bugün

albert einstein'ın bir sözu.

Milliyetçilik bir çocukluk hastalığıdır. insan ırkının kızamığıdır.
Eğer bir adam bir marşa ayak uydurup, emir altında neşe içinde yürüyebiliyorsa, benim gözümde beş para etmez. Kendisine yalnızca bir omurilik yetebilecekken yanlışlıkla kocaman bir beyin sahibi olmuştur. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir.
Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl da nefret ediyorum.
Ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi...
Benim anlayışıma göre, savaşta adam öldürmek cinayetten başka bir şey değildir.
Aynı zamanda hem savaşa hazırlanıp hem de savaşı önleyemezsiniz.
Yalnız bir pasifist değil, militan bir pasifistim. Barış için savaşmaya gönüllüyüm. insanların kendileri savaşa gitmeyi reddetmediği sürece hiçbir şey savaşı durduramaz.

not: türkçeye çevrilince siyasal kultur farklılığı yüzünden anlam kayması olabilir.
ayrıca,

(bkz: niçin sosyalizm)
tina turner posteri kaldırılıp yerine asılabilecek ölçüde güzel bir yazının giriş cümlesi..atom bombası yapmaktan başka meziyetleri de varmış bu cümleyi sarf eden adamın..bunu bir kez daha ispatladı..
insanların kendileri savaşa gitmeyi reddetmediği sürece hiçbir şey savaşı durduramaz.

cümlesiyle vakt-i zamanında muhammed ali nin ünvanının geri alınmasına yol açtığı halde kahpece yapılmış ,son yüzyılın tragedyası vietnam işgaline katılmamasını hatırlatan ve suratımda hoş bir tebessüme yol açan yazının en vurucu cümlelerinden biri..ama herkes bir kere kızamık çıkarmalıdır değil mi?? *

deniz gezmiş:

- (bkz: don t move lan)
(bkz: aşk bir ergenlik hastalığıdır)
Einstein bir zamanlar birçok bilim adamının da desteklediği "dünya hükümeti" ütopyasının savunucusudur.bu durumda milliyetçilik tabiki de ona saçma gelecektir.fakat gerçekten incelendiğinde,milli değerleri tam olarak benimseyememiş ,yani aklını tam olarak kullanamayan insanlar gerçekten milliyetçiliği karalarlar.aslında olması gereken;Atatürk'ün de dediği ve uyguladığı gibi bir milliyetçiliğe sahip olmaktır.
yine işin kolayına kaçtık, kavramları yine birbirine kattık. milliyetçilikle, ırkçılığı faşistliği aynı kefeye koyduk, okumadan yazar, emeklemeden koşar olduk.
efendim milliyetçilik, aynı millete bağlı insanların etnik köken gözetmeksizin bulundukları toplumu benimsemesi, onu farklı konumlandırması, sevmesi ama üstün görmemesidir. işte budur milliyetçilik, milliyetçilik millet olmakdır, ırkçılık, faşistlik hatta yurtseverlik bile değildir.
milliyetçilik, bulunduğunuz toplumdaki o isimleri dilimize pelesenk olan tüm ırkları sevmektir, bişeyleri beraber paylaştığımız için...
siz aynı mahellenizdeki insanlara farklı bir sempati duymaz mısınız* ???
herşeyden önemlisi millet olmak basite alınacak bir özellik değildir, ırak millet olamadığı için savaştan hemen sonra dağıldı, çünkü orada etnik kökencilik vardır, ırkçılık vardır.

ırkçılık ile milliyetçiliği birbirine karıştırmayın, zaten kelime haznesi fazla olmayan dilimizi daha da daraltmayın..lütfen
ateşli bir hastalık olmasından şüpheleniyoruz
(bkz: menenjit)
yaptığı bilimsel çalışmalara bile milliyetçi bir gözlükle bakanların zamanında ve günümüzde anlamadığı, bilim adamına yakışır, zeka ürünü bir söylem.

daha önce ise şöyle demişti...

"teorim doğrulanırsa almanlar alman olduğumu söyleyecek, fransızlarsa dünya vatandaşı olduğumu. yanlış olduğu ispatlanırsa almanlar yahudi olduğumu söyleyecek, fransızlarsa alman olduğumu."

