bugün

Canlıların cansız maddelerden meydana geldiğini savunan görüş.
(bkz: aby) *
(bkz: biyogenez)
üç ihtimali olan durum.

tanrı ol dedi ve oldu.
uzaylılar tohumu attı ve kaçtı.
oluşma olasılığı sıfıra oldukça yakın bir olay tesadüfen gerçekleşti.

dindarların ateistlere karşı son kalesi de diyebiliriz. gerçi evrim de o kaleyi tam yıkabilmiş değil. lakin şu gerçek var ki miller deneyinde üretilen amino asitler dışında, laboratuarda kendimiz bir canlılık oluşturamıyoruz. belki de hiç oluşturamayacağız. ama bilim bana asla asla dememeyi de öğretti o yüzden belki diyorum.
ortak atanın tesadüf sonucunda oluştuğunu savunan teori. abiyogeneze göre, uygun sıcaklık,nem ve diğer koşullarda canlının olması için gereken maddeler birleşmiş ve canlılık faaliyeti göstermeye başlamıştır. bilim insanları, canlının ilk genetik materyalinin rna olduğunu düşünmektedir.
pastor tarafından tarihe gömülmüş dinsel tez. pastor dönemindeki papazlar farelerin kirli gömleklerden türediğini savunurmuş. pastor kirli gömlekleri bir faunusa kapatmış. fare üremediğini gören papazlara koca bir hassiktir çekmiş, mevzu kapanmış.
cansız maddelerden, canlı maddelerin oluştuğunu, oluşabileceğini savunan teori. günümüz modern bilimi böyle bir sürecin imkansızlığına dikkat çekmekte ve evrimi başlatan sürecin de bağlı olduğu abiyogenez yadsınmakta. yani evrim hücreyi açıklamıyor, olan bir hücrenin evrimini savunuyor.

bu kendi kendine olan(!) hücre de öyle bir hücre ki bütün parçaları ve fonksiyonları ile aynı anda aynı yerde, hep birlikte olması gerekiyor ki hayatını devam ettirebilsin. işte abiyogenez de bu kompleks yapıyı indirgemeye çalışan ve imkansız olması hasebiyle şu an genel olarak evrimciler tarafından da güvenilmeyen teoridir. evrimci bilim insanları bu oluşumu "bilmiyoruz", "uzaylılar getirmiş olabilir", diyerek * gülünç duruma düşüyorlar.

pasteur bu teoriyi bitiren kişi olarak bilinir, miller konusuna hiç girmeyeceğim...

günümüzde "astrobiyoloji" olarak bilinen bir bilim dalı da, "uzaylıları" ve dünyamıza düşebilecek bir "canlı"yı araştırmada ve abiyogenezin de yeri doldurulmaya çalışılmaktadır.
yaşamın cansız moleküllerden nasıl geliştiğini anlatan bilimmmmmmmmm bilim teorisidir.

yani bırakalım tanrıyı bir kenara hadi biraz bilimcilik oynayalım.

şimci tanrı yedi günde evreni yaratırken yok la dur bu değildi heh şimdi big bang oldu ya hacı, heh bizim dünya falan sıcaktı, sonra soğudu falan, ne zaman desem taaaaaaa 4,4 milyar yıl öncesi olmaya başlayan olaydır. kim mi diyo, bilim çevreleri uzlaştı hacı bu konuda. kaynak mı. "evidence from detrital zircons for the existence of continental crust and oceans on the earth 4.4 gyr ago". nature 409

şimdi hanım demir felam var ya senin taş gibi vücudun da heh işte onların izotopunun 2.7 milyar yıl öncesinin biyolojik canlılık bağlantısı olduğunu biliyoruz.

dünyanın oluşumunda rna'nın önemli bir ol oynadığını destekleyen unsurlar,onun hem bilgi depolama hem de (bir ribozim olarak) kimyasal reaksiyon katalizleme yeteneği,modern organizmalarda (dna biçiminde) genetik bilginin ifadesi ve muhafazasında bir araç olarak sahip olduğu önemli roller;dünyanın ilk oluşumundaki şartlara yakın şartlar altında onu oluşturan bileşiklerin (nükleotitlerin) kolayca kimyasal sentezinin olabilmesidir.
çoğu kez evrim teorisiyle karıştırılan konudur.

