bugün

17.yy da yaşamış Divan şairlerindendir.Divan edebiyatında bir düşünce çığırı açan Nabi,en çok Hayriyye isimli didaktik mesnevisiyle ve yine bu tarz gazelleriyle tanınmıştır

"ey meh leyal-i vesvese hiz-i firakta
sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelür
Na ve bi gibi iki olumsuzluk önekinibir araya getirerek iki yoktan mahlas edinmiş bir klasik şairimizdir.
urfalı olan nabi nin asıl adı yusuf tur. türkçeyi çok güzel kullanmış ve sade dili savunmuştur. en önemli eserleri hayriyye ve hayrabad mesnevileridir.
isminin hakkını vermiş ve ismiyle baştan,gelecek kötülemeleri bertaraf etmeyi bilmiş duygulu kişi.
"bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
biz neşâtin da gâmın da rüzigârın görmüşüz
pek de mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde
biz hezârân mest-i mağrurun humârın görmüşüz."

diyerek dîvân edebiyatının en güzel örneklerinden birini vermiş şair.
"Sende yok sabr-ı sükun bende vefadan zerre,
iki yoktan ne çıkar fikredelim bir kerre." beyitinde bir muamma ile kendi mahlasını nakşetmiş yazardır. beyitin ikinci dizesinde "iki yok" kavramı olumsuzluk önekleri olan "na" ve "bi" dir.
şairlerin şeyhi olarak da tanınır.
hikemi ( didaktik ) şiiri başlatan kişidir.
mutasavvıf özellikler de taşır.

kutsal kentleri anlattığı tuhfetül harameyn adlı bir gezi yazısı vardır.
oğlu için yazdığı mesnevinin adı hayriyye' dir.
hayrabat adlı bir mesnevisi daha vardır.
Sakın terk-i edebden, kûy-i mahbûb-i Hudâ'dır bu!
Nazargâh-i ilâhîdir, Makâm-ı Mustafâ'dır bu.

Habîb-i Kibriyânın hâb-gâhıdır fazîletde,
Tefevvuk-kerde-i arş-ı cenâb-ı Kibriyâ'dır bu.

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i âdem zâil,
imâdın açdı mevcûdât dü çeşmin tûtiyâdır bu.

Felekde mâh-ı nev Bâb'üs-Selâmın sîne-çâkidir,
Bunun kandîli cevzâ Matla-ı nûr-i ziyâdır bu.

Mürâât-ı edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha,
Metâf-ı kudsiyâdır bûse-gâh-ı enbiyâdır bu.

natının sahibi.
devrinin en büyük gazel ustasıdır.
özetle...

urfadan bir tanıdığının ısrarına dayanamayan nabi tanıdığını padişahın meclisine çıkartır...

elma ikram edilir...

nabi elmayı silerek cebine koyarken tanıdığı elmayı yemeye başlamıştır...

padişahın huzurundan ayrılınca nabi tanıdığını ,kram edilenin hemen yenmemesi herektiği konusunda uyarır...

bir süre sonra tanıdık yine meclise girmek ister ve nabi onu kıramaz...

mecliste bu sefer lokum ikram edilir...

herkes lokumu yerken adam lokumu cebine koyar bir süre sonra yemesi gerektiğini anlar yemeye kalkar fakat lokum erimiş ezilmiştir... adamın elleri üstü yapış yapış olmuştur...

durumun asıl sorumlusu nabi dir...

der ki...

*Nabiyi Nabi yapan hüsni nazar
Urfa kürdünde nezaket ne gezer
1642 yılında dünyaya gelmiş 12 nisan 1712'de vefat etmiştir.
17. yy. eski türk edebiyatı'nda Nebi tarzı olarak da adlandırılan, sosyal konulara duyarlı "hikemi" tarzın başlatıcısı.
vermezdi kimse kimseye ekmek minnet olmasa
hiçbir iş görülmez idi rüşvet olmasa

yok karşılıksız muamele ehli zamanede
kimse ibadet etmez idi cennet olmasa.
şöyle bir gazeli vardır:

bezm i safaya sâgar ı sahbâ gelür gider
güya ki cezr ü medd ile derya gelür gider

açıldığın haber verir ağyara gül gibi
daim bize nesîm i sebük-pa gelür gider

olmaz yine marîz-i mahabbet şifâ-pezîr
rûy-i zemine bir dahi isa gelür gider

sultan-ı gam nişîmen idelden derûnumu
sahrâ-yi kalbe leşker-i sevda gelür gider

bir gün demez o şûh ki âyâ muradı ne
çokdan bu kûya nâbi-i şeydâ gelür gider
.....................................