kendisi küreselleşmeyle değer kaybeden ve/ya emperyalizm'e karşı olan milliyetçiliği değil, gereksiz savaş çıkaran, saldırgan ve/ya ayrımcı milliyetçiliği kastetmiştir.
çocuklukta bulaşan, ölene kadar geçmeyen, tedavisi çok zor, beyin hücrelerini hızla öldürdüğünden dolayı hastanın dünyaya at gözlüğüyle bakmasına neden olan, hastanın mantıklı düşünme yeteneğini daha hastalığın başlangıcında yok eden, hastayı paranoyaklaştırarak kendinden farklı insanları(farklı yaşayan,farklı düşünen,başka milliyetten olan,vb.) düşman olarak görmesine neden olan bir hastalıktır.
(bkz: kafatascilik)
(bkz: körleştirici ulusalcılık paranoyası)
her milliyetçilik dönüp dolaşıp faşizm duvarına çarpar.
milliyetçilik : ulusçuluk ya da nasyonalizm kendilerini birleştiren dil, tarih, kültür bağlarından dolayı ulusal bir topluluk oluşturma bilincine varan ve bağımsız bir devlet kurmak isteyen kimselerin oluşturduğu siyasal hareket. kendi ulusuna bağlılığının uluslararası ilkelere bağlılıktan ya da bireysel çıkarlardan daha önemli olduğunu ileri süren görüş.
faşizm : egemen sınıfın etnik baskı aracı. tdk sözlüğünde "demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti" olarak olarak tanımlanır.
faşizm milliyetçiliğin ete kemiğe bürünmüş totaliter hali değilde nedir.
(bkz: ayrıca mustafa kemal atatürk tanrı değildir)
kim demişse doğru demiş, böyle bir dar görüşlülüğü ancak bir çocuk kafasına oturtabiliriz
günümüzde nedense ulusalcılık solculuğun vatanseverliği iken milliyetçilikte sağcılığın vatanseverliği konumuna geldi.bu konuda okuduğum en güzel yazı 18 şubat tarihinde hürriyet gazetesinde yayınlanan ilter türkmen imzalı bir yazıdır.buyrun hep birlikte okuyalım ve bilgilenelim:

--spoiler--
Milliyetçilik ve vatanseverlik

TÜRKiYE'de son yıllarda gittikçe daha fazla ve daha etkin şekilde sesini duyuran milliyetçilik dalgasının gerçek siyasi güç olarak ne ifade ettiği konusunda değişik fikirler var.

Bazılarına göre bu dalga artık en yüksek noktasına erişmiştir, bundan sonra zayıflayacaktır, bugün seçim olsa milliyetçilik cereyanını temsil eden partilerin geçen seçimlere nazaran çok daha fazla oy almaları beklenemez. Bu görüş büyük olasılıkla doğrudur. Fakat aşırı sağdan ve aşırı soldan beslenen, hatta dini bağnazlıkla da bazı alanlarda örtüşen radikal ve çatışmacı milliyetçiliğin gücünü sırf seçim potansiyeli açısından ölçmek hatalı sonuçlara götürür.

***

Milliyetçilik cereyanı, bugün, toplumun bir ölçüde eğitim sisteminden de kaynaklanan kalıp fikirlere yatkınlığından yararlanarak, negatif bir model yaratmıştır. Sadece ABD'ye değil, fakat aynı zamanda bütün Batı'ya karşı kuşku ve husumet duyan, AB üyeliğini reddeden, içine kapanık, ekonomide devletçi ve otarşik, yabancı düşmanlığını ve hatta antisemitizmi benimseyen, dış politikasına rasyonel milli çıkar algılamalarına göre değil, fakat vehimlerin etkisi altında yön veren bir Türkiye modeli. Bu modelin uygulanması ihtimali olmasa bile, hükümet politikalarını engellemekten bugün bile geri kalmadığını gözlemliyoruz.

***

Türkiye'de en fazla okunan kitaplar, en fazla izlenen televizyon dizileri ve seyirci rekoru kıran filmler kamuoyunu mu etkiliyorlar, yoksa zaten mevcut bir ruh halini mi yansıtıyorlar? Galiba her ikisi de var. Alın "Kurtlar Vadisi Irak" filmini. Siyasi mesajından soyutlanırsa başarılı bir Rambo filmi. Fakat heyecanla alkışlanan politik temasında Türk ve Müslüman olmayanlara karşı nefret, bol bol da kendine tapınma var. Milliyetçi hareketin ideologlarının geniş ölçüde dezenformasyona başvurduklarını da biliyoruz. Örneğin rahatlıkla Türkiye topraklarının %10'unun yabancılara satıldığını iddia edebiliyorlar ve arkasından bu toprakların gerekirse kanla geri alınması çağrısını yapıyorlar. Gelin görün ki şimdiye kadar yabancılara satılan gayrimenkullerin kapsadığı alan Türkiye'nin yüzölçümünün ancak %0,035'i. Aynı ideologlar AB üyeliğine karşı cephe alırken AB'nin Türkiye'ye Sevr Antlaşması'nı dayatmak amacını güttüğünü ileri sürebiliyorlar. Bu iddia Atatürk'e büyük haksızlıktır, onun Sevr'i ebeddiyen gömdüğünü kabul etmemektir. Türkiye'nin gücünü küçümsemektir.

Tabii bazı ancak gülümseme ile karşılanabilecek korku senaryoları da üretiliyor, Pontus'un yeniden kurulması gibi. Bu iş nasıl başarılacak, izah eden yok. 20 yılda 8.000 Türk'ün Protestan olmasını bir milli güvenlik tehdidi şeklinde görmek de marazi bir saplantıdan başka ne olabilir.

