bugün

turlu sebepleri olabilecegi gibi i$verenin keyfi uygulamasina bagli durumlarda da gercekle$ebilir. zor bir durumdur, ya$adikca ogreniliyor. aslinda bu durumun en cok koydugu kesim, okulundan mezun olup iyi kotu bir i$e giren comezlerdir. hayat hep boyle zannedilir ki pek yanilgi icine du$ulmu$ sayilmaz.
alacak cogaldikca i$ yerine baglilik artar o yuzden cali$ma ve sosyal guvenlik bakanligi'na gerekli ba$vurulari yapmakta ziyadesiyle fayda var. hic olmadi bir avukat vasitasiyla yapilacak olan goz korkutma eylemleri meyvelerini verecektir. ayrica kelin ilaci olsa ba$ina surer lafini hatirlatir ki ic burkar, sinir bozar.
kişinin maaş yerine ayet, hadis, peygamber *in aza kanaat ettiğine dair hikayeler alması olarak yaşanabilen durumdur aynı zamanda. dinden çıkma sebebidir.

ayrıca başı yere değdirip, kıçı yukarı kaldırmakla müslüman olunmayacağını da bu ipneler sayesinde öğrenirsin.
her maa$ istemeye gidildiginde zam almak demektir. alinamayan maa$in zammi neye yarayacaksa artik? pek yakinda milletvekili maa$ina yakla$acagim, azmettim! istemiyorum lan maa$ falan!
işveren tarafından yüze vurulan sert tokat.
birisi borç istediğinde en güzel kaçış yoludur.

şöyle ki;
- birader bi 100 kağıt borç versene.
+ daha maaşı alamadım (küfürle desteklenerek inandırıcılığı arttırılır).
+ kusura bakma yani.
- seninkide çekilcek çile değil valla.

görev tamamlanmıştır.
kalp krizi riski taşıyan olay.

+ bugün maaşları alıcaz millete borcu kapatayım bari
- mahmut abi haberin yokmu, bu ay maaşları geç alıcaz
+ nası lan
- abi şöyle şimdi, mahmut abi rengin attı abii
+ hıngg
- yetişin adam gidiyo.
bakkala, kasaba,* manava borç varsa eve başka yoldan gitmektir.
bir türkiye klasiği. 1 ay çalışır, 450 ytl ücretle geçinmeye mecbur bırakılırsın. sen, bu paraylakira, elektrik, su, doğal gaz, evlatlarının yiyeceği, okul masrafını ödemeye çalışırken, etiler'de bir kişi, senin bir aylık maaşının on katını bahşiş olarak dağıtır, caka satar..
bütün bir ay tabiri caizse it gibi ortalıkta koşturup maaş günü geldiğinde patronun para vermemesi bide dalga geçer gibi işin yoksa çıkabilirsin demesi * çalışana yapılan büyük haksızlıktır. koca bir ay boyunca bekleyen borçların biraz daha beklemsi gerektiğine mi yanasın,yoksa sigara bile alıcak paran yok onamı yanasın,eve gelicek beş kuruş para yok allahın sıcağında yürüdüğüne mi yanasın.ama sallamaya gelince mangalda kül bırakmazlar ya insan en çok ona kızıyor zaten.heleki işe yeni girdiysen o işten çıkma istediği daha fazla oluşur içinde.maaşı vermeyince yapabilicek bişeyinde olmaığı için anasından başylayıp sülalesine kadar içinden küfür edip çıkıp eve tabanvay yürüye yürüye geliyosun elde var sıfır...
korkunçtur. tüm hayatınızı kısıtlar.
abartmıyorum cinayete kadar yolu vardır. (yaşayanlar bilir.)

3 aydır alamıyorum. ilk 2 ay sadece yol parası verdi. 3. ay bunu da kabul etmedim.
1. ay;
moreno: abi maaş zamanı geçti?
patron: yarın hazır
moreno: abi dün vereceğini söylemiştin bugün için ne oldu ?
patron: müşteri parayı vermedi.
moreno: abi ben yokum o zaman para bitti gelemem artık
patron: yol parası veririm
moreno: şimdilik olur.

