bugün

the corrs coverıdır. Pop temeları içersede gayet anlamlı gereksiz olmayan bir şarkı.

now here you go again, you say you want your freedom
well who am i to keep you down
it's only right that you should play the way you feel it
but listen carefully to the sound
of your loneliness

like a heartbeat drives you mad
in the stillness of remembering what you had
and what you lost

yeah, thunder only happens when it's raining
players only love you when they're playing
yeah, women they will come and they will go
when the rain washes you clean you'll know, you'll know...

now here i go again, i see the crystal visions
i keep my visions to myself
well it's only me that wants to wrap around your dreams and
have you any dreams you'd like to sell
dreams of loneliness

like a heartbeat drives you mad
in the stillness of remembering what you had
(drives you mad,) and what you lost, (remember what you had)

thunder only happens when it's raining
(thunder only happens when it's...)
players only love you when they're playing
(players only love you when they're...)
yeah, women they will come and they will go, (they will go...)
when the rain washes you clean you'll know...

yeah, thunder only happens when it's raining
(thunder only happens when it's...)
players only love you when they're playing
(players only love you when they're...)
yeah, women they will come and they will go, (they will go...)
when the rain washes you clean you'll know...
the corrs şarkısı değildir, fleetwood mac parçasıdır. corrs cover yapmıştır.
set me free albümünden bir cem köksal şarkısıdır.

Today I felt I am living with my fears
Weariness is turning to my tears
Yesterday has gone
I cannot carry more
What if I begin to disappear
Sometimes I feel I was in a cage
Sometimes I feel I could turn that page
I was never on this way
Life changed it someway
But I have to make my dreams come true
What if I can not
My life will be gone with defection away
Dreams
We have to build more
Dreams
For what we have been born
Dreams
We can not let them go
Dreams
Do not let them been torn
What if I can not
My life will be gone with defection away
Dreams
We have to build more
Dreams
For what we have been born
Dreams
We can not let them go
Dreams
Do not let them been torn
yıllar önce oynanan bilgisayar oyunu.*
(bkz: duncan)
(bkz: the dreamers)
the cranberries in asmis guzel sarkisi. ayni zamanda mesajiniz var filminde sountrack olarak kullanilmistir.
orijinal adı yume olan kurusowa filmidir. filmde akira kurusowa'nın gördüğü rüyaların hikayeleştirilmiş halleri bulunmakta. 1990 yılı yapımda geçmiş, bugün ve gelecek temaları işlenmekte. fantastik drama türünde muhteşem bir filmdir.
türkçe karşılığı "düşler" olan ingilizce kelime.
akira kurosawa'nin 1990 yapımı rüyalarından oluşan bir filmdir dreams. 8 bölümden oluşmaktadır ve her düş de oldukça ilginçtir. fakat bazıları belki fazlalıkla epik ve söylensel(mitolojik) anlamda japon etkileri taşıdığı için anlaşılmayabilir.

ilk düş, görsel anlamda mükemel addedilebilecek çekimlerle doludur. kurosawa'nın diğer filmlerinde gördüğümüz gibi bu filminde de yağmur eksik olmaz ama bir şartla güneş de vardır bu yağmurun içersinde. japonlara göre: ''yağmur yağdığı zaman, tilkiler kendi kutlamalarını yaparlarmış'' burada tilkiler olarak bahsedilen ise, çocuğun ağacın arkasından seyrettiği bir ritüeli canlandıran varlıklardır. aslında japon mitolojisinde bunlara kitsune denir. japon mitolojisine göre; bu varlıklar hem zekidirler hem de sihirli yetenekleri vardır. bu yeteneklerde birisi de insan formuna girebilmektir. burada da gördüğümüz insan değil, sadece insan formuna girmiş tilkilerdir. bunuysa başka insanları kandırmak için yaparlar. bunun yanında üstün yeteneklerinden dolayı bazı insanlar tarafından tanrı kabul edildikleri de olmuştur.

