bugün

vatan gazetesi yazarı. Akp'nin yedigi herzeleri öğrenmek istiyorsanız ideal yazar.
köşesinin adı "uysada uymasada" olan yazar.
vatan gazetesinin sağlam duruşlu köşe yazarı. gazetedeki köşesini okuduktan sonra her seferinde bir kez daha takdir edilen, cesur gazeteci.
önceleri sabah'ta yazarken, sonradan vatan'a geçen, belki de katışıksız, ''türkiye'nin en doğru yazan yazarlarından birisi'' olan, iğneleyici anlatımı, duru dili, günün problemlerini dile getiren bakış açısıyla, her zaman okunması gereken, vatan gazetesi'nin, en ''doğrucu davut'' yazarı...
Asagıdaki yazısı ile gercek gazetecilik ornegi vermis insan:

Temiz bir yazı yazacaksak soruyu "çift başlı" sormalıyız değil mi! Nereden buldun gazeteci Tuncay? Nasıl biriktirdin Başbakan Tayyip?

Tuncay'ın TV kanalı var.

Gazetecilik yapıyor.

Eleştiriyor.

Eleştirmesin mi?

Tayyip'in de 5.5 yaşında partisi var. Siyaset yapıyor. Yapmasın mı? Gazeteci gazeteciliğini yapsın, siyasetçi siyasetçiliğini... Kimse belden aşağı vuruş yapmasın. Bu nedenle; eğer gazeteci Tuncay Özkan'a "nereden buldun da kurdun TV'yi" diye soracaksak, siyasetçi Tayyip Erdoğan'a da "5.5 yaşında bir partisin... 15 milyon dolara Ankara'da parti binası yaptırıyorsun, bu kadar kısa zamanda tek bir parti binasına yatıracak kadar büyük parayı nereden kolaylıkla buldun?" diye sormak gerekir. Eski içişleri bakanlarından Meral Akşener Hanım'ın, bir söyleşide; "Tayyip Erdoğan'ın yaklaşık 20 yıl önce milli görüşçü Refah Partisi'nin istanbul il başkanıyken bir Broadway tipi Renault marka otosu vardı, otomobil o kadar eskiydi ki kapısını iple tutturmuştu" şeklinde özetleyebileceğim bir açıklaması olmuştu.

***

Siyasetçi siyasetçiyi bilir.

Siyasetçi Meral Akşener Hanım, siyasetçi Tayyip Erdoğan Bey'in 20 yıl önce kapısını iple tuturduğu bir eski otomobil sahipliğinden söz ediyor. Ve haberler ise; bugün Tayyip Erdoğan'ın 15 milyon dolara (9 trilyon lira arsasına verildi, 2006 bütçesinde 10 trilyon ayrıldı fakat yetmedi) parti merkez binası yaptıracak kadar bol-bulamaç harcamalı bir zenginliğe geldiğini söylüyor.

izliyorsunuzdur.

Devlet harekete geçti.

Tuncay'ın TV'si Kanaltürk'e Maliye gelir kontrolörlerince 10 ayrı koldan "vergi incelemesi", 4 koldan da iş müfettişlerince "iş yeri incelemesi" başlattı.

incelesinler.

Denetlesinler.

Ama sadece Tuncay'ı değil, herkesi eşit olarak, herkese eşit mesafede durarak. Bu kanal 2 yıl önce kurulmuş, Tuncay Özkan'ın ortakları da var. Ortaklarının başka şirketlerini de aynı anda "vergi incelemesi" çemberine almışlar. Kanaltürk'te 180 kişi çalışıyor, henüz kâra geçmediği için bir kazanç vergisi doğması söz konusu değil.

***

Sindirme!

Korkutma!

Kaçırtma!

Diye özetleyebileceğim devlet gücü vuruşuyla Maliye, Tuncay Özkan ve ortaklarının "servetini" de araştırmaya başlamış. Bankalara; Kanaltürk'ün kurulmasının 6 ay öncesinden başlayarak, Tuncay Özkan ve ortakları ile orada program yapan Cüneyt Arcayürek, Mine Kırıkkanat, Tuncay Mollareisoğlu gibi gazetecilerin hesap hareketlerini soruyorlar. Zekeriya Temizel'in çıkarttığı ve kara paracılara, rüşvetçilere, hortumculara, gece zenginlerine, aniden servet sahibi olanlara "nereden buldun" diye sorma hakkı getiren yasayı Tayyip Erdoğan Bey iktidara gelince iptal etti. Şimdi, kendisini eleştiren haberler ve programlar yapıyor diye Tuncay'ın TV'sine "servet sorgulaması" yapıyor. Kendisini destekleyen "Tayyip Erdoğan yağcısı olmuş gazeler, TV'ler ve gazeteciler" için aynı servet sorgulamasını yaptırmadığı gibi "Başbakanlık uçağına bindirip" özel demeçlerle onları onurlandırıyor, şereflendiriyor, yüreklendiriyor.

