bugün

NBA tarihinin en iyi pivotlarından biri olarak gösterilen hakeem olajuwon yaptığı inanaılmaz pivot hareketleriyle izleyenlere parmak ısrtmıştır! o büyük cüssesine rağmen yaptığı inanılmaz kıvrak hareketler bu alanda onu rakipsiz kılmıştır.ayrıcada her uzunda bulunmayan parmak ucu hassatiyeti ile de ribauntları alma ve çemberden seken toplarda basket bulmayı başarmıştır!ayrıcada topu elinden bir enstürüman çalar gibi bırakması ise onun ayrı ve çekici özelliklerinden biridir.kariyerinde 23000 sayı ve 11000 den fazka ribaunt alarak NBA tarihine gecmeyi başarmıştır.hakeem oynadığı basketbol ve kusursuz fandımentılıyla hakeem 'the dream' lakabını almıştır.houston takımını 2 kez şampiyonluğa taşıyan hakeem bu şampiyonluklarından 2i sinde shaquille o'neal karsısında oynadığı basketbol ve yaptığı hareketlerle adeta ders vermiştir.ve bu başarılarıyla NBA'in hall of fame ine girmeye hak kazanmıstır..
(bkz: the dream)
mirsad turkcan'a houston'dayken bigun gel ben camiye gidiyom der. mirsad ben namaz kilmayi bilmem diye cevap verir. gel ulan ben sana ogretirim der ve mirsad'i da alir yanina dogru camiye giderler.Mirsad'a dinini ogreten adam diye rivayetler vardir.
aslen nijeryalıdır. aynı zamanda amerikan milli basketbol takımı dream team de görev almıştır. kariyerini toronto raptors da tamamlamıştır. hakeem abim spora hentbol kaleciliğiyle başlamış hem atletik hem de uzun olmasından dolayı basketbol koçları sen gel buraya demiş ve sonrasında olaylar gelişmiştir.
murat murathanoğlu'nun kendine özgü telafuzu sayesinde ismi akıllarda daha bir yer eden efsanevi nba oyuncusu.