eğlence ortamına şarap kadehi gelir gider
sanki med cezir ile deniz gelir gider (kadeh denize benzetilmiş, dolu gelip boş gidiyor hem)

gül gibi açıldığında başkalarına haber veren
ayağının hafif rüzgarı daim gelip gider

aşk hastası hala şifa bulamaz da
yeryüzüne bir daha isa gelip gider

gam sultanı karargah ettiğinden beri içimi
kalp çölüme sevda askerleri gelip gider

o hoş kız bir gün demez "acaba muradı ne?"
çılgın nabi bu dünyadan bilinmeze gelip gider
farsça ve türkçe eserlerinden oluşan bir divana sahip, 17. yüzyılın toplumsal olaylarını eleştirel bir dille işlemiş edebiyatçı.
" sakın terk-i edebten kuy-ı mahbub-ı hudadır bu,
nazargah-ı ilahidir makam-ı mustafdır bu "

rivayete göre nabi'nin de içerisinde bulunduğu hac akfilesi medine şehrine yaklaşmıştır. vakit gecedir. bu peygamber aşığı aşiri uyku tutmaz bir türlü. o sırada kafilede bulunan devletin ileri gelenlerinden birinin yaklarını kıbleye doğru uzatarak yattığını görür. bu manzara karşısında çok üzülür ve yüksek sesle meşhur manzumesini okumaya başlar.

" edebi terketmekten sakın ki burası allah'ın sevgilisinin yurdudur. burası allah'ın nazar ettiği yer ve muhammed mustafa'nın makamıdır"

çok geçmeden manzumeyi duyan herkes uyanır ve toparlanır. kervan tekrar yola koyulur. mescid -i nebevi'ye yaklaştıklarında onları dehşete düşürecek bir süpriz beklemektedir.
çünkü o anda bütün minarelerden büyük şair nabi'nin gece söylediği o manzume okunmaktadır. namazlar kılınır ve müezzinlere bu işin sırrı sorulur. cevap son derece şaşırtıcıdır: bu gece efendimiz (s.a.v) rüyamıza girip bize bu beyti ezberletti ve sabah ezanından önce de okumamazı emretti.
ömründe altı padişah eskitmiş divan şairi.
lale devrinin ota sarılıp kafaların bulunduğu en cafcaflı döneminin en popüler şairidir. urfalıdır, bundan mütevellit gulanpareci olarak nitelendirilir.
bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
biz neşâtin da gâmın da rüzigârın görmüşüz

mezar taşıma yazdırmayı vasiyet ettiğim şiirin şairi...
GONCA GÜLSÜN GÜL AÇILSIN CÛY FERYAD EYLESiN
SEN SUS EY BÜLBÜL BiRAZ GÜLŞENDE YÂRiM SÖYLESiN.
NABi
bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz
biz neşatında gamın rüzigarın görmüşüz..

mezar taşımda yazacak olan beyitin şairi...
"bir devlet için çarha temennadan usandık
bir vasl için ağyara mudaradan usandık."

diye başlayan ünlü bir gazelin de sahibidir.
divan şiirinin en haşmetli kürt şairi.şiirlerini medrese eğitimi aldığı için farisice ve arabice yazmıştır.
urfalı divan şairi. hikemi (didaktik) tarzın öncülerindendir.
merkezi paris te bulunan bm bilim, eğitim ve kültür örgütü nün (unesco) himayesinde besteci itri ve şair nabi 300. ölüm yıl dönümlerinde uluslararası düzeyde anılacak.