Her şeyin mobil cihazlarla kolayca halledildiği şu zamanda laptop ne? Bizim zamanımızda laptop da yoktu. Hem 1. Sınıf için laptop ne ya? Epey kerizlemiş milleti. 18 kişilik sınıftan yalnızca bir velinin uyanması, cidden düşündürücü.

"Unutulma hakkı" nı neden kullandığını artık biliyorum. (bkz: şener şen/#47122257)
Şöhrete kendi kuşağındaki oyunculardan geç ulaşıyor. "Komedi oyuncusu" olarak, "komik/Absürt" diyebileceğimiz laflar ediyor. Espriler yapıyor. Sanırım zaman geçtikçe bu halini "sululuk" olarak görmeye başlıyor. Şöhretinin ikinci devresinde "ağır abi" takılmayı başlıyor. Bu yüzden birinci devredeki "komik/absürt" laflar eden, espriler yapan komedi oyuncusu şener şen'in hiç hatırlanmamasını, yaşamamış olmasını istiyor. Sanırım şener şen böyle komik laflar ederken, espriler yaparken, çok ciddiye almadılar. Bu da özgüvenini sarstı. O yüzden de zamanla kendi kabuğuna çekildi. Her neyse... Şimdi ayda yılda bir yaptığı konuşmalar gündem oluyor. Tekrar tekrar paylaşılıyor. Amacına ulaşmış. Öbür Şener Şen unutulmuş. Saygın ve özgüvenli Şener Şen biliniyor. Uzun ömürler kendisine...

Arafta kalmak da zor. Toplum dayatıyor çoğu zaman ameliyatı. Kadın gibi yaşayacaksan, kadın biçiminde olacaksın; erkek gibi yaşayacaksan, erkek biçiminde olacaksın diye. Çoğu kişi penisli bir insanı, "olduğu gibi" sevemiyor. Yani ameliyat olanların bazısı tam gönüllü de gitmiyor ameliyata. Hafif bir ameliyat da değil. Anlamak lazım özel durumlarını.

Köyün neden suskun kaldığını sanırım buldum: amcanın silah kaçakçılığı gibi başkaca kirli işler yaptığı söyleniyor. Eğer dava sırasında bu tespit edilecek olursa, suç geliri sayılarak amcanın sahip olduğu 6000 dönüm araziye el konulabilir. 6000 dönüm araziye el konulursa, köy başkasına geçer. Köylüler de köylerinden çıkmak ve düzenlerini bozmak zorunda kalır. Sanırım bu yüzden, özellikle şüpheleri amcanın üzerinden atmak istiyorlar. Diye düşünüyorum. Yanlış da olabilir tabii ki..

Zeytin çekirdeği kullanılmaz değildir. Biriktir, kurut; sobada-ocakta yak. Veya başka şekilde değerlendir...

Yarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrak kazanılırdı "Gazeteci" namı altında AkP medyasına sürülen kaçağın bir takım zırvalamaları. Milli kurtuluş savaşı, Atatürk'le bile zar zor kazanılmıştır. Anadolu'nun zaten savaşacak hali yok. Osmanlının o kadar gücü de olsa, balkanları kaybetmezdik. Diğer yerleri kaybetmezdik. Savaş on seneye uzasaydı, yunanlar Egeye kalıcı olarak yerleşirlerdi. Atatürk'ün dehası olmasa savaş uzardı. Savaş Atatürk olmasa kazanılırmış(!) Halamın taşakları olsa, amcam olurdu nitekim!

Edit. HSG

Harf devrimini silmek için adım. Ne için kim için? Türk devletleri arasındaki en gelişmiş alfabe bizimkisi, şimdi bizim yazımız neden geriye götürülecek. Böyle saçmalık olur mu?

