bugün
- israil17
- bik bik sözlüğün en basit yazarıdır10
- güneş18
- yön duygusuna sahip olmamak14
- saraca'nın sözlüğe dönüşü13
- hesabı nasıl sileceğiz12
- kızların açık giyinmesinin amacı28
- ateizmin artmasına engel olamayan dinci8
- sevişmek mi zor sevmek mi8
- eğer ben varsam tanrı da vardır18
- yazarların karısının fotoğrafları10
- namaz kılmakta zorlanmak9
- true ile barışmak için muzlu pudingini uzatmak18
- müslümanlar nasıl galip gelecek28
- kızlar penise mi paraya mı bakar sorunsalı18
- atatürk olmasaydı adınız michael ve george olurdu19
- aydın'da intihar eden genç anne22
- akplilerin radar yalanı11
- bahar candan ile dilan polat'ın helva videosu11
- cuckold13
- bokun içinde yüzerim ama chp den vazgeçmem8
- iran ile israil arasında ateşkes imzalanması18
- kimsenin inanmayacağı birşey söyle14
- 0 0 7 sözlüğün en büyük değeridir24
- islam11
- allah56
- barbar kral'ın pasif olması10
- barbar kral'ın gay olması9
- alkol bağımlılığı9
- akp ve chp birleşse24
- çocukken oynadığımız pc oyunları18
- iran20
- ağaç25
- türkiye14
- araba11
- ev23
- küçük pipili zengin vs büyük pipili fakir erkek10
- 24 haziran 2025 adana saimbeyli depremi8
- tanrı varsa beni şu anda öldürsün33
- hz muhammed10
- hazreti muhammed11
- iran'ın israil'in amına koyması13
- muzlu puding sevmek19
- 2025 iran israil çatışmaları11
- bimdeki daphne muzlu puding kıtlığı14
- sevgilinin spora gitmesi11
- ortaçağ da doğsaydınız statünüz ne olurdu25
- iran'ın katar'ı vurma ihtimali11
- mesai bitti görüşürüz8
- ulu sözlükteki libidosu yüksek kadın eksikliği24


entry'ler (4503)
Gecenin bir vakti dertlenirsin, uyuyamazsın, yarın da iş yoktur, içinde çay kalıntısı olan bardağı alıp küllük olarak karanlığa süzerek içersin.
Vay okumayı çözmüşsün.
Danimarkada bir barakada yaşamak.
Baskılar, yasalar yalnızca yasağı delmeye sebep verir. Osurmasına engel Olursanız, gizli gizli iş çevimeye, siz yokken osurmaya başlar. Güven sarsılır. Sizden habersiz başkalarıyla osurmakta olan birine nasıl güvenirsiniz?
Kayıpla başa çıkmakta zorlanıyorum.
Benim yaşamadığım sorundur. Az önce iki tane çok boş ama uzun entry girdim.
Psikanalizde abject, sistemin tutarlılığı ve bütünlüğü için dışlanan nesne olarak düşünülür. Burun karıştırmak, nedense anaokulundan ilkokulun ortasına kadarki çağda çocukların sıkça yaptığı ve yiyerek sonuçlandırdığı edimdir. Çocukların pis ve cıvık olanla hemhal oluşu yaygın görülen bir olgudur ve bu tarz meşguliyetler psikoseksüel gelişimlerinin ilginç bir parçasıdır. Sonra yerini genital bölgelerle haşır neşir olmak alacaktır. Ancak abject olarak düşünülemez çünkü kişi ister çocuk ister yetişkin olsun sümüğüyle oynamaktan keyif alır, adeta sistemden atmak istemiyordur.
Yetişkinlikte görülen burun karıştırma ise, daha çok kimsenin görmediği bir anda daha iyi nefes alabilmek için yapılan bir edimdir diyebiliriz. Evet sümüğü parmakta yuvarlamak tıpkı çocuklarınki gibi keyif verir. Burada artı-keyif ise, kimse görmezken yapılıyor olmasıdır. Çocuklar gizlemezler.
