oynadiklari farkli rollerle sasirtan oyuncular

(bkz: johnny depp)

(bkz: güven kıraç)

(bkz: al pacino)
(bkz: simone)
(bkz: godfather)

(bkz: edward norton)

(bkz: buralar ileride hep entry olacak)

(bkz: olgun şimşek)
(bkz: ibo şov)daki (bkz: güçlü)tiplemesiyle başladığı ekran yolculuğuna efsane trt komedi_gençlik dizisi (bkz: yedi numara)da sağlamlaştıran oyuncu,komedideki yeteneğinin kötü adamda daha eksantrik olduğunu, (bkz: alacakaranlık), (bkz: beyaz gelincik) gibi dizilerde ispatladı.

(bkz: robin williams) da komedide sağlamlaştırdığı kariyerini, (bkz: patch adams), (bkz: günaydın vietnam) gibi duygusal filmlerle süsledi.son zamanlarda ise;(bkz. baskı), (bkz: uykusuzluk) gibi gerilim filmlerinde gösterdiği yüksek performansla,cebinde daha birçok yetenek sakladığını gösterdi.

(bkz: attila olgaç)

ozan güven
(bkz: aslıyla kerem)karısına aşık, evine bağlı, ebleh bi koca
(bkz: ikinci bahar)serseri + hırsızın önde gideni bir evlat
(bkz: bir istanbul masalı)zengin piçi, tikky, hoppa, ne istediğini bilmeyen bir rallici
(bkz: hırsız polis) yeraltı işlerine bakan eleman

öğretmenlik rolüyle canlandırdığı iki farklı filmden birinde güldürürken[hababam sınıfında beden eğitimi öğretmeni],bir diğerinde ağlatan[gönül yarasında sınıf öğretmeni]şener şen adlı karakter.

oynadıkları zıt karakterlerle, seyircisini hem mest eden, hem de şaşırtan oyunculardır..
robert de niro'da bu maalesef ki, anketin üst sıralarında olmalıdır; o ki yeri geldiğinde şeytan olmuş, yeri geldiğinde şaaşalı bir mafya babası yeri geldiğinde, işinin ehli hem hırsız hem polis, yeri geldiğinde, uyku hastalığına yakalanış ya da, felçli olan bir garip, yeri geldiğinde, komedyen, ya da kızgın bir boğayı andıran bir boksör, kafayı sıyırma noktasına gelmiş bir vietnam gazisi, tüm ayrıntılarıyla, ilk defa görmüş olsanız tamamiyle inanabileceğiniz psikopat tiplemesi, ya da sinema tarihinin en ilginç uyarlamalarında frankenstein filminde ''yaratık'' bile olmuştur, böyle farklı tiplemeleri bir çatı altında buluşturan bir sinema dehasıdır, ''oynadiklari farkli rollerle sasirtan oyuncular''

Emrah
1980lerde genelde acıların çocuğu
(bkz: yasak sokaklar)sokak çetesi kahramanı
(bkz: kınalı kar) köyde öğretmen ağanın kızını götürüyor filan
son dizisinde "colin farrell"
(bkz: unutabilsem) harman bir dizi fakir başlayıp sonradan voliyi vuruyor

(bkz: sanem çelik)

arda,ayşe; yavrum sizin anneniz (KARA) bir melekti...

vin diesel 'i de bu kategoriye sokabiliriz. nitekim;
(bkz: the pacifier)
(bkz: triple x)

'' gary oldman '' her rolunde farklı bır aksan kullanmasıyla unludur.

val kilmer

(bkz: the doors)
(bkz: the saint)
(bkz: the salton sea)

nuri alco: babacan komser
t. coskun: mahalle bekcisi
hulusi kentmen: mafya babasi
adile nasit : mama

bu konuda robert de niro'nun eline su dökülmez rol seçmez ne bulursa oynar
ör:
raging bull-boksör
the untouchables-mafya babası
meet the fockers-gelinin babası komik bi emekli cıa ajanı

ayrıca christian bale'de her filmde ayrı bi aksan kullanmasıyla ünlüdür.

(bkz: cihan haspolatlı)

oynadığı her rolle şaşırtıyor beni. defansta. ön liberoda. orta sahada. ofansif orta sahada. hepsinde ayrı bir kazma görüyorum. teşekkürler cihan.

uğur yücel.

Zamanında beşiktaşta oynamış Pancu'dur. Kalecilikten başlayıp forvete kadar ilerlemiştir. işini çoğu maçta laikiyle yapmıştır. Şaşırtmıştır.

ilgili linkte görülebileceği üzere; Cristian Bale http://celebrityweightlos...tian-Bale-Weight-Loss.jpg

Şener Şen , Christian Bale, Johnny Depp.

iyi oyuncu, kendisine verilen senaryodaki karakteri belirtilen tüm nitelikleri ile seyirciye yansıtma becerisine sahip olan oyuncudur. çok iyi oyuncu ise, senaryodaki karaktere yeni yeni nitelikler de ekleyebilme becerisine sahiptir.

- işte! bu tip oyunculara 'sanatçı' diyoruz.

tiyatro ve film yönetmenlerinin peşlerinde oldukları kişiler de onlardır zaten, mevcudu yansıtmakla kalmayıp bir şeyler katabilenler. örneğin, jack nicholson, robert de niro, anthony hopkins, meryl streep, jodie foster, al pacino, dustin hoffman, gibi dünya starları bu özellikleri sayesinde tanınıp-sevilmişler, takdir görmüşlerdir. bunu gerçekleştirebilmek kolay bir iş de değildir şüphesiz. oynanacak role aylar öncesinden, gerek fiziki olarak gerekse ruhsal açıdan hazırlanmak birinci koşul, taşınacak yeni karakterin mevcut oyuncu üzerinde eğriti durmaması için bir gerek şarttır.

ülkemizde, bu disiplinde sanatçı bulabilmek pek de mümkün olamıyor malesef. bunun başlıca sebeplerinden biri, sanatçı yokluğunda yeni yetenekleri çok fazla pompalıyor, şişiriyor ve henüz hak etmeden paraya boğuyor olmamız. bunun beklenen sonucu olarak, aslında henüz hamlarken kendilerini 'oldum!' sanıp rehavete kapılıyor oyuncular, oyunculuk disiplininden hızla uzaklaşıyorlar.

sonuç;

75 milyonluk ülkede şener şen, haluk bilginer, nurgül yeşilçay, demet akbağ gibi kaydadeğer yeteneklerin sayısı, sağdan da saysanız soldan da saysanız bir elin parmaklarını geçemiyor.

(bkz: javier bardem)
(bkz: kevin spacey)