Nereden buldun Tuncay?

Diye soralım.

Başbakan yağcılarını!

VIP uçağa alalım.

Bu icraata bir isim koyalım: "Benden ol Tuncay, seni uçağa bindiririm, benden olmazsan seni bitiririm."
takıntılı ve saplantılı fikirlere sahip olan, doğruları görmek adına bile bu saplantılardan bir türlü kurtulamayan yazar. engin ardıç'tan üst üste ayarlar yemektedir bu hazret:

http://www.aksam.com.tr/y...10,2&tarih=20.08.2007
bkz:http://www.haberx.com/Gun...kemik-isteyene-kemik.aspx
engin ardıç tan ayarın allah ını almıştır.
rte nın sevmediği yazar tipidir.

(#3938579)
hakkı devrim'in sevmediği yazar tipidir.
gerçek ve gerçekleri yazarlardan.

http://haber.gazetevatan....;Categoryid=4&wid=108
(bkz: bay doğruyla bayan yanlış)
işsizlik canlı bomba işsizlikle ilgili yerinde ve güzel tespitlerde bulunmuştur.
bugünkü yazısı ile midemi bulandırmış yazar. topluma kinciliği, düşmanlığı, nefreti öğretmeye kalksa sabah akşam bunlarla uğraşsa herhalde böyle bir yazı ortaya çıkarabilirdi.

http://haber.gazetevatan....;Categoryid=4&wid=108
orhan pamuk'un son kitabı masumiyet müzesi hakkında yazdığı köşe yazısını okuyunca beyninin sulandığını ya da şuursuzlaştığını düşündüğüm akıl yoksunu insan kişisi..

yazıdan şöyle bir alıntı vareyim gerisini siz düşünün;

--spoiler--
Şimdi yeni bir pazarlama uğraşına girdi, bir haftadır gazete manşetlerinden inmiyor, TVlerde bir kez seyrettik Orhanımız;a doyamadık, tekrarı yayınlansın programlarında istanbulun küçük burjuva semti Cihangirde babası top atınca fakir kalmış güzel bir kıza baba parasıyla zengin olmuş bir ibiş erkeğin aşkını tezgâha koydu, satıyor
--spoiler--

senin ben roman anlayışına bakış açına sokayım...
kürt açılımı konusunda zülfü livaneli'ye her gün köşesinde en büyük ayarı veren vatan gazetesi köşe yazarı.
günümüz basın keşmekeşinde en tutarlı ve dürüst yaklaşım sergileyen 3-5 köşe yazarından biridir.
"Gidişlerinden fayda görmedik, gelişleri hayırlara vesile olur inşallah!" dediği 21.10.2009 tarihli yazısında yine vicdan ve sağduyusunu konuşturan köşe yazarı.

http://haber.gazetevatan....;Categoryid=4&wid=108
albay dursun çiçek'in hazırladığı ve taraf'ta açıklanan belge üzerine haziran 2009'da pek hoş olmayan yazılar yazmış gazeteci.

ancak hakkını vermeliyiz ki özür dilemeyi biliyor. çünkü basınımız için bir özür, ne yazık ki erdem niteliğindedir. taraf dün yaptığı yanlış haber nedeniyle ntv'den özür diledi, bugün de necati doğru, dursun çiçek imzalı belge üstüne taraf ile alay ettiği için özür diledi. iyi şeyler oluyor, umutluyum.

http://www.haberturk.com/...cat=140&dt=2009/10/26
bugün harika bir yazı yazmıştır;

--spoiler--
http://haber.gazetevatan....;Categoryid=4&wid=108
--spoiler--
yazısının sansürlenmesini gerekçe göstererek vatan gazetesinden istifa etmiş köşe yazarıdır.

Necati Doğru'nun ''istanbul'da kaç aytaç durak bulunuyor ?'' başlıklı sansürlendiği iddia edilen yazısı

--spoiler--
ADANA'DAN ZENGiN OLMUŞ BiR YERLi ADANALI BUGÜNE KADAR ÇIKMADI

Bizim Adana'nın kısmetsizliğine(!) bak, bak bak otur ağla. Annem Adana'dan telefon etti; "oğlum Adana'dan, Adana'nın yerlisi olarak bugüne kadar zengin olmuş bir kişi bile çıkmadı" dedi.
Annemi tanımaz mıyım! Ne demek istediğini anladım. Gerçekten Adana'nın ekonomi tarihi yeniden yazılsa yazarın varacağı sonuç şu olacaktır: Adana'dan zengin olmuş bir yerli Adana'lı bugüne kadar çıkmadı. Kayseri'den, Niğde'den veya Balkan göçü sonrasında Bosna'dan yırtık yorganla gelenler pamuk ağası, çiftlik ağası, tekstil fabrikası ağası oldular. Çukurovanın insanın ciğerinin içine kadar işleyen sarı sıcağında pamuk üretiminde verimi dönüm başına 650 kiloya kadar çıkartma beceresini gösterebilen yerli Adanalıdan (Yörük olsun, Türkmen olsun, Ermeni olsun ya da Arap ve Kürt olsun) bir tek zengin çıkmadı.

iKTiDAR PARTiSiNDEN BAŞKAN OLSAYDI...