Peki bu kadar yaygın olan iğrenç edim olarak burun karıştırmak, neden gündelik söylemimizi meşgul etmediği gibi, sanat veya edebi eserlerde kendine yer bulamamıştır? Çocuk edebiyatında yer aldığına şüphe yok, ama ne bileyim, viktoryen dönem romanlarında neden bir karakterin burnunu karıştırışı uzun uzun anlatılmamıştır? Ağlamak, hıçkırmak, omuz silkmek gibi sıradan şeyleri okurken, burun karıştırma, sümükle oynama gibi boş zaman etkinliklerinin tasviri edebiyatımızı süslememiştir? Zira burun karıştırmak, gündelik ve sıradan olanı kesintiye uğratan, kişinin kendisiyle baş başa kaldığı ve ontolojik bir varoluşa sahip olduğunu fark ettiği anları sembolize etmez mi? En az mektup yazmak, en az gaz lambasını yakmak veya at arabasında tefekküre dalmak kadar sıradan ama ağırlığı olan bir edim değil midir? Sorarım size!
Yetişkinlikte görülen burun karıştırma ise, daha çok kimsenin görmediği bir anda daha iyi nefes alabilmek için yapılan bir edimdir diyebiliriz. Evet sümüğü parmakta yuvarlamak tıpkı çocuklarınki gibi keyif verir. Burada artı-keyif ise, kimse görmezken yapılıyor olmasıdır. Çocuklar gizlemezler.
Peki bu kadar yaygın olan iğrenç edim olarak burun karıştırmak, neden gündelik söylemimizi meşgul etmediği gibi, sanat veya edebi eserlerde kendine yer bulamamıştır? Çocuk edebiyatında yer aldığına şüphe yok, ama ne bileyim, viktoryen dönem romanlarında neden bir karakterin burnunu karıştırışı uzun uzun anlatılmamıştır? Ağlamak, hıçkırmak, omuz silkmek gibi sıradan şeyleri okurken, burun karıştırma, sümükle oynama gibi boş zaman etkinliklerinin tasviri edebiyatımızı süslememiştir? Zira burun karıştırmak, gündelik ve sıradan olanı kesintiye uğratan, kişinin kendisiyle baş başa kaldığı ve ontolojik bir varoluşa sahip olduğunu fark ettiği anları sembolize etmez mi? En az mektup yazmak, en az gaz lambasını yakmak veya at arabasında tefekküre dalmak kadar sıradan ama ağırlığı olan bir edim değil midir? Sorarım size!
Kaka yapmak ve burun karıştırmak kadar iğrenç ama onlardan bir anlamda farklı bir eylemdir. Popodan kokulu gaz çıkması, nadiren yaptığımız kusma eylemi veya gizlice düzenli olarak yaptığımız kaka eylemi gibi değil. Komedik bir yanı şuradan gelir, elle tutulur olmayan bir şeyin kimi zaman istemli kimi zaman istemsiz popomuzdan çıkması. Ne garip, kaka mı yapmak istiyoruzdur yoksa gaz salmak mı? Modern insanın gıcır gıcır giyimi kuşamı altında hepimizi eşitleyen -zenginiyle fakiriyle ünlüsüyle güzeliyle çirkiniyle- herkesin yaptığı osurma edimi, sunduğumuz benliğin ne denli performatif olduğunu, hayvanlaşmaya bir osuruk kadar yakın olduğumuzu gösterir. Ayrıca phonetik olarak da osurmak kelimesi, oldukça avam, pis ve aşağı tınlamaktadır. Osurmak, temiz olanla pis olan arasındaki ince çizgiyi sembolize eder. Ayrıca türüne göre de aşağılık derecesi değişmektedir. Sert ve bomba gibi olan, erkeksi ve hayvani iken, fıs osuruk dişil ve pasif olarak kodlanmıştır. Bilhassa, hiç sesi çıkmayan osuruk, ishali sinyaller ki, oldukça basiretsiz kişi hissiyatı verir.
Bütün bunlarla birlikte, osuruğun fenomenolojisi medikal söylemlerle içiçedir. Örneğin tedavi gördükten veya zorlu bir operasyon geçirdikten sonra osurabiliyorsanız bu iyiye işarettir. Dahası, osuruğun kokusuna göre üşütüp üşütmediğinizi, bağırsak floranızın tehlikede olup olmadığını anlayabilirsiniz. Eğer heyecanlı biriyseniz, ne kadar dikkat ederseniz edin, karnınız şişer ve gazınız gelir. O yüzden ilk romantik buluşmalarınızdan önce bol bol osurun ki, kişinin yanında sıkışmayasınız.
Evet sevgili okurlar, aklıma geldikçe bu nadide göt edimi için eklemeler yapacağımdır.
