bugün
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası10
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız22
- yazarların en rum özelliği9
- bir kadınla yakınlaşmak16
- başıboş köpek sorunu55
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması39
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi21
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- sözlük yazarları şu an nasıl hissediyor22
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 610
- israil14
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri20
- icardi190518
- anın görüntüsü13
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
- 183 yapılı yeşil gözlü beyaz tenli dalgalı saçlı14
- bu günlerde baykar'a saldırılmasının nedeni8
- isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke10
- fatih ürek ile elti gelin görümce9
- ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın12
- israil'deki atatürk büstü10
- sözlükteki fosiller20
- kaybolan eşyayı bulma yöntemleri11
- uludağ sözlük yakıt tüketimi veritabanı8
- junkman10
- esra'yı aç esra yı11
- yeşil gözlü 180 üzeri kel olmayan erkek18
- sevişmek10
- türk erkeğinin seks konusunda rezalet olması31
- evli 2 kız kardeşin pubgde tanıştığı adama kaçması24
- cumhurbaşkanı olduğumda bakan yapacağım yazarlar9
- fuhuş operasyonunda veresiye defteri bulunması12
- merkez bankası'nın 818 milyar tl zarar etmesi22
- güzel sözlük kızları8
- eski sevgiliye dair bir anı bırak9
- evinde silah bulunduran yazarlar19
- yeşil gözlü erkek10
- bik bik'ın aşkı10
- mersin belediyesinin sahilde açtığı pub15
- yahudilerin hitler nefreti mide bulandırıcıdır12
- hakan ural tevfik göksu osman gökçek17
- monako yat kulübünde istakoz yiyen akp'li vekil24
- teleferik kazası11
- necmettin batırel8
- mine çakmakçı'yı nasıl buluyorsunuz16
- göster ama elletme durumları16
- 15 nisan 2024 alanyaspor galatasaray maçı26
Erzâk-ı mukadderde tevakkuf yokdur
Taksîm-i Hüdâ’da (ilâhîde) tahallüf yokdur
"Takdir edilen rızıkta duraksama olmaz.
Allah’ın taksiminde uygunsuzluk olmaz."
Taksîm-i Hüdâ’da (ilâhîde) tahallüf yokdur
"Takdir edilen rızıkta duraksama olmaz.
Allah’ın taksiminde uygunsuzluk olmaz."
Gelir şevke kesel neyl-i visâl-i yârdan sonra
Olur ârız girânlık sâ’ime iftârdan sonra
Nâbi der ki; bir aşık sevgiliye kavuştuğunda keyfine, sevincine, duygularına bir gevşeklik gelir. bu gevşeklik; oruç tutan kişiye, iftar açtıktan sonra ağırlığın çökmesi gibidir.
Olur ârız girânlık sâ’ime iftârdan sonra
Nâbi der ki; bir aşık sevgiliye kavuştuğunda keyfine, sevincine, duygularına bir gevşeklik gelir. bu gevşeklik; oruç tutan kişiye, iftar açtıktan sonra ağırlığın çökmesi gibidir.
mürşid-i kamil olunca nâ yab,
sana mürşid yetişir şimdi kitâb.
sana mürşid yetişir şimdi kitâb.
Divan edebiyat sanatcısıdır. Hikemi(ögretici) tarzını bulmustur.
mahlasının manası gayet derindir. arapça olumsuzluk eki bi ve farsça olumsuzluk eki na kelimlerini birleştirerek iki eksiden bir artı oluşur gibi bir anlam katmak istemiş şairimiz. iyi de yapmış, güzel olmuş evet.
Divan şairleri arasında ayrı bir konumu bulunan öğreticiliği kendisine hedef bilmiş usta şairdir.
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz şiiri güzeldir.
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz
Biz neşatın da gamın da ruzgârın görmüşüz
Çok ta mağrur olma kim meyhane-i ikbalde
Biz hezaran mest-i mağrurun humarın görmüşüz
Top-i ah-i inkisare paydar olmaz yinede
Kişver-i cahın nice sengin hisarın görmüş
Bir huruşiyle eder bin hane-i ikbali pest
Ehl-i derdin seyl-i eşg-i inkisarın görmüşüz
Bir hadeng-i cangüdaz-i ahdır sermayesi
Biz bu meydanın nice çapiksüvarın görmüşüz
Bir gün eyler destbeste paygâhı caygâh
Bîadet mağrur-i sadr-i i'tibârın görmüşüz
Kâse-i deryuzeye tebdil olur cam-i murad
Biz bu bezmin Nabiya çok badeharın görmüşüz
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz şiiri güzeldir.
