2013 yılında vizyona girmesi beklenen joon-ho bong filmi. bütün filmleri benim için birer başyapıt seviyesinde olan bong'un ilk yurt dışı çaışmasının nasıl olacağını deli gibi merak etmekteyim. filmin kadrosunda tilda swinton, chris evans, john hurt, jamie bell gibi isimler var ve post apokaliptik bir bilim kurgu olacağı söyleniyor.
Herşey ünlü yönetmen Bong Joon-ho‘nun Seul'de her zaman uğradığı çizgi roman dükkanında Fransız grafik romanı Le Transperceneige'i ayak üstü okuyup çok beğenmesiyle başlıyor. Sonra serinin film haklarını satın alıyor ve Güney Kore, ABD, Fransa ortak yapımı post-apokaliptik film çekiliyor. Filmin ilginç çıkış hikayeseninden sonra biraz da asıl önemli olan anlatacağı hikayeye geçelim. Film 2031 yılında geçiyor. Küresel ısınmanın durudulaması sonuçu yeni bir buzul çağına giren dünyamızda Snowpiercer isimle trenin içinde yaşıyanlar hariç bütün yaşam yok olmuştur. Bir hiyerarşi, sınıf sistemi olan trende bir süre sonra ayaklanmalar başlar olaylar gelişir.
joon-ho bong'un yakın zamanda vizyona girecek filmi. kore dışında da başarılı olacağı kesin bu yetenekli adamın. filmin dili ingilizce olduğundan sağlam birkaç oscar adaylığı hatta ödül beklenebilir. "doğmamış çocuğa don biçilir mi ?" derseniz, filmi joon-ho bong çekiyorsa biçilir.

fragmanı da yayınlanmış :

http://www.youtube.com/watch?v=7dd4pogcc4Y
Adamlar birbirini yedi nankörlük diyor o protein çubuklarinda ne var olduğunu anlamamis nankörlük diyor. Gayet iyi film izlenmesi gerekir.
gayet güzel bir bilim kurgu filmi. filmin takribi 20. dakikasından itibaren filmin havasına giriyorsunuz ve bilim kurgu olduğunu unutuyorsunu. izleyin, izlettirin.
iki saatlik dünya ve sistem eleştirisi. filmdeki vagonlar sınıfsal farklılıkları simgeliyor. tren dünyayı, raylar da insanlığın gidişatını simgeleyen unsurlar. öncelikle filmi '' bir tren var karda kışta gidiyor '' gözüyle izlememek lazım. filmde anlatılan durum tamamen simgesel ve mecazi. insanlığın şu anki tüketim anlayışı nedeniyle böyle bir sonun geleceği kaçınılmaz olarak vurgulanıyor ve dünya yok olurken bile insanların kendi dünyasında yine eski alışkanlarından vazgeçmeyeceği anlatılıyor.

filmde dikkat çeken diğer bir nokta da halklar, halklar arasındaki sınıflar, işci, devlet görevlileri gibi bölümler içinde ilerliyor film. her vagon aslında başka bir sınıfı temsil ediyor. treni yönetenler de vagonun en başındaki ve en sonundaki insanlar olarak görünüyor. hangi taraf doğruyu söylüyor ? bunun seçimini izleyeciye bırakıyor film.
Genelde sırf komedi ve drama izlerim, heyecan yapan kavga dövüş macera filmi izlemem. Sanırım tipik bir kadınım. Babamın zoruyla bu filmi izledim ve inanilmaz etkilendim. Ilk saniyesinde sarıyor insanı. Macerayi seviyorsanız, kesinlikle izlemelisiniz.
Geçen hafta arkadaşım Gokhanin bana zorla izlediği güzel film.
izlerken Black mirrorin mustakbel yeni sezon bolumlerinden birini izliyor hissi veren basarili bir film..
çok da abartılmaması gereken bir film .
ilginç bir filmdi. çok iyi diyemem ama iyi bir filmdi benim gözümde. sistem eleştirisini çok dozunda ayarında yapan, aslında hepimiz trenin bir vagonunda olduğumuzu hatırlatan bir film. her şey iyiydi ancak sonunda o kadar kişiden bir kız ve erkek kurtarılması, onlarında zenci ve asyalı olması çok klişe geldi bana. bunun dışında işte, tren nasıl çalışıyor, işte o akvaryum orada nasıl duruyor, o adam nasıl ölmedi tarzı düşünceler bir bilim kurguya göre saçma. bunları diyen adam, matrix'te kurşunların nasıl durduğunu sorgular. demem o ki, izleyin bence vakit kaybı değil.
günümüz dünyasını post apokaliptik bir kurguyla anlatan, harika bir kapitalizm taşlaması.

