bugün

ne kadar saçlamalıklar olsada izlemekten zevk aldığım içerisindeki saçmalıklardan çok beni sürüklemesine önem vererek inanılmaz keyif alarak izlediğim, ön yargıyla izlenilmemesi gereken bir dizi olduğunu düşündüğüm her bölümünde keşke öyle olmasaydı diye üzüldüğüm uzun süredir izleyicisini bu kadar fazla ters köşe yapan bir dizinin olmadığını bildiğim her pazartesi izlediğim dizi.
sekiz X ezel = dayı ya da x+y= z gibi bi saçmalık.
37. bölümünü iki bölüm halinde sunmuslar. ilk bölümde ali, cengiz, ömer olayindan girdiler, ikinci bölümde kenan - sekiz ve ramiz - ezel olayini islediler.

sonunda ise eysan geldi. orada takildim ben.
behlül den sekiz gibi birini yaratmış dizidir.
sekiz yerine sürekli behlül dediğim dizidir. Ne zaman kıvanç tatlıtuğ'u görsem aklıma hep behlül geliyor.
(bkz: sekiz kaçar)*
eleştiren herkesin fena halde izlediği dizi. olayları kısa kısa geçmeleri çok iyi. sekiz olayını 24 bölüm boyunca izletmediler, uzatmadılar. 3 bölümde, tadında ve harika bir şekilde bıraktılar.
deliler gibi izleyip, şaşkınlıklar içerisinde kalıp, yine de eleştirenlerin, ayrıntı manyaklarının eline ve diline büyük koz(lar) vermiştir 37. bölüm itibariyle..

yukarıdaki yazılanlardan farklı biri olan, ekşi sözlüğün en iyi ezel takipçisi yazarı black eyed witch'in o halleri beni fevkalade üzdü. adam öylesine dikkatli ve de sadık bir izleyici ki; izleyemediğim birkaç bölümü onun entryleriyle takip ediyordum..

o adamı da küstürdünüz ya kerem deren ve pınar bulut yatacak yeriniz yok aga.. yatacak yeriniz yokhhh.. * * *
sekiz karakterini özleyeceğim dizidir; gerçi ben bu diziyi zaten çok seviyorum ama sekiz ile de güzeldi hani!
bugün kadınları çok üzmüş dizi.
ayy, gitti dağ gibi delikanlı!
bugünkü bölümün yoğun bakım sahnesinde ciddi manada sıçmış ve de sıvamış dizi. dizinin en büyük fanatiği olarak söylemem lazım. seviyoruz diye eleştirmeyeceğiz anlamına gelmiyor. ortada bi hata varsa uyarımı yaparım.

-
--spoiler--
şimdi, o yoğun bakım sahnesi neydi lan öyle? öncelikle bu sorumu cevaplasın bir allahın kulu.

arkadaş, o nasıl bir yoğun bakımdır ki bir hemşire duruyor ve adamın teki elini kolunu, poposunu kıvırta kıvırta giriyor. hemşire de "ay beyefendııııı buraya giremezsınııızz! lütfaaan..." diyor. nasıl bi tepki lan o öyle? bi de hışımla çıkıp gidiyor, doktoru çağırmaya 15 dk yok. adam orda hayat hikayesini anlattı. ağladı zırladı, sümüklerini, tüm bakterilerini yaydı steril ortama.

nasıl mal ötesi bi hemşiresin kızım sen? hadi diyelim 1.93 boyunda esmer, geniş omuzlu ve seksi bi adama karşı koyamadın. anlarım bunu da bari hemen bi maske, üstüne mavi gömleklerden filan verseydin. öyle yoğun bakıma sokmazlar. bi defa kapıyı kilitliyorlar. öyle götünü sallayan giremiyor. izinle ve en fazla 3 dk filan kalabiliyorsun. mikrop olabilir her şey olabilir.

adam ne yapıyor? iki saat hayat hikayesi + sümüklerini akıta akıta ağlamalar filan... bi de kankileri geliyor 2 kişi. e yuh lan! oha! çüş!

