kara bir mizaha da sahiptir, onda pek sınıra dair bişey aranması da yanlıştır. zira filmlerindeki bazı sahnelerin -beynin açılıp çiçek gibi sulanması ya da bir insanın kasap çengelleri tarafından asılıp sırtında karides pişirilmesi- direk görünüp yaşanıması gerekir.

sırf bu filmlerle kalsaydı elime çok iyi bir koz bırakırdı bu sürrealist manyağın (bkz: GOZU) eleştirilmek adına. ama manyak bile diyemiyorum, bu tür fülmlere sahip birisinin aslında bir anlamda çok ilginç filmleri de vardır mesela ''great yokoi war'' isimindeki filmi gerçek anlamda ilginçtir, epik etkiler taşıyan bir japon filmi olarak da addedilebilir ki zaten filmdeki tuhaf yaratıklar da kurosawa nın dreams'ındaki gibi japonların mitolojilerinde bulunmaktadır. bu açıdan çok yönlü diyebiliriz. ama bazı filmlerinin ardındaki felsefi temeller de bir nevi ortaya koyduğu vahşete katlanılabilme gerçekliğini arttırabilir. Masters of Horror'un birinci sezonunda john carpenter, mick garris ve william leone gibi yönetmenlerle birlikte çektikleri kısa korku filmleri yayınlanmıştır. fakat sorun şu ki imprint isimli filmine mick garris bile dayanamamıştır.

bunların dışında reenkarnasyon, aile ve kaos gibi konular ortak konulardır onun filminde bir açıdan onu karakteristik kılar. ama bazı filmlerinde dolayı çok eleştirilmektedir; japonların johnny depp'i olantadanabu asano(ichi'deki kakihara)nın oynadığı ichi'de kadınlara şiddet had safhadadır, hatta filmin başlarında da kadını becerip ağzını burnunu dağıtan adam ichi tarafından öldürülür fakat daha sonra ichi de kadının teşekkürlerine; ''şimdi seni ben döveceğim'' şeklinde bir karşı-teşekür eder. ve daha sonra bu süpermenimiz mübarek elleri ile kadınımızın tanrının en yakın olduğu yerden-ahanda şah damarından-fışkırtır. bu özelliklerinden dolayı-vahşet, kadınlara uygulanan şiddet vs.- film ingilterede yasaklanmıştır. daha sonra da ünlü yönetmenlerle bir araya gelip korku filmleri serisi çektiğinde tekrardan miike bu yasaktan nasibini alacaktır (bkz: masters of horrors).
hayatta sansür yoktur sözünün sahibi usta yönetmen..ölüm provası*ndaki işkence yöntemlerini tek geçerim.. her filminde söyleyecek çok fazla şeyi olan ve bunları olabilecek en rahatsız edici şekilde ortaya koyan yönetmen aynı zamanda..
(bkz: sukiyaki western django)
hostel'de neden oynadi, quentin tarantino mu bunu zorladi, bilmiyorum. bildigim, kendisinin incelenmesi gereken bir canli turu oldugu.. ichi the killer nedir ulan manyak herif, ayi herif.
dünya üzerindeki yaşayan en iyi on yönetmenden birisi.
adamın tarzı var bir kere.
her filmimi izleyen üzerinden kamyon geçmiş gibi hissetmeli diyen.
japon ailesi, soyalı yemekler yer, kadınlar mutlaka etekli, geleneksek modern kızlar olmalı vs gibi, bir filme en baştan en sona kadar tarzını yerleştiren adam.
ha bu takashi olayı ilginç, takashi miike, takashi muzuki, takashi kitano,
adamların soyadı takashi aslında.
audition filmini izlediğimde üzerimden kamyon değil tır geçmiş etkisi yaratan. japon'ların tarantino'su olarak bilinen usta yönetmen.
ichi the killer filmiyle şiddet üzerine güzel bir inceleme yapmış yönetmendir.
Takaşi Miike (Japonca: 三池 崇史, Miike Takaşi Miike 1960 yılında Osaka’da doğdu, imamura Shohei’nin kurduğu ve başında bulunduğu Japon Görsel Sanatlar Akademisi’nde eğitim gördü. “ Zegen ” (1987) ve “ Kuroi Ame / Black Rain / Siyah Yağmur ”da (1989) Shohei’nin birinci asistanı olarak çalışan yönetmen, Japonya’nın önde gelen yönetmenlerinden olan Onchi Hideo ve Kuroki Kazuor’un da asistanlıklarını yaptı.; d. 24 Ağustos 1960), Japon film yapımcısı.