bugün

doğru olabilitesi yüksek önermedir. zira rock grubuyum diye geçinenlerin orhan baba "cover"ları mevcuttur.
orhan gencebay zaten bi röportajında dediydi. benim şarkılarım rock, jazz, arabesk, musiki, halk müziği felan hepsi karışıktır diyne.sen yok muydun o gün?

tabi rock ile arabesk biraz daha ağır basıyor. aslında elektro da ne yakışır babaya be..
(bkz: orhan bencegay)
(bkz: orhan bencerock)
şarkılarındaki elektro bağlamanın elektro gitarla değiştirilmesiyle gerçekleşebilecek, pek de zor olmayan durumdur. benim diye gezinen çok rockçıya müzik kalitesiyle binbeşyüz basan bir adamdır kendisi. *
populist olacak ama, usta ne yaparsa güzel yapar...
türkiyenin ilk rock kaydını ve şarkısını yapan insanın orhan gencebay olduğunu bildiğimiz takdirde çokta şaşırtmayan durumdur. merak edenler için orhan gencebay ın detaylı diskografisi ve biyografisi incelenebilir.
bakış açısına göre değişkenlik gösteren önerme. evet, bence de orhan gencebay'ın yaptığı müzik rock olarak adlandırılmalıdır. ama şimdi sıçık lynyrd'ın ne düşündüğüne boş verip, otoriteler rock müziği nasıl tanımlıyor, rockerlar bundan ne anlıyor diyelim ve orhan babanın yaptıklarına bakızlayalım.

öncelikle rock nedir? nasıl yaptığınız zaman rock müziği oluyor? nasıl oluyor da oluyor, yok mudur bunun bir tarifi?.. sığ bir bakış açısıyla içinden elektro gitar geçen her şarkıya rock dersek olmaz değil mi? mevzu bahis müziğin çıkış noktasına odaklanırsak eğer biçim olarak jazz, blues ve redneck denen, ensesi güneşten pişmiş amerikan kovboylarının icra ettiği country gibi türlerin bir karışımı olduğunu görürüz. ilk örneklerinde çok sofistike, ne bileyim böyle isyankar bir şey bulamayabiliriz; rock around the clock, that's all right falan bildiğimiz 'eller havaya' şarkılarından farkları yok. fakat elvis presley'in şimdi anaokullarında bile iplenmeyen dansının ve hareketlerinin 1950'lerde ne kadar müstehcen karşılandığını da okuyoruz. sonra herifler dans ederken kızları havaya atıyor tutuyorlar, etekler açılıyor, donlar görünüyor, çiçekler ekiliyor güzelim haaaaydı haaydıııııı...
olumlu bulursunuz yahut bulmazsınız, sonuçta rock'n roll'da o dönemin ahlak anlayışına, zevklerine vs. bir başkaldırı var. daha sonraları beat kuşağından etkilenen arkadaşlar -hastasıyım o kuşağın- bunu bir basamak daha ileri götürüp protest sözleri olan azcık daha sert melodiler içeren bir müzik tarzı haline getiriyorlar. sonrasında hippiler falan filan... yani nedir abi olay öncelikle; isyan, başkaldırı olacak! tabii böyle dedik diye ne yapmıyoruz; ota boka tavır almıyoruz. umut sarıkaya'nın hikayesindeki erkan gibi 'toplum beni anlamıyor, hepsinin mına koyiim' diye olmuyor o iş. nihilist anarşizm içermez bahsettiğimiz hippi felsefesi ve ona eskortluk eden müziği. punk ayrı bir yazının konusu...roll dergisinin bir sayısında rock denen hadisenin ne olduğu tanımlanırken şöyle bir cümle kullanılmıştı: ' havaya zıplayıp yer çekiminden kurtulduğunuz o kısacık an rock'tır'. özgür ve özgün olabilmeyi, zaman zaman doğa kanunlarına bile karşı gelebilmeyi anlıyorum ben bundan. siz de öyle anlayın!

