bugün

25 Haziran 1961 dogumlu ingiliz komedyen. ingiltere'yi kasip kavuran 'the office'i kankasi stephen merchant ile yazarak ve basrolu oynayarak ortaligi yikmaya baslamis, sonralarda ayni dizinin amerikan versiyonu da cekilmistir. sonradan extras diye bir diziyi yine kankasi stephen merchant ile yazip yoneterek, ve bu dizide de basrolu oynayarak efsanelesmistir.
yari fransiz yari ingilizdir. once universiteye biyoloji okumak icin girse de sonradan felsefeye gecmistir. muzige ilgi duyup bir album denemesi yaptiysa da basarisiz olmustur. sonralari radyoyla girdigi dunyada kendine bbc'de yer bulmus ve muthis bir kariyer acmistir kendine.
tarzına alıştıktan sonra komedi anlayışınızı değiştirebilecek kadar komik ingiliz. kendi kanaatimce en iyi performansını the office'de göstermiştir.

ayrıca stand up da yapmıştır. Sırasıyla, Animals, Politics, Fame olarak 3 tane gösterisi vardır.

Kendisinin de söylediği gibi en berbat işi de "meet ricky gervais" isimli televizyon programında yapmıştır. Çeşitli filmlerde de rol almışlığı vardır ama yine de kendisi olarak izlemek gibi tat vermez.

Son olarak aklıma geldi yazayım bari: "Don't sit on the wall if you are an egg"
xfm'de ricky gervais show'u sunarken asistan olarak yanına aldığı stephen merchant ile beraber the office ve extras gibi iki baba projeye imza atmış komedyendir. mizah anlayışının temelinde political correctness olgusu vardır. çoğu komedyenin aksine political correctness kendisinin sikinde değildir. o yüzden esprilerinin %90'ı hasta, engelli ve diğer ırklara mensup kişiler üzerinedir.

Şu sıralar stephen merchant ile beraber cemetery junction isimli proje üzerinde çalışmaktadır.
hayatımda gördüğüm en iyi komedyenlerden biri . kendilerinin serisi olan the office'i severek izledik . ingiltere'de yaşamama rağmen ne yazık ki stand-up şovuna gidemedim .

türkiye'de böyle biri çıksa , bir , bilemediniz iki günde linç edilir zira espri yaparken hiçbir değer yargısını takmayan biri . ırkçılık , engelliler , din vs. gibi konularda bile dur durak bilmeden , son derece rahatsız edici espriler yapan biri .

yarı fransız , yarı ingilizdir . kendine de bayağı giydirir . kısacası espri yaparken , sahnede hiçbir şeyi takmayan bir insandır .

the office dizisi muhtemelen en iyi yapımıdır , zira kendini küçük düşürmesi , kaçamak kaçamak kameraya bakıp , yediği bokları toparlamaya çalışması , bizi bizden alır .
the office dizisi için kendi iş hayatındaki deneyimlerinden yararlanmıştır. sonuç olarak ilk başta ingiltere'nin en iyi komedi dizilerinden birisi olarak tanımlanan the office , sınırları aşıp dünya çapında üne kavuşmuştur. şimdiyse aynı dizinin hindistan versiyonu üzerinde çalışılmaktadır. başarılı komedyen ayrıca birkaç film projesi için hazırlıklar yapmaktadır. çok yakında gösterime girecek filmi için:

(bkz: the invention of lying)
Cem Yılmaz'ın kendisinden imaj konusunda esinlendiğini düşündüğüm ingiliz komedyen.Gülerken çok ince bir ses tonu olup gülmekten öldürülür.Kendisi altyazı olmadan ne yazık ki çok zor anlaşılmaktadır ki bu da kendisiyle ilgili tek sevmediğim taraftır.
'en iyi komedyenler ateist olur' tezine icraatlari ile destek veren bir ingiliz. sense of humor'una kurban. bir digeri icin (bkz: seth macfarlane).
incille çok pis taşak geçer. öyle böyle değil.

(bkz: incil)
Dalga gectigi olay sadece incil degil, genel anlamiyla dindir. Adam hristiyan bir ulkede yasadigi icin incil'I on plana almasi dogaldir.