Irkçı bir söz olabilmesi için "Ne mutlu Türk doğana" olması gerekir. Atatürk'ün çevresinde Türk kökenli olmayan yurttaşlar da vardı. Hiç bir zaman etnik kökeni ile ilgili bir baskı olmamıştır. Atatürk, bütün kökensel farklılıkları bir potada eritme, beraber uyum içinde yaşatmaya uğraşmıştır. Tek emeli yurdu barış içinde kalkındırmak olan gazi'nin bu gibi işlerle uğraşacak zamanı da yoktur. Uğraşacak olsa, 6-7 Eylül olayları, Menderes döneminde değil, Atatürk zamanında olurdu.

Kandilde sevinçle karşılanacak açıklama. Ellerini ovuşturuyorlardır ikinci bir açılım süreci için. Zaten asker iyice pasifize edildi. Sen misin yurdun "bölümez bütünlüğü" üzerine yemin eden(!) Türk halkı dostunu düşmanını artık bilsin.

Saldırgan, cübbeliye saldıramadan koruması halletmiştir. Saldırı girişimde kalmıştır.

Winston Churchill değildir. Çörçildir. içecektir. Sosyal medyada okuduğuma göre, çörçil(içecek) in Churchill ile alakası yoktur. içeceğe ismini veren, bu içeceği izmir'de ilk defa yapan (şu an varolmayan) büfenin ismiymiş. Ayrıca alkol ne alaka?

Sodasız da tadı fena değil: Limon suyu, su, tuz...
Dur bir dakika...
Bu turşu suyu!

"Benden ve medeniyetimden bi halt olmaz. Bilimde, sanatta, kültürde ilerlemem mümkün değil. iyisi mi "din" adına başkasının malına, yerine-yurduna, karısına-kızına musallat olayım. Kazanırsam hepsi benim! Kaybedersem de allah yolunda savaşıp ölmüş sayılırım!"

1930lu yıllar için normal. O yıllarda Doktorlar sigara tavsiye ediyordu (!) yakın zamana kadar bile çocukken kendisine içki verilen çocuk çok. Bugünkü gözle bakarsan normal bir şey değil ama o zamanlar başka. içki, her vakit deli gibi içilen bir şey değil zaten.

Peygamberdevesi ile şakalaşmış, yere düşen arıları kenara kaldırmış kişiyim. Kimse hayvan sevgimi sorgulayamaz.

Haklılık payı var. insan olan bunu gurur meselesi yapmaz. Görevine odaklanır. Sen savcı isen, vatandaşlara görev yapmak için savcısın. Bugünlerde pek belli olmuyor ya... Seni oraya atayan siyasetçileri seçen yurttaşlar. Senin gibi saygıyı hak ediyorlar. Görev yap diye atanmışsın o makama. Kapris yap diye değil.

Müşerref Akay'ın "Türkiyem" şarkısının, ilk versiyonunda çalan tumba, beni benden alır. O ne büyük gayrettir. O ne büyük çoşkudur. Sanki Tumbayı çalmamış, yaşamış kim ise...

imamın ve astsubayın ifadelerini okudum. iki anlatım birbirinden farklı. Bir yorum yapmak zor. Arada "eski eş" de var. intikam mevzusu da çıkabilir. Hiç şaşırmam.

(bkz: cihan paçacı)

Tek bir işaret değildir. Bir işaret grubudur. Yapılış şekline göre anlamı değişir:

1. Kolu havaya kaldırmadan tek elle yapılan zafer işareti. (Parmak uçları (havaya doğru) dik veya yere doğru yatık olabilir)

2. Kolu tamamen havaya kaldırıp tek elle yapılan zafer işareti. (Parmak uçlarının yere yatık olması mümkün değil)

3. Kolları havaya kaldırmadan iki elle yapılan zafer işareti. (Parmak uçları (havaya doğru) dik veya yere doğru yatık olabilir)

4. Kolları iki yana açarak, iki elle yapılan zafer işareti.

5. Kolları tamamen kaldırıp iki elle yapılan zafer işareti.