2. ay yine aynı şeyler

3. ay;
moreno: abi 3 aylık maaş birikti nasıl yapacağız?
patron: müşteri vermedi hala. (yalancı herif.)
moreno: abi para yok ben gelmiyorum artık...
patron: yol parası veririm.
moreno: yok abi istemiyorum toptan lazım bana gelip gelmediğim zamanlarda da kızma lütfen.

bazen gidiyorum bazen gitmiyorum. gittiğim günlerde var olan işleri artık nasıl eserse yapmıyorum (nereden belli değil mi ? (bkz: ofiste entry girmek) ) veya geç yapıyorum ki artık anlasın it oğlu it. Verimlilik diye bir şey kalmadı artık ama hala kovamıyor tabi her şey düzene oturunca güzel performans alacağını ve buna bağlı olarak para kazanacağını biliyor. (ilk 3 ay düzenliydi) durum böyle olunca ben de ofise geldiğim zamanlarda bireysel olarak sürdürdüğüm işlere devam ediyorum. Senini çıkartmıyor pek. Son zamanlarda çok kibar oldu şerefsiz.

2. bir konu ise
(bkz: buraya dikkat) elimde firmanın güzel para getirecek çizimleri var patenti alınmamış ve üretilmemiş çizimler. Birikmiş maaşı bırakıp bu çizimlerden mi kazansam diye düşünüyorum artık.

yazarların tavsiyelerini bekliyorum.

ayrıca siz siz olun böyle bir durum daha ilk aydan başınıza gelirse direk bırakın sürünsün pezevenk. Kim kime muhtaç anlasın.
insanın sinirini çok çok bozan durumdur. Hele ki başka başka durumlar da işin içindeyken...

Efendim şöyle ki; magmaa kişisinin Eylül maaşının %60 ı içeride olmakla beraber, ocak maaşını da henüz alamamış olması durumudur.(maaş ödeme günleri her ayın ilk haftası bu arada). Kendisi hamile olmakla beraber, ocak ayı sonunda doğumdan önceki 8 haftalık iznine hak kazanacaktır. Şimdi ihtarname çeksem, adam beni işten çıkarsa sgk dan alacağım paradan oluyorum, bu şekilde işyerinde karnım burnumda çalışmak zorunda kalıyorum maaş alamama rağmen...Üstelik benden beklenen %100 performans ve mükemmel çalışma durumu da söz konusu...Şirketten komple ayrılacağımdan emin de değilim, aslında 8 haftalık iznimin 5 haftasında daha çalışmayı planlıyordum, gerçi maaşımı da alamadığım sürece çalışmamın ne anlamı var? Ocakta ayrılırsam ve aynı işyerinde devam etmek zorunda kalırsam; kayıp 5 haftaya sonradan ağlamak istemiyorum...

Patronla konuşmak da olayı çözmüyor artık...Şöyle ki dün 20.000 TL nakit para ödeyen adam, bugün gözümün içine baka baka "Kuruş yok, ben hiç geciktirdim mi daha önce sanki(eylülden beri ayın 20 sinden sonra yatırıyorlar halbuki), arsa satıyorum onu halledince halledeceğim..." gibi cümlelerle kendini savundu.

Bu adama ne desen anlamaz, çünkü arsızlığı eline almış patron edası bu...

Sonuç olarak; düşünmekten çalışamıyorum, işe odaklanamıyorum; üstelik bu can sıkıntısı sürekli kramplara ve ağrılara da neden oluyor...

Kararsızlıkta üstüme yok...
Maaşın taahhüt edilen günde yatırılmazsa o günden itibaren iş yavaşlatma hakkımız doğuyor yasal olarak.Kaldı ki maaş ne olacak, alabilecek miyim, iş mi baksam diye düşünmekten çalışamıyorsun zaten. Ocak-şubat maaşımın yarısı içeride, mart maaşı da geliyor yani gelemiyor. iş ilanlarını talan etmekten çalışamıyorum zaten. Kaldı ki 2 kişiydik zaten diğer arkadaş da maaş yatmıyor diye ihtar çekti ve gitti.
ücretsiz izin, akabinde ''ödenek yok'' bahanesiyle 2 aydır yaşadığım durum.

eylül'de zaten ücretsiz izindeydik, daha ekim ayının maaşını bile alamadım bırak kasım'ı. aha aralık geldi, 3 aydır cebe giren para yok, aileme yük olmaktan bıktım, zaten mutsuzlar, ''böyle çalışacaksan hiç çalışma gel yanımıza, en azından + ev kirası, fatura, mutfak giderlerin olmaz tazminatınla ve içeride kalmış maaşınla da tüm borçların kapanıyor zaten'' diyorlar. aralık 15'e kadar da maaşlarımız yatmazsa, noterden ihtarname çekip yasal süreçleri başlatarak 2020 haziran'a kadar olan sözleşmemi feshedeceğim. insana başka çare bırakmıyorsunuz.
Son iki senedir yaşamakta olduğum durum. Ya geç alıyorum ya da eksik. Mart ayından beri ne kiramı ne faturalarımı ödeyebildim. Haysiyet duygusuyla oynuyorlar insanın. Ve çevirmenlik yaptığım için herkes benden bedava çeviri istiyor, üstelik durumumu bilmelerine rağmen. Utanıyorum bu insanlardan. intihar etmek istiyorum. Yok hayat kurmamıza izin vermediler.

