bugün

bazı ülkelerin geleneklerinde ev sahibine büyük bir saygısızlık olarak görülen davranış. bizde ise misafirin böyle bir tutumu ev sahibi tarafından görgüsüzlük olarak algılanmaz. tabi tabağı ekmekle sıyırma da olmamalı.
(bkz: adam aç aç)
Tabağı ekmekle sıyırıp israf etmemek sünnettir.biz peygamber efendimizin sünnetini uygularız. Yemişim gavurun görgü kurallarını.
Benim belçika'da yaşayan komşuların var. Dediklerine göre gavurlar her yerde,her ortamda osurur bunu ayıp saymazlarmış. Benim ülkemin ateisti bile babasının yanında osurmaz. Benim ateistim bile onlardan daha edepli.
antik roma'da eğer tabağınızı bitirmezsenin bu ev sahibine hakaret sayılır ve cezası uçurumdan aşağı atılarak öldürülmektir, o masaya oturdun mu bitireceksin, yok öyle ben diyetteyim falan.
yemeği beğenmiş ki yemiş. ne var bunda?
babamın tayini bir memlekete çıktığında, bütün gün eşya taşımaya falan yardımcı oldum, sonra da annemin yemek hazırlaması falan uzun sürer, hazırlasa da kıvır zıvır bir şeyler olur diye, bir hainlik yapıp dışarıda iki porsiyon iskender yedim.. tatlısı, içeceği, tam tekmil..

sen misin, yiyen..

babamın, 20 sene önce bilmem nerede çalıştığı adam sen tut, şehre vali ol; babamın tayin evrakı zaten adamın önüne geliyor, bize sürpriz yapıp yemeğe çağırt; eve geldim, bizimkiler valizlerden takım elbise vesaire çıkarmış, süsleniyorlar..

çilem bitmedi.. valinin karısı, ellerinden öperim, elazığlı'ymış.. "alllllah aşkına", "ye oğlum sen gençsin", "bak buralar bizim oraların yemekleri", "oğlum çekingenlik yapma, yabancı yer mi burası" (çekingenlik yapmıyorum, kalbim sıkışıyor), "bak çok sevdin, yine koyuyorum" (hayır, bitsin diye hızlı yiyordum, ters tepti)... en son "çay içerken de tatlılarımızı yeriz"i duyunca, ben izin isteyip tuvalete gittim.. ayıptır söylemesi, gömleği falan bir çıkardım, pantolonun da düğmesini falan çözdüm, hava zaten sıcak, boncuk boncuk terler bir halde, o gün tanıştığım bir valinin evinde, banyoda soyunmuş bir vaziyette üstüme su serpiyorum ve hem sessiz olmaya, hem belli bir tuvalet süresini aşmamaya, hem ortalığı ıslatmamaya çalışıyorum.. neyse, bu iptidai duş girişiminin neticesini verdi, 250 gramlık falan bir yer açıldı.. içeri girdiğimde çay servisi de başlamıştı.. fakat, kuruyemişler çok iyiydi.. kaju ve antep fıstıklarından başlayarak, açılan yeri gerçek bir fiyat/performans bağlamında değerlendirdim.. evden çıktığımızda, babam arabaya doğru yürüyünce dedim ki, "ben o koltuğa oturamam".. anlattım, kahkaha attılar, babam arabayı "yarın şoföre aldırırım" diye bıraktı, eve kadar yürüdük, hep birlikte..

doğuluların evine misafir olmayın, o tabağı bitirtirler.. doldurur doldurur bitirtirler..
israf görgü kuralı değildir ve olmamalı. Ülkede herkes tabağında bir adet pirinç bıraksa 7 ton 990 kilo yapar.
yemek güzeldir.
tabak tam ölçüsünde porsiyondur.
misafir açtır.
ev sahibi değerlidir misafir için iltifat için yapmıştır.
israf etmek istememiştir.
En sevdiğim misafir türü. isarafa karşıyım.
afiyet sifa olsunnn <3 bi tabak daha ister misin?? <3
ne ekmekle siyirmasi ya, yalasaydin bari, gicir gicir yikanmis gibi olurdu. Ben birakirim genelde, hatta misafirde de degil, kendi evimde. Hepsini bitirince cok yemis gibi hissediyorum.
benimdir. ne yani israf mı edelim yemeği. saygısızlık olarak görülmemeli bence. lokantaya gittiğim zaman da hepsini yiyorum hatta elmam varsa elmamı bile yiyip, suyumu da içip öyle kalkıyorum masadan.
Kendi tabağındakini bitiriyorsa sorun değil de başka tabaklardakini de yemesin lan.
Benim misafirlerim tabağındakileri bitirse mutlu olurum , beğenmiş derim. Hatta bir tabak daha ister misin diye sorarım . Yani tabağında bıraksa üzülürüm, beğenmedi mi acaba derim.
Hoşuma gider. Yaptığım yemeğin yenmemesi beni üzer. Yiyin ula yiyin canlarım.
Ben çok sevinirim.
Bi tabak daha isterse daha daha sevinirim.