- hakiiim olajuvaaauuaannn
(bkz: hakem olacağım)
Pivot hareketlerinin ustası Houston Rockets'ın efsanevi pivot oyuncusudur.
müslüman bir nba yıldızıdır. hatta houston rockets şampiyonluk kutlamaları cuma namazına gore ayarlanmıştırki kendiside katılabilsindir kutlamalara.
nba'in efsane pivotlarından hakeem olajuwon, 1984 draftında birinci sıradan houston rockets tarafından seçilmiş ve kariyerinin tamamına yakınını bu takımda geçirmiştir. aynı draftte michael jordan da seçilmiş olmasına rağmen hiçbir houston'lı bu seçimden pişmanlık duymaz. 1993-94 ve 1994-95 sezonlarında adı geçen takımın elde ettiği şampiyonluklardaki en büyük paya sahip oyuncudur. her iki sezonda da kendi konferanslarının finallerinde david robinsona, 94 finalinde patrick ewinge 95 finalinde ise shaquille o neala kurduğu büyük üstünlük sözkonusu şampiyonlukların temelini oluşturmuş, hakeem olajuwon ın da döneminin en iyi pivotu olduğunun kabul edilmesini sağlamıştır. lakabı "the dream" dir, bu lakabı olağanüstü ayak hareketlerine ve ani dönüşler sonrası yaptığı atışlarla bulduğu basketlere borçludur. nba in en iyi 50 oyuncusu listesinde de <bkz hall of fame> yer alan olajuwon ın ismini toplam sayı, ribaunt, top çalma ve blok listelerinde üst sıralarda görmek mümkündür; hatta blokta ilk sırada yer alır ve bloktaki liderliğini kimse elinden alamayacak gibi gözükmektedir. aynı zamanda dini inancına sıkı sıkıya bağlı bir müslüman olan olajuwon, bu sebepten ötürü ramazan aylarında maçlarına oruçlu çıkmıştır, fakat bu durum performansında hiçbir düşüklüğe neden olmamıştır. son şampiyon oldukları sezondan itibaren ise gerek sakatlıklar gerekse kalbinde çıkan sorun * nedeniyle düzenli olarak oynayamayan olajuwon 1999-2000 sezonunun başında toronto raptorsa takas edilmiş, nba deki son sezonunu raptors formasıyla geçirmiştir. şu anda olajuwon ın 34 numaralı rockets forması emekliye ayrılmış ve rockets ın salonunun tavanındaki yerini almış durumdadır. fiziksel olarak bi pivota göre çelimsiz gözükmesine rağmen kendisinin herkese tenniğiyle üstünlük kurması ve en güçlülere karşı bile ezilmeyecek güce sahip olması onu diğer pivotlardan üstün kılan özellikleridir. şu an oyun tarzı olarak kendisine en yakın oyuncu amare stoudemire gözükse de bu oyuncunun özel pivot atışlarının * bulunmaması kendisini şu an itibariyle efsaneden birkaç adım uzakta tutmaktadır.
lakabı ''the dream'' dir. bir zamanlar dilimden güşmezdi hakeem the dream diye gezer dururdum. inanılmaz blokları vardır. pota altındaki fake leri ise inanılmazdır.
nba de tüm zamanların en cok blok yapan adamıdır kendisi. Hayranlıgımı kazanmıs bir fenomendir. Jordan ın * basketbola ara verdigi iki sene içerisinde takımını * şampiyon yapmıstır.
çok sevdigim bi kişi, efsane..
(bkz: sırf olajuwon var diye nba maçı izleyen şakirtler)
Efsane pivot nijeryalıdır ve kariyerine nijerya'da futbol kaleciliği ile başlamıştır.Ancak sonra keşfedilip basketbola geçmiştir.Kendine ait bir spor ayakkabı firması olup her insanın alabileceği ve giyebiliği ayakkanılar üretmek istediğini söylemiştir.Oruçlu çıktığı maçlarda sayı ve rebound rekorları kırıp Hakan Şükür'e nazire yapmıştır.
90'lı yıllarda üç saniye koridorunu rakip oyuncular için adeta karartan, blok canavarı efsanevi pivot.
cocuklugumuzda adini haki olajvan sandigimiz basketbolcu.. bir diger ornegi cuney tarkin dir..
(bkz: akeem olajuwon)
hekim alicivan şeklinde okunur
o iri cüssesine rağmen parkelerde adeta bir balet zerafetiyle pivot hareketlerini sunan nba'deki takımımın * tarihinin en iyi oyuncusu.
gelmiş geçmiş en uzun baletlerden biri.
en hızlı, en çevik, en zeki pivot. sayıydı, ribaunddu, asistti, bloktu şuydu buydu derken yapmadığı şey olmadığını görürsünüz. kanımca gelmiş geömiş en iyi pivottu kendisi. geçtiğimiz yıllarda yao ming'in hocası olmuş kendisine fundermental hakkında bildiği herşeyi anlatmıştır.
Çok dindar bir arkadaştır kendisi, nba'in o yoğun maç temposunda bile orucunu hiç aksatmazmış allah kabul etsin diyorum.
an itibariyle canlı yayında spor aşkı programındadır. oha lan.
kaan kural isimli şahsiyetin sorularına maruz kalmaktadır.

cidden şok geçiriyorum, hakeem lan bu.
küçücüktüm, ufacıktım. basketbolla tek ilgim şu an külüstür olarak tanımlanabilecek sega mega drive'ımdaki nba live 95 oyunumdu. oyundaki takımların güçlerine baktığımda houston ve orlando'nun güçlerinin çok yüksek olduğunu görmüştüm, küçüklük sevdasıyla sırf bu yüzden onlardan birini seçmeye karar vermiştim. şu an hakeem olajuwon başlığına yazdığıma göre tahmin edebileceğiniz gibi seçtiğim takım houston rockets olmuştu.

olajuwon ile ilgili şöyle bir gerçek vardır ki, post-merger diyebileceğimiz aba sonrası nba tarihinin en büyük stat canavarıdır bu adam. şu an geriye dönüp bakıldığında sadece nbatv'deki klasik maçlardan performanslarını gören insanların atlayacağı çok şey vardır kendisiyle ilgili. genel anlamda başardıkları ve istatistikleri zaten daha önce belirtilmiş, o yüzden onlara girmiyorum. ancak bahsedilmeyen bazı şeylere de değinmek lazım.
-- olajuwon, nijerya'da tek hayali futbol oynamak olan bir çocukken geldiği nba'de ilk sezonunda 21 sayı 11 ribaundluk(oha?) bir averaj yakalamış.
-- 87 playofflarında 6. maçta seattle, houston'ı yenerken hakeem'in performansı: 49 sayı, 25 ribaund(oha 2,3,4?) adam resmen tek başına tüm seattle takımıyla kapışmış.
-- kendisi shaq gibi adamların bir anlamda öncüsü olmuştur. "tamam artık bitti bu adam" yorumlarını duyduğu an tüm o yorumları sahiplerine birer birer yedirmiştir. bu hayvansal istatistikleri hem savunmaların çok aktif olmadığı dönemde(89-90 senesinde 25-14-3 ortalama) hem de gereğinden fazla aktif olduğu dönemde(92-95 arası 27-11-4 ve tam 3.9 blok[oha 5?]) yakalaması gerçekten amerikanların deyimiyle jaw-dropping(çene düşürtücü gibi bir deyim yok bildiğim kadarıyla türkçemizde? hadi insanın ağzını açık bırakan diyelim biz buna) bir olaydır.
-- burada müslümanlığından falan bahsedilmiş ama kendisiyle ilgili bilinmeyen(veya hatırlanmak istemeyen diyelim) en önemli özelliği, kariyerinin ilk yıllarında takım arkadaşlarından şikayet edip durmasıdır. kobe ile ilgili 2005-2007 yılları arası söylenenler, jordan ile ilgili 86-89 yılları arası söylenenlerin aynıları olajuwon için de geçerliydi. 91'de kendisinin yaptığı bir açıklama: "all I was saying was, you don't build with these guys. i wasn't criticizing my teammates. i was only saying that it's o.k to have one or two guys[like that], but not a whole team of them. after all, my career's on the line." türkçe meali: "tek demek istediğim, bu adamlarla başarı yakalayabilecek bir takım kuramazsınız. ben takım arkadaşlarımı eleştirmiyordum. demek istediğim bu tarz adamlardan bir iki tanesi takım içinde kabul edilebilir, ama takımın tamamı böyle adamlardan kurulmamalı. sonuçta ortada benim kariyerim var" gerçekten hiç eleştirmemiş takım arkadaşlarını(burada ironi var)..
-- kendisini son 30 yılın belki de en önemli uzunu yapan olay ise, döneminde karşısına çıkan tüm diğe "kaliteli" uzunları parkelerin dibine gömmüş olmasıdır. kimler çıktı karşısına? karl malone, charles barkley, david robinson, shaq.. hakeem hepsini matchup bazında resmen sinek gibi ezdi. özellikle 94 mvp'sini alan david robinson'ın mvp'yi aldığı maçta hakeem tarafından resmen tecavüze uğraması nba tarihinin en trajikomik olaylarından biridir(nowitzki'nin 2007 mvp'sini aldıktan hemen sonra stephen jackson kaptanlığındaki golden state tarafından tecavüze uğraması bu konuda başı çeker).
-- hücumda yaptığı hareketler için ekstra bir playbook yazılmalı. pota altında kullandığı o kadar çok hareket vardı ki, onu savunanların hepsi(shaq dahil) ya bir zamandan sonra sıkılıp savunmayı bırakıyordu, ya da 6 faul alıp oyun dışı kalıyordu(bu noktayı biraz daha açmak gerekirse, 94 finallerinin ilk maçında shaq maç boyunca hücumda müthiş oynamasına rağmen maçın en önemli anlarında bir pota altı savaşında dream taarruzuna maruz kalır ve 6 faulle oyun dışı kalır. sonuç? son saniyede maçın en önemli ribaundunu kaçan topu içeri tipleyerek almış sayılan hakeem, takımına oldukça duygusal bir galibiyet kazandırır ve 4-0lık hezimetin önünü açar.)
-- ve son olarak.. tarihin en "sihirli" şampiyonluğunun baş aktörüydü hakeem. o ünlü 95 şampiyonluğu.. bir takım hayal edin ki, playofflara 6. sıradan girsin, tüm playofflar boyunca hiç ev sahibi avantajına sahip olmasın, iki tane deplasmanda 7. maç oynasın(hem de pheonix ve utah gibi contender takımlara karşı) ve bu maçları kazanarak finalde ewing'li knicks'i tam anlamıyla ezerek şampiyonluğa ulaşsın. böyle bir olayı bir daha görebilir miyiz? hiç sanmıyorum.

ezcümle: belki yeni bir jordan görebiliriz(oyun tarzı bakımından. kobe, wade, carter gibi adamlar benziyorlar zaten. kişisel özelliklere girmiyorum), ne bileyim yeni bir magic görebiliriz(lebron andırmıyor değil, d'antoni sisteminde showtime lakers tarzı bir hücumla magic'in tüm paslarını atabilecek görüşe sahip bir adam) ama asla, asla yeni bir hakeem olajuwon göremeyiz. tek hayali futbol oynamak olan nijeryalı bir dev adamın amerikanların egemen olduğu bir lige diktiği bayrağın temsilidir bu adam.