ikinci düş, şeftali bahçesi ismindedir:bu bölümde de ufak bir çocuk kendisinin bir kız çocuğu tarafından çağrıldığını ablasına söyler fakat onlar kız çocuğunu göremez. kız çocuğu, ufaklığı yeşillilerin olduğu yere doğru taşır. bazı tuhaf yaratıkların önün kestiklerini görür: bu ise japonya da hinamatsuri şeklinde adlandırılan baharın ve yenilenmenin habercisi olan bir tür kutlamadır. yedi katlı bir platformda en üst kattaki bebeklerin imparator ve imparatoriçeyi altlarda da maiyetlerinin ve müzisyenlerini temsil emek suretiyle. bu sahnede de küçük bir çocuğun göz yaşlarını görürüz, ona son bir bakış vermek için yeniden eski hallerine bürünürler kuklalar. ve daha sonra tüm şeftali ağaçlarının kesilmiş hali ürkütücü biçimde karşımıza çıkar; oldukça ironiktir aslında.

üçüncü düş tipidir, burada da japon mitolojisi etkisini gösterir:dört kşilik bir dağcı grubunun dağda kaybolması ile başlayan macera üçünün yorulması ve azimli olanın onları uyandırmaya çalıştırması ile devam eder. ama üçü düşmüştür dördüncüsü de düşeceği zaman biraz korkunç ağırlıklı olarak güzel bir kadın kahramanımızın yanına gelir ve onu bir şal ile ısıtır. gerçek anlmda bu da; Yuki-onna'dır. japon mitolojisine göre erkeklere bilincinin son damlasında görününr ve onları ölüme çeker. ama bu düz anlamda yorumudur, negatif ve pozitif olmak üzere buna dair de yorumlar vardır: iyi olduğu gibi kötü de olabilir. tehdit edildiğinde filmde görüldüğü gibi bir kuş gibi uçup gitmektedir. japon mitolojisindeki bir çok hikayey göre yuki onna dağlarda tuzağa düşmüş ve donmak üzere olan kişiye nefesini üfler ve onun tam anlamı ile donmaısn sağlar başka bir hikayeye göre ise yuki onna erkekleri ayartıp kendine çeker ve onlarla öpüşrüp, cinsle ilişiye girdiğinde birden onları buz haline getirir tuzla buz edermiş.

dördüncü tüş tünel'dir. tünelde aslında diğer düş ve rüyalarda olduğu gibi derin bir eleştiri yatar. tünelin içersine girmek zorunda olan bir savaş komutanı bir köpek ile karşılaşır bu köpek ise anti-tank köpeğidir ki savaş sırasında sovyet orduları tarafından alman panzelerinin altına gönderilen bomba yüklü intihar köpekleridir.(ki bu tür köpekler kesin olmayan bir istatistiğe göre yüzden fazla alman panzerini patlatmıştır. fakat daha sonra almanlar buna önelem almışlardır bir kısmı geri ruslara iade edilmiş kalanı ise can vermiştir). bu düşte de kahramanımız şehit olan bir eri görür ve ona ölü olduğunu söyler daha sonra da bir bölük gelecektir, onlara kahramanlar gibi öldüğünü söyleyip kandırmak yerine köpekler gibi öldüğünü vurgulayacaktır komutan. bu onun için bir hesaplaşmadır bunun yanında, askerlerin yaşadığı olay da az çok islam düşüncesinde öldükten sonraki zaman olarak kabul edilir, ne öldüğünü bilebilirsin ne de ölmediğini. bunun ne kadar süreceği de belli değildir- aynı fikir altıncı his'(bruce will'in kendinin ölü olduğunu bilmemesi)de işlendiği gibi ''nicole kidman'ın başrollerini oynadığı ''diğerleri'' isimli filmde de asker olan kocanın ve nicole kidman ile çocuklarının ölü olduklarını bilmemesi gibi, japon mitolojisi açısından bakıldığında ise bu askerler bir reikon'dur; japon mitolojisinde insanlar öldükleri zaman araftadırlar ta ki onlar için bir tören ve törensonrası bazı ritüellering gerçekleştirilmesi gerekir bundaki amaç ölen kişinin atalarına katılmasını sağlamaktır. bu şeyler doğru düzgün geçrekleştirildiğinde, bu ruh bir ailenin koruyuculuğunu üstlenir. bununla birlikte, bu törenlerin olmaması, kişinin intihar etmesi ve ya da katledilmesi nedenlerinden ölmesi de ruhun arafta kalmasına nedne olur ve ruhlar yureihaline gelir. askerlere de olan farklı bişey değildir, köpekler gibi öldürülmüşlerdir yaşayan komutanları şimdi özür dilemektedir ve ne gerçektedirler ne de hayalde ikisi arasına sıkışıp kalmışlardır.

