bugün

pamuk tarlasında zulüm gören zencimiyim lan ben dedirten, her yerde ısrarla karşıma çıkan kokuşmuş müzik türü.
(bkz: eric clapton)

(bkz: kaliteli muzıgı kotuleyen yazarlar)
(bkz: pentatonik dizi)
it takes four to play the blues: a man, a woman, a broken heart, a broken home
üçüncü nesil bir çaylak. *
blues un ismi pamuk tarlasında calısan işçilerin gokyuzunun mavisine bakıp ozgurlugu hatırlamasından gelir.greens veya daha baska birşey olamaz bu yuzden
pek çok popüler müzik türünün atasıdır. ilk defa pamuk tarlasındaki zenciler tarafından yapılmıştır ve konusu genelde kendi umutları,hüzünleri,özgürlükleri olduğundan blues denmiştir. gerçekten dinlerken aklınızdan mavi renk geçer, ve gökyüzünde uçuyormuş gibi olursunuz. dinleyiniz, seviniz efendim.
her ne kadar neşeLi parçaLarıda oLsa bu tarz'ın, bir notası, bir tınısı size acıyı hissettirir.. gitar'ın teLLerine hafifçe dokunuştur bLues.. içinizdeki yağLarın erimesidir.. parmağınızı hafifçe şakLatmaktır.. bLues hayattır.. bLues aşktır..
hüznün muzigi..bir yaşam biçimi..
gülerken ağlayan, ağlarken gülenlerin müziği..
hissetmektir...bu yüzden de doğru tanımı mümkün değildir.dinler hüzünlenir,dinler mutlu olur,dinler hayal kurarsınız...ama her ne yapıyorsanız onu olabilecek en uç noktada yaptırır size...öyle büyülü bir müzik türü işte...
müzisyenin her notaya basışında kendinden bir şeyler eksilten müzik türü
(bkz: mızıka)
hayatın anlamıdır blues.
bir kaç duyguyu aynı anda yaşatabilen..
bazı müzisyenler tarafından basit kalıpları var diyerek görmezden gelinip ama her nedense bir türlü yapamadıkları müzik türüdür...

bir yaşam biçimidir...
hayata karşı bir duruştur...

istediğiniz kadar iyi bir müzisyen olsanız da o yaşam biçimini kavrayamadan yapılamayandır..bu nedenledir ki mississippi'li küçük bir çocuğun bile elindeki mızıkasının sınırlı notalarıyla sizden daha iyi yapabildiği bir müzik türüdür..
aynı anda iki duyguyu birden yaşatan müzik biçimidir.
blues, pamuk tarlasında çalışan zencinin kafasını kaldırıp da gökyüzüne baktığında, gökyüzünün maviliğinde özgürlüğünü görememesidir. onun yaşadığı hüzünlerdir blues. blues bir yaşam biçimidir. hislerin uç noktada yaşanmasıdır. yaşanılan üzüntüyü mutlulukla haykırabilmektir.
blues, bağımlılık yaratır. bütünüyle hissettirir.
blues, kendine aşık eder..
stevie ray vaughan
john lee hooker
bb king
buddy guy
muddy waters
albert collins
albert king
yavuz çetin
Classic female blues, Country blues, Delta blues, Jazz blues, Jump blues, Piano blues, Boogie-woogie şeklinde temel; Blues rock, Soul blues, Jazz blues'u kapsayan diğer müzik türleriyle ilintili ve African blues, Atlanta blues, British blues, Chicago blues, Detroit blues, East Coast blues, Kansas City blues, Louisiana blues, Memphis blues, New Orleans blues, Piedmont blues, St. Louis blues, Swamp blues, Texas blues, West Coast blues türlerini kapsayacak şekilde de bölgesel varyasyonları olan müzik türü.
müzıkten anlamak...dınlemek...
pıyasada bol bol duyulan kopek ulumalarını sarkı olarak kabul eden zıhnıyet ıcın algılanması ımkansız tarz.
müziğin son noktası,ulaşabileceği en mükemmel yer.
blues, daha ziyade blue note'lar aracılığıyla icra edilen bir müzik türüdür.
19.yy'ın 2.yarısında abd'nin güneyinde icraya başlanmıştır.
icraatla bir yere varılmadığını gören william christopher handy
bu müziği notaya döküp kağıda geçirmeye başlar ve 1912'de
yayınlanan ilk blues şarkısı olarak anılan memphis blues'u plak yapar.
chelsea'ye takılan lakap. ertem şener tarafından blueslar tarafından söylenilmişliği vardır.
Blues'un ne zaman, nasıl, kim tarafından çalındığı belli değilse de, Mississippi deltasından doğduğu ve buradan yayıldığı yaygın bir görüş.
geleceğe dönüş filmiyle tanınan müziktir..çok hoş bir müzik türüdür..bağımlılık yapar.**