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz
Biz neşatın da gamın da ruzgârın görmüşüz
Çok ta mağrur olma kim meyhane-i ikbalde
Biz hezaran mest-i mağrurun humarın görmüşüz
Top-i ah-i inkisare paydar olmaz yinede
Kişver-i cahın nice sengin hisarın görmüş
Bir huruşiyle eder bin hane-i ikbali pest
Ehl-i derdin seyl-i eşg-i inkisarın görmüşüz
Bir hadeng-i cangüdaz-i ahdır sermayesi
Biz bu meydanın nice çapiksüvarın görmüşüz
Bir gün eyler destbeste paygâhı caygâh
Bîadet mağrur-i sadr-i i'tibârın görmüşüz
Kâse-i deryuzeye tebdil olur cam-i murad
Biz bu bezmin Nabiya çok badeharın görmüşüz
(bkz: hunter)
"bende yok sabr-u sukün sende vefadan zerre,
iki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere."
iki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere."
17. yy divan edebiyatı şairleri içerisinde belkide en önemli olan şair. Hayatı yokluk zorluk içerisinde geçmiş bir süre sonra devletin destek vermesiyle rahatlamıştır. (bkz: Hikemi tarzı)'nın öncüsüdür.
Bana devranın âzarı kemâzar olduğumdandır
Sipihrin vaz-i mahemvarı hemvar olduğumdandır
Gubar âsâ beni böyle lekedhâr ettiği çerhın
Nigâh-i itibar-i yârde hâr olduğumdandır
Reh-i kûyünden özke rah görmez çeşnı-i hunpaşım
Dücar olmak o mest-i naze naçar olduğumdandır
Edüp küstahlık ol pence-i hurşide el sunmak
Meta-i arzuye germbazar olduğumdandır
Benim asudebal-i kayd-i pervaz olduğum Nabî
Sikenc-i zülf-i dildare griftar olduğumdandır.
Bana devranın âzarı kemâzar olduğumdandır
Sipihrin vaz-i mahemvarı hemvar olduğumdandır
Gubar âsâ beni böyle lekedhâr ettiği çerhın
Nigâh-i itibar-i yârde hâr olduğumdandır
Reh-i kûyünden özke rah görmez çeşnı-i hunpaşım
Dücar olmak o mest-i naze naçar olduğumdandır
Edüp küstahlık ol pence-i hurşide el sunmak
Meta-i arzuye germbazar olduğumdandır
Benim asudebal-i kayd-i pervaz olduğum Nabî
Sikenc-i zülf-i dildare griftar olduğumdandır.
na fasça/kürtçede olumsuzluk eki, bi ise arapçadaki olumsuzluk ekidir. iki yoktan varolan urfalı kürd şairdir.
na ve bi kelimeleri farsça ve arapça'da yokluk belirtirler..
daha ismiyle bile kendisini anlatabilen şair..
namahrem,(mahrem olmayan)binamaz(namaz kılmayan) gibi..
ayrıca urfalıdır, kürttür.. bununla ilgili komik bir menkıbe bile var..
--spoiler--
Devrinin namlı şâiri Nâbî'nin kardeşi, Urfa'dan istanbul'a ağabeyini ziyârete gelmiş. Kardeşi Nâbî'de misâfir iken pâdişâh, Nâbî'yi bir ziyâfete çağıracak olmuş. Tabiî nezâketen kardeşini de çağırmış.
Bütün saray erkânı ve dâvetliler huzurunda, yemekten sonra bir ara pâdişah tabaktan bir elma alıp, kendi eli ile Nâbî'nin kardeşine ikrâm etmiş. Nâbî'nin kardeşi de ne bilsin garip, elmayı almış, 'Hart!' diye ısırıp yemeye başlamış. Oradakiler sıkılmışlar, pâdişah huzûrundaki bu edepsizlikten rahatsız olmuşlar ama, seslerini de çıkartamamışlar. Pâdişâh da renk vermemiş ve meclis dağılmış.
Çıkışta Nâbî, kardeşini bir kenara çekip paylamış.
-Ne yaptın yâhû, demiş, pâdişâh bir şey ikrâm edince, 'Devletle pâdişâhım' dersin, koltuğunun altına sıkıştırırsın. Çıkınca da güzelce yersin.
