bugün

20 nisan tarihinde ayak basacağım ülke gibi ülke. 1 senelik başvurum kabul edilmiş, şimdi onlar düşünsün!
Portakal sıkarak göz dağı verdiğimiz ülke.
an itibariyle bulgaristan'a 2-0 yenilmekte. türkiye'ye yaklaştıkça gerildiler heralde.
Sıktığımız portakallar işe yarıyor Galiba. Böyle giderse ülkeyi batırırız.
Geçtiğimiz cuma günü giriş yaptığım ülke. Burada 5. Günümü geçirdim, daha önce de gelmiştim ancak yaşanan son siyasi olaylardan sonra gelmek biraz ürkütüyordu açıkçası. Ama geldiğim ilk günden itibaren hissettiğim o kadar güzel duygu var ki...

Örnekse; daha girişteki pasaport kontroldeki polis türkçe konuştu benimle. Kendisi türk değil, bir hollandalı ancak benimle türkçe konuşma nezaketinde bulunması çok hoşuma gitti. Ardından gittiğim casinoda birkaç euro kazanmaya başlayınca yanımda oturan hollandalı bir bayan ne kadar şanslı olduğumdan bahsetti ve ardından türk olduğumu öğrenince çok harika bir ülkeye sahip olduğumuzdan falan dem vurdu.

Şimdiye kadar herhangi bir türk lokantasında yemek yemedim, ya da bir türk bölgesinde vakit geçirmedim. Özellikle tercih ettiğim bir kaç mekan var, oralara da türkler gitmiyor zaten. Ama görüştüğüm bir kaç türk arkadaşımdan duyduklarım çok ilginç. Burada yaşamları nasıl etkilendi bilmiyorum, tahmin de edemiyorum ancqk kendi kendilerine bir şeyleri zorlaştırdıkları kanaatindeyim. Zira havaalanında benimle türkçe konuşan polisle bir türk biz sıradayken kavga etti. Sebep de polisin türke soru sorması ve türkün de sanane minvalinde cevap vermesi.

Lafın kısası, burası harika bir ülke. Güzelliklerini hepiniz biliyorsunuz zaten anlatmaya gerek yok, ama medeniyet denilen şey burada dibine kadar yaşanıyor. insanlar birbirlerine saygılı. Her şeyden önce herkesin belli kuralları var ve o kurallar dahilinde hayatını sürdürüyor. 4 sene evvel geldiğimde burasının çok sıkıcı olduğunu düşünmüştüm ancak şimdi inanın geri dönmek salaklık gibi geliyor bana. Biz çok yoruluyoruz türkiye'de arkadaşlar. Siyaset bizim hayatımızın her alanında var, siyasetten arda kalan zamanda iş temposu, yaşam sıkıntısı, terör, ekonomi falan derken ebemiz sikiliyor türkiye'de farkında olmadan...

Yazık bize. Gerçekten çok yazık.
ulan ben geçen yaz yunan + bulgar yaptım. hepi topu 13 15 gün. kaldı ki yunanistan bulgaristan bizden ne kadar iyi olabilir değil mi ? insani olarak bi kere 2 3 gömlek fazlalar hiç kusura bakmayın. insani olarak deyince şimdi mesele açık kadınlara kimsenin bir şey dememesi falan değil. herkesin birbirine ve daha önemlisi kurallara saygısı var. adama burada bu yapılacak diyorsun ve hoşuna gitse de gitmesede ona uyuluyor.

benden önceki arkadaşa ithafen yazdım bu yazıyı. hollanda zaten bizden kat be kat ileride bu bi gerçek. ama ben yukarda 15 gün kaldığım tabiri caizse krizdeki yunanistan ve götü boklu bulgaristan'dan bahsettim. onlar bile ne kadar üstte onun farkına varalım diye.

ayrıca yabancı olduğumuz ülkede artislik yapmak bizim ata sporumuz oldu. sonra bunu kahvelerde anlatıyor abilerimiz, posta koydum polise herkes adam olacak oğlum bilmemne çocuğuyuz biz falan. yani anlayacağınız iyi niyet gördüğümüz zaman bizde ters tepiyor ve ezme ihtiyacı duyuyoruz. halbuki adam seni insan yerine koymuş ama anlamayız işte.
Dün gece kralın doğduğu günü kutlayan ülke. Her yer şenlikli, bir bayram havası, insanlar sabahın erken saatlerinde içmeye başlamış, bir ton tantana, ülke koca bir festival alanı gibi... amsterdam o kadar karışık ki yerlerde plastik bira bardakları, her ara sokakta burna gelen ot kokusu, ortalık efsane...

