bugün

marx,weber gibi müptelaları olan bilgi edinme yolu..
zıtların birliği anlamına da gelir kısaca.
Gerçekliği ve onun çelişmelerini incelemeye yarayan ve bu çelişmeleri aşmayı sağlayan yolları aramayı öngören akıl yürütme yöntemi,eytişim.
tez-antitez sentez üçlüsünden sentez mutlaka yeniden tez'e dönüşür, antitez'i ile karşılaşır ve bundan yeni bir sentez doğar. devinim böyle gerçekleşir.
diyalektik yunanca zıtların birliği manasına gelemektedir. eski yunanda tartışma sanatı manasında kullanılırdı.
diyalektik eski yunan filozofu heraklatios ile başladı. daha sonra gelişen akım felsefecileri 19 yy dan itibaren dahada etkilemeye başladı. özellikle hegel diyalektik felsefesinin gelişmesinde önemli katkılarda. hegelin diyalektiğine göre; her şey kendi içinde aynı zamanda zıttını barındırırdı. bu çelişki ise hareketi doğururdu. tez antitez ve sentez üstüne kuruludur işleyiş. buna göre bir madde kendisi tezdir, onun içindeki zıtlık antitezdir. bunun birleşmesi yani maddeyi oluşturması ise sentezdir. mutlak bir korunum içinde bulunurdu bu.

karl marx ise diyalektiği aynen bu şekilde açıkladığı gibi onu materyalizmle birleştirmektedir. buna göre diyalektik materyalizmle birleştiğinde daha tutarlı, materyalizm ise diyalektikle birşetiğinde daha bilimseldir. marx' a göre diyalektik hegel döneminde başüstü durmaktadyı, marx ise onu alıp ayakları üstüne oturtmuştu.
madde kendi içindeki çelişkileri sayesinde hareket eder ve gelişir, dönüşür. bir örnek vermek gerekirse -klasik örnek-100 C ye kadar ısııtılan suyun, su buharına dönüşmesi. maddenin içindeki hareketlilik, onun hal dönüştürmesine sebebiyet vermiştir.

ayrıca madde klasik aristo mantığındaki gibi sadece a yada sadece b değildir. bir madde eğer a yada b değilse c dir aristo mantığına göre. fakat diyalektikde bunun böyle olmadığı söylenmektedir. bir madde ne a ne de b ise c de olmayabilir. a ve b nin karışımıda olabilir. yani her şey siyah yada beyaz değildir. örnek vermek gerekirse virüsler. virüsler cansız ortamda cansızlardır, canlı ortamda canlılardır. bu yüzden ne cansız ne de canlı kabul edilirler. bir geçiş formudur bu virüsler.

diyalektiğe göre aynı zamanda doğa üstündede diyalektik kanunları geçerlidir. toparlamak gerekirse; diyalektik maddenin içindeki çelişkiyi ele alır ve her maddenin içinde çelişkinin olduğunu ve bunun maddeyi hareket ettirdiğini söyler. diyalektik materyalizmin diyalektik kısmı şimdilik bu kadr efendim.
bir tasarim metodu.
eytişim
eğtişim
münazara
cedel

iki karşıtın birbirini eğerek, eğiterek, eğtişmesi. Hegel amcaya göre "varlığın kendini ortaya koyma tarzı", Kant dayıya göre de "Yanlış bir düşünme yöntemi"dir. Sebepleri derindir...
evrendeki olan biten hersey zamanı geldiginde tekrar en başa dönecektir bu sekilde hep devam edecektir. bir nevi kısır döngüdür. bu bir gercekliktir. aynı zamanda dogru düsünme ve gelişmek için tez, antitez, sentez üçleminden yola cıkılarak en ömemli unsurdur.
iki zıt kuvvetin etkilesimi ile birlikte bir üst asamaya gecirilmesini ifade eden gelisim süreci.
ilk diyalektik anlayışını herakleitos ortaya çıkarmıştır. daha sonra bu görüşü hegel geliştirmiştir.
"her şey bir nehir gibi akmakta bu da beni hayran bırakmakta" sözün anlattığıdır.
(bkz: hegel)
adam öldürmek suçtur : tez
askerin savunma amacı ile öldürmesi suç değildir : antitez
askerin devleti savunma amacı dışında işlenen bütün cinayetler suçtur : sentez.
barika i hakikat musademe i efkardan cikar
gerçeğin ışığı fikirlerin çarpışmasından çıkar.

barika i efkardan mukaddeme i hakikat dogar, da denilebilir.
Ancak ve velakin,
mefhum u muhalifinden istihrac suretiyle tefsir kısıtlı ve sınırlıdır.
An içindeki ihtiyaca hizmet eden lafı güzaf üretir.

Kaim olmakla vucud olmak rasındaki farkı kabul edersek.
islam felsefesindeki: herşey zıttı ile kaimdir önermesi diyalektik bir yaklaşımdır.

Marxın bu baş aşğıya duruyor ben bunu düzeltiyim diyerek alıp,
bütün eşyayı ve 'şey'leri madde merkezine koyması
zaten kısıtlı bir anlama yönetimi olan diyalektiği daha da sınırlandırmıştır.

Nasrettin hocaya sormuşlar.
Hocam burnun nerede?
Ensemde demiş.
Aman hocam, hiç insanın burnu ensesinde olurmu demişler.
Tersini bilmediğin hiçbir şeyin kendisinide bilemezssin demiş.
Nasrettin hoca diyalektik bir yaklaşımı hem hicvetmiş hemde sınırını göstermiştir.
Doğu felsefesi kararlar almak ve yeni tespitler kazanmak için diyalektiği kullanır.
Batılı diyalektik, fikirlerini ispatlamak için diyalektiği kullanır.
Türkiye de azğzına diyalektiği dolamış solcular bir bar taburesi ile sigara dumanı blutunun arasında
sadece diyalektikle bütün hayatı çözerler, tarihi anlarlar, ekonomiyi düzeltirler ve cephelerini çizerler.