kargalar ismindeki "beşinci düş" ise vincent van gogh'u anlatır. bu filmde bu rolü martin scorcise oynamıştır ve resimlerin içersinden başlayan bir hayal dünyasında, van gogh'un hollanda'nın bir köyünde aranıp bulunması ve izinin kaybedilmesi ile sona erer. Wheat Field with Crows ismli tablosu esas alınarak bu sahneler çekilmiştir.

altıncı düş ise fuji dağının patlamasıdır. japonya da fuji dağı ifrazat halindedir ve bu altı tane atom reaktörünün patlamasına neden olacaktır. tüm insanlar bir cehennem telaşesinde kaçırışırlar ta ki geriye iki çocuk ve iki adım kalana kadar. insanın aptallığından bahsedilir ve haklıdır da. aslında insanların yaşadıkları acı olmasına rağmen bir o kadar da trajikomiktir. bu flaşbek de kendi montu ile kırmızı atom bulutlarına karşı durmaya çalışan günümüz insanının kendi felaketi karşısındaki acziyetini mükemmel biçimde gözler önüne koyar. ama sonuç olarak masumlar acı çekecektir; kadının sırtındaki çocukların acı çektiği gibi.

yedinci düş ise ağlayan iblis'tir. aslında en mükemmel ve en eleştirel bölüm bu bölüm olarak kabul edilir. şeytanın insanların yaptıklarındna dolayı ağlaması insanların yaptıklarının ne boyutta olduğunu çarpıcı olarak gösterir. bu şeytanlar aslında mutasyona uğramış insanlar olarak da tasvir edilir. bunun yanında yürünülen mekan, atom bombasının atıldığı otun bile yetişmediği ölü topraktır ve radyoaktiviteden dolayı devkarahindibaları ortaya çıkmıştır. bu şeytanın şekli şemali konusunda budistik etkiler vardır.

sekizinci ve son düş ise teknolojinin kötülüklerindne uzak kendi halinde yaşayan mutlu insanları gösterir. bu hikayenin adı ''değirmen''dir. yaşlı amcanın söyledikleri ciddi anlamda dikkate değerdir ve aslında bir açıdan kurtuluşun ilacı bu filmde verilmektedir.

diğer bazı düşlerinden yola çıkarsak özellikle budistlerde yer alan doğa sevgisi ağır basıyor gibi görümektedir kurosawa'nın bu filminde. kesilen şeftali ağaçlarının kesilmesine dair içten içe çocuk gözyaşları ile şekillenen protesto ve atom reaktörlerinin patlaması ile yeryüzünün bir cehenneme dönmesi ve de değirmen düşüncesi, insanların doğalyaşam yönelmeleri teknolojinin yaratıklar ve kötülüklerinden çekinip kendi temiz doğalarında mutlu ve huzurlu yaşam sürmeleri buna en güzel örnektir

bir noktada her karakter kurosawadır ve birçok şey sorgulanarak onun ağzından didik didik edilir. bir başka nokta ise kurosawa'nın özellikle eski dönemlerinden arta kalan marksizm düşüncesinin de bazı yansımalarını buldum(şu nokayı aydınlatayım ki kurosawa kendisini hiçbir zaman bir komünist olarak nitelememiştir; ama stray dog, seven samuray filmleri ile görürüz ki bu fikri destekleyen oldukça fazla sahne var-samurayların yiyeceklerini köylü çocukları ile paylaşmaları ya da karın tokluğuna köylüyü soyup soğana çeviren eşkiyaya karşı onlarla birlikte savaşıp bir olmak gibi). bu filmde bile salında bir noktada sınıflar yerilmiş: "orada bile sınıflar var" diyerek şeytanın ağzından güzel bir eleştiri daha alınır.
bir dolores o riordan güzelliği olarak;