Neyse biz de arkadaşlarla "ulan dünya'ya kaç kere gelcez biz de bi güzellik yapalım kendimize" diyerek daldık ortama. Alkol, ot falan derken yavaştan kafamız olmaya başladı ve dedik ki red light akar baba... bastık gittik dam meydanından red light'a doğru. Herkes teker teker seçti birer hatun, girdi odaya, benle arkadaş kaldık. Ne yapacağız falan derken bir sigara yaktım, baktım camekanın içinde bir güzellik oturuyor. Ama yüzü o kadar asık ki. Ben dedim buna giriyorum. Baktı arkadaş camekanın içine, oha olum çok masum lan bu dedi, he kanka bakalım neymiş derdi diyip hayvan gibi gülerek kapıyı çaldım. Doğruldu yerinden açtı kapıyı, kondom şart minvalinde bir şeyler söyledi, tamam dedim sorun yok, girdim içeri, çekti perdeyi. Önce ödeme lütfen dedi, tamam dedim çıkardım verdim. Ne istiyorsun seksi baby diye sordu. Seksi değilim dedim, gülerek. Ama sen çok güzelsin. Hayır dedi ben güzel değilim, bundan sonraki diyalog aynen aşağıdaki gibi;

-güzel olmasan dışarıda bir sürü kadın var, onlara girebilirdim.
+bu önemli değil, önemli olan seks.
-önemli olan ne bilmiyorum ama benim için senin güzel olman önemli.
+benim güzel olmam hiç önemli değil, müşteriler gelir, beni becermek ister ve becerir, ben de paramı alırım. Olay bu.
-bu senin işin. Ben de senin işin bu olduğu için geldim. Ama eğer dışarıda bir yerde seni görseydim yine sana gelirdim.

Nasıl yani der gibi baktı suratıma;

- yani aslında olay seks falan değil. Ben seni beğendim ve o yüzden geldim. Çok güzelsin. Hepsi bu.
+ ne demek istiyorsun?
- söylemek istediğimi söyledim. Çok güzelsin.

Burada yanağına bir öpücük kondurdum.

+anladım sen çok sarhoşsun.
-yo hayır değilim.
+dışarıda bir parti var, bir sürü güzel kız var! Neden gidip onlardan birine bu sözleri söylemiyorsun?!
-dediğim gibi, dışarıda bir sürü kız var ve ben seni gördüm. Seni istedim. Ve buraya geldim. Eğer dışarıda olsaydın dışarıda yanına gelecektim. Ama sen buradaydın ve mecburen buraya geldim.
+ tamam şimdi ne istiyorsun?
-hiç.
+sevişmeyecek miyiz?
-eğer istersen sevişiriz, ama buna mecbur değilsin.

Yine şaşkın bir ifadeyle suratıma bakakaldı.

+saat 1'de buradaki işim bitecek, beni burdan alır mısın?
-elbette.
+ama partide takılcaz ve sonra da beni eve bırakacaksın.
-nasıl istersen...

Çıkarken aldığı ücreti geri verdi, yanağıma bir öpücük daha kondurdu ve beni uğurladı. Gece saat 1'de onu oradan almak üzere sözleştik ve çıktın odadan.

Bizimkiler kapıda toplanmış beni bekliyor... olum ne yaptın kaç saattir içeridesin bilmem ne konuşup durdular.