Arkadaşlar kafayı mı yediniz? Pandemiden önce vardı bu durum ve çalıştığım farklı kurumlar için geçerli. Özel sektör ve istanbul ikilisi... iş isteyen çok, iş imkanı yok işte kısaca. Ailemden bağımsız bir kadın olarak ayakta durmak çok zor. Kiralar yüksek. Neyse.

Çalışmadan nasıl yaşayacaksın pardon? Kira, fatura, market alışverişi, haysiyetli yaşam? Kim verecek sana para? Ücret ekonomisine girmeden nasıl yaşamını sürdüreceksin? Ailen mi zengin? Aileme de ben bakıyorum dostum. Sen otur.
maaş alamıyorsan en iyisi sıkı çalışıp kendi işini kurmaktır.
Para veren yoksa, akil veren de olmasin durumudur.
maaşa ihtiyacın olmayacak bir hayat kur, misal kendi işini kur ki maaş alamama derdin kalmasın, bu defa yaptığın işlerin tahsilatını yapamama dertlerin olsun...çok daha keyifli...

edit: bu sözlükte kinayenin ne olduğunu bilmeyen bir takipçim var sanırım, ne yazsam eksiliyor...
pandemiden dolayı herkeste oluşan durumdur. bazı zır cahiller bunu akp ye bağlıyor bakın size bişey diyeyim mi pandemi döneminde iktidarda eğer cuhabe olaydı ülke batmış toprak kaybına bile uğramıştık. siz neyin hesabını yapıyorsunuz şükretmesini öğrenin. gerçekten çok yazık..
şu dönemde işyerleri kapanırken neyini sıkacak daha? sıkı çalışacağı bir işi var mı insanların acaba? adam zaten çalıştığı işin maaşını alamıyor.

sakın intiharı düşünme bu bir çözüm değil. sen elinden geldiğince çalışmana sana gelir getirecek başka kaynaklara yönelmene bak. hiç bir işten utanma. zamanla düzelecek herşey.
ikinci dünya savaşından sonra tüm dünyada oluşan açlığın, yoksulluğun ve kıtlığın sorumlusunu cehape ilan edip yıllardır burada "ekmaaaa karne ile aliyürdük" diye ajitasyon yapan bazı süper zekalıların bu durumun akp ye bağlanmasını saçma buldukları durumdur. kime bağlayalım mesela bizim mahalle bakkalı mehmet abiye mi ? ekmeği poşetli satmıyor diye mi oluyor mesela bunlar..

yahu bak insan olarak kimseye kin beslemem. kötülük görsem bile beslemem unutur giderim. ancak bu kitleden artık iyice tiksinmeye başladım.. bu kadar omurgasızlık bu kadar gevşeklik bu kadar tutarsızlık bu kadar.. ne diyeyim bilemiyorum bazı kelimeler var yazsam hakaret etmiş olabilirim o yüzden fazla da uzatmak istemiyorum ama bazı arkadaşlar zorla kaşınıyorlar.

lan hayatınızda 1 kere olsun omurgalı davranın. yemişim siyasetini de partisini de iktidarını da muhalefetini de. 1 gün insan gibi davranmaya çalışın. millet sokaklarda geziyor işsizlik diz boyu. çalışanlar paralarını alamıyorlar çünkü devlet işçiyi değil işvereni koruyor sürekli. işsizlik artarsa kulaklarını tıkayıp geçiştiriyorlar ama işverenler işletmeyi kapatırsa dünya kadar vergiden olacaklar o yüzden her zaman işverenleri koruyorlar. tamamen paraya endeksli bir hükümet var vatandaşını zerre umursamıyor. pandemiden öncede böyleydi yıllardır böyle. bir kere insan taklidi yapın da bazı şeyleri görün artık be kardeşim. bu nasıl bir yalakalık kültürüdür ki adamlar çıkıp canlı yayında tüm millete istisnasız ana avrat küfür etseler gene gelip burada bunları savunacaklar. burada insanlar bunları trollük yapıyor zannediyor ama aslında bu tipler ciddi ciddi düşündüklerini yazıyorlar. bu adamları yatırıp öpseler gene yarabbi şükür derler emin ol.
işçinin hakkını teri kurumadan veriniz sözü her zaman kulağımıza küpe olmalı.