Oh my life
Is changing everyday
In every possible way
And Oh my dreams
It's never quiet as it seems
Never quiet as it seems

I know I've felt like this before
But now I'm feeling it even more
Because it came from you

And then I open up and see
The person falling here is me
A different way to be
La
I want more (impossible to ignore)
I want more (impossible to ignore)

And they'll come true (impossible not to do)
And they'll come true (impossible not to do)

And now I tell you openly
You have my heart so don't hurt me
You're what I couldn't find

A totally amazing mind
So understanding and so kind
You're everything to me
the spider s lullabye albümüden bir king diamond parçası.

The witching hour has arrived here too soon
I know that all my dreams are inside this room
Oh yeah, it's all in this tune

Dreams in the night, they're falling like rain
Dreams in the night, they drive me insane

They cannot wait until I turn off the light
When I'm asleep they've got the key to my mind
Oh yeah, can't leave them behind

Dreams in the night, there're falling like rain
Dreams in the night, they drive me insane
Dreams in the night.

Yeah, yeah, yeah, give me another dream now

The Spider's Lullaby is all they can sing
As they inject thier poison into my brain
Oh yeah, they're calling my name

Dreams in the night, they're falling like rain
Dreams in the night, they drive me insane

Give me another dream now
Yeah, yeah, yeah, give me another dream now

Rainbows and waterfalls
Little girls are swimming in a pond of gold
I'm growing old
I'm growing old
Sweet blue eyes of innocence
Begging me...
To follow them to the other side
Ah, they're growing horns

Dreams in the night, they're falling like rain
Dreams in the night, they drive me insane
Dreams in the night

Let me out of these dreams... dreams... dreams...
Let me out of these dreams... dreams... dreams...
Let me out of these dreams... dreams... dreams...
dolares'in şarkının sonlarında yaptığı ses nidaları, şarkıyı repeata almak için yeterli.
arizona dream ede tat veren goran bregovic yaratısı.şarkının güzelliğini ulviliğini ruha dokunmasını bi kenara bırakırsak bende yarattığı çağrışımlar asıl anlamını verendir bu esere:

bir yaz günü gün doğmaya yüz tutmuştur.güneş kendini göstermesede geldiğinin habercisi zifiri karanlıktan sonra ortaya çıkan renklerin en şahanesi o güzelim masmavi ton yavaaş yavaaş kendini belli eder..hani beni bu havalar bitirdi diyorya şair beni bitirende o mavinin altındaki sessizlik ve sakinliktir.huzur doludur yeryüzü, mavinin dinginliği kaplıdır sokaklara,atarsın kendini dışarı bi sigara yakarsın ama o bu zamana kadar içtiğinkilerden farklıdır, kendini zehirlemen zevk verir sana pekte umrunda değildir bu. o anı dondurmak istersin hayatın boyunca her şeye bir anlam vermeye çalışmışsındır. insanların seni çıkarları için kullandığını bilirsin ve bu sana sadece mutsuzluk verir tıpkı senin yüzünden diğerlerine olanlar gibi..hep biri sevse beni diye geçirmişssindir içinden...gerçekten sevse, bana yaşadığımı hissettirse bir kez hatta bi an saniye kadar hissetsen bunu..sevmekten çok korkmuşsun sevilmediğinden ötürü..adaletsizlikler, çirkin suratlar, seninde hep içinde yer aldığın güç oyunları...hiç biri yoktur bunların, beş dakikada olsa ölümüne mutlusun, beş dakikada olsa kendini sevmişsin, beş dakikada olsa sen de iyi bi adamsın..sonra dalgalar gelir aklına böylesine pürüzsüz dingin..alabildiğine yatsan bi sahilde, yıllardır uyumadığın gibi uyusan..uyumak için değilde yorulduğun için, uyumadan önce güzel bi gündü diye geçirdiğin zamanlardaki gibi içinden, sevdiğin seni seven birinin kollarında uyuyormuşçasına, yaşadığın an sana keyif veriyor ve sen uyuyarak bu anı bölmek istemiyorsun..işte öyle bi uyku..
http://sinestezi.wordpres...02/07/ruyalarin-efendisi/
the game grubunun harika sarkisi. sarkida kanye west in eli degmis, sarkinin guzelligi ondan belki.
gabrielle diye bir kızcağızın 1993-1994 senelerinde popüler olan şarkısı. nakarat kısmında yaylılar girer arkadan, arkadan girer derken aklınız pornoya çalışmasın şimdi, eşlik ederler yani. manasızca güzel bir şarkıydı. sözleri şöyle:

