bugün

"..birbirinizi sevin. insan sıcaklığını hissedin! gibi abuk sabuk şeylerden söz etmiyoruz. gerçeklikten bahsediyoruz. artık şununla yüzleşmemiz lazım: hepimizin fit olduğu, güzel olduğu, hiçbirimizin yaralı olmadığı bir hale doğru gidiyoruz ya. yok abi! aşk öyle bir şey değil! ben yara severim. sevgilimin eğer bir yarası varsa, en çok onu öperim. çünkü orada bir gerçeklik var..." diye döktüren, samimi, dogal, abartisiz kalemiyle son zamanlarda en begendigim yazar, aynı zamanda terapist, he bi de peter jackson'ın potansiyel ikizi.
(bkz: hassas ruhlar terazisi)
'Bir tek şimdiyi istediğinde senin olacağım. Bir tek şimdiyi istediğinde hep senin olacağım. Şimdi aldığım nefesin son nefesim olabileceğini gördüğünde, son nefesime kadar seninle olacağım. Giderekayak olduğumu, giderayak olduğunu, giderayak olduğumuzu görünce gitmez olacağım. Ne yılan ve navus ne de almaydı günah olan. Hesaptı. Yarındı günah olan. Gelecekti günah olan. Hesap günü, bir tek hesaptan soracaklar. Hesap günü, bir tek hesaplarımız hesaba çekilecek. Biliyor musun şeytan yarında yaşar? Tıpkı senin gibi. Senin elmanı ısırırsam şeytanı gebe bırakacağım. Kabil'i doğuracaksın. Hırsı ve hasedi doğuracaksın. Ki onlar da geleceğin çocukları...

Sen 'şimdi'ye ağlamadıkça gözyaşların hep geleceği sulayacak. 'Sonra'nın tohumları var senin yumurtanın içinde. Ve onlar Habil'i öldüren ve kırk gün ölüsünü ne yapacağını bilemeyen Kabil'in tohumları. Onu gömmesi gerektiğini bile bir kargadan öğrenecek. Sen ölümsüz bir aşkı ararken asla ölümsüz olamayacak aşkımız.'

Cem Mumcu, Binbir insan Masalları'na Hassas Ruhlar Terazisi ile devam ediyor.
erkan mumcu'yu hatırlatan şahsiyet.
kitapları okuyan us yayınları tarafından basılan yazar.
http://www.okuyanus.com.tr/aramasonuc.asp
okuyan us yayınevinin genel yayın yönetmeni; hassas ruhlar terazisi, üçüncü sayfa güzeli, sahici aşklar külliyatı,muallakda araf da ve düşlerde, makber, terapi şeysi ve cinsel öyküler kitaplarını yazmış psikiyatrist yazardır.
binbir insan masalları nın anlatıcısıdır.
"ben sadece okuma delisiyim. 31 çeker gibi kitap okuyan, 31 çeker gibi yazan bir adam. ben bundan haz duyuyorum." demiş biri. okumaya ve yazmaya farklı bir boyuttan yaklaşım. bu özelliğini sevdim. een azından sıradan değil.
hepimizin içinde bir ölü bir de deli var...
sözlerinin sahibi, okur,yazar, düşünür, psikiyatr, okuyanus yayınlarının sahibi, güzel insan, komik insan, ezik insan, insan...
'aşık olduğu biriyle sevişmeden ölmemeli insan' sözleriyle içimizdeki gülümseyen yüzlerle andığımız kişiler grubuna katılmıştır kendileri...
1966 akçaabat doğumlu psikiyatrist, edebiyatçı, arşatırmacı, yazar, aydınımızdır.

(bkz: hayat kırıklığı)
kendisini tanımıyorum ancak sözkonusu cümle ile böyle harcanmaması gerekir. çünkü kadını olmaktan kasıt kadın olmak değildir, bir hapishane argosudur bu. (zorla ya da kendi isteğiyle) erkeğin cinsel ihtiyaçlarını karşılayan erkeklere kuması oldun, kapatması oldun gibi bir deyimdir bu kullanılan.

(bkz: oz)
hakkında uzunca bir yazı yazacak kadar bilgi sahibi değilim ancak dün akşam haberturk'te yeni yayınlanmaya başlayan yok daha neler isimli ntv'nin haydi gel bizimle ol konseptindeki programda konuşma tarzı ve hareketiyle okan bayülgen'e benzettiğim, ilginç bir tarzı olan ve kendini dinlettirebilen bir insan.
hayat gerçeğe perde kitabında şöyle demiştir kendisi;