-Peki, demiş kardeşi, ben ne bilirim. Bir daha öyle yapayım mâdem.
Bir zaman sonra, pâdişâh bunları başka bir ziyâfete dâvet etmiş. Yine âbi kardeş gitmişler. Sofrada, ortada bir tabakta tavuk varmış. Pâdişâh bu sefer de tavuktan bir but koparıp eli ile Nâbî'nin kardeşine ikrâm etmiş. Tabiî bu sefer tâlimli, 'Devletle sultânım' demiş ve budu aldığı gibi koltuğunun altına sıkıştırmış.
Meclis buz gibi olmuş. Hem kimse edebinden bir şey söyleyemiyor, hem de mesele yenilir yutulur cinsten değil. Ne yapsın Nâbî, vaziyeti yumuşatmak için irticâlen bir beyit söyleyivermiş:
'Nâbî'yi Nâbî yapan bir hüsn-ü nazâr,
Urfa'nın Kürd'ünde nezâket ne gezer?'
--spoiler--
daha ismiyle bile kendisini anlatabilen şair..
namahrem,(mahrem olmayan)binamaz(namaz kılmayan) gibi..
ayrıca urfalıdır, kürttür.. bununla ilgili komik bir menkıbe bile var..
--spoiler--
Devrinin namlı şâiri Nâbî'nin kardeşi, Urfa'dan istanbul'a ağabeyini ziyârete gelmiş. Kardeşi Nâbî'de misâfir iken pâdişâh, Nâbî'yi bir ziyâfete çağıracak olmuş. Tabiî nezâketen kardeşini de çağırmış.
Bütün saray erkânı ve dâvetliler huzurunda, yemekten sonra bir ara pâdişah tabaktan bir elma alıp, kendi eli ile Nâbî'nin kardeşine ikrâm etmiş. Nâbî'nin kardeşi de ne bilsin garip, elmayı almış, 'Hart!' diye ısırıp yemeye başlamış. Oradakiler sıkılmışlar, pâdişah huzûrundaki bu edepsizlikten rahatsız olmuşlar ama, seslerini de çıkartamamışlar. Pâdişâh da renk vermemiş ve meclis dağılmış.
Çıkışta Nâbî, kardeşini bir kenara çekip paylamış.
-Ne yaptın yâhû, demiş, pâdişâh bir şey ikrâm edince, 'Devletle pâdişâhım' dersin, koltuğunun altına sıkıştırırsın. Çıkınca da güzelce yersin.
-Peki, demiş kardeşi, ben ne bilirim. Bir daha öyle yapayım mâdem.
Bir zaman sonra, pâdişâh bunları başka bir ziyâfete dâvet etmiş. Yine âbi kardeş gitmişler. Sofrada, ortada bir tabakta tavuk varmış. Pâdişâh bu sefer de tavuktan bir but koparıp eli ile Nâbî'nin kardeşine ikrâm etmiş. Tabiî bu sefer tâlimli, 'Devletle sultânım' demiş ve budu aldığı gibi koltuğunun altına sıkıştırmış.
Meclis buz gibi olmuş. Hem kimse edebinden bir şey söyleyemiyor, hem de mesele yenilir yutulur cinsten değil. Ne yapsın Nâbî, vaziyeti yumuşatmak için irticâlen bir beyit söyleyivermiş:
'Nâbî'yi Nâbî yapan bir hüsn-ü nazâr,
Urfa'nın Kürd'ünde nezâket ne gezer?'
--spoiler--
aks-i ayine bakar yare dem a dem küstah
hiç böyleliğin görmemişiz adem küstah
şeklinde başlayan, küstah redifli çok da güzel bir şiirinin bulunduğu divanının yeni basımı akçağ yayınlarındandır. Bu şiir ilk cildindedir.
hiç böyleliğin görmemişiz adem küstah
şeklinde başlayan, küstah redifli çok da güzel bir şiirinin bulunduğu divanının yeni basımı akçağ yayınlarındandır. Bu şiir ilk cildindedir.
merkezi paris te bulunan bm bilim, eğitim ve kültür örgütü nün (unesco) himayesinde besteci itri ve şair nabi 300. ölüm yıl dönümlerinde uluslararası düzeyde anılacak.
urfalı divan şairi. hikemi (didaktik) tarzın öncülerindendir.
divan şiirinin en haşmetli kürt şairi.şiirlerini medrese eğitimi aldığı için farisice ve arabice yazmıştır.