Move a step closer you know that I want you
I can tell by your eyes that you want me too
Just a question of time I knew we'd be together
And that you'd be mine I want you here forever

Do you hear what I'm saying gotta say how I feel
I can't believe you're here but I know that you're real
I know what I want and baby it's you
I can't deny my feelings 'cause I know they are true

Dreams can come true
Look at me babe I'm with you
You know you gotta have hope
You know you gotta be strong

Dreams can come true
Look at me babe I'm with you
You know you gotta have hope
You know you gotta be strong

I've seen you sometimes on your own and in crowds
I knew I had to have you my hopes didn't let me down
Now you're by my side and I feel so good
I've nothing to hide don't feel that I ever could

Do you hear what I'm saying gotta say how I feel
I can't believe you're here but I know that you're real
I know what I want and baby it's you
Can't deny my feelings because they are true

Dreams can come true
Look at me babe I'm with you
You know you gotta have hope
You know you gotta be strong

Dreams can come true
Look at me babe I'm with you
You know you gotta have hope
You know you gotta be strong

I'm not making plans for tomorrow let's live for tonight
I know I want you baby so hold me tight
Put your arms around me you make me feel so safe
Then you whisper in my ear that you're here to stay

Dreams can come true
Look at me babe I'm with you
You know you gotta have hope
You know you gotta be strong
ayrıca çok güzel bir grace slick parçası. ne de güzel sons of bitches der öyle.
dokuz eylül üniversitesi güzel sanatlar fakültesinde sinema-tv bölümünde bir derse kuzenim sayesinde kaçak girip izlediğim, uzun süre etkisinde kaldığım akira kurosawa filmi.

düzenleme: izledikten sonra hiç birşey anlamadım üstelik. sarhoş gibiydim, kavramları birleştirmeye çalışıyordum. sanırım işte bu yüzden akira kurosawa!
iyi sayılabilecek bir dsbm grubudur. dissolution parçaları dinlemeye değerdir.
müziği ruhunuzu dans ettirebilecek bir deuce şarkısıdır.

http://www.youtube.com/watch?v=dORpR4tV-Oc
rogue'un drumstep genresındaki şarkısıdır.

http://www.youtube.com/channel/SWZdH8DjPFJO8
oha lan kimse bahsetmemiş muhteşem birvan halen şarkısı.

http://www.youtube.com/watch?v=zsXCs41DkWs
birbirinden bagımsız sekiz etkileyici öyküden oluşan 1990 yılı yapımı akira kurosawa filmi.
akira kurosawa'nın 1990 yapımı, muhteşem bir görselliğe sahip şiir tadında filmi.
e3 2015'te tanıtımı yapılan ps4 exclusive oyunu. sevimli bir yapıya sahiptir.

http://blog.us.playstatio...-for-ps4-announced-at-e3/