toplumsallık... bir önemli kriter de budur işte. ey canlar sorarım size, john lennon neden öldürüldü? ' michelle ma belle' diye takılmaya devam etse şimdi paul mc cartney'den daha zengin ve daha hayatta olmaz mıydı?aşk şarkılarını gitarla söyledi diye kimseye kızmazlar ne de olsa. tehlike arz etti, devrimci oldu, sistem karşıtı oldu ve susturuldu. bakın ülkemizde şu anda bile eksikliği hissediliyor protest rock müziğin. ekranlarda dönen duran tanınmış rock grupları içinde birazcık mor ve ötesi hariç hangisi suya sabuna dokunuyor? 'şiir gibi/sanat gibi' diye yutturulmaya çalışan fazlasıyla kişisel ve içe kapanık şarkı sözleri... bu mudur yani rock müzik? biz komşusu aç iken tok yatmayan bir ülkenin çocukları değil miydik? ne oldu lan bize böyle, sadece kendi derdimize bakıyoruz. 'aksın bacaklarından oluk oluk(oha!!!)milyonlarca doğmayacak çocuklarım' diyerek geri çekilme yöntemine dair şarkılar söylemek yerine, sokaklardaki binlerce doymayacak çocuğun sözcüsü olmalı rocker. böyle bir eleştiri getirince de 'eöö ben müziğimin adını koymuyorum, çok özgünüm. hatta o kadar özgünüm ki, o kadar olur yani' gibi saçma sapan savunmalarla karşılaşıyoruz. şimdi bu arkadaşların şarkıları ve yaşam biçimleri mi rock yoksa asılacağını bile bile hala ' açılın kapılar şaha gidelim' diyen pir sultan abdal'ınkiler mi?
zannetmeyin ki eskiden böyle değildi, o zamanlar da ülkenin tanınmış protest sanatçıları halk müziği söyleyenlerdi. ve bir de orhan gencebay... hem batsın bu dünya, bitecek dertlerimiz gibi şarkılarıyla hem de duruşuyla orhan abimiz muhaliflerin, mevcut düzenden rahatsız olanların sözcülüğünü yapıyordu. kimi müzik yazarlarınca ' sol arabesk' diye tanımlanan bu türün temsilciliğini 12 eylül sonrasında ahmet kaya yapmıştır. rock grupları mı? onlar 'leblebi koydum tasa gız annem' türküsünü batı sounduna uyarlamakla uğraşıyorlardı o sırada.erkin koray'ın bir sözüyle bu paragrafı noktalayalım: ' biz düğün salonlarında çiftetelli çalarken, orhan gencebay ücretsiz halk konserleri veriyordu.'

' tamam hoca, diyelim ki duruşuyla, sözleriyle rock ruhunu yansıtıyor ama ya müziğini biçim olarak incelersek?..' diyebilirsiniz, haklısınız da... nasıl ki gitar- bas gitar- davul üçlüsüyle çalınıyor, sert riffler içeriyor diye her şarkı rock olmuyorsa - iddia ediyorum heavy metal bir kaç grup haricinde rock ile alakası olmayan bir türdür-, isyankar, toplumcu hedeci hödöcü diye de her şarkıcı rocker ilan edilemez. kullanmayı çok sevdiğim bir terim var; füzyon! işte işin sırrı burda hocam; amerika'da rock müziği icat(!!!) edenler ne yaptıysa orhan gencebay da türkiye'de onu yaptı. ve bizim şu anki genç, özenti rock gruplarımızdan daha doğru bir şekilde yaptı. bu karışımdan bahsederken kullandığımız isimleri açacak olursak görürüz ki blues ve country denen türler o toprakların türküleri. birisi siyahların diğeri beyazların... ' when I'm singing my blues' un türkçe karşılığı ' türkümü çığırırken' dir. demek ki işin kökeninde bir ' türkü' var ve biz de bunun üzerine kurmalıyız kendi rock müziğimizi( tabii burda biçiminden bahsediyoruz). 70lerde anadolu pop adı verilen çalışmalar şu anki rock grup ve şarkıcılarının işlerinden çok daha doğru ve samimidir. orhan gencebay da o dönemin rock gruplarından bir kaç adım daha ileri gitmiştir; onun füzyonunda türk sanat müziği, jazz, blues, türk halk müziği ve hatta az da olsa hint ve arap müziği etkileri vardır. ayrıca dünyada kullanılan elektro gitarın türkiye' deki karşılığı olan -sonuçta bizim öz çalgımız bağlamadır, gitar değil- elektro bağlamayı da orhan gencebay bulmuş ve kullanmıştır. çoğu kişi erkin koray olarak bilir fakat yanlıştır efendim. sanayi toplumlarının müzik kültürü olan rock'ın türkiye'de -hala tarım toplumuyuz, bir de 70leri düşünün- içselleştirilmesi için orhan baba gibi, bu geçişi halkı korkutmadan, ürkütmeden, alıştıra alıştıra yapacak sanatçılara ihtiyaç vardır. #5282822 numaralı entryde bahsedilen durumu şöyle örnekleyebiliriz; biraraya gelemeyiz şarkısını çalın elektro gitarla, alın size babalar gibi hard rock hatta speed metal! üniversitedeyken bunu yapmışlığımız var. bizim köydekiler şu çağda dahi badem'i sert bulur da sözünü ettiğim orhan gencebay şarkısını zevkle dinler. anadoluluya, köylüye hitab eden rock diyelim mi orhan gencebay'ın yaptığına?