"bir devlet için çarha temennadan usandık
bir vasl için ağyara mudaradan usandık."
diye başlayan ünlü bir gazelin de sahibidir.
bir vasl için ağyara mudaradan usandık."
diye başlayan ünlü bir gazelin de sahibidir.
bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz
biz neşatında gamın rüzigarın görmüşüz..
mezar taşımda yazacak olan beyitin şairi...
biz neşatında gamın rüzigarın görmüşüz..
mezar taşımda yazacak olan beyitin şairi...
GONCA GÜLSÜN GÜL AÇILSIN CÛY FERYAD EYLESiN
SEN SUS EY BÜLBÜL BiRAZ GÜLŞENDE YÂRiM SÖYLESiN.
NABi
SEN SUS EY BÜLBÜL BiRAZ GÜLŞENDE YÂRiM SÖYLESiN.
NABi
bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
biz neşâtin da gâmın da rüzigârın görmüşüz
mezar taşıma yazdırmayı vasiyet ettiğim şiirin şairi...
biz neşâtin da gâmın da rüzigârın görmüşüz
mezar taşıma yazdırmayı vasiyet ettiğim şiirin şairi...
lale devrinin ota sarılıp kafaların bulunduğu en cafcaflı döneminin en popüler şairidir. urfalıdır, bundan mütevellit gulanpareci olarak nitelendirilir.
ömründe altı padişah eskitmiş divan şairi.
" sakın terk-i edebten kuy-ı mahbub-ı hudadır bu,
nazargah-ı ilahidir makam-ı mustafdır bu "
rivayete göre nabi'nin de içerisinde bulunduğu hac akfilesi medine şehrine yaklaşmıştır. vakit gecedir. bu peygamber aşığı aşiri uyku tutmaz bir türlü. o sırada kafilede bulunan devletin ileri gelenlerinden birinin yaklarını kıbleye doğru uzatarak yattığını görür. bu manzara karşısında çok üzülür ve yüksek sesle meşhur manzumesini okumaya başlar.
" edebi terketmekten sakın ki burası allah'ın sevgilisinin yurdudur. burası allah'ın nazar ettiği yer ve muhammed mustafa'nın makamıdır"
çok geçmeden manzumeyi duyan herkes uyanır ve toparlanır. kervan tekrar yola koyulur. mescid -i nebevi'ye yaklaştıklarında onları dehşete düşürecek bir süpriz beklemektedir.
çünkü o anda bütün minarelerden büyük şair nabi'nin gece söylediği o manzume okunmaktadır. namazlar kılınır ve müezzinlere bu işin sırrı sorulur. cevap son derece şaşırtıcıdır: bu gece efendimiz (s.a.v) rüyamıza girip bize bu beyti ezberletti ve sabah ezanından önce de okumamazı emretti.
nazargah-ı ilahidir makam-ı mustafdır bu "
rivayete göre nabi'nin de içerisinde bulunduğu hac akfilesi medine şehrine yaklaşmıştır. vakit gecedir. bu peygamber aşığı aşiri uyku tutmaz bir türlü. o sırada kafilede bulunan devletin ileri gelenlerinden birinin yaklarını kıbleye doğru uzatarak yattığını görür. bu manzara karşısında çok üzülür ve yüksek sesle meşhur manzumesini okumaya başlar.
" edebi terketmekten sakın ki burası allah'ın sevgilisinin yurdudur. burası allah'ın nazar ettiği yer ve muhammed mustafa'nın makamıdır"
çok geçmeden manzumeyi duyan herkes uyanır ve toparlanır. kervan tekrar yola koyulur. mescid -i nebevi'ye yaklaştıklarında onları dehşete düşürecek bir süpriz beklemektedir.
çünkü o anda bütün minarelerden büyük şair nabi'nin gece söylediği o manzume okunmaktadır. namazlar kılınır ve müezzinlere bu işin sırrı sorulur. cevap son derece şaşırtıcıdır: bu gece efendimiz (s.a.v) rüyamıza girip bize bu beyti ezberletti ve sabah ezanından önce de okumamazı emretti.
farsça ve türkçe eserlerinden oluşan bir divana sahip, 17. yüzyılın toplumsal olaylarını eleştirel bir dille işlemiş edebiyatçı.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar