bugün

Yıllardır izlemeyi ertlediğim bir filmdi ta ki bu geceye kadar. Film çok mu güzeldi hayır. ama güzel bir filmdi.
Mazın bir film.
Aşırı abartılmış film.
filmin bizim ülkemiz insanı içinde de imdb'de birinciliği hak etmesi için brooksun elindeki yemek tabağını masaya vurarak isyan çıkartması, redden sapı sarılı bir bıçak alması ve bıçağı alırken ben hasmıma iki defa bıçak sallamam red hastalı dayı demesi lazım.
avluya çıkarak ey abdurrahman çavuş gel dedin geldim demesi filan lazımdı :d
sonra işte vurulacak biri vardı onu da ben vurdum filan
isyan misyan olaylar olaylar.
meğer brooks ile andynin hatun çok önceden görüşüyorlarmış. ortada bir aşkı memnu durumu söz konusuymuş andy bunu bildiği için bilerek o koğuşa attırmış kendini.
züpppeeeer zeka ya.
hıh ondan.
aaa o da ne?
red aslında şizofrenmiş. her şeyi o uyduruyormuş.
andy de tuzlukmuş.

film boyunca sürekli tatlı tatlı anı tadında, hikaye tadında bir şeyler oluyor ama o kadar 9.3 lük olay bekliyor ki insan onları kaçırıyor.
sonra da esaretin bedeli şişirilmiş bir balondur.
tek başına izlenmesi gereken bir film.
beğenilip beğenilmediğine de hakkında yapılan yorumlardan ve imdb puanından bağımsız karar verilmesi gerekir bence.
adam filmin imdb puanı 9.3 diye beğenmiyor amk
filmin sonu hala hatırımda.

''unutma red, umut iyi bir şeydir. belki de en iyi şeydir. ve iyi şeyler asla ölmezler.''
Karımı ve aşığını ben öldürmedim Red. Ve her ne yaptıysam fazlasıyla cezamı çektim. Unutma Red. Ya yaşamakla uğraşacaksın, ya da ölmekle.

Filmden etkili sözler.
bu tarz dizileri anlayabilen insanlar için izlenmesi gereken bir film.
sıradan bir film. sırf çoğunluk beğendi diye beğeniliyor.
görsel
görsel
Sonu mutlulukla biten bir kurtuluş olsa gerektir. Bu bedel öyle bir sonuca varmalı diye düşünüyor insan.

Bu filmde de, andy dufrense böyle düşündü. Red ise, umudun tehlikeli birşey olduğunu düşünüyordu.

Filmin finaline yakın bir sahnede andy nin sözü etkilidir.

- ya yaşamakla uğraşacaksın, ya da ölmekle.
(bkz: brooks was here)
Kazmış bir de kimseye çaktırmamış onca sene. Ya hadi git ya.
(bkz: Sadri Alışık Kültür Merkezi) oyuncuları tarafından tiyatroda sahnelenen 1994 yapımı film. Sahne, dekor, kostüm ve özellikle oyunculuklar gayet başarılı. izlerken bir an sıkılmadan keyifle izlenebilen bir oyun olmuş. (bkz: Kerem Alışık), (bkz: Kaan Taşaner) ve diğer tüm oyuncular, izlerken ayrı ayrı hayran bırakıyor kendisine. Türk tiyatrosunun güzel işlerinden biri.
görsel
o değil de taşla metal boru nasıl parçalanır? sadece delmiyor, içinden geçecek kadar genişletiyor. mümkün değil.
Yıllarca önce izlediğim film. Şurada spoiler verenlere ne desek boş. Bu film bir başyapıt ve senden sonra izleyecekler var.
Bütün film umut iyi bir şeydir diye diye bitti. Ben umudun insani nasıl kalleşçe sırtından vuran bir his olduğunu anlatan filmleri daha çok seviyorum.
Kendimi buluyorum o filmlerde.
- senin suçun ne dostum?
+ ben masumum.
- evet tabi ya, burda herkes suçsuzdur.
+ hey joe, sen neden içeri girdin?
- "beni avukat becerdi dostum!"
izlenilmesi gereken bir film klişesinin ötesinde bulduğum bir film.
Bu filmi ilkin 2005-2010 arasında izlemiştim. Film izleme kültürüm yoktu o yıllarda. Ve pek beğenmemiştim. Film denince aklıma vurdulu kırdılı kaçmalı şeylerin geldiği zamanlardı.
Şimdi ise filmin değerini daha iyi anlıyorum. O 19 yılı her izlememde iliklerime kadar hissediyorum. Öte yandan filmi beğenmeyenleri de çok eleştiremiyorum. Çünkü filmin gişe hasılatı bütçesini zor karşılamış. Yani ilkin Amerikalılar bile beğenmemiş *
tüm dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar; bir kez daha dene...
3-5 yıllık periyotlar halinde düzenli şekilde izlenmesi gereken filmlerden biridir. zira her izlediğinde hayata dair farklı dersler çıkartır insan, her izlediğinde kendinden farklı parçalar yakalar bu eserde. güzel filmdir.
Sonunda zırıl zırıl ağladığım filmdir. Haksızlığa tahammül edemiyorum, film dahi olsa.
Film çok güzel, iyi , hoş da yani çekiçle o kadar yol kazdı, kimse farketmedi ve sabretti. Bana biraz hayal gibi geldi. Gerçek bir olaydan esinlenildimi hatırlamıyorum.