bugün

entry'ler (3009)

sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek

Yorsa da vazgeçilemeyen bir meslektir hayal edildiği için. Hayalimdeki mesleği yapan biri olarak buna alternatifim Profesyonel futbolculuk olurdu. Galatasaray’da başlayıp kesintisiz emekli olana kadar oynamalı cinsten.

hatay usulü soslu döner

beck's, tekel 2000 ve hatay soslu döner. bu üç şeyi yer içerseniz, bu üç şey işer, bu üç şey kokarsınız. çok uzun süre. uzak durulmalı.

sex shop a karınca duası asan dükkan sahibi

"büyük boyu yok mu?" şeklinde sorular alması muhtemel esnaftır. duanın.

sahnede brutal yapıp eve dönerken yoğurt almak

misal gorgoroth'un mikrofona ciğer, dalak, sakatat falan taktığı düşünülürse, işten çıkan infernus'un akşamına mangal yakması muhtemel olacağından, makul harekettir. et, yoğurtla gider.

ıslak hamburger in abartılmış bir balon olması

yüzde yüz doğru önerme. doğru olması tüketilmemesi anlamına gelmiyor elbette bu abominasyonun.

bir şeyin kepazelik olduğunu anlamak için dörtlü test yapmak yeterlidir.

1. fazla baharatlı mı? cevap evetse bu bir kepazeliktir. fazla baharat, ter kokusu üstüne sıkılan parfüm gibidir. bastırsın diye ordadır, beter eder. hindistan'a bakın.

2. fazla salçalı mı? eğer herhangi bir besin maddesinde overdose salça var da orası beş kişinin kılıçla can verdiği bir cinayet mahalli gibiyse, pas!

3. gençken daha mı güzel? gençken, insan ayı gibi oluyor. on bira üstüne iki ıslak bir açık ayran aynı gecede tüketilebiliyorken herhangi bir güzellikten bahsedilebilir mi? bir şey gençken daha güzel geliyorsa (seks hariç) o şey tırttır.

4. sarhoşken daha mı güzel? söylememe gerek var mı... sakatlanmış bir muhakeme estetik yargılarda bulunmamalıdır (seks dahil)

sözlük yazarlarının sıçma anıları

schipol havalimanı tuvaleti... taharet musluğu yok tabii. günlerce bisiklete binip, galonlarca bira ve orada yasaklı olmayıp burada yasaklı olan maddeler tüketmekten artık götümün şaftı kaymış... basur demek bile istemiyorum... kısmet kapıya dayanmış arkadaşlar, rahmet yolları kesmiş... anlıyor musunuz?

kötüyüm, dardayım ya, canımın içi bana hava alanındaki marketten ıslak mendil alıyor getiriyor rahat edeyim diye. def-i hacet eyliyorum, mendili götüme sürüyorum ve arkadaşlar... o an... mehmet ali birand seslendiriyor o anı... çizgi filmlerde roadrunner coyote'nin anasını belliyor ya hani, coyote infilak ediyor falan... işte öyle oluyor. çünkü üzeri felekmenkçe yazan ıslak mendil bir ıslak mendil değil, bir yüzey temizleme mendili.

o an papatya kadar hassas, sauron'un gözü kadar aşikar, azer bülbül kadar yaralı götüme izmirlilerin klorak, sıradan insanların çamaşır suyu dediği bir karışım duhul ediyor çünkü. ölüm gibi bir şey oluyor, bence ben de ölüyorum... dönüş uçağı, üç saat, domestoslu götümün üstünde ecel terleri dökerek vatan toprağına iniyorum...

herkes mericini açıklasın

meriç şey değil mi, insanın sevgilisine yakınlık gösteren ama yatma imkanı olmayan asalak...

Benim de hayatımda vardı böyle bir sülük. f*tö'nün altın çağında yae'ci olarak gazetelerde yazdı çizdi hatta. iki sene boyunca beni sevgilime/eski sevgilime (bunun yalnızca bir yılında beraber olduğumuz ortalama bir ilişkiydi bu arada) kötülemiş. genel ahlaka mugayir hareketlerim sevgilimce bilinmiyormuşçasına... ben bunun orta sınıf ahlakına uymadım diye buna koşacak kız çünkü. siyasal islamcı kırığı işte, ne anlasın iletişimden. seneler sonra o dönemki sevgilisi ile denk geldik. yattık. tek gece. böyle şeyler çiğlik biliyorum ama sırf ibret olsun diye yapmıştım. özetle, çok meriç'i çok sikerler. meriçlik yapmayın.

