bugün

çok uzun bir uludağ sözlük geçmişi olan yeni bir yazar. zaten anlayacaksınız kim olduğumu.
yaşadığım olumsuz tecrübelerden sonra artık kendi nick başlığımda ya da beni sinir etmek için açılacak başlıklarda uzun uzun açıklama yapmayacak, saygı ve format çerçevesinde diğer yazarları eleştirme hakkını kullanacağım ve mümkün oldukça zeytin dalı uzatacağım. artık o dalı kabul edip etmemek ve donuza eklenip eklenmemek sizin elinizde...
haydi başlayalım.
(bkz: Abberline)
(bkz: swh)
kankam sözlüğe geri dönmüş. hoş gelmiş.
mutlu ama uzak olası yazardır.

kırıcı çıkış falan diyor hemen ele vermiş kendini gene gardaşım. 17 takip ediyor 1756145 kişilik donuz listesi de yapmıştır hemen.
(bkz: abberline)

hoşgeldin la ebbır, bizde seni merak etmiştik amk...
kendi istediğini yazabilen lakin ona katılmayan biri olunca ;

karşısındakine''senin fenerbahçeye aşkın var galatasaraya nefretin var '' gibi var olmayan şeyleri varmış gibi gösteren yazar. psikolojik sıkıntıları olabilir bilemiyorum. eksisine eksiyle karşılık verip hayırlı olsun diyoruz.
keşke kötü niyetli yazarlara istediğini verip eski hesabını silmek yerine oradan devam etseydi.
görsel

Yine, yeni, yeniden sözlüğe 1.025.697. Kere dönüş yapmış yazar.
abber hoşgelmişsen.
Vay vay vay...

Mutlu ama yakın olsun. Hoş geldinnn...

Evet
Profesyonel başlık altı sıçıcısı. Senin insanları darlamaya ne hakkın var pardon? Kırılıyormuş kim seni iplesin de kırsın? Yönetim sildi de bi süre nefes aldık. Geri dön çöplüğüne zaten insanların canı burnunda seni mi çekecek.
Efsane geri dönmüştür. Özlemiştik. swh.
(bkz: #46881806)

eski nicki ile seslenince uf olmuş paşam. ayrıca ben sana abberline demiyorum ebbır diyorum. belki o başkasıdır olamaz mı?

''ben artık senin adına yazmayacağım'' demişsin de düdük makarnası ''zenn lavian adlı yazar'' diye başlık sıçmadan önce düşünecektin onu. ben hala yazmıyorken gelip yine o başlığa sıçmışsın, böyle de karşılığını alırsın. işi inada bindirme demiştim sana.

sokak köpekleri konusunda da seninle anlaşamayacağımız belli çünkü ben iki çocuk babasıyım; sen konu ile ilgili ''hepsi tehlikeli değil ayrımı iyi yapalım'' dan öteye gidemedin. ayrıca sabahın kör karanlığında işe gidenlerden de değilsin sanırım, bu sokak köpeği denen çete halinde dolaşan hayvanların genelde çocuk ve yaşlılar gibi kendini savunamayacak insanlara saldırdığına defalarca kez şahit olduk ve maalesef bir çok ölüm haberi aldık bunlardan.

bak senin denyo kafan basmaz diye tekrar yazıyorum ''sokak köpekleri yüzünden çocuklar ve yaşlılar ölüyor'' bu memlekette bazılarını ciddi ciddi et parçası gibi yediler senin bu ''sevimli arkadaşların''

bana rica minnet falan sökmez, insanlara pek kurulmam ama sana fena kuruldum ebbır, adam akıllı bana bulaşmadan yazmana bak. başlığıma yada nickaltıma ''sıçarsan'' getirir suratına sıvarım onu...
uludağ sözlüğü bırakamamış olan bir yazar. uludağ sözlük candır. ekşi sözlükte de engelini kaldırırsa sevinirim bence.
Vay vay vay kimler gelmis dedirtmistir.

Donuz listen hazir mi lan? Swh.
görsel

Zamanında 12-0 yenilmiştiniz kanka ilerleme var sizde zahahahahahahaha.
eneee aberline lan bu.
Kendisi seri eksicimdir.