Bütün bunlarla birlikte, osuruğun fenomenolojisi medikal söylemlerle içiçedir. Örneğin tedavi gördükten veya zorlu bir operasyon geçirdikten sonra osurabiliyorsanız bu iyiye işarettir. Dahası, osuruğun kokusuna göre üşütüp üşütmediğinizi, bağırsak floranızın tehlikede olup olmadığını anlayabilirsiniz. Eğer heyecanlı biriyseniz, ne kadar dikkat ederseniz edin, karnınız şişer ve gazınız gelir. O yüzden ilk romantik buluşmalarınızdan önce bol bol osurun ki, kişinin yanında sıkışmayasınız.
Evet sevgili okurlar, aklıma geldikçe bu nadide göt edimi için eklemeler yapacağımdır.
Hikayelerine attığım alevleri görmesi. Gelinlik bakacağımdır.
ilginç bir manipülasyon yöntemidir. Beyaz ekmeğe ara vermiş birinin, başkalarının yemeğinden artakalan beyaz ekmek kırıntılarını parmağını bastırarak ağzına atmasıdır. Aşkla ilgisi yoktur.
Hakkında verilen malumat yanlış olan durumdur. Osuracakken çakmağı yakmaktır. Birini manipüle etmek falan değildir.
Hakkında verilen bilgiler yanlış olan manipülasyon biçimidir.
Lovebombing aşk doruklara ulaştığında küvette bir sabun bombası patlatıp duş almak ve aşkı tamamen unutmaktır.
Lovebombing aşk doruklara ulaştığında küvette bir sabun bombası patlatıp duş almak ve aşkı tamamen unutmaktır.
Ayıplanmalıdır. Benim dedem de babaanneme gaslighting yapıyordu. Babannem ne dese cevap vermiyordu adeta mutlak bir umursamazlık hali içindeydi.
Sonradan anladık kulakları duymuyormuş.
Sonradan anladık kulakları duymuyormuş.
Kendi kendisinin pastişi olan yönetmen.
Çişimi tutuyorum.
En sevdiğim yazarın doğduğu yer. Soğuk ama küçük bir cennet kendi içinde. iyi ve sağlıklı bireylerle yaşama şansı bulacağınız bir yer. Karanlık bir psikocoğrafyası var ama olsun. Dilleri de çok iyi. Buradan bir yazara trip attım, vay anam, hiç duygusal tepki vermedi. Tek tek cümlelerimi yapısökümüne uğrattı. Sen, allahın kekosu, duygularını insan gibi anlamlamdıran sağlıklı danimarkalı adama trip atıyorsun çocukluk travmanla? Rezil oldum rezil.
Roland barthes üzerine bir kitap sanırım da. Ben yazma arzusundan bahsetmek istiyorum. Arkadaş yazma arzusu diye bir şey yok, yazmak insanın başına gelen bir şey. Hani kanınızaki bir mikrop gibi, içinizde düşüneceye dönüştürmekte zorlandığınız hissi atmanın başka yolu kalmamıştır. Heh bir de kelimesiz, cümlesiz, dilsiz düşünemezsin derler. Düşünüyorsun gayet de.
Marx okumalarıma kendi gözlemlerimi dahil edince, günümüzü anlamaya çalışırken özneleşme teorilerine neden bakmamız gerektiğini anladım. Psikanalizi kuramsal aygıt olarak kullanmaya öff puff yapmasın kimse zira insanların bilincini etkileyen, daha doğrusu düşünme biçimini etkileyen faktörleri basitçe dış unsurlara bağlayamayız. Yani organik olan süreçleri, arzulayan özneler olduğumuzu, bir psişeye sahip olduğumuzu göz önünde bulundurmamız lazım. Neden var olan düzeni olduğu gibi kabul edip, toplumsal yeniden üretim ilişkilerine sorunsuzca katılım gösterdiğimizi ancak bilinci daha etraflı düşünmeye başlayarak anlayabiliriz. Mute compulsion denen illeti daha iyi anlamak için. Bu yüzden deleuze ve guattarinin öznellik üretimini, libidinal ekonomiyle birlikte düşünmesi kıymetli. Kim ne derse desin.
Hangi birini anlatsak bitiremeyeceğimiz anlık mallıklardır. Asansörde boş bulunup osurmaktır.
Zorlu ve yorucu bir gecenin ardından grubun bir ağaç dibinde dinleneceğine işaret eder. Ateş başında osura osura uyurlar.