bugün

" umut iyi bir şeydir red belki de en iyi şeydir. ve inan bana iyi şeyler asla ölmez. "
izlediğimde imdb puanından haberim yoktu ve izlediğim en iyi film bu demiştim, sonra imdb sıralamasına baktım zaten dünya birincisiymiş.
biliyor musun red. asıl garip olan; ben dışarıdayken dürüst biriydim. sahtekar olmak için hapse girdim.
bu da çok iyi de en iyisi bunun yerine yüzüklerin efendisi veya iyi kötü çirkin olmalıydı.
çok güzel filmdir. mutlaka izleyin.
(bkz: brooks was here)
(bkz: so was red)

ve son olarak; Zihuatanejo/mx...
görsel
izlenmesi kesinlikle tavsiye edilir. Yalnız spoiler vermeyeyim son sahnede birazcık saçma bir yer vardı. Güzel filmdir.
şu anda trt 1 de oynayan 1994 yapımı film. bir ara rahatça izleyeceğim şu anlık izleyecek halim yok.
Hayatımda izlediğim en mükemmel filmdir. Zaten internetteki puanlamalarda da zirvededir.
bir filmden çok daha fazlası olan filmlerin en başında gelen yapımdır. rahmetli kemal sunalın misal korkusuz korkak filmi veya süt kardeşler filmi nasıl ki 1500 defa izlenmiş olsa bile tekrardan aynı gülümsemeler ile izlenebiliyorsa bu filmde aynı etkiyi yaratır. insan defalarca izlese bile bıkmaz tekrardan izler ilk defa izliyormuş gibi.

özellikle o g.tveren hapishane müdürünün tipi, hareketleri ve yaptırdıkları insanı gıcık ederken yıllar içerisinde andy ve red in katlanarak artan dostluğu üstüne finalde müdürün göt altına gidişi mutlu eder. tüm hayatı hapishanede geçmiş kütüphaneci emminin tahliye olmamak için arkadaşı olan güneyli elemanın boğazına bıçak dayaması ve zorla tahliye ettirildikten sonra dışarıda kendisine çalıştığı markette pislik gibi bakılması ve çaresizliği yüzünden kendini asması üzerken aynı yolda iken son saniyede vazgeçen red mutlu eder. andy e aylarca şiddet uygulayıp hatta tecavüz eden ve kendilerine "kız kardeşler" diyen ibneler insanı gererken baş gardiyanın tahta jop ile bunların başındaki elemanın ağzını yüzünü dağıtıp bir daha düzelemeyecek şekle getirmesi mutlu eder.

akşam eve geçince gene izleyecez belli oldu.
Esaretin bedeli bu filme konulabilecek en geri zekalı Türkçe isimdir ama film o kadar muhteşem ki kimse umursamıyor.
Bir dönem bir kanal vardı, adı aklımda değil. Nerdeyse ayda bir kere bu filmi yayınlardı. Her defasında da izlerdim.
iyi, kötü, çirkin'den sonraki en iyi film bence.
hala izlemeyenler için spoiler içerir. lütfen dikkat!!!

--spoiler--
esaretin bedeli'nde haksız yere hapite olan andy, orada tanıyıp dost olduğu red'e onun için bir iyilik yapmasını rica eder. eğer olur da hapisten çıkarsa söylediği yere gittiğinde bir taşın altında ona özel bir şeyin olduğunu ve mutlaka oraya gitmesini ister. red ise bu konuda ona kesin olarak söz verir. o akşam şiddetli yağmurun ve şimşeklerin aydınlattığı hücresinde andy'yi elinde bir urganla (halatla) görürüz, o an onun yaşamına son vereceğini ve gündüz red ile yaşadığı diyaloğu buna bağlarız. işte o an boğazımızda bir acı belirir, ve sabah hücre kapıları açılıp mahkum sayımı yapılırken dışarı çıkmayan andy'nin ölme ihtimalinin gerçekleştiğini sanarak gözlerimiz hafif hafif dolmaya başlar. fakat hücreye giren görevlinin onu bulamayıp şok içinde kaldığını görünce neye uğradığımızı şaşırırız...

andy dahi bir planla haksız yere tutulduğu hapisten kaçtıktan sonra sıkı dostu red'i tabi ki ihmal etmez ve ona düzenli olarak kartpostallar göndermeye devam eder. bir süre sonra red'in de cezasının bittiği gün gelir ve red, hayatının geçtiği bu korkunç yerden dışarı ilk adımını atar. bu tabi ki onun için çok zor bir süreçtir ve zamanla birçok şey değişmiştir. adaptasyon sorunu yaşadığı ve neredeyse hayatına son vereceği bir anda andy'ye verdiği sözünü hatırlar. onurlu bir adam olarak, en azından ölmeden bu sözünü tutmak ister. söylenen yerde onu samimi bir mektup ve biraz para beklemektedir. andy red'i mektupta yazan adrese, birlikte hapisteyken kurdukları hayallerine davet etmektedir. ardından yeniden yola koyulan red andy'yi karşısında görür. ve duygu dolu bir buluşma ile bu kez finalde mutluluk gözyaşlarına boğuluruz...
--spoiler--
Boş beleş film.
Hayatimizin filmidir.
abartılmış balon filmdir. bir hint filmi etmez.
Film çok güzel, iyi , hoş da yani çekiçle o kadar yol kazdı, kimse farketmedi ve sabretti. Bana biraz hayal gibi geldi. Gerçek bir olaydan esinlenildimi hatırlamıyorum.
Sonunda zırıl zırıl ağladığım filmdir. Haksızlığa tahammül edemiyorum, film dahi olsa.
3-5 yıllık periyotlar halinde düzenli şekilde izlenmesi gereken filmlerden biridir. zira her izlediğinde hayata dair farklı dersler çıkartır insan, her izlediğinde kendinden farklı parçalar yakalar bu eserde. güzel filmdir.
tüm dünya vazgeç dediğinde umut fısıldar; bir kez daha dene...
Bu filmi ilkin 2005-2010 arasında izlemiştim. Film izleme kültürüm yoktu o yıllarda. Ve pek beğenmemiştim. Film denince aklıma vurdulu kırdılı kaçmalı şeylerin geldiği zamanlardı.
Şimdi ise filmin değerini daha iyi anlıyorum. O 19 yılı her izlememde iliklerime kadar hissediyorum. Öte yandan filmi beğenmeyenleri de çok eleştiremiyorum. Çünkü filmin gişe hasılatı bütçesini zor karşılamış. Yani ilkin Amerikalılar bile beğenmemiş *
izlenilmesi gereken bir film klişesinin ötesinde bulduğum bir film.
- senin suçun ne dostum?
+ ben masumum.
- evet tabi ya, burda herkes suçsuzdur.
+ hey joe, sen neden içeri girdin?
- "beni avukat becerdi dostum!"
Bütün film umut iyi bir şeydir diye diye bitti. Ben umudun insani nasıl kalleşçe sırtından vuran bir his olduğunu anlatan filmleri daha çok seviyorum.
Kendimi buluyorum o filmlerde.