Din'in mantiksizliklarini en acik sekilde "invention of lying" filminde gostermistir.
1961 ingiltere doğumlu aktör, senarist, yönetmen ve yapımcı. sanırım tanrı onu sinema sektörüne hizmet etsin diye özel olarak yarattı ama inanç kavramını yüklerken sistemde bir sorun oluştu. dolabında emmy'den golden glob'a tam 18 ödül vardır...
senarist olarak çok çok başarılı ama son animasyon şovu ve sahnedeki iticiliğiyle kameranın arkasında kalması gerektiğini düşündüren komedyen. the office sayesinde hollywood'un üstüne atladığı, ingiliz oluşuyla amerikan izleyicisinin ağdalı aksan aşığı ruhuna dokunan, rahatsız edici bir sese sahip bir adam, bir nevi "ingilizimiz de olsun, pazarımız yelpazemiz bu başarılı adamla genişlesin" ürünü.
2010 emmy törenlerinde, alkollü sahne performansları hakkında kendini ti'ye alması ne kadar hoşsa salondaki yahudilerden bazılarının bile içerdiği yalakalığa gülmediği mel gibson esprisi o kadar leşti. özet geçmek gerekirse, artıları eksileri eşit bir adam.
68. golden globe un sunucusu komik neşeli insan.
68. golden globe'u bu sözlerle bitirir.
--spoiler--
thank you to god for making me an atheist.
--spoiler--
bu espriyi yapmış ve salonu yardırmış adamdır.

--spoiler--
- küçük kız salıncaktan neden düşmüş?
+ çünkü kolları yokmuş.
--spoiler--
altın küre ödül töreninden bir kesiti az önce izledim ve hakikaten müthiş derecede komik, şakacı bir adam. ayrıca kendisini invention of lyingten de tanıyoruz.
"he.. is fucking him.. in the head" şeklinde repliğiyle beni yarmış bir insandır. ayrıca invention of lying filmi de şahanedir. gay animals için http://www.youtube.com/watch?v=OIcrCZQkSlg
twitter'da an itibariyle sevdiğim kızdan bir tweet bekler iken sürekli, art arda tweet atan, beni de an be an "aha yazdı kız!" heyecanına sokan adamdır. hastasıyız, o ayrı.
nuhun gemisi isimli yerlere yatıran standup ı için;

http://www.youtube.com/watch?v=flhugdgnukq
görsel
ciddi komik ve güldürürken düşünme olayını gerçekleştirebilen ateist olan ve ateist olmasıyla övünen ingiliz komedyen. yamulmuyorsam iki kere golden globes ödül törenlerini sunmuşluğu vardır.

2011'deki müthiş açılış konuşması ve charlie sheen'e giydirmesi için: http://www.youtube.com/watch?v=BvHXzP2SpLA
üç sene ardarda golden globe ödüllerini sunan ingiliz yazar, aktör, yapımcı, komedyen. ayrıca şüphesiz jason statham'dan sonra dünyanın en güzel aksanına sahiptir. kategorileştiremiyorum da, artık nerelerden neleri karıştırıp oluşturmuşsa o aksanı... neyse efendim, aynı zamanda aktivist ateisttir. başarıları daim olur umarız.
james lipton'a konuk olduğu programda ateist oluşunu eğlenceli bir dille anlatan ingiliz komedyen :

"annemin bana söylediği tek yalan tanrı'nın var olduğuydu. eğer çalışan bir anneyseniz, isa bedava çocuk bakıcısı gibi birşey. çalışıyorsanız, çocuğunuzu kötü çevrelerden uzak tutmak için ona dini inançla iyilik aşılamak makul birşey. ben de böyle yetiştim. 4 yaşımdan itibaren her pazar kilisye gittim. isa'yı da çok seviyordum. hatta benim süper kahramanımdı. 19 yaşımda bir gün isa resmi falan çizerken abim geldi yanıma ve "ne yapıyorsun" dedi, " işte tanrı'nın oğlunu çiziyorum" dedim. "tanrı'ya neden inanıyorsun" dedi. sonra annem lafa girdi ve " bob, kapa çeneni " dedi. o an annemin bir şey gizlediğini anladım.* beden dilinden net bir biçimde birşeyler sakladığı belliydi. sonra yalnız kaldığımda düşündüm, bir saat içinde falan ateist oldum.

keşke tanrı olsaydı, gerçekten bunu isterdim. hem ayrıca, eğer tanrı varsa neden beni ateist yaptı. işte bu onun ilk hatası oldu. yok gerçi ilk hatası konuşan yılan'dı. * "
gösterisinin biletleri, 30 saniyede -evet, 30 saniye- biten ingiliz komedyen.
'sizin tanrınız gerçek. diğer bütün tanrılar saçma ve hayal ürünü ama sizinki değil. sizin tanrınız gerçek, artık hangisine inanıyorsan.' sözünün sahibi komedyen.
ingiliz komedyen, yazar, yönetmen ve hatta müziğe de el atan komik insan. the office ve extras dizilerinin yaratıcısı. ayrıca komedi gösterileri de vardır ki, gülme krizine yol açar.
güncel Önemli Başlıklar