gencebay'ın müziğine salt arabesk deyip geçmek yanlıştır. hele onu bu tür altında sınıflandırılan diğer müzisyenlerle aynı kefeye koymak yanlışı geçtim, ayıptır. devlet radyosunda yıllarca çalışmış, neredeyse tüm çalgılarda virtüöz seviyesine ulaşmış, şarkıları konservatuarlarda bitirme tezi konusu olduğu yetmezmiş gibi bir de londra filarmoni orkestrası tarafından çalınan böyle bir müzik üstadını müslüm'le ferdi'yle bir tutamayız. zaten ne diyor müslüm gürses; ''orhan abi bizim pirimiz, biz hiçbir zaman onun gibi olamayız. biz hep 'böyle gelmiş böyle gider' deriz, o ise 'böyle gelmiş böyle gitmez' der''. aha! bak gördün mü burda da kadere isyan var. rocker işte olm bu adam, rocker. çilekeş, baba zula gibi orhan gencebay'dan etkilenmiş grupların diğerlerine de örnek olmasını diliyor ve bu bahse noktayı koyuyorum: 'orhan gencebay'ın yaptığı müzik rock müziğidir'.
Orhan gencebay'ın uzun müzik yolculuğunun ve vizyonunun getirdiği sonuçtur. Burada şunu belirtmekte fayda var orhan gencebay yanlızca rock yapmaz. Kendi yarattığı müziğin sentezinde pop, türkü, alaturka ile birlikte rock da yer alır.
istemesiyle doğru orantılı olan durumdur.
yeni bir olay değildir. yıllardır arabeskçi adıyla anılması bunu değiştirmez. orhan baba deryadır derya!
(bkz: Led Zeppelin in Orhan Gencebay dan riff çalması)
erkin koray ile underground olarak bir çok projede yer aldığını göz önünde bulundurursak doğru bir tespittir.
fikret kızılokun sevda çiçeğinin bestesinin orhan gencebaya ait olması.
pavorotti'nin rap yapması gibidir.

(bkz: ajdar çikita muz patlaması)
Arabesikimsi rock diyelim. biraz mı, yoksa çok mu garip bir yakıştırma oldu? ama hayranları kusura bakmasın içimden öyle geldi.
http://www.youtube.com/watch?v=yF4Oi1YAj1w

ROCK MÜZiKTEN KASIT BU DUYUMSA KRALINI YAPIYOR ORHAN BABA. iSTESE DAHA DA KRALINI YAPAR. ORHAN BABAYI ANLAMAK BAZILARI iÇiN NEREDEYSE iMKANSIZ.
rock yapıyor diyemeyiz ama yaptığı parçaların altyapıları rock formatına çok uygundur, adam 15 sene önce verdiği röportajda nirvana diye bir grup dinledim, sonra kurt cobain'in hayatını araştırdım ve çok etkilendim diyecek kadar müthiş bir kişiliği var, geçen okuduğum bir söyleşisinde Dropkick Murphysten acayip etkilendim demiş, yurdumda rock dinleyen vatandaşına Dropkick Murphys kim desen adını bile duymamıştır, orhan gencebay işte böyle bir adamdır ve kesinlikle zamanının ötesinde bir müzik yapmaktadır, bunda rock ve metal dinleyen çocuklarının da etkisi büyüktür...