öküz müsünüz kardeşim? nereye giriyorsunuz? sanki misafirliğe gelmişler. çay kahve filan alır mıydınız?

te allahım ya! lan mantık hatası olur ama bu kadar da olmaz ki.
--spoiler--
ya 1.sezonun sonunda canımız ezelimiz "başlayalım mı?" dememişmiydi? artık başlasınlar lütfen dayı ile ezeli tekrar oyun kurup milleti ters köşeye yatırırken izlemek istiyoruz.
izlerken "noluyo lan" "hadiii beee" diyerek heyecanlanmak istiyoruz.
kenan birkanın bizi ters köşe yapması hiç olmuyor, koca ramiz dayının hastanelerde savunmasız olması çok üzüyor.
bir ara dedim hah ezel kurdu planı şimdi kenan birkan neye uğradığını şaşıracak ama adam kurnazın kurnazı hemen akabinde hooop yeni plan...

dayı ile ezelin kendilerine gelmesini şöyle kenan birkana "noluyo lannn" dedirttikleri planlar yapmaları beklentisi içerisindeyim.

başlayalım artıkk....
ezeliyle kenanıyla sekiziyle alisiyle harika bir bölüm oldu.

alinin taksici ile olan diyaloğu yerlere yatırdı beni.
cengizle yazı tura atarak kaybeden ali arabada mahsur kalır ve
-inip kaçıcam işte kapıyı açsana diyor taksiciye. *
sekiz kırmızı ateş gibi arabasında otururken kenan birkanın yanına yaklaşması ve
gerilim dolu konuşmaları ise muhteşemdi.
-o bakış benim bakışım
bu intikam benim intikamım
ben senin hiçbir şeyin değilim
sen hiç kimsesin.

bu cümlelerle kenan, beni bile sarstı.

son olarak sekize kızgınım.
sen yıllarca bir yalana kendini inandır, bununla büyü, kahraman ol, ölüm makinesi haline gel. ama herşeyi öğrendiğinde pes et ve kendini kurban et.
bu kadar kolay mı? öğrendiğin tüm taktikleri dayı ve ezelle bir olup kenana uygulasana.
bunca yılın acısını çıkarsana. hemen öldün.
olmadı.
hakkında ne söylenirse söylensin, şu anda türk televizyonlarındaki en kaliteli yapımdır.

bölüm aslında güzel açıldı bence. ben haluk bilginer'e bir kez daha hayran oldum. eğer civarda kırmızı şarap olsaydı yumulacaktım, o derece hisli oynamış o sahneyi. kıvanç tatlıtuğ'a da bir kez daha behlül diyen ay yapım'dan 10.000 tl kazanacakmış haberiniz olsun. adam bir karakter nasıl siliniri gösterdi resmen. ben kendi adıma çok beğendim.

hiçbir türk dizisinde hastane sahneleri akıl ve mantık çerçevesinde olmaz. daha birkaç ay önce kurtlar vadisi ve abdülhey ikilisini size hatırlatırım. 37. bölümdeki hastane sahneleri kurtlar vadisi pusu'nun belirlediği o dip standarda ulaşmasa bile kötüydü. ha hoş gerçi ben ezel'in ve kenan birkan'ın hastane sahnelerini beğendim. tiradlar çok başarılı yazılmıştı, oyunculuk çok iyiydi. özellikle haluk bilginer ciddi anlamda yardı geçti, tüylerim diken diken oldu benim.

sonra neymiş efendim komedi dizisine dönmüşmüş. ağzını burnunu yamultup, düzgün türkçe konuşmayarak komik olunduğunu zanneden insanlar izlemesin zaten bu diziyi. hani diyolar ya ezel normal hayatta olabilecek şeylere yer veriyor diye. normal hayatta da böyle şeylere gülüyoruz zaten, bilmem anlatabildim mi?

cansu dere; senden ve oğlunu oynayan veletten bana gına geldi. cidden senaryo gereği kenan sizi dünyanın öbür ucuna falan gönderse?

bu bölüm aslında kenan birkan karakterinin her şeyi ne kadar ince şekilde planladığının göstergesidir. gerçek plan bu bölümde ortaya çıkmış oldu bi nebze. madem sekiz ramiz'i öldüremedi, o zaman sekiz'in ölümü ramiz'in son öğrencisi olan ezel'in elinden olmalıydı. öte yandan eyşan da buna tanıklık etmeliydi. iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum. en azından 6 ay sonra diye bize gösterilen poker masasında herkesin kendisi için o masaya oturduğunu gösteriyor bu. buna göre:

dayı: torununun intikamı ve kızının hayatı için.
cengiz: can için.
kenan: bilimum intikam için masaya oturacak.

ama ezel'in ne yapacağı belli değil henüz. adam sıfırı tüketmiş durumda ve genellikle böyle durumlar karakterlerin level atladığı, çıldırdığı anlardır. o yüzden ilerleyen bölümleri ben kendi adıma merak ediyorum.

bir de galiba bölümü sadece ben beğendim. nereye baksam senaristlere demediğini bırakmamış insanlar. merak ediyorum cidden acaba millet bu diziyi eleştirmek, hata bulmak ve beğenmemek için mi izliyor? ben işi gücü bırakıp oturuyorum, izliyorum ve keyif alıyorum valla.
son bölümünde eski havasını yakalayan dizi.