Aytaç Durak çıkacaktı (!) Gör başına neler geldi (!) Herkes merakla bana "Aytaç Durak iktidar partisinden belediye başkanı olsaydı, Adana olayı bu noktaya kadar gitmeden kapanmaz mıydı?" diye soruyor. Ben de "temiz siyaset-temiz vatandaş-temiz toplum" idealine vidalanmış yazılar yazan biri olarak onlara "istanbul'da Çelik Sır Kasa" hikayesini anlatıyorum.

Bu hikaye gerçektir. Kişi ve olaylar sahidir. Kasa, gazetelere manşet oldu, TV'lerde "içindeki para ne kadardı?" diye yayın konusu, Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, istanbul Belediye Başkanı'na, Meclis'te milletvekiline ihbar konusu oldu. Cerahat kokan bir kasaydı. Unutuldu gitti.

Olayı size şöyle anlatayım:
iktidar partisi AKP'nin adayı olarak istanbul Büyükşehir Belediye Başkanılığına ikinci kez seçilen yüksek mimar Kadir Topbaş'ın, imar danışmanlığını yapmış Fethi Turgut, ailesini de alıp tatile gitmişti. Evde sadece genç oğlu vardı. Arkadaşlarına; "Babam her akşam eve torbalar dolusu paralarla geliyor, paraları çelik kasalara dolduruyor" diye anlatıyordu. Bu anlatım mahallede 12 kişilik bir "soyguncu çetesinin örgütlenmesini" tetiklemişti. 12 kişi plan yaptılar. Belediye Başkanı'nın imar danışmanı Fethi Turgut'un genç ve biraz da saf oğluna, dümenden bir kız arkadaş ayarladılar. Kız evde oğlanın birasına uyku ilacı kattı, oğlan uyuyunca çete eve girdi.

iKTiDAR CEVAP VERMEYiNCE MUHALEFETE YÖNELDi
Gerçekten 3 kasa vardı. ikisi çok büyüktü. Yerinden oynamıyordu. Çok sağlamdı açılamıyordu.
Üçüncü kasa taşınabilirdi. Hırsızlar taşınabilir kasayı aldılar, Kartalda bir eve götürdüler. Uğraştılar açamadılar. Maltepeden bir çilingir buldular. Kasayı açtırdılar. içinden 950 bin Amerikan Doları, 280 bin Avro, 200 bin Türk Lirası ve 2 kilo altın çıktı. Bu çetenin yaptığından haberli olan Ahmet Tamer adlı birisine "soygundan pay" vermedikleri için o da kızdı, olayı bir ihbar mektubu ile Başbakan Tayip Erdoğan'a, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a bildirdi. Onlardan ses çıkmayınca Meclis'e CHP milletvekili Çetin Soysal'a yazdı. Konu basına yansıdı. 12 hırsız yakalandı, hapse kondu (Bak Öge Demirkıran'ın 1 şubat 2009 tarıhli VATAN'da yayınlanan haberi ve ocak-şubat aylarında Cumuhuriyet, Milliyet, Hürriyet gazeteelrinde çıkan "gizli kasa"haberleri)

KASANIN SAHiHiBi iKTiDAR PARTiSiNDEN
Hırsızlar hapse kondu. Tahmin edin! Kasanın sahibine ne oldu? Kasanın sahibi iktidar partisinden istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın imar danışmanı Fethi Turgut'a ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne Belediye Başkanı, ne savcı hiç kimse "arkadaş sen bu kadar parayı nereden buldun, bu üç kasa evinde ne diye duruyor?" diye sormadı. Fethi Turgut, "çalınan kasamdaki para sadece 200 bin dolardı" diye açıklama yaptı olay kapandı. Hırsızlar hala hapiste yatıyor. Fethi Turgut da hala belediye şirketlerinin birinde bir makam sahibi olarak çalışıyor.

Aytaç Durak'ı soruyorlar. Çelik sır kasayı anlatıyorum. Bu sefer ben soruyorum: istanbul'da kaç Aytaç Durak bulunuyordur?
--spoiler--
son günlerdeki en okkalı yazısını kaleme almış köşe yazarı.

