bugün

fransız kimyacısı ve biyoloji bilgini. şarbon aşısını ve kuduz aşısını buldu.
modern tıbbın halasının oğlu.
Louis Pasteur 1822'de Fransa'nın Jura bölgesinde dole'de dünyaya geldi.Babası napolyon'un taarruz birliklerinde hizmet ettikten sonra dericilik işine girdi.pasteur,babasının bir tabakhane kiraladığı arebeis'tebüyüdü,eğitiminin büyük bölümünü aerebeis kolejinde sıradan bir öğrenci olarak sürdürdü.şöhret tutkusu vardı ama bunu çok çalışarak elde etti.

yüksek öğrenimini sürdürmek için paris'e gitti.ne var ki güçlükle bir okula girdi.lisansını bescançon'da aldı ve sonunda école normale'a girdi.1846'da bitirme sınavını geçerek 1847'de doktorasını aldı.Bu sınavlarda gösterdiği yüksek başarıyla école'de laboratuvar asistanı oldu.

ilk çalışmaları bazı kristal yapıların optik etkinliği üzerineydi.daha sonra kristolografi çalışmalrından dolayı uluslararası çapta ün kazandı.1854'te lilly'e gitti.o günlerde mayalanma mekanizmasına karşı ilgisi gelişmeye başladı.her türlü mayalanma işleminin özünde bir mayanın olması gerektiği düşüncesinden hareket ederek genel olarak bir tohum kuramına ulaştı.1857'de girmek için onca güçlük çektiği école normale'e bilimsel çalışmalar yöneticisi olarak döndü.
1848'de strazburg'a yardımcı profesör olarak atandı.1849'da Strazburg akademisi rektörünün kız kardeşi marie laveur ile evlendi.pasteur çiftinin 5 çocuğu oldu;ama bunlardan 3'ü çocuk yaştayken öldü.

1868'de sol tarafına inme indi.bu durumda çalışmalarını sürdürebilmek için büyük bir yardımcılar ordusunu işe almak zorunda kaldı.

1889'da kalp krizi geçirdikten sonra sağlığı gittikçe kötüleşti.1887'de bir kriz daha geçirdi.en son,1895 yılında geçirdiği bir beyin kanamasından sonra bir daha iyileşemedi ve bu dünyadan ayrıldı.
ilk gençlik yıllarında ilerde büyük bilimadamı olacağını gösteren bir belirti yoktu;okulda pek parlak bir öğrenci değildi.Tam tersine louis'ın belirgin merakı portre çizmekti.üstün yeteneği yansıtan portreleri bugün de pasteur enstitüsinde asılı durmaktadır.19 yaşına geldiğinde sanatı bırakarak bilime yönelir.
Fransiz kimyaci ve biyolog. Mikroplarin kendiliginden uremesi diye bir seyin soz konusu olmadigini gosterdi. şarapları , biralari inceledi. Bira icin pastorize yontemini buldu. Bulasici hastaliklar uzerinde calisti. Sarbon hastalaginin mikrobik oldugunu kanitladi. Sarbon ve kuduz aşısını buldu.(1885)
"tabiat boşlukları sevmez" sözünün sahibidir. buna göre boşlukta ve açıkta kalan inanç, olgu, bilimsel gerçek v.s nin yerini; iyi ya da kötü olan aynı türden olgular doldurur.
"omne vivum ex vivo-her canlı bir canlıdan doğar", demiş vaktinde abiyogenezcilere. bugün pastorizasyon olarak anılan yöntemle vitalistlerin 'yaşam gücü' dedikleri ve belli bir ortamda herhangi bir canlıdan doğmaksızın bir canlının ortaya çıkmasını sağlayan şeyin safsatadan ibaret olduğunu esaslı bir nanikle göstermiştir ve bu minvaldeki tartışmalara son noktayı koymuş, virchow ve spallanzani'nin çalışmalarını ayakları üstüne oturtmuştur.

ilginç olan bir husus da harun yahya neşriyatının bu gelişmeyi kendine yontması; dünyanın ilkin koşullarını ve aradan geçen zamanı hesaba katmadan 'öyleyse ilk canlı nasıl çıktı ortaya, aha pasteur böyle diyor işte' sığlığıyla ortaya koyduğu bilim dışı müsveddeler döktürmesi.