taksi sahnesi, lokanta sahnesi, k.b ile 8 in araba sahnesi, ezel ile 8 in kapışma sahnesi cidden iyi idi.
lan artık yeter be dedim son bölümde dayıyı öldürmek isteyen kenan yanına gidiyor hastanede öldürmüyor çıkıp gidiyor, sekiz onu öldür diyor. sonra öldürmeyeceğini anlayan kenan sekizi öldürtmek için ezeli kullanıp bir taşla iki kuş vurmak istiyor.
1-kenan, ezelin sekizi dayının torunu olduğu için canını yakmak istemediğini ve kendi safına çekmek istediğini bilmiyormu ki de ezele öldürtmeye çalışıyor. madem bu kadar akıllı,kurnaz adam ezelin onu öldürmeyeceğini kestiremiyor mu ?
2-madem artık sen sekizi gözden çıkardın kendin öldür, adam karşında savunmasız duruyor, çek silahı aniden indir sekiz'i yediye.
3-hadi dedin ben bi taşla iki kuş vurmak için öldürmedim ezele yolladım diyorsun ne malum eyşanın ezel sekizi öldürürken göreceği hiç mi başka ihtimal yoktur. ne bileyim eyşan geç kalır ezel sekizi öldürüp ordan ayrıldıktan sonra görür. ya da eyşan hastaneye vardığında ezelle sekiz o an kapışıyor olur. tam da sekizin karnına bıçağı saplamış yere uzatmış halde eyşan görüyor. kenana bak kahin gibi adam planda ne güzel işliyor tam tutuyor. lan her plan öle rast gitse benim hayatım plan olur.
4-bizim yaşlı dayı bıçaklanıyor ezel "ambulans çağırın" diye bağırıyor hastaneye kaldırılıyor yaşlı haliyle toparlanmaya başlıyor. sekizde bıçaklanıyor bizim ezel artık o öldüya figan feryada gerek yok o dayı değil ölecek o ya ölecek! moduna giriyor. lan sokim eyşanına adam orda kan kaybediyo birşeyler yapsana siktir et eyşanı şimdilik...
5-aq zaten sekiz aldatıldığını öğrenince hemen pes ediyor kendini öldürttürüyor.(ezelde salak ya hani silahı dayıya uzatan sekizi hemen bıçaklıyor itiklemiyor falan 'zaten yerdeki mermilerden hiç bahsetmiyorum hep sonra görürler zaten')lan sekiz senki ezelin bildiği adamlardan değildin hani nerde o psikopat ruh ben dedim şimdi dağıtır kenanı !
velhasıl kelam bazen saf yerine konmak evlat acısı gibi gelsede öyle böyle izleniyor , izliyorum. hadi şimdi eksileyin beni sersemler
8 in hastanede ezelin kafasına vurma sahnesi (bkz: gladyatör)filmini anımsatmıştır.
kıvanç tatlıtuğ'un konuk oyuncu olmasına rağmen 8 karakterini çok başarılı bir şekilde canlandırdığı dizi.
en sonunda hak ettiğini almış ve hem ab hem total'de haftayı birinci kapamış dizi. *
kıvançsız sarmaz artık bu dizi. zira bi ayağı çukurda olan dayıda aynı yerden bıçaklanmıştı. bi ameliyatla kurtuldu. 8 gencecik çocuk ya nie kurtulmasın? 8 ler ölmesin.
"aaa tesadüfe bak ki o da aynı anda oraya gelmişti" klişesiyle farklı olmadığını göstermiştir.
8 in hastanede ezel e uçarak yumruk attığı sahne troy çorum versiyonunu hatırlatmıştır.
37.bölümü hem iyi hem kötüydü.
--spoiler--
kesinlikle alıştığımız ezel'Den sapma var bu yeni sezon'Da. özellikle bu bölüm'De bir çok hata ve birçok tuskish dizi kıvamında sahne vardı.
bunların yanında artık eyşan dayanılmaz acılar vermeye başladı bizlere. en azından bana. kadının her sahnesinde sille tokat giresim geliyor. ulan bu ezel adam olsa "en azından benim babam katil değil" dediğinde eyşan, iki tane çakardı* suratına. hı oraya gelmeden önce bir şeyler çekmişse eyşan şıllığı, oradan ceza indirimi yapmış olabilir ezel. çünkü hep birşeyler içmiş de gelmiş gibi oynuyor cansu dere.

bu eyşan'ın bölüm sonunda ezelle sekizi kanlar içinde görmesi de turkish dizi kıvamındaydı. ne yani? şimdi bizlere "acaba eyşan ezel'in katil olmadığını ne zaman öğrenecek?" dedirtmeyi mi amaçlıyorlar? hayır senarist arkadaşlarım hayır. seyircilerin eyşan ile ilgili sordukları tek şey "bu eyşan şıllığı ne zaman gebecerek acaba?"dan başka bir şey değil.