filmde olabilecek her şey var ve tatmin edici olmasına rağmen bir çok kişide sonu hayal kırıklığı etkisi yaratmıştır.
absürd ögeleri özellikle dikkat çekici olan çok yerli yerinde bir 'mantık' ile idame ettirilmiş son zamanların en ufuk açan filmi. sanmıyorum ki izlenilip pişman olunsun. yalnız neden bu kadar az sükse yaptığı konusu kafa karıştırıcı olabiliyor.
Tamamen karaktersiz bir film sigara özendirilmeye çalışılmış dünyadaki son sigarayı içen adamı en şanslı ilan etmiş.
Gönderi bazlı değerlendirmelerin dışında; izleyiciyi hemen saran, insanlığın ne noktalarda olduğu / olabileceği hakkındaki başarılı betimlemeleri ile "rahatsız edici" diyebileceğim filmdir.
vay arkadaş ne salak saçma bir sonla biten bir filmdir. film bounca konunun işlenmeye çalışıldığı monotonluk da cabası. cüneyt arkın vari dövüş sahneleri ve slow-motion çalışmaları da üstüne sos olmaktadır bu yapıtın. *
ileriki yıllarda etkisi gitgide artacak olan film.
Film sadece trende gecmesine ragmen sikilmadan izlenilebilen kilan bir buyusu var. Sizi etki altina aliyor. Tamam lan boyle satafatli sozlere gerek yok, kasmayayim kendimi. iyi, guzel, aksiyonu bol guzel bir film iste. Her vagonda farkli olaylar gelisiyor. Kademe kademe ilerliyor toplumun alt tabakasindaki insanlar.
kapital sistemi her iki taraftan da gözlemleyen, güzel film.

iibf öğrencilerinin izlemesi gereken filmlerden ikincisidir.

birincisi için: (bkz: in time)

edit: in time filmi olaya daha duygusal bakmıştır, lakin snowpiercer için aynı şey söz konusu değil. sistemler neden gereklidir sorusunun da cevabını vermektedir aynı zamanda. biraz daha seyircinin insiyatifine bırakılmıştır yorumlamak.

--spoiler--

en vurucu sahnesi budur diyebiliriz herhalde. filmi özetler nitelikte.

http://www.youtube.com/watch?v=x9b6dV4EtDg

--spoiler--
çok güzel bir film. gayet hoşuma gitti, öneriyorum.
Türkçesi kar küreyici olan sonu çok kötü olsa da izlenebilir bilimkurgu filmidir.
protein çubuklarını gördükçe insanın canı çekiyor. curtis adlı reyizin sesine hayran kalınan filmdir. o çekik gözlü abimizde çok cool bir adam. izlenmesi tavsiye edilen filmlerin arasına çok rahat girer.
bana ters köşe yaptıran ender filmlerden biridir. izlenmesi tavsiye olunur.
kapitalizm eleştirisi. mutlaka seyredin. tren aslında yaşadığımız dünyanın kendisi.
Snowpiercer (2013)
Dünya yaşanamaz hale geldiğinde insanlar bir trende yaşamak zorunda kalırsa…
Hareketi, canı ve kanı bol.
Notum:6/10