12 gibi otele geri dönmek için ısrar etmeye başladım, hepsi sarhoş olmuştu zaten, itiraz etmediler. Sonra saat 12:45'te 125 numaralı odanın önüne geldim. Perde çekiliydi ama ışık açıktı. Bu demek oluyorki ya müşterisi var ya da çıkmak için hazırlanıyor... bekledim biraz, çıkan kimse yok. Bir sigara yaktım iki nefes aldım ve ardından ışıklar söndü odada. Kapı açıldı, saçlarını savurarak içeriden bir kadın çıktı. Ama böyle bir güzellik yok!

Beni gördü yanıma geldi gülümseyerek, merhaba bebeğim dedi. Seksi'ye ne oldu diye sordum. Şu an müşterim değil, sevgilimsin dedi. Güldük ve harika bir gece geçirdik sözlük. Hayatımda yaşadığım en güzel gece diyebilirim.

Gecenin sonunda onu eve bırakmaya gittiğimde, dudaklarımı bir öpüşü ve bir sarılışı vardı, 10 yıllık sevgilim bana öyle sarılmamıştır. Ve bir teşekkür edişi vardı, hayatımda duyduğum en samimi teşekkürdü.

Böyle bir şeyi yaşamak hiç aklımdan geçmezdi, ama o anda o kdar spontan gelişti ki her şey, sonunu düşünmeden bir geceliğine bu dünyanın anasını ikimiz alaria ile beraber siktik.

Güzel memleketsin hollanda.
sahi bi ara hollanda'ya yaptırım uygulayacaktık, ne oldu o yaptırım?
Suç oranı azaldığı için hapishaneleri kapatıyormuş.
Acep bize kiralamayı düşünürler mi? Bizdekiler tıklım tıkış dolu netekim.

http://www.sozcu.com.tr/2...lerini-kapatiyor-1879426/
1 paket sigaranın marlboro 7.18 dolar (25.90 tl) olduğu ülke.
eşcinsel evlilikleri legal hale getiren, bu yüzden lgbtt bireyler tarafından takdiri alan bir ülkedir.
geçen yıl ötanazi hakkını kullanmak için bin 800 kişinin başvurduğu ülke.

Bu yılın ilk 8 ayında ise bu rakam bin 862 oldu. Klinik yetkilileri, yıl sonuna kadar bu sayının 2 bin 500'e ulaşmasını bekliyor.

http://www.bbc.com/turkce...5?ocid=socialflow_twitter
https://www.mynet.com/ins...nayet-silahi-110103579047
Benim yerimdir.
Kes lan fedocu. ben arkadaşlara geçen portakal bıçaklayıp bunlara 100 milyon milyar dolar zarar verdirdim. yapamaz bunlar böyle şeyler.
her gün kadın cinayetleri nedeniyle bir kaç ailenin dağıldığı bir ülkenin aileden sorumlu bakanının, bindiği mercedes arabayla almanya'dan karayoluyla kaçak girerek olaylara neden olduğu efsane ülke. portakalın rengini royal rengi olarak almış olsa da, kendisinin (portakalın) yerlere atılarak ezilmesi dangalaklığını bize bırakmasını bilen akıllı bir ülkedir Hollanda.

edit: gitmişliğim, görmüşlüğüm, gezmişliğim vardır. şeytan diyor bir daha git ve geri gelme.
Van basten.
Konya kadar ülke olmasına rağmen tarım ve hayvancılıkta dünyada 1.sırada olan ülke.
Hollanda'da bir açık hava okulu (1919):

görsel
https://www.google.com.tr...rak-tanimaya-hazirlaniyor
Evet
türk düşmanı ülkedir. hepimiz bir kere tükürsek tükürülte boğulursunuz ibneler sizi.
Portakalları, inekleri ve ibnelikleriyle ünlü ülke.

Açık ve net evet.
Türk halkına hobi olarak portakal bıçaklatan avrupa devleti.
gidip de bir daha türkiyeye dönmeyeceğim ülke. hollandalı zenginler üstelik dünyanın en büyük paralarıyla oyuncak gibi oynuyor.
Hollanda kendi tarihine baksin once. Tarihi Katliam ve somurgelerle dolu.
faşistler tarafından tarih boyunca sömürülmesine rağmen nasıl bu kadar faşist olabildiklerini anlayamadığım ülke..
güncel Önemli Başlıklar