Ulan 7-8 gol yiyen takimlarimiz oldu avrupa'da ama 12 yiyen tek takimsiniz kocum. Ahahahaha.
şahsına kırıcı ve kışkırtıcı yorumlar yapılmasına rağmen uzun boylu, müzisyen motorculara karşı dimdik ayakta durarak sözlükteki fanatiklere seviyeli bir duruş sergileyen yuvzır.

mutlu ama uzak olsun...
Sevgili yazar dostum,

Sana bunu yazmak boynumun borcu. Kendini bu kadar üzmeye, sessize almaya inan değmez. Hayat ne yazık ki böyle. Böyle bir platformdaysan, sevmeyene de gülüp gecmelisin.

Çok haklısın, saygıyı asanlar çok. Herkesin kendisi gibi düşünmesini isteyenler de, bırak o da onların kusuru kalsın.

Şunu da unutma, bu zamanda her şey para görülebilir ama adamlık paralı olmak değildir. Bazıları burada, o şekil düşünse de, gördükleri saygı anca para yedirmekle dogru orantilidir.

Umarım her şey istediğin gibi olur. Kendinle barisik ol,Mutlu ol...

Bir dost.

Evet
bugün moda'daydım kanka. senin en sevdiğin semtlerden birinde : )
Mutlu ama uzak olsun.
çok kırıcı bir yazar olmasına rağmen mutlu ama uzak olmasını dilerim...
Kirici cikislari asla umrumda olmayan yazar. Mutlu ama en az 2 bin km uzakta olsun...
Zayıflıklarını ve korkularını ahlak kisvesine sarıp erdem gibi göstermeye çalışan birisi. (bkz: #46892669)

Zeki ve kültürlü olmasına rağmen kadınlar tarafından ilgi görmemesini, kadınların fiziksel tercihlerine bağlayarak sorumluluğu kadınlar ve mukadderata atıyor. Bundan mustarip olmasa, her yeri geldiğinde bu nedenle sızlanmıyor olsa sorun değil ama üstüne bir de bununla ilgili tartışmaya meyyal. E haliyle cevap alıyor ve her zaman olduğu gibi donuza ekliyor. (Bununla ilgili en ufak sorunum yok, yanlış anlaşılmasın, gayet memnunum mutlu ama uzak olma temennisinden.)

Gelgelelim; ben yazdıklarından ve ortalama bir tartışma seyrindeki söylemlerinden, varsaydığı kadar zeki olduğuna yönelik bir emare görmedim. Örneklem darlığı veya göstermeme tercihi diyelim.

Keza yazım dilinde ve üslubunda da iyi bir okur olduğuna veya ima ettiği gibi kültürlü olduğuna yönelik en ufak bir işaret yok. Mikyası nedir, bilmiyorum ama entelektüel bir çevreyi baz alamayacağımız kesin.

Neyse ki her iki özellik de, kadınlarla etkileşim kurmasına mani diğer birçok husus gibi geliştirebilir nitelikte.

Kırmak veya tahkir etmek gibi amaçla konuşmuyorum:

Zannederim, belini büken ve kendisini fasit daireye hapseden devasa egosunun incinmesinden korktuğu kadar daireler çizmekten korksaydı, çok farklı bir noktaya varabilirdi.

insanların, onun kendilerini donuza eklemesinden dolayı öfkelendiklerine yahut bunu problem ettiklerine samimi olarak inandığını düşünüyorum artık.

zeki ve kültürlü olmasına rağmen kendisiyle ilgilenmeyen, sadece kaslı ve yakışıklı erkeklere yönelen kadınlar anlatısını 20 yıl önceki kendimden ve küçük şehirlerden üniversiteye gelmiş, zannettiğinin onda biri kadar zeki olmayan, üniversite sınavı için gerekli olan ezberler dışında hiçbir kültürel birikimi olmayan benim gibi arkadaşlarımdan biliyorum.