çalışma isteğinin olmaması

(bkz: tembellik hakkı)

irfan alış

"ne olacak her gün böyle,
sevmediğimiz tamam da sevdiğimiz de ölecek mi?
deme durup durup bana hayat böyle.
bir değil her gemi batıyor biliyorum,
gidecek olan her şeyi daha çok seviyorum,
kimse çıkıp bir şakadır ölüm de hayat gibi demeyecek mi?"

rahat uyu irfan alış. gençliğimin sana, flulaşan bir gecede, metruk bir apartman önünde sarhoşça soluklanan son sözleri yukarıdadır.

elend

doksanların meşhur gothic, doom grubu. saat sabaha karşı dört değilse, metal barların dışlanan çocuğuydu. bunları dinleyenler öldü mü diye hep merak ederim. son entry tarihine baktığımda korkularım yersiz değilmiş diye düşünüyorum. bir kıssaydı geldi geçti gerçekten.

hem siyahi hem kadın hem de abd başkanı

reel düzlemde hiçbir manası olmayan sahibinden com filtreleri gibi bir şey.

rengin, kökenin, genitalin, liyakattan daha yukarıda bir ehemmiyeti olduğunu düşünenler kısacık bir an condoleezza rice'ın abd başkanı olduğu bir dünya hayal etsin. cehennem kısaca. kaldı ki harris'in "colored" olduğu aşikar ancak siyahi olup olmadığı muallak. hintli diyen de var malum.

yazarların yaşadığı hayat

yedi günlük haftada dokuz gün çalışıyor, dokuz günde bir yarım gün tatil yapıyor, çok iyi para kazanıyor, ekseriyetini aileme harcıyor, harika bir çocuğu elimden gelenin en iyisiyle büyütüyor, iyi yerlerde iyi yemekler yiyor ve artık nadiren alkol aldığım için harika purolar içiyorum. hak ettiğimden daha mutlu ama kirletilmiş zihnim yüzünden kısmen tatminsizim. bunu da aşmam için beklediğim son bir şey var, iki seneye o da hallolur diye düşünüyorum.

çok güzel olmak

sadece dışarıdan gözlemlediğim bir durum. Ancak... bir gözlemim çok çok çok iyi bir şey olmayabileceği ve insan psikolojisini kötü etkileyebileceği yönünde. anektodal bir vaka elbette bu yazacaklarım.

bir arkadaşım var. çok güzel. öyle böyle değil. biraz ünlüce de. ama güzellik dediğin şey bir pencere, aşağı yukarı 16-36 arasında iş gören bir fırsat. Ancak arkadaşımın kıyas kabul etmez güzelliği, benim on yılına şahit olduğum bu yirmi yıllık pencerenin sonlarına yaklaşmak üzere artık. Bildim bileli de yalnız ve mutsuz. zira o kadar güzel ki sıradan insanlar için gerçek ve ulaşılır gibi görünmüyor. dört başı mamur gönül eşi adayları için ise her seçtiği erkek yüzünden kaçıracağı başka iyi bir erkek olduğunu düşünmeye başlıyor. ya da bu dört başı mamur adaylar da onun gibi, çok seçenek arasında, tek seçeneğin kıymetini bilemez hale gelmişler. sayesinde çirkin şansı dediklerin şeyin aslında tevazu ve tamah etmek olduğunu öğrendim.

Velhasıl çok güzel olmak, az sayıda çok güzel insanın olduğu bir dünyada yanında tamahkarlıkla gelmezse çok yalnız olmakla sonuçlanıyor bence.

turşu yeme perileri

erik ve bamya turşusu için, duvel bira eşliğinde gelmeleri meşhurdur. ooof of.

body horror

ikisi david cronenberg'e (videodrome ve the fly) biri john carpenter'a (the thing) ait üç film ile aşağı yukarı özetlemenin mümkün olduğu, bilhassa seksenlerde ve video kaset döneminde altın çağını yaşamış korku alt türü. vücut deformasyonlarını görsel merkeze alır. zombi filmleri de bu alt türe dahil olsa da çoğu daha politik olduğu ve bu filmlerde dramatik merkezdekiler zombileşmeyenler oldukları için zombi filmlerini ayrıca saymak da mümkün.

davidoff tubos selection

dominikli, el yapımı üç purodan (signature no:2, signature 2000 ve aniversario special r) müteşşekkil davidoff kutusu seti. çeşitli çap ve kalibrelerde ele geçirilmiş bir set yani.

davidoff club cigarillos

Kıyaslamak ne kadar doğru bilmem ama (bilirim de canım kıyaslamak istedi) partagas mini’den iyi, monte cristo puritos’tan kötü. Kaynak damak zevkim.

yarı ünlü

Yemek yediğiniz yerlerde hesabı ödersiniz ama illa ki büyük bir indirim ya da bir şişe rakı ikram olur. Yarı ünlülük bütçe dostudur.

dünya nın en estetik şeyi

(bkz: venüs gamzesi)

size ulusözlük bitti diyen olursa yüzüne tükürün

“Utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürürüm lakin siz ona da harder daddy dersiniz.”