şu bölüm sonunda büyük mantık hatasını da farketmişsinizdir herhalde. sekiz ezel'i oda'ya kapatıp kapının önüne birşey koyar. bir süre içeride mahsur kalır ezel bey. ama bir de ne görelim. kapı dışarı değil içeri doğru açılırmış. e zaman niye o kadar zaman bekledin dümbelek. mantık hatası buldum*
ayrıca şu sekizin herşeyi süperman gibi tek harekette halletmesi de pek olmadı. yani bu adam hulk mu arkadaş? ezelin ve diğerlerinin dayak yemesi normal de bir iki harekette yıkılmaları ve nakavt olmaları olmamış.

bölüm sonunda yanlış anlaşılan bir şey daha var "ezel niye sekizi öldürdü diye?" ezel sekizi öldürmedi. sekiz bıçağın üstüne atladı. ezel sadece sekizin üstüne onu engellemek (öldürmeden herhalde) maksadıyla hareketlenmişti.

bu bölüm'De kenan birkan yine baskın çıktı en sonunda. yani biz öyle gördük. ama anlamadığım şeyler var. mesela madem kenan ezel'in sekizi öldürmesini amaçladı niye ramiz dayı'nın ölmediğini duyunca şaşırdı. amacı onu öldürmek değilmiş anladığım kadarıyla.

ali-cengiz-ezel üçlüsünün yaşadığı komik olaylar ve ezel'in restoranda yaptıkları müthişti. özellikle De taksideki muhabbete koptum ben. böyle komik sahnelerin de olması iyi olmuş bence. ayrıca haluk bilginerin her sahnesinde ama özellikle hastane'Deki ramizle olan sahnesinde ve şu şarap sahnesinde çok etkilendim. adam aşmış oyunculukta. boşuna ithal etmemişler adamı bizden. ama akşama doğru tatlı hayattaki ihsan'ı görünce, üstüne de kenan'ı izleyince bir garip oldum.

umarım senaristler akıllarını başlarına alır ve şu brezilya-türk dizi karışımı sevdasından vazgeçerler. tamam en kaliteli türk dizisidir hala, herşeye rağmen ama şu eyşandan kurtulun artık ya da rolünü azaltın. gerçi çoğu dzi'De gelenek gibi hep gıcık bir bayan oyuncu oynatılır sonuna kadar. gebermez de bunlar genel olarak. mesela lost'ta kate, the oc'De marissa vb. gibi. böyle bir zorunluluk varsa da rolünü azaltabilirsiniz.
ve yine bıçak darbesi alan ramiz dayı ölmez de koskoca sekiz (hem de hastane'De) ölürse hakkımızı helal etmeyiz size. keşke öldü süsü verip çok sonradan kenan'da intimal alacağım diye çıksa karşımıza.
ayrıca şu bölüm sonu gibi bölüm sonları yapmayın. yani hepsi tamamdı da en sondaki eyşan sahnesi olmamalıydı. sadece ezel-sekiz sahnesi olmalıydı ve bunla sonlanmalıydı. umarım hatalarında dönüp eski ezel modeline (tabi bu bölüm'Deki komik sahneler gene olsun) tekrardan geçiş yaparlar.

ha bir de. hadi dayı dön artık.

edit : mantık hatası yokmuş şu ezel'in oda kapısını açamamasında. sekiz masayı, ezel'in kapı kolunu hareket ettiremeyeceği şekilde koymuş önüne. e akıllı adam tabi.
--spoiler--
hastanedeki ezel'in sıkıştığı odada içerden açılan kapıyı açamaması ve koskoca hastanede 8 bıçaklandıktan sonra acil müdehale yapılamaması bu büyük diziyi biraz saçmalatmıştır.

onun dışında ali, cengiz, ezel -ömer değil- sahneleri ve diğer sahneler dün canlı canlı entry girildi zaten.
türkiye'nin şu ana kadar yapılmış dizileri arasında açık ara en iyisidir.
--spoiler--
37.bölümünde mantık hatası yokmuş şu ezel'in oda kapısını açamamasında. sekiz masayı, ezel'in kapı kolunu hareket ettiremeyeceği şekilde koymuş önüne.
--spoiler--