Çelişkilere dayanarak ilerleme sistemidir. Ölçü yine dayandığı çelişkilerden geldiği için ilerleme hep iyi yöndeymiş gibi görünür.

Herşey zıttıyla kaimdir. Gerçek sandığımızın içindeki çelişkilerden yola çıkarak yeni gerçekler üretebiliriz.
Ama hayatın tamamı bu değildir.

Diyalektiği anladım, üşenmedim herakleitos dan başladım, hegeli yuttum daha sonra marx a geçtim yetmedi engelsle devam ettim.
Bitti.
Bütün hayatı anladım demek fausta haksızlık olur.
öz türkçe deyişle : eytişim
çıkmaz sokakları çıkar hale getirmek örneğinden yola çıkarak yapılan akıl yürütme yoludur.ama diyalektiğinde çıkmazlarda kaldığı yerler olabilir.şöyleki (sofinin dünyası kitabından):
küçük bir kız düşünün. durmadan annesine -evet anne, tamam anne, hemen yaparım anne,diyor. günün birinde anne, kızının bu kadar söz dinliyor olmasına sinirlenir ve -bu kadar uysal olma, diye bağırır. ve çocuk hemen cevap verir, -peki anne. peki bunun yerine şöyle bir cevap verseydi,-hayır uysal olacağım...işte burda durum kilitlenmiştir.
diyalektik marksizm disinda degerlendirilirse bir tartisma ve ikna sanatidir. ancak marksizme gore diyalektik, mantik muhakeme demektir ve mantik muhakeme ile, tez veya antitezden bir sentez-yargi-sonuc elde etmektir.

diyalektigin temeli bilimdir.
diyalektik karşıt kavramların çatışmasıyla yeni oluşların, olguların meydana gelmesidir. yorulmadan dinlenmenin güzelliğinin farkına varamazsınız. cem mumcunun makber kitabında geçen güzel cümleyle açıklayacak olursak:
''hayat ölümle vardır,hayatı yaşanılabilir kılan ölücek olmamızdır''
sağ sol penaltı ve gol olarak ülkemizde aradığını bulmuş olgudur.
bu mereti heraklitos bulmuş *, sokrates içine sıçmış, hegel de sıvamıştır.

edit: marx ile engels isimli lavuklar da şak şakçılık yapmıştır.

tanım: zıtlıktan birşeyler olacağını iddia eden zımbırtı.

şahsi fikir: biskim olmaz.
bu başlığa tekrar entry giriyorum çünkü felsefeyle uğraşanlar salaktır!

şu sözlerimi iyi dinleyesiniz iyi belleyesiniz. hepinizin gözleri ışıl ışıl. parlak zekalı gençlersiniz hepiniz über über bakıyorsunuz ve doğduğunuz andan beridir büyük yalana inandırıldınız. zıtlıklardan birşeylerin doğacağına... ama size temin ederim neden ve sonuçlar size anlatıldığı anlamda hiçbir zaman var olmadı. esasen öyle şeyler söz konusu bile değildi.

misal elmayı yere bıraktığımda elma yere düşer diye düşünürüz. yani bırakmak neden, yer sonuç şeklinde kurgularız. bize hep öyle öğretildi sokrat'tan beri ama ya bırakmamın nedeni yerse ve yer olduğu için elmayı bıraktıysam. bunu insan hareketlerine uyarlayalım birşey yapmaya başlıyorum. ne yapmaya başladığımı düşünürken bi' bakmışım zaten o işi yapmışım. evren hayat ve herşeyin o kadar çok değişkeni var ki tek bir değişken açısından bakıp da "bu işi işte şu nedenden dolayı yaptın ahmap ama yemezler" demek ahmaklık olur. kıssadan hisseye sen benim dikkat çekmek için entry yazmak istediğimi düşündün [sana göre neden] ve bana mesaj yolladın [sana göre sonuç] ama belki de senin dikkatin çekilecek yer aranıyordu ve sonucunda benim entryim dikkatini çekti. özetle herhangi bir şeye ait sonsuz değişken vardır ve o değişkenlerin bahsi geçen şeye etkisi aslında yoktur, olsa bile bilinemez bilinse bile, bir başkasına aktarılamaz.

(bkz: felsefeyle uğraşanlar salaktır)

çok sonra gelen edit: varlığın tam anlamıyla bir absürd olduğu gerçeği sizi "hayatın anlamsız olduğu" sonucuna ulaştırabilir. PANiK YAPMAYIN. intihar etseniz dahi absürdü ortadan kaldıramazsınız. sadece onunla bağınızı koparırsınız.
doğa ve toplumdaki tüm olgu ve süreçlerin karşılıklı hareket ve bağlılık içinde olduğunu; karşıtların iç içe bulunduğunu ve çatışma hali gösterdiğini, bu çatışma durumundan değişme ve gelişmenin ortaya çıktığını öne süren yaklaşım.
Tarihin kaydettiği ilk diyalektikçi kendisine verilen "Adem'e secde et" emri karşısında "Ben ateşten yaratıldım, Adem ise topraktan. Ben ondan daha üstün değil miyim? Niçin ona secde edecekmişim" diyerek itirazda bulunan ve bu yüzden de lanetlenen iblis'tir.
"tez ile antitez çarpışırsa sentez oluşur." görüşü hakimdir.
yiğit bulut'un ağzından düşürmediği kelimedir. bunun bir benzeride ömer üründül'de vardır.
(bkz: bloklar arasıkolektif uyum)