proteinler en küçük yapı taşları değildir , en küçük yapı taşları amino asitlerdir ve amino asitler
biokimya yöntemleri ile laboratuar ortamında oluşturulabilmektedir , bir nevi canlılığın en küçük yapı
taşı cansızlıktan gelmektedir
(bkz: miller deneyi)

evrim canlılığın nasıl başladığıyla değil nasıl ilerlediği ile ilgilenir , evrimcilere abiyogenez'in konusu içersinde olan
ilk canlı oluşumunu sormak saat tamircisine uçak motorunu sormak kadar saçmadır çünkü abiyogenez içinde onlarca farklı dalı bulunan başlı başına farklı bir bilim dalıdır.
orhanozturhan 'ın anlamadığı için tdk dan kelime bakarak aşağılayacağı araştırmaların ortak adıdır.

evrim den öncesidir. yolun başıdır, bir nevi sonudur aslında.
sıkı bir evrimci olan Sir Fred Hoyle'un ''bir hücrenin tesadüfen oluşması ihtimali, bir hurdalığa vuran kasırganın bir boeing- 747 oluşturması olasılığı ile eşdeğerdir'' diyerek eleştirdiği teori.

''olması 0'a yakın'' denmiş. hayır, olması imkansız.

efendim, dindarların ateistlere karşı son kalesi diye bir şey yok. ateist güdümündeki bilim insanlarının, son 100 yılda ortaya attığı iddialara bakınız. evrim sonucu oluşan 'körelmiş organların' sayısının 200'lerden 10'lara kadar düştüğünü gözlemlersiniz. evrimin kendisine temel aldığı prensipler, darwin'den 1000 sene önce islam dünyasında tartışılıyordu zaten. farklı jeokimyasal süreçlerde farklı canlıların oluştuğu, adaptasyonlarla tür içi çeşitliliğin sağlandığı, canlılar arası ara formların olduğu gibi iddialar, islam coğrafyasında tartışıldı ve çözümlendi. sonra darwin diye bir adam geldi, o evrim teorisini müslümanlardan aldı, içine de sıçtı affedersiniz, kendi yapmış gibi sundu. yok efendim dinozorun kolu analog organmış, analog organı kuşa benziyormuş; dinozordan kuş gelmiş de bilmem ne de... farazi konuşuyorum. buna kim inanır?

islam dünyasındaki tekamül görüşü, canlıdan canlının meydana gelmediğidir. nasıl oluştuğu konusunda günümüzdeki evrim teorisine benzer görüşler vardır.

evrimin bilimsel olan tek dayanağı, insanın ''mükemmel yaratıldığı'' argümanına karşı olarak getirdiği 'körelmiş organ' tanımlamalarıdır ki, bunların sayısının 200'den 10'a düştüğü baz alınırsa, gelecek 50 sene içerisinde evrimin bir geleceği olmadığını öngörmek zor bir şey değil.
Panspermia kuramından başka hiçbir yanı mantıklı gelmeyen hipotez.
çökmüştür.
saçına yağ sürme bit olur diyen angutlar da bu ekoldendir.
canlı ile cansız arasında özünde ayrım olmadığını söyleyen görüş. abiyogenez kuramı evrim başlamadan önceki süreci inceler. yani nasıl oldu da bir cansızdan canlı dediğimiz şey meydana geldi bunu sorgular ve ilgili sorulara bir takım yanıtlar aramaya çalışır. çok da güzel temellere ve detaylara sahiptir. uzun uzun burada yazamam fakat bir üst entrydeki makalede kısaca güzel bir şekilde bilale anlatır gibi anlatılmış. yine de benim için tam anlamıyla tatmin edici olmayan bir kuramdır. öte yandan geliştirilebilir bir kuramdır. bu yazıyı okuyan meraklı bir araştırmacı olarak bahsettiğim süreçlerle ilgilenip kutsal bir dokunuş ile her şeyin değiştiği fikri hakkında şüphelerin varsa kurama bir göz atmanı tavsiye ederim. beni tam tatmin etmiyor fakat seni edebiliyorsa bunun sebebini ya da sebeplerini de öğrenmek isterim. bu konuda bilgi alışverişine her daim açığım.
Daha tam içeriğini bilmiyorum ama cansız maddelerden, canlı varlık nasıl oluşabilir?! Değişik...

Not: gerçi kuran’da topraktan yaratıldığımız söyleniyor ama bilemiyorum.