biz de yavşak olamaz, bir kadın için şöyle böyle davranamazdık. O yüzden olmuyordu. kızlar jöleli, şekilli, küpeli, arabalı, zengin çocuklarla konuşuyorlardı ve aslında onların hepsi korkak, yanar döner, karaktersiz, özü sözü bir olmayan, hayatta ciddi bir gailesi olmayan, zorluk/yokluk görmemiş zengin piçleriydi. Yani Sadece bizim gibilerde olan önemli özelliklere onlar sahip değildi ama işte şov bizinis her şeydi ve biz öyle yapamayacak kadar erdemliydik. Kaldı ki, biz o kıza gerçek değeri verirdik ve öyle züppeler gibi onları sikmek için yalan konuşmaz, gerçekten severdik. Tek eksiğimiz, o kızlardan birinin gelip bizi sevip sonra çok zengin bir fabrikatörün oğluyla evlenmemiş olmasıydı. Hiç değilse sadri alışık’ın ‘bir araba için mi ha, yalan mıydı ha’ diyebilecek bir hikayesi vardı, bizde o da yoktu. Mühendislik fakültesinde sen ben gibi okuyan kendi halinde kız işte abi, işi yok da beni kandırıp fabrikatör çocuğu bulacak, sonra bana haberi gelecek de tirad atmam için imkan tanıyacak falan; baya büyük bütçeli ve uzun vadeli iş. Mezun olunca bir fabrikada beyaz yaka olmaya fit olacak kız dramaya figüran olamıyor ne yazık ki! Orta sınıfın asli dramı bu aslında ama sınıf gözlüğümün camları buğulu, lens bakıcam işallah.

Tabi bu züppelerin birkaçıyla zamanla samimi olursak ve onun samimi, iyi niyetli biri olduğunu görürsek de ‘x şöyle böyle görünüyor ama aslında iyi çocuk’tu ve tabi ki bir istisnaydı.

Kısa zamanda bu istisnalar çoğaldı ve bizler sike sike istisnanın bizler olduğunu, o bir içim su kızların arabesk filmlerdeki gibi sevgiyi pazara çıkarıp bir cadillac için pazarlığa tutuşmadığını kabullenmek zorunda kaldık. Ortada çok daha basit gerekçeler ve bir o kadar da kesin gerçekler vardı. Dahası, sevgi denilen şeyin pek de arabesk olmadığını, sırf birini sevmenin veya ona aşırı değer verebiliyor olmanın bize has bir yetenek olmadığını ve sadece bunu yüceltmenin performans yükünü sırtlamak yerine, ego yükünü sırtlanmak olduğunu da kabullenmek zorunda kaldık. E zeka desen, kız da baya zeki abi, çatır çatır diferansiyel çözüyor, modelleme falan yapıyor. E kültür desen, onun da okumuşluğu bizden az değil.

Hasılı, tutunacak dal kalmayınca, ya ego’nun yelkenlerine üfüreceksin nefesin yettiğince ya da berke’nin, anıl’ın ciksliğine mukabil bir şey üreteceksin. Çünkü hayat abicim, küçük dağları ben yarattım diye gezen, envai çeşit numarası, türlü meziyeti, tükenmeyecek malı mülkü olan adamı bile punduna getirdi mi evire çevire siker. hiçbir geçerli sebebi ve dayanağı olmadan ego besleyene neler yapacağını, var sen düşün.

yapmak zorunda olduğun şeyi yapmak erdem değildir. Seçeneğin yokken ‘ahlaklı’ olmanın, ahlak kavramıyla en ufak bir ilgisi yok.

sözümona o erdemli kimliğinden kopup güya sırf sevilmek veya en basitinden seks için olduğundan farklı davrandığında istediğini alabiliyorken almamayı seçiyorsan erdemlisin.

ben sana doğrudan söyleyeyim; seninki erdem değil. öyle olsaydı bu ahvalden şikayet ediyor ve sızlanıyor olmazdın.

simple fact: Reddedilmenin canını yakmayacağı kıvama gelene kadar reddedilmekten korkuyorsun.



Belki uykum olmadığı bir zamanda buradan görünen gerçek bu olduğu için ve belki faydam olur diye yazdım bunları, belki de sen beni donuza eklediğin için öfkelenip yazdım. Belki biraz da kendime öğüt diye yazdım. Kim bilir?