***

Milliyetçilik, vatanseverlik ile özdeşleştirildiği için kutsallaştırılabiliyor. Oysa ikisi arasında fark var. Vatanseverlik çatışmacı değildir. Ülkesine bağlılıktır, onu yüceltmek ve onu savunmak amacına yöneliktir. Milliyetçilik ise kolaylıkla ifrada, şovenizme ve saldırganlığa dönüşen bir cereyandır. Irkçı milliyetçilik sayısız savaşlara ve katliamlara neden olmuştur. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand boşuna "milliyetçilik savaştır" dememişti. Albert Einstein'ın söylediği de yanlış değil: "Milliyetçilik bir çocuk hastalığıdır. insanlığın kızamığıdır." Atatürk bize dünyaya açık olgun bir vatanseverlik aşılamak istedi. Hırçın ve inzivacı bir milliyetçilik değil. Bunu unutmayalım.

ilter TÜRKMEN
(hürriyet ,18 şubat )
--spoiler--
kavram karmaşasının oldukça yaşandığı bir söylem. Bu yazıdan bişeyler anlayabimek için öncelikle faşizm nedir? milliyetçilik nedir? kafa tasçılık nedir? ...gibi sorulara yanıt araması gerekiyor. Daha sonra miliyetçilik iyi midir, kötü müdür tartışılabilir. Bir kavram onu insanların algıladığı haliyle veya insanların uygulayış biçimine göre değil (her insanın algı dağarcığı farklıdır) en mükemmel şekilde tanımlanmış haliyle anılır. Bu konularda genelleme yapmak çok yanlış olur.
--spoiler--
ben küçükken geçirmedim ağbi, büyüyünce geçirirsen daha sert oluyor hastalık diyorlar
--spoiler--
a veya b ırk'tan "doğmanın", insan veya birey "olmaktan" üstün bi'şey olduğuna inandırılanların...

milliyetçilik gibi bir düşüncenin ezel olmadığı gibi ebedi de olamayacağı kavrayamadıkları için,

ilgili sözün milliyetçilik nedeniyle başlayan ikinci dünya savaşı sonrasında gerçek ve uzun ömürlü bir barış bekleyen, bir umut dünyasından söylendiğini farkedemedikleri için,

milliyetçiliğin, benliklerini, içinde bulundukları toplum'un bir an için dışına çıkarıp veya en azından ellerine geniş bir coğrafyayı gösteren "siyasi bir harita" aldıklarında, dünya'yı nasıl böldüğünü göremedikleri için,

hayatı, sadece birleşmiş milletler üyesi 192 ülkeden birinde doğup ta o ülkenin anlayışıyla anlamaya çalıştıkları için,

tanrının kendilerine verdiği aklı ve ruhu "biraz olsun" insan olmak için değil, "sadece" ingiliz, fransız, japon, nijer, türk, çerkez, yunan olmak için kullandıklarından anlaşılmaması doğal, bilimsel önerme.
son derece saçma bir tespit.

atom bombasını yapıp binlerce insanın ölümüne bir şekilde katkı sağladıktan sonra savaşmaktan nefret ederim demek de oldukça ironiktir. kimse bana "ama kullanılmasına karşıydı" demesin, insan fantezi olsun diye bomba yapar mı lan?
milliyetçilik bir atatürk ilkesidir..

(bkz: nokta)
milliyetcilik; ataturkculuk ilkeleri kapsamında bulundugundan, sorgusuz sualsiz ve ataturk ile onun reenkarnasyonu hayaliyle yasayanlar tarafından konseptualize edilmis haliyle kabul edilmelidir.*
(bkz: dostum nokta demissin ama bu sonun baslangıcı oldu)
yazıları görünce çıldırasım gelen başlık. ya arkadaş ırk bir insanın belirlediği bir şey mi veya millet? doğacak bebek önce allah'a danışıp şıklar arasından seçmiyor ki lan.. şu anda doğan bir kürt çocuğunun orospu çocuğu olmasının nedeni [ öyle diyorsunuz ya hani ] nedir? kürt olduğu için mi? biraz akılanın lütfen ya. bilimsle bir çabaya gerek yok düşün yeter ya..
Diyarbakırlıyım ve türk miliiyetçisiyim,vatan sevmek hastalıksa 3 günlük ömrüm var, bayrağı aşık olurcasına sevmek hastalıksa 3 günlük ömrüm var diye cvp verilmesi gereken şizofyen sosyalist söylemidir.
einstein'a yakışan bir laf. bende almanya'da doğmuş bir yahudi abd vatandaşı olsaydım böyle derdim. yani einstein kişisini ve onun benzeri kişileri ilgilendirir. kedi ciğer meselesi bu tabi birazda.