Seni anlatacaktım.. senden söz edecektim.. ya da senden haberdar edecektim. Seni bilsinler istedim belki de.. ismini söylesem; kiminin aklında şımarık, kiminin aklında uysal kiminde cahil, kiminde alim, kiminde mazlum, kiminde zalim, kiminde genç, kiminde yaşlı, kiminde çirkin,kiminde güzel bir şeyler canlanacaktı. Herkes kendi aklından, kendi geçmişinden, kendi kitaplarından, kendi tarihinden, kendi açısından, yani kendinden bir olta takacaktı sana.. rengini söylemeye kalksam;kimi kötü, kimi iyi, kimi yakan, kimi yanan, kimi duran, kimi koşan, kimi ayık, kimi sarhoş sanacaktı seni. Herkes kendi rengiyle boyayacaktı seni.. kokunu anlatsam; kimi hoş, kimi iğrenç, kimi hafif, kimi ağır, kimi çiçekli, kimi baharatlı sanacaktı seni. Herkes kendi burnuyla koklayacaktı seni.. tadını söylesem; kimi acı, kimi tatlı, kimi ekşi, kimi mayhoş, kimi tuzlu diyecekti sana. Herkes kendi dilinin bildiği bir tada benzetecekti seni.. huyundan söz etsem; kimi iyi, kimi kötü, kimi korkak, kimi cesur kimi tembel, kimi çalışkan, kimi kahraman, kimi kaçak, kimi akıllı, kimi deli sanacaktı seni.hepsi kendi kalbinin penceresinden seyredecekti seni..

Baktım ki, neyinden bahsetsem ;onlara;, neyinden söz açsam ;onlardan; neyini söylesem;onların; olacak; ne söylesem örtecek seni, sustum, hiç anlatmadım..

Suskunluk bile herkesin karnında başka bir çocuğa gebeydi..;
mazhar alanson'un, kimine göre küstah, kimine göre yerinde olan tavirlari karsisinda saçma sapan hareketler yapip sahsimi hayal kirikligina ugratmis kisi. fiziksel temaslar, yerli yersiz gülmeler kendisine hiç mi hiç yakismadi. bir de su yaftalamak sözcügünü yeni ve karizma kelime bulmus adam havalarinda her programinda kullanmiyor mu, sasirtici ve üzücü.
okan bayülgen'in piyasa sürdüğü gereksiz biri.
mazhar alanson ile girdiği diyaloktan sonra anladığım kadarıylahangi ülkede yaşadığını unutmuş ya da bilmiyordur.
kötü birşey söylemedi ama burası türkiye be kardeşim...
bir erkeğin *suratına eşinize aşığım diyip sonra da onla dalga geçebilecek seviyede biri.
modernizmin eşsiz kumsallarında gezdiğini sanan, abazanımsı noktası artık başkalarının kadınlarına sarkacat lugata giren, sığ ve gereksiz kişi.. haa noolmuştur mazhar abimiz kapağı cuk! oturtmuştur..
hayat gerçeğe perde 'de bulunan 127. insan masalı okunasıdır, şöyledir;


--spoiler--
127.sıZı

Sen şimdi merak edersin?Sadece merak edersin?Meraklanma, yalnızım.Senin yanında olduğum kadar yalnızım...Oysa merakın sarmaz, ısıtmaz beni.Meraklandığın ben miyim?Değilim biliyorum.Sen, beni değil yanımdaki boşluğu merak ediyorsun.Ya birisi doldurduysa diye endişelendiğin o yeri; bir zamanlar sen doldurursun diye beklediğim, sonra sen doldurasın diye kendimle doldurmaya çalıştığım o boşluğu merak ediyorsun.Yani canım, sen yine kendine doladığın, kendine sarıldığın, kendinle bakıştığın ama asla sevemediğin kendini merak ediyosun.
Yok, endişelenme orası boş...Hala boş, sen varken olduğu kadar boş...Elimi bile uzatmam oraya.Düşmek istemem bir daha umut kuyusuna.Boş olduğunu bilmek, dolmayacağını kabul etmek çok daha iyi.Tamam diyor insan ve tamamlanıyor...Aslında eksiğini tamlık biliyor.Geri dönme, düzelme, bekleme ihtimalleri sürdükçe, umut bitmedikçe, şöyle doya doya ağlamadıkça yasını başlatamıyorsun çünkü.Gerçekten ölünce o ölmesini istediğin şey onsuzluğuna bir güzel ağlıyorsun.Ve diyorsun ki "ben eksiğim", diyorsun ki "ben yarımım", diyorsun ki "ben topalım"...Ve ancak o zaman, tamlığının o eksikliği içerdiğini anlıyorsun.Ve kalan diğer bacağınla yürüyebiliyorsun, sürünmeyi bile tamlık biliyorsun.
O boşluğu merak ediyorsun biliyorum.Ama artık yanımda değil canım.Senin göremeyeceğin, kimsenin dokunamayacağı bir yerde duruyor çünkü.Onu içime aldım...Onu babamsızlığımın yanına koydum...
--spoiler--
(bkz: ucuncu sayfa guzeli)
edebiyatçı olsun, psikiyatr olsun, ama televizyoncu olmasın dediğim, zeki ve sıcak adam.
dünyada bulunan en komik insanlardan birisidir. faydalı bir kişidir.
o konuşsun ben dinleyeyim ekolünün temsilcisi.programları vardı ne güzel kısa devre diye pelin batu ve harun tekin sunamazlardı birbirlerinin sözünü kesmekten.çat diye kaldırdılar.mutsuz oldum sanırım.kendisine terapiye giden insanlara hasta demez genel psikolog tavrıyla danışan der farklıdır,tanışılası görüşülesidir.
Güvende olmak için çoğunluğa benzemeye çalıştın belki de,yitirdin kendini.
(bkz: Cem Mumcu Sahici Aşklar Külliyatı)
ebru demetgül adlı bir hanımefendi ile ilişkisi olan ve bunu facebook'ta herkese açık olan profilinde göreceğiniz insan.*