neyse ki bilimciler ampirik olmak zorunda.
fransız kimyacı ve biyolog. fermantasyon üzerine çalıştığı sırada, mikropların kendiliğinden üremesinin söz konusu olmadığını gösterdi. bazı içeceklerin uzun süre saklanmasını sağlamak üzere geliştirdiği yöntem "pastörizasyon" adıyla anılır. ayrıca şarbon aşısını keşfetti. onu asıl üne kavuşturan kuduz aşısını bulması oldu..
ilk kuduz aşısını bulmuştur.
mikrobun kâşifi. kendi ağzından bir vecizesini nakledelim; '' bütün dünya allah' ı inkâr etse bir mikrobun hayatı o' nu bana ispata kâfidir ''... '' allah' a inanan bilim adamı mı olur '' diyenlere gereken en muhteşem cevabı vermiştir kendisi...
kuduz ve şarbon aşısını bulan fransız bilim adamı.
"Fırsatlar iyi odaklanmış zihinlerin değerlendirilebilmeleri içindir" SÖZÜNÜN SAHiBi.
daha 10 yaşındayken babasının çalıştığı deri fabrikasındaki derilerin tuzlanması olayına kafayı takmış, buna bir çözüm üretilmesi gerektiğini düşünmüş fransız doktor.
kendisini ne kadar kimyager olarak bilinsede Louis Pasteur esasında enzim hikayesini kanıtlayarak özünde bir biyologtur.
"şans, ancak hazırlıklı beyinlere güler."
özellikle hastalıklar hakkındaki mikrop teorisiyle ve evrim inancına kesin karşı oluşuyla ünlü bilim adamıdır. Mayalanmanın organik temelini ve kontrol edilebilme metotlarını ilk defa o açıklamıştır. Yaptığı çalışmalar onu bakteriyolojiye yöneltmiştir. Pasteur bu alanda yaptığı araştırmaları sonucunda, kuduz, difteri, şarbon ve diğer hastalıklarla mücadele için en önemli yol olan aşıyı geliştirmiş, pastörize etme ve sterilize etme işlemlerinin yöntemini ortaya koymuştur.

Çok güçlü bir Allah inancı olan Pasteur, yaşadığı dönemde Darwin'in evrim teorisine karşı çıkması nedeniyle pek çok sözlü saldırıya uğramıştır. Bilim ile din arasındaki uyumu savunan Pasteur'ün bu konuda söyledikleri çok ünlüdür.

Bu sözlerinden bazıları şöyledir:
Doğayı ne kadar çok incelersem, Yaratıcı'nın eserleri karşısında inancım o kadar çok artıyor.

Bilim insanı Allah'a götürür.
eski insanlar en komplike dna sahibi hayvanların dahi, doğrudan doğruya "cansız madde"lerden, dolayısı ile kendiliğinden oluşabileceğine inanırlardı. hatta bu insanlar; kurtların kendi kendilerine oluştuklarını, gökten yağmur damlası şeklinde indiklerine inanırlardı.
ta ki; pasteur o ünlü deneylerine başlayana ve sonuçlandırana dek.. bu deneyler sonrası pasteur'un türettiği; "her canlı bir başka canlıdan meydana gelir." görüşü, bu düşünce ile alakadar olan tıpçı ve düşünürleri pes ettirdi.
pasteur kuduz aşısını bulduğunda kendisiyle ilk temasa geçen (tüm dünyada) devlet başkanı sultan abdülhamid han'dır. ulu hakan, zairos paşa ve veteriner hüseyin hulki beyi kendisini takdir etmek ve gelişmeleri öğrenmeleri amacıyla pasteur'ün yanına göndermiştir. kendisine aynı zamanda devlet nişanı vermiştir ve ileriki zamanlarda mektuplaşmıştır. pasteur de sultana kuduz aşısının örneklerini ve çalışmalarını vermiştir. bunun sonucunda istanbulda dar-ül kelb tevdihanesi kurulmuştur.
bulduğu kuduz aşısı bugün kullanılan saygı duyulası bilim adamı.
pastörizasyon diye bildiğimiz, pastörize olanını aldığımız süt ve benzeri gıdalardaki sterilizasyon işleminin babası bilimadamı.

edit: ekleme.
görsel
görsel
sütün uzun süre bozmadan muhafaza edilebilmesi yöntemini bulan dolayısıyla pastörizasyona ismini veren, şarbon ve kuduz aşısının mucidi mühim bir fransız bilim adamıdır. yüz yirmi üç yıl önce bugün 28 eylül 1895"te hayatını kaybetmiştir. saygıyla yad ediyorum.
Kuduz aşısını bulan Fransız mikrobiyolog, kimyager, bilim adamıdır. 1895 senesinde 72 yaşında vefat etmiştir.

ayrıca fotoğraflarında inanılmaz derecede tom hanks'e benzeyen bilim adamıdır. güzel bir biyografi filmi çekilebilir aslında.