--spoiler--

Baş Tarzan Başbakan Tayyip Erdoğan.
ikinci Tarzan Ekonomiden sorumlu Bakan Ali Babacan.
Sonra Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı geliyor.
Onu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Tarzan izliyor. Ve 2003den buyana beşinci teşvik paketini çıkarmak zorunda kalmış iktidar bakanı olduğunu unutup, ithalatı benim ölmüş mezardaki babam mı patlattı? sorusunu sorarak ve 2 yıl aradık taradık yerli otomobili üretecek bir babayiğit bulamadık garibanizmine teslim olup kendini kurtarmaya çalışan ihracat bakanı Zafer Çağlayan Tarzan.

1 hormonlu ekonomi!

5 süper Tarzanı foslattı.

Çok zorlanıyorlar.

Zam üstüne zam yapıyor.

Zengini kolluyor.

Fakiri eziyorlar.

Vergi üstüne vergi bindiriyorlar.

Daha 6 ay öncesinde TVlere çıkıp, Avrupanın liderleri Türkiyenin Çini yakalayan ekonomik büyümesini gıpta ile seyrediyor diyen 5 süper Tarzanımız şimdi birbirlerine düştüler.

Biri öbürüne:

Frene çok bastın diyor.

Öbürü diğerine:

Yuvarlarınız cevabı veriyor.

Üçüncüsü dördüncüsünü; Çok zam bindirdin diye suçluyor.
Dördüncüsü de beşinciye: Bu benim değil hükümetin zammı yanıtını veriyor.

5 süper Tarzan.

10 yıldır iktidarlar.

5i de ekonomi dahisi geçiniyordu.
Ne kadar borçlanabileceklerini, nereye kadar vergi koyacaklarını, bütçe açığı hedefini nasıl tutturabileceklerini bulamadılar.
Dünya Bankasından kurtarıcı diye gönderilen Kemal Dervişin bıraktığı yerde (2001 Programı) kaldılar.
Yüksek faizle sıcak hoppa para ve yüksek dış borç çekip ekonomiyi hormonladılar.

Büyüme yükseldi.

Cari açık patladı.

Büyümeyi frenlediler.

Bütçe açığı patladı.

Zenginden vergi almadılar.

Zenginden borç aldılar.

Hormonları patladı.

10 yıldır halkı adattılar.
En son Helal Tahvil (Sukuk) diye borç senedi çıkardılar.
Bu senedi alarak Türkiye ye borç para veren yerli ve yabancı zenginlere faiz değil de kar payı ödeneceğini söyleyip tövbe tövbe Allah ı da aldatmaya kalktılar.

Borç aldığın paraya ister faiz öde, ister kar payı ne değişir?
Hormonlu büyümede; şarap şişesinin üstüne şıra yazınca haram şarabın içmesi helale dönüşüyor.
--spoiler--
eski sabah, günümüz sözcü gazetesi köşe yazarı. hırsızların, arsızların, şerefsizlerin oyunlarını bir bir ortaya döken cesur kalem. iktidar yalakası şerefsizlere verdiği ayarları da oldukça meşhurdur. severek okuyoruz...
yine dogrulari soylemistir:

http://sozcu.com.tr/butun...avaslar-boyle-baslar.html
über köşe yazarı.

--spoiler--

Ve geldik son beceriye!

Özelleştirme idaresi, Güneydoğu Anadolunun en büyük elektrik dağıtım şirketi Dicle Elektriki, “ Becerkili Abdullah’ın yüzde 30 hissesine sahip olduğu ” Dicle Enerji Yatırım adlı şirket satın aldı.
Devlet bankaları Halk ve Ziraat Bankası, Becerikli Abdullah’ın şirketine kredi pompaladılar.
Ayrıca Kuveyt Türk Bankası’ndan da kredi verildi. Becerikli Abdullah, aynı zamanda Kuveyt Türk Bankası’nın Başkanlığını yapıyor. Bu durumda kendi bankasından kendi şirketine kredi açamaz.

Açarsa hapse girer.

Yasa bunu söylüyor.

Yasayı delmek için kendi bankalarından kendi şirketlerine “ sen beni fonla-ben de seni fonlayayım (back to back) ” yoluyla kredi aktaran Murat Demirel, Dinç Bilgin, Cavit Çağlar, Ali Balkaner, Mahmut Ceylan, Hayyam Garipoğlu, toplam 83 ay hapis yatmışlardı.

O, Becerikli Abdullah!

O yasaya çalım atabilir.

Ona hapislik yok.

Becerikli Abdullah’a bak.

Günümüzü anla!

Gurbetçinin nefesi!

Avrupa’daki işçilerin Türkiye’ye gönderdikleri para yüzde 90 azaldı.
--spoiler--

http://www.ilk-kursun.com/haber/153517
her zamanki gibi doğruları dile getiren.

http://sozcu.com.tr/2013/...et-kemeri-projesi-402851/
güncel Önemli Başlıklar